Vahap COŞKUN
Kamusal Politika ve Demokrasi Çalışmaları Merkezi (PODEM), “Kadınların Gözünden Türkiye: Siyaset, Ekonomi ve Toplumsal Meseleler” başlıklı bir rapor yayınladı. 12 ilde yürütülen ve 2832 kişiyi kapsayan saha araştırması ise 84 kişi ile yapılan derinlemesine mülakatlara dayanan rapor, Zeynep Güloz Bakır, Gülşah Dark Kahyaoğlu ve Rümeysa Çamdereli tarafından kaleme alındı. Beş bölümden oluşan rapor, kadınların siyaseti, gündelik hayata, toplumsal meselelere ve geleceğe dair bakışlarını bütünlüklü bir şekilde ortaya koyuyor.
Raporun saha çalışması Kasım ve Aralık 2018 ile Ocak 2019’da yapıldı. Araştırmadan sonraki dönemde Türkiye’de, insanların algılarına menfi veya müspet yönde tesir eden çok sayıda hadisenin meydana geldiğine şüphe yok. Dolayısıyla araştırma bugün yapılsa, oranlar değişebilir. Lakin yapı ve bağlam ana hatlarıyla aynı olduğundan, aradan geçen bir yıllık sürede kadınların siyasete, topluma ve dünyaya dair perspektiflerinde radikal bir değişimin olduğu da söylenemez.
Gündelik hayat pratikleri
Kadınların siyaset hakkında genel olarak olumsuz bir kanaatleri var; siyasetteki gerginliğin ve kutuplaşmanın huzurlarını bozduğunu ve hayatlarını olumsuz etkilediğini belirtiyorlar. Kadınların bir bölümüne göre toplumsal cinsiyet rolleri, ortak yaşamın sorumluluklarının adil bir şekilde paylaşılmasını engelliyor. Bilhassa ailevi sorumlulukların paylaşımında kadınlar büyük bir haksızlığa maruz kalıyorlar. Kadınların % 40’ı eşinin ev işlerine yardım etmediğini, bütün yükü tek başına omuzlamak durumunda kaldığını söylüyor.
Keza, ekonomik olarak eşlere bağlı kalmak da kadınların rahatsız ediyor. Ekonomik bağımlılık ve ailevi faktörler, kadınların özellikle doğrudan kendileriyle ilgili konularda karar almalarını güçleştiriyor. Kadınlar, ev ya da çocuklarla alakalı kararların alınma süreçlerine daha çok katılıyor, bu kararları daha rahat alabiliyor ve uygulayabiliyor. Fakat kadınların kişisel konularda karar almaları hem daha uzun zaman alıyor hem de uygulamaları daha zor oluyor. Zorluklara karşı kadınlar, ya kararlarını zamana bırakıyor ya da ısrarcı davranıp eşlerini ikna etmeye çalışıyorlar.
Şehirleşme ve eğitime bağlı olarak, kadınların kendi hayatları üzerindeki söz hakları artıyor. Kendi kararıyla evlenen kadınların oranı % 53; ama bu oran yaş gençleştikçe artıyor. 50 yaş ve üzeri kadınların ancak % 30’u kendi tercihiyle evlenirken, bu oran 30-49 yaş aralığındaki kadınlarda % 60’a, 18-19 yaş aralığındaki kadınlarda % 70’e yükseliyor.
Çalışma alanında kadınlara yönelik birtakım önyargılar var. Buna rağmen kadınlar, kendi sorumluluk sahalarında etkin karar alıp icra edebiliyorlar. Kadınlara göre, kadınların iş hayatına daha çok girmelerinde, toplumsal düzeyde kullanılan dilin büyük bir önemi var. Kamusal aktörlerin, kanaat önderlerinin, din adamlarının vs. teşvik edici dil kullanmaları hem kadınları heveslendiriyor hem de daha az dirençle karşılaşmalarını sağlıyor. Ama kadınları eve mahkûm eden dil ise kafaları karıştırıyor, cesareti kırıyor.
Türkiye’nin toplumsal meseleleri
Kadınlar siyasetle yakından ilgilenmediklerini söylüyorlar ama Türkiye’nin hem iç hem dış meseleleri hakkındaki görüşlerini açıklıkla dillendirmekten imtina etmiyorlar. Kadınlar en çok memnuniyet duyduğu iki alan var: Sağlık sistemi (% 47.7) ve belediye hizmetleri (% 40.5). En çok rahatsızlık duydukları konu ise, ekonomi; % 44’ü ekonominin kötü olduğunu, % 39’u da şimdiki durumun 5 yıl öncesine oranla daha kötüleştiğini ifade ediyor. Bununla birlikte, kadınlar, umudu da elden bırakmıyorlar. Gelecek beş yıla ilişkin görüşleri sorulduğunda ise % 40’ı ekonominin bugünden daha iyi olacağını ifade ediyorlar.
