Vahap COŞKUN
Geçen hafta, mafya lideri Sedat Peker’in iddialarının AK Parti’de sessizliğe neden olduğunu, bir-iki zayıf açıklamanın ötesinde partide iddialara sert bir karşı koyuş sergileyen ve iddiaların hedefindeki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya arka çıkan bir tavrın gösterilmediğini belirtmiştik. Manidar sessizliğin, Peker’in sözlerinin nereye gideceğini öngörememekten ve parti içi alan kapma kavgasından kaynaklanabileceğini de ifade etmiştik.
İktidar cenahındaki sessizlik dikkat çekiciydi. Nitekim Soylu, kendisine dönük iddialara cevap vermek için katıldığı televizyon programlarında “kendisini yalnız hissedip hissetmediğine” yönelik soruları önce geçiştirmeye çalıştı. Ardından “kimin kendisine sahip çıkacağının yakında görüleceği” mealinde bir meydan okumayı da içeren bir dil kurdu.
Zaten Soylu’nun o programlara çıkmasının gayesi, hem kendisinin elinde de kozlar olduğunu ima eden bir gözdağı vermek hem de -bununla bağlantılı olarak- arkasında duracak olanlara artık daha fazla geç kalmamaları yönünde bir çağrı yapmaktı.
Üç maymun
Suskunluğu ilk bozan Bahçeli oldu. MHP lideri, İçişleri Bakanı’na salt mutlak ve tam bir destek gösterisi yapmakla kalmadı, aynı zamanda herkesi -ama bilhassa Erdoğan’ı- safını belli etmeye mecbur tutan bir dille konuştu. Bahçeli’ye göre, Soylu böyle bir saldırı altındayken hiç kimsenin “üç maymunu oynamasının zamanı” değildi. Aslında bu, Bahçeli’nin klasik taktiğiydi; bütün kritik dönemeçlerde önceden elini açıp AK Parti’nin manevra kabiliyetini zayıflatıyor ve iktidarı bir bütün olarak kendi belirlediği çizgiye çekiyordu.
Bahçeli, kendisi ve partisi adına hep müspet netice aldığı bu çıkışı yapınca, Erdoğan’ın fazla bir seçeneği kalmadı. Ya mevcut pozisyonunu muhafaza edecekti ya da Bahçeli’nin talebine uygun olarak Soylu’yu sahiplenecekti. Seçeneklerden ilki iktidar yapısı için bir risk taşıdığından Erdoğan, kendince daha emin bulduğu ikincisine yöneldi ve Soylu’nun yanında durduklarını ilan etti.
Erdoğan’ın bu kararı, Peker’in videolarıyla başlattığı süreci yeni bir eşiğe getirdi. Peker “Tayyip Abi” diye hitap ettiği Erdoğan’ın bu kararında duyduğu hayal kırıklığını dile getirdi, ölçülü bir üslupla Erdoğan’a sitemlerini iletti ve artık “Pandora’nın kutusunu açmanın vaktinin geldiğini” belirtti.
Herkesin bildiği sır
Peker’in açtığı kutudan, ilk olarak, Suriye’ye gönderilen silahlar çıktı. Peker, Suriye’deki Türkmenlere silah ve teçhizat gönderdiğini, bir para-militer yapı olan SADAT’ın da bunun için kendisinden yardım talep ettiğini söyledi. Buna göre Peker ile bağlantılı olarak Türkmenlere iki şekilde silah gönderiliyordu. Birincisi doğrudan Peker’in kendi araçlarıyla gönderilen silahlar, ikincisi de Peker’in adını kullanan ama SADAT tarafından gönderilen silahlar.
Peker, bugün SADAT’ın silahlarının Türkmenlere değil El-Nusra’ya gittiğini, bu silah trafiğinden bazı kişi ve yapıların büyük ölçekli paralar kazandığını iddia ediyor. Doğrusu, Türkiye’den Suriye’ye gönderilen silahların önemli bir kısmının, Türkiye’nin de terör örgütü olarak tanımladığı radikal örgütlerin eline geçtiği ve onlar tarafından kullanıldığı, herkes tarafından bilinen bir sır. Rusya’nın, İran’ın ve alanda çalışan bağımsız gözlemcilerin, bu hususa ilişkin çok sayıda beyanları var.
