Tam metin: 'Etkin pişmanlık'tan salıverilen Adem Soytekin'in ifadeleri
Tam metin: 'Etkin pişmanlık'tan salıverilen Adem Soytekin'in ifadeleri
19.07.202506:48
Haber Merkezi
51

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) odaklı ‘yolsuzluk’ soruşturmasında tutuklanıp ‘etkin pişmanlık’ kapsamında salıverilen işadamı Adem Soytekin’in ifadeleri ortaya çıktı.

İstanbul başsavcılığının ‘suç örgütü yöneticisi olmak’, ‘suç örgütüne üye olmak’, ‘irtikap’, ‘rüşvet’, ‘nitelikli dolandırıcılık’, ‘kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek’ ve ‘ihaleye fesat karıştırmak’ suçlamalarıyla yürüttüğü İBB odaklı soruşturmalar sürüyor.

Soruşturmaya operasyonlarda İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, üst düzey İBB yöneticileri ve belediye başkanları dahil çok sayıda kişi tutuklanmıştı.

ASOY İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Adem Soytekin de 17-26 Haziran ve 2 Temmuz’da ‘etkin pişmanlık’ kapsamında ifade vererek adli kontrolle (konutu terk etmeme) tahliye edildi.

Adem Soytekin’in ifadesi şöyle…

Birinci ifade

“Ekrem İmamoğlu tarafından Beylikdüzü Belediye Başkanlığı süresince başlayan öncelik hedef olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı sonrasında da Cumhurbaşkanlığı için gerekli sermayeyi toplamak amacıyla kurulan, Beylikdüzü’nde temelleri atılıp İstanbul’un tamamına yayılan çıkar amaçlı suç örgütünün tüm yapısını ve faaliyetleri hakkında bildiğim, gördüğüm ve dahil olduğum tüm olayları anlatarak etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istiyorum.

Adem Soytekin. Fotoğraf: Arşiv

Ben ifademe kronolojik sırayla başlamak istiyorum. Ben aileden inşaat işleriyle uğraşmaktaydım. Bu konuda geçmişimle ilgili detaylı ifademi emniyette ve savcılığınızda vermiştim. Kendi geçmişimle ilgilide beyanlarımı tekrar ederim. Ben Ekrem İmamoğlu veya onun kurduğu sistem tarafından zenginleşmiş birisi olmadığımı, gençliğimden bugüne kadar kendim çalışarak söz konusu ekonomik durumumun var olduğunu belirtmek isterim.

1-Meydan Yakuplu Projesi;

Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde Meydan Yakuplu Projesine Beyaz İnşaat başlamıştı. Hatırladığım kadarıyla 2018 yılında Muzaffer Beyaz beni arayarak Ekrem İmamoğlu’yla beraber oturduklarını ve gelmem gerektiğini söyledi. Ben Beyaz’ın Avcılar’da bulunan merkez ofisine gittiğimde Ekrem İmamoğlu ve Muzaffer Beyaz’la beraber bir görüşme yaptık. (Diken’in notu: Muzaffer Beyaz, Seyfi Beyaz’ın kardeşi. Seyfi Beyaz 10 Nisan’da İBB odaklı ‘yolsuzluk’ soruşturmaları kapsamında tutuklanmıştı. 28 Mayıs’ta da ‘etkin pişmanlık’ kapsamında tahliye edilmişti.)

Bu görüşmede bana ismi Meydan Yakuplu olan projeyi devralmam gerektiği söylendi. Ben burada satış olmazsa nasıl yapacağım diye sorduğumda finansmanını biz destekleriz dediler. Ancak arsa sahibi Çuhadaroğlu Beyazlar’la yapılan sözleşmeyi devretmeyi veya iptal etmeyi kabul etmediği için Beyazların alt taşeronu olarak bu işi ben yaptım. Bu işin esas sahibi Beyazlar ve Ekrem İmamoğlu’dur. İnşaat süresince yapılan işleri Beyazlar’ın koymuş olduğu mühendis ve Ekrem İmamoğlu adına Tuncay Yılmaz kontrol etmekteydi. Yapılan işlerde bunlardan onay alınmaktaydı. (Diken’in notu: İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü Tuncay Yılmaz, 19 Mart’ta İBB odaklı ‘yolsuzluk’ soruşturmaları kapsamında gözaltına alınmış 23 Mart’ta da tutuklanmıştı.)