Kadınların yarısı, Türkiye’nin bölgedeki diğer ülkelere nazaran daha güçlü bir ülke olduğunu düşünüyor. Suriye politikasında kadınların % 27.5’i hükümeti başarılı, % 44.2’si başarısız buluyor, % 28.4’ü ise bu konuda kararsız. Kadınların % 50.6’sı Suriyelilerin Türkiye’deki varlığından rahatsızlık duyuyor, , % 67.6’sı ise Suriyeli mültecilere vatandaşlık hakkının verilmesini istemiyor.
Seçmen kimlikleri üzerinden bakıldığında, AK Partililerin % 49.1’i, CHP’lilerin % 55.1’i, HDP’lilerin % 39.5’i, MHP’lilerin % 52.2’si ve İYİ Partililerin % 58.7’si Suriyelilerin varlığından rahatsızlık duyuyor. Derinlemesine görüşmelerde, kadınların Suriyelilere daha çok güvenlikçi bir bakış açısıyla değerlendirdiği ortaya çıkıyor. Kadınlar, çocuklarının Suriyeli çocuklarla aynı okulda eğitim görmesinden ve sosyal hayatta iç içe yaşamalarından hoşnut olmadıklarını beyan ediyorlar.
Kadınlar arasında Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üye olmakla ilgili beklentiler düşük; ama üyeliğin Türkiye için “iyi” olacağını düşünenlerin sayısı yüksek. (% 56)
Süreç, anadilde eğitim, cemevleri
Çözüm sürecinin değerlendirilmesinde katılımcılar birbirine yakın üç parçaya bölünmüş durumda. Kürt meselesinin çözümü için yeni bir sürecin başlamasını isteyenler % 34.3, buna karşı duranlar % 35.3, kararsız olanlar ise % 30.4.
Bu oranlar sürecin iki siyasi aktöründen biri olan AK Parti’de aşağı yukarı aynı çıkıyor. AK Partili kadınların % 32.2’si sürece dönülmesini savunurken, % 36’si buna karşı çıkıyor, % 31.8’si ise kararsız olduğunu beyan ediyor. Buna mukabil HDP’de güçlü bir süreç taraftarlığı var; HDP’li kadınların % 85’i süreç lehine görüş bildirirken sadece % 5’i karşıt pozisyonda duruyor. HDP’li kararsızlar ise % 10 civarında.
Kadınların % 40.9’u Kürtlerin anadillerinde devlet okullarında eğitim görmelerini kabul etmiyor, % 35.2’si de anadilde eğitimi destekliyor. Gençlerde olumlu bir duruş varken yaş ilerledikçe karşıtlık artıyor. Anadilde eğitim taraftarlarının oranı AK Parti’de % % 31.5, CHP’de % 26.8, HDP’de % 89.3, MHP’de % 17.9, İYİ Parti’de ise % 15.7 olarak çıkıyor. Karşıtlık oranlarına gelince; AK Partililerin % 43.1’i, CHP’lilerin % 41.6’sı, HDP’lilerin % 4’ü, MHP’lilerin % 5.5’i ve İYİ Partililerin % 63.8’i anadilde eğitime karşı çıkıyor.
Kadınların % 37.1’i “Cemevleri ibadethane olmalı” derken % 37.3’ü de cemevlerinin ibadethane olmaması gerektiğini savunuyor. Cemevlerine destek daha çok gençlerden geliyor, Siyasi parti düzeyinde bu fikrin savunulmasında HDP uzak ara önde çıkıyor. (% 71.2). HDP’yi sırayla CHP (% 44.2), AK Parti (% 29.3), İYİ Parti (% 27.6) ve MHP (% 22) izliyor.
Bir arada yaşama ve gelecek kaygısı
Kadınların kendilerine en uzak hissettikleri kesim Suriyeliler; onları eşcinseller, ateistler ve Ermeniler izliyor. Araştırmaya katılan kadınlar, bu kesimlere mensup bireylerin kamusal makamlarda görev yapmalarına karşı duruyorlar. Bu karşıtlık, öğretmenlikte en üst düzeye çıkıyor; onların, çocuklarının öğretmeni olmasını istemiyorlar.
Kadınların geleceğe dair kaygılarının başında ekonomik durum geliyor. Ekonominin ardından eğitim, güvenlik ve savaş kaygısı, siyasi gidişat ve ülke istikrarı ile temel hak ve özgürlükler diğer kaygı alanlarını oluşturuyor. Burada iki önemli husus var: Biri, geleceğe dair kaygılarda, yaş ve siyasi parti düzeyinde bir ortaklaşmanın olmasıdır. Diğeri ise, bu kaygıların azaltılmasında veya giderilmesinde siyasi dinamiklerin yeterli etki gücüne sahip olmadığı fikridir.
Araştırmadan çıkarılacak çok sayıda ders var; Siyasi aktörlerin, bu araştırmadan çıkaracağı çok ders var; bahusus kadınlar ile aralarındaki güven açığı siyasetçilerin üzerinde en çok kafa yorması gereken konuların başında geliyor.
Kürdistan 24, 12.02.2020
Yazarlar
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025