Vahap COŞKUN
2019 yerel seçimlerinde büyük şehirlerde sonucu tayin eden HDP’nin ve Kürt seçmenin tercihiydi. Cumhur İttifakı’nın HDP’yi toptan kriminalize eden ve aşırı dozda Kürt karşıtlığı içeren milliyetçi söylemi, Kürt seçmenleri Millet İttifakı’na yöneltmişti. İktidar, 29 Mart’ta bunun kendi aleyhine çalışan bir dinamik olduğunu gördü. Bu nedenle yenilenen İstanbul seçimlerinde Öcalan üzerinden HDP seçmenine tesir etmeye çalıştı.
İktidarın gayesi, kendilerine oy vermese de, bu seçmen grubunun hiç olmazsa tarafsız kalmasını sağlamaktı. Ancak can havliyle atılan bu adım da kâr etmedi. Bahçeli’ye bile Öcalan güzellemesi yaptıran som hamle de boşa çıktı. Kürtlere yüz çevirmek iktidara pahalıya patladı; diğer büyük şehirler gibi İstanbul da iktidarın elinden çıktı. İktidar hem Ankara ve İstanbul gibi çeyrek asırdır yönettiği şehirleri hem de -belki de daha mühimi- “yenilmezlik” kimliğini kaybetti.
Aradan geçen süre zarfında seçmen dengeleri bağlamında çok büyük bir değişimin yaşandığı söylenemez. Yaşanan çok yönlü sorunlara rağmen iktidarda muhalefetin umduğu oranda bir oy kaybı yaşanmıyor. Kitleler akın akın muhalefet saflarına katılmıyor. Bir başka ifadeyle, ne iktidar ittifakı beklendiği gibi güç kaybediyor ne de muhalefet ittifakı iktidar beklendiği gibi güç kazanıyor.
Dolayısıyla HDP ve Kürt seçmenler kritik kavşakta durmaya devam ediyor. İster erken ister zamanında yapılacak olan seçimlerde, Kürtlerin yine belirleyici makamda oturacaklarını belirtmek mümkün. Seçimlerin galip ve mağlupları, büyük bir ihtimalle, Kürtlerin iki ittifaktan birinin yanında durmalarına veya herhangi bir tercihte bulunup bulunmamalarına göre şekillenecek. Bu itibarla HDP’nin seçimde alacağı tavır büyük bir önem taşıyor.
“Eli mahkûm”
HDP’nin gücü birçok kesim tarafından otomatikman Millet İttifakı’nın hesabına yazılıyor. Bilhassa son beş yıldır HDP ile iktidar arasında yaşanan yüksek gerilimli ilişkiden ötürü, HDP seçmeninin eli mahkûm bir şekilde Millet İttifakı’nı destekleyeceği varsayılıyor. 2019 yerel seçimlerinde ortaya çıkan tablo da bunun bir kanıtı olarak sunuluyor.
Millet İttifakı’nın ortakları da bu varsayımı satın almış görünüyorlar. İktidar HDP’ye yönelik tutumunu sertleştirdikçe, HDP seçmeninin doğal olarak kendi taraflarına döneceğini düşünüyorlar. Hiçbir şey yapmasalar da, sadece kırıp dökmedikleri takdirde HDP’nin de seçmeninin de kendilerine koşulsuz destek vereceğini düşünüyorlar.
Lakin yakın zamanlarda muhalefetin bu tavrına yönelik giderek yükselen bir itiraz var. HDP’nin önde gelenleri, Millet İttifakı’nın HDP oylarını bir nevi “çantada keklik” gören yaklaşımına sert bir dille tepki gösteriyorlar. Kendileri ile diyaloga girmeyen, en zor anlarında demokratik siyaseti savunmak adına olsa bile kendileri ile dayanışma göstermeyen bir muhalefete arka çıkmalarının beklenmemesi gerektiğini ifade ediyorlar.
Bu çerçevede en keskin cümleleri kuran Sırrı Süreyya Önder oldu. Önder, AK Parti-MHP ortaklığının yenilgiye uğratılması halinde barış için bir imkân doğabileceğini ama muhalefetin mevcut haliyle barış için umut bağlanabilecek bir adres olmadığını belirtiyor. Muhalefet derken, özellikle İYİ Parti ve CHP’yi kastediyor.
Kör bıçağı yalamak
İrfan Aktan ile yaptığı söyleşide, muhalefetin bir bölümünü oluşturan İYİ Parti’nin kendi varlıklarını, kendi isimlerini bile sorun olarak algıladığını vurguluyor Önder: “İktidar iflastayken, muhalefet bloku içinden birilerinin isimlerimizi değiştirmekten bahsettiği bir döneme tanıklık ediyoruz. Diyor ki, ‘HDP’lilere Selahattin, Sırrı, Hasip, Fatma, Emine ismini çok görüyorum.’ İşte sana muhalefetin bir bölümü!”
