MarmaraYerelHaber

Lenfoma şüphesiyle geçtiğimiz gün ameliyat edilen Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık hakkında Adli Tıp raporu çıktı. Kurum, Çalık hakkında tüm sağlık kontrolleri ve tetkiklerin tekrardan yapılması yönünde karar verildi. Karara tepki gösteren Çalık’ın avukatlarından Melih Koçhan, “Tıpta temel ilkelerden biri, ‘gereksiz tekrar tetkikten kaçınılması’ ve ‘hastaya zarar vermeme’ ilkesidir. Bu karar ne vicdani ne de insanidir. Müvekkilimiz yaklaşık 15 gün boyunca bu işlemler nedeniyle fiziksel ve psikolojik olarak tükenmiş, sürekli olarak kan alınmış, izlem altında tutulmuş ve cerrahi girişim hazırlıklarına maruz kalmıştır. Şimdi yeniden benzer işlemlere tabi tutulması yalnızca tıbben anlamsız değil, hastanın sağlık bütünlüğü açısından risklidir. Artık sadece tıbbi değil, insani ve hukuki bir eziyete dönüşmüştür” ifadelerini kullandı.

İBB’ye yönelik operasyonlar kapsamında tutuklanan Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık, sağlık raporu hazırlanması için çarşamba günü Adli Tıp Kurumu’na sevk edildi. işlemlerinin ardından cezaevi aracıyla Adli Tıp Kurumu’ndan çıkarılan Çalık, daha sonra tekrar İzmir’deki cezaevine sevk edildi. İzmir Buca Cezaevi’nde tutuklu bulunan Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’ın sağlık durumu ciddiyetini koruyor.

Hastaneden tahliye tavsiyesi

Mehmet Murat Çalık’ın ameliyat edildiği hastane tarafından hazırlanan raporda, Çalık’ın ciddi kilo kaybı ve kemik iliği biyopsisinde blast oranının lösemi nüksü açısından sınırda olması nedeniyle cezaevi şartlarının lösemi nüksüne katkıda bulunabileceği belirtildi. Çalık’ın ceza infaz kurumlarında devam edip etmemesi hakkındaki kararın Adli Tıp Kurumu tarafından verilmesinin uygun olduğu belirtildi.

Raporda şunlar kaydedildi:

“Hasta lösemi nüksü açısından yüksek riskli kabul edilmiş olup; yakın hematolojik takibi uygun olacaktır. Bu bilgiler ışığında cezasının konutta infazına uygunluğu hakkındaki kararın Adli Tıp Kurumu tarafından verilmesi uygundur.”

Adli tıp raporu çıktı

Hastanenin tavsiyesinin ardından Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan raporda Çalık’ın ağırlaşan hastalığına rağmen tüm sağlık kontrolleri ve tetkiklerin tekrardan yapılması yönünde karar alındı.

İzmir Şehir Hastanesi’ne sevk edilen Çalık, mahkumlar koğuşu penceresinde görüntülendi; Çalık’ın annesi hastanenin önünde bekliyor (Fotoğraf: Ersin Eroğlu)

Çalık’ın avukatı Koçhan: Bu karar ne vicdani ne de insanidir

Mehmet Murat Çalık’ın avukatı Melih Koçhan, sosyal medya hesabından yapığı açıklamada, Adli Tıp kararına tepki gösterdi.

Koçhan, paylaşımında şu ifadeleri kullandı.

“Müvekkilimiz Sayın Mehmet Murat Çalık’ın sağlık durumuna ilişkin Adli Tıp Kurumu kararı, tüm sağlık kontrolleri ve tetkiklerin tekrardan yapılması yönünde sonuçlanmıştır. Bu karar ne vicdani ne de insanidir. Takdir kamuoyunun ve yüce milletimizindir!”