İş bitiminde Ekrem İmamoğlu’nun Beyazlar arasında yaşanan ticari anlaşmazlıklar neticesinde toplamda 17 dükkan Ekrem İmamoğlu’nda kalmıştır. Bu 17 dükkanın 15 tanesi Asak Araç Kiralama şirketinin üzerinde, iki tanesi de halihazırda arsa sahibi olan Çuhadaroğlu’ndadır. Çuhadaroğlu bu projenin yan tarafında bulunan kültür merkezinin arsasını şartlı bağış olarak yapmıştır. Bildiğim kadarıyla kültür merkezinin bir kısmına adının verilmesi talebi bulunmaktaydı.

Bu isteği karşılanmadığı için dükkanları devretmemiştir. Asak Araç Kiralama üzerinde bulunan 15 dükkanın tüm kiralama ve gelir işleriyle Tuncay Yılmaz ilgilenmektedir. Bunlar sadece tapuda benim üstümde bulunmaktadır. Beyaz İnşaat ve Ekrem İmamoğlu çok uzun zamandır ortaktırlar. Hatırladığım ortak yaptıkları işler Teras Park AVM, Meydan Yakuplu, Ferah E5 Projesi ve son olarak Veliefendi Hipodromunun orada bulunan öncesinde Ağaoğlu’na ait olan arsada ortak olduklarını biliyorum.

2-West Side;

Beylikdüzü West Side projesinin iskan konusu ve belli proje değişikliğiyle ilgili bütün konuları Muzaffer Beyaz, Ekrem İmamoğlu’yla direkt kendisi konuşurdu. Konuştuktan sonraki işlemleri de Muzaffer Beyaz’ın çalışanı olan Engin isimli şahıs takip etmekteydi. Yaptıkları bir takım değişikler şöyledir; paylaşımda kendisine düşen dükkanın altına oto yıkama bağlandı, bu oto yıkamanın iş yapması amacıyla E-5’ten giriş yapıldı. West Side 2 Sitesinin orman tarafındaki yolu ortalama 1,5 metre aşağı indirildi, bunun amacı yolun altında kalan dükkanların değerinin arttırılması ve düz ayak olmasını sağlamaktı. Bu sayede dükkanlar çok değer kazanmıştır. Birde iskan almak amacıyla Cevat Güleç okulunu yaptılar. Bu okulun inşaatını ben yaptım, bunun karşılığında da bana daire ve dükkan devri yapılmıştır. Bu okulla ilgili görüşmeleri Beyazlar doğrudan Ekrem İmamoğlu ile gerçekleştirdiler. İnşaatı ben yaptığım için ben sadece maliyete ilişkin görüşmeler yaptım. Beyazlardan bu proje kapsamında nakit olarak herhangi bir şey alınıp alınmadığını ben bilmemekteyim. Bu konularla Fatih Keleş ilgilenmektedir. (Diken’in notu: İBB Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş 19 Mart’ta ‘yolsuzluk’ soruşturması kapsamında gözaltına alınıp 23 Mart’ta tutuklandı.)

3-Metin Gül, Kubist, Kale Kent, Bey City;

Metin Gül’le benim eski zamanlardan beri tanışıklığım vardır. Kale Kent isimli projenin bir etabının kaba inşaatını ben yaptım. (Diken’in notu: Diken’in notu: Metin Gül, Gül İnşaat’ın yönetim kurulu başkanı. Gül İnşaat’ın sahibi Zafer Gül 19 Mart’ta İBB odaklı ‘yolsuzluk’ soruşturması kapsamında gözaltına alınmıştı. 31 Mart’ta da etkin pişmanlıktan yararlanarak serbest kalmıştı.)

Metin Gül bu projeden dolayı o dönem mahkemelikti. Kendisi bana Ekrem İmamoğlu’yla görüştüğünü, kendisini Fatih Keleş’e yönlendirdiğini, Fatih Keleş’i tanıyıp tanımadığımı sordu. Bende tanıdığımı söyledim ve Fatih Keleş’i aradım, kendisi birkaç saat sonra Kale Kent’in satış ofisine geldi. Metin Gül ve Fatih Keleş ayrı bir odaya geçerek özel bir görüşme yaptılar.

Bu görüşmeden sonrasında ben Fatih Keleş’i uğurlarken bana “Bu adamın derdi çok, benim çözebileceğimden fazla derdi var” dedi ve ayrıldı. Sonrasında bu büyük dertlerin tamamının çözüldüğünü öğrendim. Metin Gül’ün büyük dertleri Kubist, Kale Kent ve Bey City projelerindeki usulsüzlüklerin hukuka uygun hale getirilmesiymiş. Bu projelerden Kubist projesinin yüksek bloğun özellikle kayıtlara geçmesini isterim ki bu binanın statik sisteminde güçlendirme gerekliliği vardı, beton kaliteleri projeye uygun değildi ve binanın arka girişinden kolon kaldırılarak girişin genişletildiği ve sonrasında güçlendirme yapılacak alana güçlendirme yapılmadığını bilmekteyim.