Muhalefetin diğer bölümünü oluşturan CHP ise, iktidarı bugüne kadar yaptığı en olumlu iş üzerinden, yani çözümü süreci üzerinden vuruyor. “İktidarı eleştirirken en temel argüman olarak barış sürecinin üzerine ayağını basıp ‘Siz, İmralı ile görüşmediniz mi?’ diyor.” Hülasa muhalefetin bir tarafı HDP’lilere isimlerini layık görmüyor, diğer tarafı ise iktidar eleştirisini ülkenin en değerli sürecini mahkûm etmenin üstüne kuruyor.
Önder, her iki tarafı da sorunlu olan böyle bir muhalefetten çözüm için bir umut çıkmayacağını belirtiyor. “Mevcut iktidar gidecek de, gelecek olan kör bıçağıyla bekliyor gibiyken neyle umutlanacağız?”
İktidara asıl muhalefet edilmesi gereken alan Kürt meselesi. Oysa Önder’e göre, Millet İttifakı bu konuda iktidara karşı durmuyor tersine onu destekliyor. HDP ve taraftarlarının, böylesine yanlış bir güzergâhı takip eden bir muhalefete prim vermesi düşünülemez. HDP ile diyaloğa girmeden, onunla açık bir şekilde konuşma iradesi göstermeden HDP’li seçmenlerin desteğine talip olunmaz, olunsa da muhalefet adına bundan bir sonuç çıkmaz:
“Taleplerimizi açık, aleni ilke olarak ortaya koyduğumuzda, muhalefetin de demokratik dönüşümüne katkı sunmuş olacağız. HDP’ye, Kürtlere karşı mevcut dil bırakılacak. Herkes sözünü tartıp biçtikten sonra sarf edecek. Yahut sen, sözünü tartıp biçmesi gerektiğini bilenlerle muhatap olacaksın. HDP kitlesi, elinde kör bıçakla bekleyenin bıçağını asla yalamaz.”
Muhalefetin cesaret eksikliği
Önder’in bu yaklaşımını Selahattin Demirtaş da teyit ediyor. Politikyol’dan Murat Aksoy’un sorularını cevaplayan Demirtaş, bir işbirliği için HDP ile diyalogu öncelikli şart olarak ileri sürüyor.
“Herkesin şimdiden demokrasi ilkeleri etrafında buluşarak ortak bir gelecek vizyonunda anlaşması en doğrusudur. Buna karşı olan varsa da bugünden bilinmesinde fayda var. Seçim iş birliği ise sonraki iştir. Seçim dönemine girildiğinde bunlar da konuşulur.”
Demirtaş, HDP’yi dışlayanların mutlaka kaybedeceğini, bu nedenle memleketin geleceğinde söz sahibi olma iddiası taşıyan bütün kesimlerin, önlerine konan birtakım tuzaklara düşmeden HDP ile diyalog içine girmeleri gerektiğini belirtiyor. Bu bağlamda, muhalefetin cesur davranmasını salık veriyor.
“AKP kendi hesabına geldiğinde PKK ile doğrudan masaya oturabiliyorken (ki her zaman diyalog çatışmadan iyidir) muhalefet, yasal bir parti olan HDP ile diyalogdan kaçıyorsa ortada bir tuhaflık var demektir.”
“Çantada keklik”
Demirtaş’a göre, iktidarın baskısı ve anti-demokratikliği karşısında HDP’lilerin nasıl olsa muhalefete kayacaklarını düşünen stratejisi yanlış. Millet İttifakı elini sıcak sudan soğuk suya koymadan HDP’nin kendisine destek vermesini beklerse yanılır. HDP’nin hiçbir seçim ittifakında yer alma mecburiyeti yok; bu nedenle ehveni şer bir tercihte bulunmasına gerek de yok.
“Şu iyice anlaşılmalıdır; biz bunca bedeli, mevcut iktidar zihniyetinin yerine bir benzeri gelsin diye ödemiyoruz. Kimse bizi iki kötü arasında tercihe zorlamaya kalkmasın. Gerçek demokrasiyi ve hakiki bir barışı savunamayanlar, buna yürekten inanmayanlar Türkiye’nin geleceğinde söz sahibi olamazlar, en azından biz buna payanda olmayız.”
Hâsılı kelam HDP işlerin 2019’dan farklı olacağını ve diyalog içermeyen koşulsuz bir desteğin sunulmayacağını ifade ediyor. Millet İttifakı’nın ortaklarını HDP’yi çantada keklik görmemeleri konusunda erkenden uyarıyor. HDP’nin oylarını direkt kendi toplamlarına katmanın yanıltıcı sonuçlar üreteceğinin altını çiziyor.
Şüphesiz bu, bütün siyasal dengeleri yeniden gözden geçirmeyi zorunlu kılacak ve bu itibarla da muhalefeti zorlayacak yeni bir durum. Millet İttifakı’nın HDP’den yükselen bu sese kulak kabartması ve yeni duruma uygun bir değerlendirme yapması gerekiyor.
Kürdistan 24, 30.06.2021
Yazarlar
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025