“Tıpta temel ilkelerden biri, ‘gereksiz tekrar tetkikten kaçınılması’ ve ‘hastaya zarar vermeme’ ilkesidir”

Tetkiklerinin yenilenmesi kararının ardından Çalık’ın avukatları ortak açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Müvekkilimiz Beylikdüzü Belediye Başkanı Sayın Mehmet Murat Çalık hakkında, devletin tam teşekküllü sağlık kurumlarında son haftalarda çok sayıda ciddi ve kapsamlı tetkik gerçekleştirilmiştir. Bu işlemler arasında:

Kemik iliği biyopsisi ve patoloji analizi,

CEA, CA19-9, AFP, beta-HCG, tPSA, fPSA gibi tümör belirteçleri,

Tam kan sayımı, biyokimya ve hematolojik testler,

Malnütrisyon ve kilo kaybı etiyolojisi değerlendirmesi,

Nötropeni ve bağışıklık sistemi zafiyeti saptamaları,

Boyun bölgesindeki kitleye yönelik radyolojik ve klinik takip,

Tüm bu bulgularla hazırlanmış Durum Bildirir Sağlık Kurulu Raporu yer almaktadır.

Bu işlemler; müvekkilin sağlık durumunun cezaevi koşullarına kesinlikle uygun olmadığını ve lösemi nüksü açısından yüksek riskli hasta profiline sahip olduğunu açıkça ortaya koymuştur.

Ancak Adli Tıp Kurumu, bu kapsamlı tıbbi verileri görmezden gelerek, yeniden kemik iliği biyopsisi dahil birçok ileri tetkikin yapılmasını talep etmiş; müvekkilin yeniden yatırılmasını ve tedavi planlamasının baştan oluşturulmasını istemiştir.

Oysaki:

Bu tetkiklerin tamamına yakını halihazırda yapılmış, belgelenmiş ve sağlık kurulu raporuyla kayıt altına alınmıştır.

Müvekkilimiz yaklaşık 15 gün boyunca bu işlemler nedeniyle fiziksel ve psikolojik olarak tükenmiş, sürekli olarak kan alınmış, izlem altında tutulmuş ve cerrahi girişim hazırlıklarına maruz kalmıştır.

Şimdi yeniden benzer işlemlere tabi tutulması yalnızca tıbben anlamsız değil, hastanın sağlık bütünlüğü açısından risklidir.

Tıbbi açıdan kabul edilmezlik:

Tıpta temel ilkelerden biri, “gereksiz tekrar tetkikten kaçınılması” ve “hastaya zarar vermeme” ilkesidir. Kısa süre içerisinde tekrarlanan invaziv işlemler —özellikle kemik iliği biyopsisi gibi travmatik testler— vücutta geri dönüşü olmayan hasarlara, enfeksiyona, psikolojik travmaya ve bağışıklık sisteminin daha da zayıflamasına yol açabilir.

Dolayısıyla Adli Tıp Kurumu’nun bu yeniden tetkik talebi tıbbi etikle bağdaşmamaktadır. Bu noktada müvekkilimizin maruz kaldığı süreç, artık sadece tıbbi değil, insani ve hukuki bir eziyete dönüşmüştür.

Sonuç ve çağrımız:

Tüm bu süreç artık, “hukuki bir değerlendirme” sınırlarını aşarak açık bir insan hakkı ihlali halini almıştır. Müvekkilimizin sağlık durumu giderek kötüleşmekte; bu tablo karşısında artık onu kaybetmekten ciddi anlamda endişe etmekteyiz.

Bu kadar kısa sürede tekrar tekrar tetkike tabi tutulmak, vücut açısından taşıdığı risklerin ötesinde, bir cezalandırma aracına dönüşemez.

Adli Tıp Kurumu’nu;

Daha önce yapılan tetkikleri dikkate almaya,

Savcılık tarafından açıkça sorulan “cezaevi koşullarına uygunluk” sorusuna net ve vicdani bir yanıt vermeye,

Tıp biliminin evrensel ilkeleri ve insan onurunu esas alarak karar vermeye davet ediyoruz.