Vahap COŞKUN
Halihazırda Türkiye’de iktidar bloku pekişmiş durumda. Pekişmeyi sağlayan iki husus var. Bu hususlardan ilki, Cumhur İttifakı’nın oluşturan partilerin, zamanla Türkiye’nin temel konularına aynı yönden bakar hale gelmeleridir. Misal; Kürt meselesinde, vaktiyle birbirlerine zıt duruşları ifade eden AK Parti ile MHP aynı noktada duruyor. Suriye, Libya, Avrupa Birliği, hükümet sistemi, demokratikleşme, hukuk devleti vb içte ve dışta hayati önem arz eden diğer konularda da aralarında pek bir fark bulunmuyor.
İkinci husus ise, şartların Cumhur İttifakı’nı sürdürmeyi mecbur kılmasıdır. İki partinin birbirine ihtiyacı her geçen gün artıyor. İttifak içi dengeler ve seçmenlerin tercihlerinin önemli oranda istikrar kazanması, ortaklık yapısında radikal bir değişime gitmeyi ve/ya ittifaka yeni bir ortak dahil etmeyi zorlaştırıyor. Yeni bir oyun kurma olanağı zayıfladıkça, AK Parti ve MHP’nin birbirine bağlılığı ve ittifakı devam ettirme iradesi güçleniyor. Dolayısıyla “mezara kadar” olmasa da “pazara kadar” — yani gelecek seçimlere kadar — bu iki partinin beraberliğinde bir sarsılma olmayacağı ve sandığa birlikte girecekleri öngörülebilir.
Siyasetsizliğe zorlanma
İktidarın yekpareliğine karşın muhalefet cephesinde ise bir dağınıklık var. Üç parçalı bir muhalefet yapısı söz konusu: Millet İttifakı, HDP ve yeni partiler.
Muhalefetin en büyük parçasını CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi’nin resmi birlikteliklerini yansıtan Millet İttifakı temsil ediyor. Ardından, yerel seçimlerde verdiği fiili destekle bu ittifakın büyük şehirlerde başarı kazanmasını sağlayan HDP geliyor. AK Parti’den ayrılanların kurduğu iki yeni parti de (Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi ile Ali Babacan’ın DEVA Partisi), muhalefetin üçüncü parçasını oluşturuyor.
2019 Mart ve Haziran aylarında yapılan yerel seçimlerden muhalefet iki önemli ders çıkardı: Birincisi, çok sayıda partinin bir arada durmasını ve birlikte hareket etmesini gerektiren ittifak sisteminin en belirgin bir özelliği, partileri bir nevi siyasetsizliğe zorlamasıdır. Daha açık bir anlatımla, farklı sosyolojileri aynı hedefe yöneltmek için keskin siyasi tavırlardan kaçınmak, yumuşamak ve mümkün mertebe kimlik siyasetinin sınırlarının dışına çıkmak gerekir. Katı kimlikçi bir siyasi söylem ve taviz vermez bir tutumla bir ittifak kurulamaz; kurulsa bile müsbet bir netice elde edilemez.
Muhalefet bunu gördü; kimlik siyasetinin boğucu atmosferini yarmaya ve kutuplaşmayı azaltmaya uğraştı. Herkesi kapsayan bir dille konuştu ve kendini uçlarda konumlandıranlara birleşebilecekleri ortak bir payda sundu. Başka türlü yanyana durma ihtimali olmayan CHP ve Saadet Partisi, HDP ve İYİ Parti bu yolla bir araya geldi ve başarı da bundan çıktı.
Muhalefeti büyütmek
İkincisi, sağlanan başarıyı büyütmek ve yereldeki tecrübeyi genele aktarmak için, muhalefet blokunu ayakta tutmak gereğidir. CHP bu konuda baştan beri hassas davrandı; Millet İttifakı’nın dağılmaması için azami ihtimam gösterdi, Dokusu zaten zayıf olan ittifakın bozulmaması için gerginliklerden kaçındı, pürüzleri giderdi.
İktidar partisinin içinden iki yeni partinin doğması, doğal olarak yeni bir siyasi tablo yarattı. Millet İttifakı için gaye artık salt var olanı muhafaza etmek değil, yeni katılımlarla ittifakı güçlendirmek olmalı. Çünkü muhalefetteki birliğin sürdürülmesini ve kuvvetlendirilmesini işaret eden bir irade seçmene umut verir, başaracağına dair hissiyatı güçlendirir. Seçmenin sandığa gitmesini, ortak belirlenen amaçlara uygun oy kullanmasını ve seçimin daha iyi örgütlenmesini sağlar.
Ancak bu kolay bir iş değildir. Evet, muhalefetin üç parçasının üzerinde uzlaştığı alanlar var. Meselâ hepsi, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin bir fiyasko olduğunu düşünüyor ve güçlendirilmiş bir parlamenter sistemi savunuyor. Keza hepsi, ekonominin harap edildiğini, hukuk devletinin ayaklar altına alındığını, özgürlüklerin birer birer sınırlandırıldığını, idarenin hakkaniyetle, liyakatle ve adaletle mesafesinin her geçen gün açıldığını ifade ediyor ve demokrasinin tekrar inşasında benzer görüşleri dillendiriyor.
“Herkesin cevabını aradığı bir soru”
Lâkin iktidar blokundan farklı olarak muhalefet birçok noktada ayrışıyor. Misal; Kürt meselesinde ayrı tellerden çalıyorlar. HDP’nin pozisyonunun ne olacağı ve işbirliğinin hukuki bir çerçeveye oturtulup oturtulmayacağına dair, HDP ile diğer muhalefet partileri arasında kapanması zor bir uçurum bulunuyor. Belli konulardaki derin görüş ayrılıkları, hem muhalefetin ortak bir program oluşturmasını engelliyor hem de iktidarın — bu farklar üzerinden — muhalefete operasyon yapmasına fırsat sunuyor.
Peki, muhalefet bu zorlukları aşabilir mi? Bir mutabakata varabilir mi? Muhalefetin üç parçası, iktidarın karşısına bir bütün olarak çıkabilir mi?
Henüz bir seçim sathı mailine girmiş değiliz. Dolayısıyla bunun erken bir soru olduğu düşünülebilir. Fakat gerek muhalefette gerek iktidarda hemen herkesin zihninin bir köşesinde bu soruyla meşgul olduğu kesin. Muhtemel cevapların kimilerinin uykularını kaçırırken kimilerini hayale sürüklediği de.
Zannımca cevabın ne yönde teşekkül edeceğini belirleyecek üç kavram var: İhtiyaç, sorumluluk ve cesaret. Muhalefet partilerinin, gerekçeleri farklı da olsa birlikte olmaya; asgari müşterekleri öne çıkaran ve sınırları iyi çizilmiş bir çerçeveye ihtiyaçlarının olduğu açık. Liderlerin bu ihtiyaca sorumluluk ve cesaretle karşılık verip vermeyeceklerini ise ileriki günlerde göreceğiz. Ve bu, onların olduğu kadar ülkenin de kaderini tayin edecek.
(*) Kürdistan 24, 24.06.2020
Yazarlar
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025