Bu nedenle mesleki sorumluluğum gereği bu binanın olası bir İstanbul depreminde yerle bir olacağını, bu beyanımın ihbar kabul edilerek detaylı incelemelerin yapılarak söz konusu tespitlerin yapılması ve insanların hayatlarına mal olmaması gerekliliğini bildirmek isterim. Ben tutuklu bulunduğum süre içerisinde meydana gelen depremde de bu projede büyük çatlaklar oluştuğunu duydum. Ancak Metin Gül Fatih Keleş’e ne karşılığında bunları çözdürdüğünü bilmemekteyim. Gördüğüm ifadesinde bir kısmını anlattığını okudum. Ancak bahsettiği kadar mı vermiştir bilmemekteyim.

Fatih Keleş bu tarz işlerde yaptıklarının detayını benimle paylaşmazdı. Kendisi Ekrem İmamoğlu dışında hiç kimseyle bu konuları paylaşmazdı. Kimden ne alındığını, ne kadar alındığını sadece Ekrem İmamoğlu ve Fatih Keleş bilmektedir. Metin Gül’ün ifadesinde bana bir tane daire verdiğini beyan etmesi üzerine savunma yapmam gerekirse bana Metin Gül bir tane değil birden fazla daire vermiştir ama bu daireler tamamen aramızdaki ticari ilişkiden kaynaklıdır. Yine Metin Gül ifadesinde kavşakla alakalı ödeme yaptığı doğrudur, bahsedilen kavşağı ben yaptım. Hatırladığım kadarıyla kavşak için 750 bin lira değerinde çek vermiştir.

4-Avenue Projesi;

Bu proje Büyükçekmece sınırlarında kalmakta olup,

Metin Gül bir gün beni arayarak beni yanına çağırdı. Bu projenin önüne iki tane üst geçit yapacağını, üst geçidin izinlerini Hasan Akgün’ün alacağını, yol kapama ve çalışma izinlerini bizim almamızı istediğini söyledi. Sonrasında bizimle bir proje paylaştılar, bu projeye göre bir teklif çalıştık, çalıştığımız teklifte projelerin tam olmadığını, ayak altlarına kazık çakılması gerektiğini, bütün projeleri revize ettik, statik projesini tekrar çizdirdik. İlk gelen projeyle onaylı proje arasında iki kata yakın çelik farkı oluştu ve ayak altlarında kazık çıktı. Biz o günkü şartlarda işe başlamak için ilk proje üzerinden bir sözleşme imzalamıştık. Bu sözleşme hatırladığım kadarıyla 17 milyon lira kadardı. Sonrasında Metin Gül beni çağırarak 2 milyon TL’de Fatih Keleş’e söz verdiğini, bu parayı da bunu üzerine ilave etmemizi istedi. O günün şartlarıyla 10 milyon TL’de avans alarak yeni bir sözleşme imzaladık. Bu 10 milyon TL karşılığında orada bulunan küçük köprünün imalatını gerçekleştirdik. Ancak büyük köprünün izinlerinin alınmasında sıkıntı çıktı, çok uzun bir süre karşıda bulunan otelin problem çıkartmasından dolayı bu izinler alınamadı. Bu sürede de inşaat maliyetlerinin ciddi artmasından kaynaklı köprünün maliyetinin kurtarmadığını kendilerine ilettim. Ancak bu köprünün ayaklarının kazıklarını çakmıştık. Sonrasında bu köprüyü Fatih Keleş’in yönlendirdiği başka bir müteahhitte 35 milyon TL’ye yaptırdıklarını duydum.

5-Mustafa Keleş;

Ben Mustafa Keleş’le iş anlamında veya özel hayatta yan yana gelmiş birisi değilim. Mustafa Keleş’in muhasebesinden bizim şirketi arayarak size üç tane daire devredeceğiz ve bu daireleri devirle alakalı şirket yada şahıs ismi istediler. Bende o dönem satışlara bakan arkadaşımı göndererek üç tane dairenin devrini aldık. Mustafa Keleş CHP İl Binasının satın alınmasında para vermediği için bu daireleri tadilatına karşılık bana devretti. Kendisi bu daireleri kreş yapımı için devrettiğini beyan etse de bu gerçeği yansıtmamaktadır. Buradaki görüşmeleri Mustafa Keleş ile Veysel Erçevik gerçekleştirdiler. Ekrem İmamoğlu Beylikdüzü Belediye Başkanı iken Beylikdüzü’ndeki bu tarz görüşmeleri Fatih Keleş yapmaktaydı. Ancak Ekrem İmamoğlu İBB Başkanı olunca Beylikdüzü’ndeki bu görüşmeleri Veysel Erçevik yürütmüştür.

