Vahap COŞKUN
Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediyelerinin HDP’li başkanlarının görevden uzaklaştırılması ve yerlerine il valilerinin kayyım olarak atanması, zamanlama bakımından da ilginç. Diyarbakır Valisinin daha 1 Nisan’daki -- yani seçimden bir gün sonra ve daha sonuçlar kesinleşmeden önceki -- kayyım talebi gibi veriler, iktidarın kayyım atamayı her daim aklında tuttuğunu gösteriyor. Yine de kayyıma neden şimdi müracaat edildiğinin üzerinde durulmaya değer.
Çünkü rüzgârın farklı esmeye başladığının, boğucu atmosferin kısmen aralandığının ve nısbî bir yumuşamanın olabileceğinin düşünüldüğü bir anda yapıldı bu hamle. Suriye’de bir güvenli bölge anlaşmasının yapıldığı, Öcalan’a yeniden işlev kazandırıldığı ve yeni bir çözüm süreci olasılığının konuşulmaya başlandığı bir dönemde, böyle ters bir adım atılmasının nedenlerine dair birkaç ihtimalden bahsedilebilir.
Parçalı iktidar
İlki, bugün Erdoğan’ın şahsında “teklik” görüntüsü veren bir iktidar var. Öyle ki, Erdoğan’ın bütün ipleri elinde tuttuğundan hareketle, Türkiye’de artık eskiden olduğu gibi bir devlet-hükümet ayrışmasından bahsedilemeyeceğini ve bütün alana hâkim olan Erdoğan’ın artık devletin bizatihi kendisine dönüştüğü belirten yorumlar çoğalıyor.
AK Parti’nin ve Erdoğan’ın zihnî olarak devletleşmeye süratli bir şekilde yol aldığı bir vakıa; bununla birlikte “tek ve mutlak Erdoğan yönetimi” fikrine ihtiyatla yaklaşılmalı. Zannımca, hâlihazırda Türkiye’de parçalı bir iktidar yapısı var. Hattâ Halil Berktay’ın ifadesiyle “Karşımızda başka ve AKP’nin arkasına saklanan ama aslında AKP’nin hâkim konumda bulunmadığı, dizginlerin başkalarının eline geçtiği değişik bir iktidar konfigürasyonu bulunuyor.” (http://www.serbestiyet.com/yazarlar/halil-berktay/tarihsel-uzlasma-849711)
Kuşkusuz söz konusu iktidar düzeneği, ne AK Parti’nin sığınabileceği bir mazeret olabilir, ne de partinin siyasi sorumluluğunu azaltır. Yine de “teklik” fotoğrafı altındaki parçalılığı görmek, siyasi hadiselerin doğru yorumlanabilmesi için fayda sağlar. Parçalı bir yapıda, iktidarın bileşenleri olan grupların birbirleriyle mücadele etmesi ve fırsatını bulduğunda birbirlerine çelme takması kaçınılmazdır.
Bu çerçevede, HDP’li belediyelere kayyım atanması yeni bir yol arayışı içinde olanlara karşı mevcut pozisyonu tahkim etmeye çalışanların bir çalımı olabilir. Böylelikle normalleşmeye ya da çözüme yönelik bir gayretin ve umudun daha en başından boşa çıkarılması hedeflenebilir. İçişleri Bakanı Soylu’ya ilk tebrik telefonun Bahçeli’den gelmesi ve Perinçek’in kayyımı iktidardan daha çok sahiplenip HDP’nin kapatılmasını teklif ederek el yükseltmesinin bir manâsı olsa gerektir.
Açmazın üzerini örten şal
İkincisi, Erdoğan yönetimi, Fırat’ın doğusuna operasyon yapma noktasında çok iddialı bir söylem kullandı. Geçen Aralık ayında, birkaç gün içinde bölgeye girileceği duyuruldu. Sonra yeni gelişmeler olduğu belirtilerek bundan vazgeçildi. Seçimlerden sonra sınıra büyük bir askeri yığınak yapıldı. İktidar temsilcilerinden hemen her gün operasyon yapılacakmış hissini körükleyen açıklamalar geldi. Fakat bazı kesimlerin hararetle desteklediği ve bir an önce yapılmasını arzuladığı operasyon gerçekleşmedi. Bölge dinamikleri, şimdilik, askeri bir harekât yerine diplomasiyi öne çıkardı ve ABD ile sınırda bir güvenli bölge oluşturulmasına ilişkin bir anlaşmaya varıldığı ilân edildi.
Böylece Fırat’ın doğusuna bir askeri operasyon ihtimali -- tamamen masadan kalkmasa da -- zayıfladı. Yarın ne olacağını bugünden kestirmek güç, ama mevcut halde Suriye’de işler Türkiye’nin düşündüğü yönde ilerlemiyor. ABD’nin SDG’yi muhafaza etme siyaseti sürüyor. İdlib’de Suriye ordusu ilerliyor. Ankara, buna izin verdiği için Moskova’ya sitem ediyor ve iki başkent arasındaki ipler de geriliyor. Ezcümle, Türkiye’nin Suriye politikası büyük bir açmaza girmiş durumda. Bu itibarla kayyımların atanması, operasyon beklentisi içine sokulan milliyetçileri tatmin için yapılan ve içine girilen açmazın üzerini örtmek için kullanılan bir şal olarak da düşünülebilir.
Siyasi alanı daraltmak
Üçüncüsü, olanlar bir yönüyle 2009’u hatırlatıyor. 2009’da Türkiye bir yandan PKK ile görüşüp adına “Demokratik Açılım” dediği süreci yürütürken, bir yandan da KCK operasyonlarına başlamıştı. Bugün de benzer bir tablo var. İktidar bir taraftan İmralı’da Öcalan’la görüşüyor ve hattâ ondan, HDP’nin tercihlerine iktidar lehine müdahalede bulunmasını talep ediyor. Öcalan’ın avukatları talebi kamuoyuna duyurmakta gecikince, kendisi bir akademisyeni Öcalan’a gönderip onun üzerinden açıklamayı yaptırıyor. İktidar, Suriye’de doğrudan ve/ya dolaylı SDG ile konuşuyor ve Güvenli Bölge’de asgari bir müşterek üretilmeye çalışılıyor. Ama bir taraftan da HDP her yönüyle baskı altına alınıyor.
İktidarın bu tavrının altında iki amaç yatabilir. Biri, müzakere ile mücadeleyi eşanlı yürütüp, Suriye eksenli bir olası açılımın iç kamuoyundaki siyasi risklerini minimize etmek çabası olabilir. Diğeri de siyasi alanı elden geldiğince kontrol altına almak, muhatabının kolunu kanadını kırmak ve böylelikle gücünü ona dayatmak düşüncesidir.
Elbette, bütün bunların hepsi birer ihtimalden ibaret; hükümetin zamanlamasından kaynaklı akıl yürütmeler. Biri ya da birkaçı kısmen veya tamamen geçerli olabileceği gibi, kayyım atama ile bunlar arasında hiçbir bağlantı da bulunmayabilir. Ancak netice değişmiyor. Siyasi alanı daraltan ve kitlelerin demokratik mekanizmalara inançlarını örseleyen kararlar geçmişte de yanlıştı, şimdi de. Bu tür kararlar dün herhangi bir sorunu çözmedi; bugün ve yarın da çözecek gibi değil.
(*) Independent Türkçe, 24.08.2019
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025