Fakat ilk defa, bir zamanlar iktidarın çok yakınında konuşlanmış biri tarafından bu mevzunun dillendirilmesi önemli. Konunun açıklığa kavuşması için, sorumluların konuşmasına ihtiyaç var. Mesela eski Başbakan Davutoğlu ekrana çıktı, kendi döneminde ordunun ve istihbaratın resmi görevlileri haricinde hiçbir sivil ya da para-militer yapıya bir görev verilmediğini belirtti. Ancak kendisinden sonraki döneme dair herhangi bir şey söyleyemeyeceğini de sözlerine ekledi.
Hülasa “Türkiye’yi karalamak istiyorlar” söylemiyle geçiştirilebilecek bir durum değil bu; aksine o dönem vazife yapan her aktörün eteğindeki taşları dökmesi gerekiyor.
Ticaretin mekanizması
Suriye silahlarını konuşmasının yanında Peker’in son videosunu mühim kılan bir diğer husus, kutudan doğrudan Erdoğan’ın yakın çevresini işaret eden okların çıkmasıydı. Peker’e göre, Suriye ile büyük çaplı ticareti organize eden bir mekanizma söz konusuydu. Ve içinde Külliye’den üst düzey bir bürokratın, iktidara yakın iki işadamının ve El-Nusra’nın ticari işler temsilcisinin bulunduğu bu mekanizmanın oluru olmadan, Suriye ile herhangi bir iş yapmanın olanağı yoktu. Akla ziyan paraların döndüğü ticaretten kamu hiçbir fayda görmüyor ve elde edilen gelir birkaç kişinin cebine gidiyordu.
Tamamen yasadışı ilişkilerle kurulan bir ağda Külliye’den üst düzey bir ismin zikredilmesi, üzerinde ağırlıklı olarak durulmayı gerektiriyor. Zira Peker konuştukça yarattığı sarmal büyüyor. İktidarın, mafyatik kişiliğine vurguyla söylediklerini önemsizleştirme çabalarına karşın, Peker’in iddialarına olan alaka artıyor, iddialar gün be gün daha fazla tesir ediyor. Öyle ki eski başbakanlar, bakanlar, emniyet müdürleri, valiler bu iddialara karşı konuşmak zorunda kalıyorlar, Meclis Başkanı meseleye dâhil oluyor.
Tatilden dönen akıl
İlk başta olmasa da Peker’in artık bir stratejisi var. Bildiklerini bir anda ve bol kepçe topluma sunmuyor. Bilgileri dirhem dirhem veriyor; böylece hem kamuoyunun merak duygularını ayaklandırıyor hem de muhataplarına anlayacağı tarzda mesajlar veriyor. Şöyle değinilip geçilen bir isimden, tarihten veya konudan ne murat edildiği muhtemelen ilgililerince biliniyor. Peker bir başlangıç noktasından bahsettiğinde, mevzuyla irtibatı olanlar bunun varacağı yeri anlıyorlar.
Bilgiyi sınırlı tutarken hedefi giderek büyütüyor. Ağar ile başlayan, Soylu ile devam eden, oradan Binali Yıldırım’a sıçrayan Peker, şimdi de Erdoğan ile “helalleşmek” üzere randevu veriyor. Peker bir taraftan el yükseltiyor, diğer taraftan da tatile gönderdiği aklını geri çağırdığını söyleyip pazarlık kapılarının açık olduğunu ima ediyor. Dolayısıyla mevzu; Ağar’ın marinadan kovulmasını, Soylu’nun önemsizleşmesini veya gözden çıkarılmasını aşan bir boyuta ulaşıyor.
Kürdistan 24, 02.06.2021
Yazarlar
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025