Vahap COŞKUN
Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve PKK ilk kez karşı karşıya gelmiyorlar. Taraflar arasında zaman zaman artan hararetin hem yapısal hem de güncel nedenleri var. Yapısal neden, PKK’nin Kürdistan Bölgesel Yönetimi sınırları içindeki varlığı ve hareket tarzıdır. PKK varlığı, KDP’ye iki taraflı bir sorun olarak yansıyor:
Bir taraftan PKK, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde yüzlerce köyü denetimi altında tutuyor ve buralarda fiili bir otorite olarak davranıyor; kontrol noktaları kuruyor, köylülerden vergi alıyor, imarı belirliyor. Daha açık bir ifadeyle PKK, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin hukuk düzenini tanımıyor, fiili olarak hükmettiği alanlarda kendi kurallarını tatbik ediyor. Böylece Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin iktidarını örseliyor ve meşruiyetini sorgulanır hale getiriyor.
Diğer taraftan, PKK’nın Kürdistan’daki varlığı Türkiye’nin Kürdistan’a askeri operasyonlar düzenlemesine vesile teşkil ediyor. Aralarındaki çatışmayı Kürdistan’a taşımak hem Türkiye’nin hem de PKK’nin işine gelse de KBY’ye çok büyük bir zarar veriyor. Zira askeri operasyonlar, Kürdistan’ı bir savaş ve çatışma alanı haline getiriyor ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ni insani, siyasi ve iktisadi açıdan ağır bir yükün altına koyuyor.
Şengal Antlaşması
Güncel neden ise, 9 Ekim’de imzalanan Şengal Antlaşması. Irak merkezi hükümeti ile Kürdistan Bölgesel Yönetimi arasında akdedilen bu anlaşma, Şengal’de istikrar ve güvenliğin temin edilmesini ve yerlerinden edilen Ezidilerin evlerine dönebilmelerini amaçlıyor. Güvenliğin yerel halka iadesi ve yeni bir vali atanması gibi hükümleri içeren anlaşmanın en mühim maddesi, bölgeye yerleşmiş olan silahlı yapıların bölgeden çıkarılmasıdır. Silahlı yapılardan kasıt ise, Eylül-2017’deki Kürdistan bağımsızlık referandumunun akabinde, IŞİD saldırılarıyla oluşan otorite boşluğundan istifade ederek Şengal bölgesine yerleşen PKK’ye bağlı gruplar ile Haşdi Şabi’dir.
Şengal Antlaşması, Birleşmiş Milletler gözetiminde yapıldı. AB, ABD, İngiltere ve Türkiye farklı nedenlerle bu anlaşmayı destekliyorlar. Mesela Türkiye’nin beklentisi PKK’nin Şengal’den çıkarılmasını iken ABD, Haşdi Şabi ve İran’ın gücünü sınırlandırmanın hesabını yapıyor. Buna mukabil Şengal’deki varlıklarını kalıcı kılmak isteyen PKK ve Haşdi Şabi ise, bu anlaşmaya şiddetle karşı çıkıyor.
Dolayısıyla KDP ile PKK arasındaki mevcut gerginliğin altında da Şengal Antlaşması yatıyor. PKK, bu anlaşmayı tanımadığını, bunu bir savaş ilanı saydığını ve yerleştiği alanlardan çıkmayacağını ilan etti. Salt söylemle de yetinmedi PKK, itirazı eylemlerle de gösterdi. Peşmergelere bombalı saldırı düzenledi, bir gümrük yetkilisini öldürdü ve petrol boru hattını patlattı, ki Kürdistan Bölgesel Yönetimi bunun günlük 10 milyon dolar kayba neden olduğunu açıkladı.
KDP ile PKK arasında bir çatışma olasılığını artıran bu olayların ardından Kürt kamuoyunun gözü iki odağa çevrildi:
“Kürdün Kürde Karşı Savaşını Haram Kıldık”
İlki, Mesud Barzani’ydi. Çünkü Barzani, daha önceden Kürt gruplar arasındaki çatışmaların Kürtlerde yarattığı yıkıma dikkat çekmiş “Bir daha Kürtler arasında savaş olmayacağına, birakujî’ye müsaade etmeyeceğine” dair taahhütte bulunmuştu.
Son gelişmeler üzerine Barzani net bir mesaj verdi. Kürdün Kürde karşı savaşını haram kıldıkları için kendileriyle gurur duyduklarını belirti. Lakin bunun suiistimal edilmesi ve yanlış anlaşılmaması gerektiğini, silahlı bir gücün gelip otoritesini Kürdistan halkına dayatmasını ve Kürdistan Bölgesi’nin yasal yönetiminin yok sayılmasını asla kabul etmeyeceklerinin altını çizdi.
