Eski danışmandan Özlü'ye Bolu dağı cevabı...
Eski danışmandan Özlü'ye Bolu dağı cevabı...
9.07.202421:46
Haber Merkezi
299

AK Parti Düzce eski il başkanı, bir dönemler Faruk Özlü’nün bakan danışmanlığını yapan Saim Tut, Bolu- Düzce dağı tartışmalarına katılarak sosyal medya üzerinden fikirlerini paylaştı.

“Faruk Özlü'nün faaliyet ve sorumluluk alanları bellidir. Zat-ı alileri siyasi bir kişiliktir ancak Düzcelilik damarı ağır bastığından ve tarihe bir iz bırakmak için böylesi meselelere gönül verdiyse yanlış iddialar üzerinden bu işe girişmiştir “ dedi.

Saim Tut yazısının sonunda  Özlü’ye destek veren '' padişahım çok yaşa'' korosuna seslenerek, “ D-100 karayolu Düzce toprağı ilan edilmeli, Bolu'dan gelip vizesi olmayan 14 Plakalı araçlar karayollarımızdan geçirilmemeli” dedi.

İŞTE O YAZI…

Çok lüzumsuz bulduğum için bu '' dağ'' meselesine hiç girmek istemiyordum, ancak işin çığırından çıkmakta olduğunu gözlemleyince bir kaç kelime etmemin de kaçınılmaz olduğunu gördüm.

Bolu, tarihi varlığı ve serüveniyle Düzce'den çok uzun asırlar önce oluşmuş bir yerleşim birimidir. Uzun dönemler Kastamonu Sancağına bağlı bir mutasarrıflık iken, hatırladığım kadarıyla  ''93 Harbi'' olarak bilinen 1876-78 savaşından sonra, idari alanında yaşanan yoğun göç hareketlerinin de etkisiyle- özellikle dağın aşağısındaki Düzce kazası civarında- 1908 yılında (İkinci Meşrutiyet dönemi) bağımsız bir Sancak haline gelmiştir.

Düzce ise 1869 yılına kadar Kastamonu Sancağı, Bolu vilayeti Göynük Kasabası’na bağlı bir bucak-nahiye olarak tarihte yer alırken, yukarıda bahsettiğim demografik hareketlilik nedeniyle daha sonraları Bolu Sancağı’na bağlı bir kaza-ilçe olmuştur.

Cumhuriyet döneminde idari sistemin yeniden yapılandırılmasıyla Bolu il ve Düzce bu ile bağlı bir ilçe olarak idari varlığını sürdürmüş, 1999 yılı 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinden sonra ise 9 Aralık 1999 tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla Düzce il tüzel kişiliği vasfına kavuşmuştur.

Bu çok özet tarihi ve idari bilgilendirmeden sonra, bölgenin coğrafi ve fiziki durumuna, coğrafi bölünüş ve sınırlarına, tarihsel adlandırmalarına ve yeni son durumuna göz atıp, masaya yatırmamız bu gereksiz polemiği çözmek konusunda bizlere apaçık yol gösterecektir şüphesiz. O halde anlatmaya çalışalım;

Madde 1) Bolu Dağı- Dağları aslında bir dağ grubudur.  Zirveleri kimi zaman 1800 mt.lere ulaşacak şekilde doğuda Gerede'den başlar ve sınırları Düzce dışında Sakarya ve Zonguldak'a kadar erişir. ( Lütfen sağlıklı kaynaklardan inceleyiniz.)

Madde 2) Özellikle orman köylüsünün kendi faaliyet  ve çalışma alanlarıyla ilgili geçmişte yaşadıkları bazı sıkıntılara rağmen Düzce ile Bolu ilinin idari sınır çizgileri aslında net olarak bellidir ve artık bu sorunlara pek de rastlanılmamaktadır.