Kürt’ün Kürt’e karşı savaşını haram kılan tavrımız, istikrarımıza, kent, ilçe ve köylerimizin güvenliğine, vatandaşlarımızın kendi yurtlarından zorla çıkarılmasına, kurban edilmelerine ve haksız yere şehit edilmelerine karşı sessiz kalacağız şeklinde yorumlanmamalıdır.
PKK’ye verilen açık bir uyarıydı bu; Barzani PKK’nin işgal ettiği bölgelerde huzursuzluk yarattığını ve çekilmesi gerektiğini söylüyordu.
PKK’den Ayrı Konumlanan SDG
İkinci odak ise, Suriye Kürtleri ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) idi. Zira PKK ile SDG hep aynı cümle içinde telaffuz edildikleri, aynı ya da birbiriyle irtibatlı yapılar olarak bilindikleri için SDG’nin bu sorun karşısında nasıl bir tavır alacağı önem kazanıyordu. SDG Genel Komutanı Mazlum Kobanî, Al Monitor’den Amberin Zaman’la yaptığı söyleşide, KDP ile PKK arasındaki gerginlikte taraf olmak istemediklerini ifade etti.
Biz Suriyeli Kürtler olarak, Suriye Demokratik Güçleri, Rojava yönetimi olarak ne KDP’ye karşı veya lehte tutum belirteceğiz ne de PKK’ye karşı veya lehte. Bu temel prensibimizdir. Bu gerginliğin azalması için büyük çaba sarf ediyoruz. Bütün taraflarla görüşüyoruz. Kürdistan Yurtseverler Birliği yetkilileriyle de görüşüyoruz, Sayın Neçirvan Barzani ile de. Bu kavga, sadece Rojava’ya değil bütün Kürtlere zarar verecek nitelikte. Bu gerginlikten KDP’nin ve PKK’nin herhangi bir çıkarı yok.
Kobanî’nin SDG’yi PKK’den ayrı bir yerde konumlandırması ve olası bir çatışmada taraf olmayacaklarını söylemesi dikkate değer. İki nedene bağlanabilir bu tavır: Nedenlerden biri, Suriye’de yürütülmekte olan Kürtler arası birlik çalışmalarını sekteye uğratmama düşüncesidir. Mayıs ayından beri sürdürülen birlik çalışmalarında önemi bir mesafe kat edildi. Ancak bir çatıma halinde SDG taraf olursa, yani KDP’ye karşı PKK safında çatışmaya müdahale ederse, bu çalışmaları sürdürmenin imkânı kalmaz ve ittifak siyaseti suya düşer.
Diğer neden ise, ABD’nin SDG’ye biçtiği roldür. ABD sürekli olarak ve üzerine basa basa PKK’yi terörist bir örgüt olarak tanımlarken SDG’yi “ortak” ya da “müttefik” olarak niteliyor. SDG’nin Suriye’nin geleceğinde elinin güçlü olması, büyük ölçüde ABD’nin askeri himayesine ve uluslararası alanda sağladığı politik meşruiyete bağlı. Eğer SDG, ABD’nin desteklediği bir anlaşmayı PKK ile sabote etmeye kalkışırsa bu desteği riske atar. Ezcümle SDG hem Kürtler arasında hem de ABD karşısında elini zayıflatmamak için tarafsız bir pozisyonda duruyor ve KDP ile PKK’ye çatışmadan kaçınmaları yönünde ısrarlı çağrılarda bulunuyor.
Çıkış Yolu
Irak Savunma Bakanlığı, merkezi hükümet ile Kürdistan Bölgesel Yönetimi Hükümeti arasında imzalanan Şengal Anlaşması’nın uygulanmaya başladığını duyurdu. Henüz Kürdistan Bölgesel Yönetimi tarafından bu konuda bir açıklama gelmedi ama tarafların anlaşmayı hayata geçirmek için kararlı bir siyaset izleyeceklerini söylemek mümkün.
Gelinen bu aşamada eğer PKK Şengal’den çıkmayıp oradaki fiili yapıyı korumakta diretir ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne dönük saldırıları sürdürürse, bir çatışmaya sebebiyet verebilir. Muhtemel bir çatışmadan PKK’nin istediğini elde ederek çıkma ihtimali zayıf ama müsebbibi olacağı bir çatışmanın hem Irak hem de Suriye Kürtlerine çok büyük bir zarar vereceği kesin. Çünkü böyle bir çatışma bir yandan Irak’taki meşru ve anayasal Kürt yönetiminin güç ve enerji kaybetmesine neden olur. Diğer yandan da Suriye’de Kürtlerin bir araya gelmelerini güçleştirir. Yani bütün Kürtlere zarar verir.
Kürtler arasında yeni bir kargaşanın önlenmesi için yapılması gereken bellidir: PKK’nin Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin hukuki düzenine karşı fiili dayatmalardan kaçınması ve meşru otoritesine saygı duymasıdır. Aksi akıl dışı bir yola girmek olur ve bütün Kürtlere zarar verir.
Yazarlar
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025