Madde 3) Düzce Merkez İlçe Belediye Başkanı Faruk Özlü'nün faaliyet ve sorumluluk alanları bellidir. Zat-ı alileri siyasi bir kişiliktir ancak, Bolu dağı (ya da ismini kim nasıl söylemek isterse)  Düzce merkez ilçesiyle hiç bir alakası yoktur. Şayet Düzcelilik damarı ağır bastığından ve tarihe bir iz bırakmak için böylesi meselelere gönül verdiyse yanlış iddialar üzerinden bu işe girişmiştir. Kaynaşlı'dan sonra rampalı yükselişle başlayan Bolu dağı dediğimiz fiziki tanımlamayı ne ben, ne sayın Özlü ne de Bolu belediye başkanı Tanju  bey yapmıştır...

 Bolu'dan ayrılıp il olduktan Kaynaşlı yamacına bakan ve D-100  karayolunda kalan tesislerin idari olarak Düzce vilayeti il sınırları içerisinde kalması ve çoğunluk esnaflarının nüfus kayıtlarının Kaynaşlı kaymakamlığında bulunması bu bölgenin tarihsel kadim ismini değiştirmez!..  Çünkü Bolu dağı-dağları coğrafi ve fiziki bir tanımlamadır ve Düzce Belediyesinin esasen  bu konuyla hiç bir alakası dahi olamaz.

Madde 4) Dünyada çok bilinen bir ölçüttür; Hiç bir dağ şehrine inilerek gidilmez ve her dağ şehri uzun yamaç ve yükseltiler aşarak vardığındır.  Düzce merkezin denizden yükseltisi 107 metre, Bolu merkezin ise 725 metredir.  Tabiki o yükselti ölçeğinde Bolu'da bir ovadır nihayetinde, ortasından bir nehir geçse plato derdik. Bu konuda Sayın Özlü kendince haklı bir damar yakalıyor ancak bir şeyi es geçiyor; esasen Düzce hem bir ova hem de bir su havzasıdır.  Yani İSKİ neden Bolu'yu değil de, Düzce'yi koruma alanı ilan ediyor? Çünkü Bolu ve Düzce'yi çevreleyen tüm dağlardan aşağıya inen su en nihayetinde Düzce ovasında buluşuyor ve oradan İstanbul'a yol alıyor...

Madde 5) Faruk bey kendince bir hamasetle bir şeyler söylemiş, hakikaketen neden böyle olduğunu hiç bilmiyorum. Geçenlerde Suriye konusunda hatta Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın üstüne Rusya devlet başkanı Putin'i koyar şekilde bir paylaşımda bulunduğunu da söyledi arkadaşlar ve şaşırdım. Bunları benim bilmem mümkün değil ancak, Bolu'nun hiç hak etmediği belediye başkanı sıfatı taşıyan değişik kişinin Düzce belediye başkanına verdiği cevapların da hiç bir iler tutar yanı yok.

Madde 6) Bu arada Düzce belediye başkanı Faruk Özlü bu yanlış fikirlerini yayınladıktan sonra '' padişahım çok yaşa'' mantığıyla güya destek veren tüm dostlarımızı da üzülerek kınıyorum. Hatta bunların verdiği gaza bakılırsa '' acilen D-100 karayolu Düzce toprağı ilan edilmeli, Bolu'dan gelip vizesi olmayan 14 Plakalı araçlar karayollarımızdan geçirilmemeli, Bolu'yla  sınırlarımıza elektrikli tel örgüler örülmeli, kaçak geçmek isteyenlerin direkt kafasına sıkılmalı, Bolu ile kız alıp vermek direkt kesilmeli, daha önce bunu yapanlar hemen boşanmalı.....🫠🫠🫠


Editör: N. Cingirt
Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (2)
  • yasin çebi

    yasin çebi

    8.06.2013 16:41

    devleten başka kımse güçlü değil...akpartili yöneticiiiii

  • Yolcu

    Yolcu

    7.06.2013 23:27

    Yanlış deduk yanlış deduk anlamadunuz ee ne oldi şimdi?