6-Silivri KİPTAŞ 4’üncü etap 3’üncü faz;

KİPTAŞ’tan Asoy olarak tek başıma yaptığım tek iş burasıdır. Bu proje KİPTAŞ’ta yapmış olduğum ilk projedir. Bu projeyi Asoy, Leda ve Kurumsal üç firma yapıyor olarak gözüksek de bu proje üç fazdan oluşmaktaydı. Toplamda 1.410 dairenin 500’ünü ben yaptım. Bu projede yapmış olduğum dükkanları ben aldım. Bunu KİPTAŞ’ın istemesi nedeniyle bu şekilde gerçekleştirdim. Söz konusu dükkanlar kardeşim Kemal Soytekin ve o dönem ortağının üzerine bulunan Ayeks isimli firmaya alınmıştır. Bu projenin tamamında başladığımızda biz üç müteahhitten kreş yaptırılması veya paralarının verilmesi istenmiştir. Ancak ülkedeki ekonomik sıkıntılar, inşaat piyasasının sıkıntıya düşmesi nedeniyle bu talepte ısrar olunmadı. Diğer firmalardan herhangi bir şey alındı mı bilmiyorum ancak benden bir daha istenmedi.

7-KİPTAŞ Yeşilpınar;

Kiptaş Yeşilpınar evleri Mufa, Yemenoğlu ortak girişimi olarak alınmış bir iştir. 672 bağımsız bölüm, ihale usulü, kat karşılığı şeklinde gerçekleşmiştir. Bu projenin 352 dairesi müteahhitte, geri kalanı ise KİPTAŞ’a aittir. İfademde belirteceğim daireler 352 daire kapsamındaki olaylardır. KİPTAŞ’ın yapmış olduğu satışlarla ilgili bilgim yoktur. Projede öne çıkan problem satış ve devir problemidir. Buradaki bütün satışlar KİPTAŞ’ın merkez ofisinde noter aracılığıyla gerçekleşmekteydi. Satışlar devam ederken KİPTAŞ yabancı satışı olduğunu yazıyla bildirerek satışları durdurdu. Sonrasında ben Erdal Tokmakçı’yla beraber Ali Kurt’la görüşmeye gittim. (Diken’in notu: KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt, 23 Mayıs’ta İBB odaklı ‘yolsuzluk’ soruşturması kapsamında gözaltına alınmış, 27 Mayıs’ta da tutuklanmıştı.)

Bu yabancıların satışları nakit kapatacağını söylemem üzerine KİPTAŞ yabancı satışlarını uygun görmeye başladı. Bize başta çevre ve şehircilik bakanlığının buna müsaade etmediğini söylemişlerdi. Söz konusu devirlerin hukuki alt yapısını tam bilmemekteyim. Devirlerdeyse sadece KİPTAŞ’ın uygun görmesiyle yapılıyordu. KİPTAŞ’ın vermiş olduğu evrak ile notere gidilmesi suretiyle devirler gerçekleşmekteydi. Bu devirlerde belli şartlar vardı.

Altan Gözcü’nün ifadesinde beyan ettiği benimde devirlerden para aldığım konusu tam manasıyla gerçeği yansıtmamaktadır. (Diken’in notu: İnşaat teknikeri Altan Gözcü 23 Mayıs’ta İBB odaklı ‘yolsuzluk’ soruşturmaları kapsamında gözaltına alınmış, 27 Mayıs’ta tutuklanmıştı.)

Sürekli devir olmasından kaynaklı sadece üçüncü devirlerde iki veya üç daire için böyle bir para alınmıştır. Bu paralar işi takip eden Altan Gözcü’ye ödenmiştir. Sonrasında bu para alma işinden vazgeçtik. Noter sözleşmesinde belirtilen vadelerde ödemelerin yapılmaması durumunda ev alan kişilere noterden ihtar çekilerek ödemeleri bir ay içerisinde tamamlaması bildirilirdi.

Bu borçlarını kapatanların sözleşmesi devam eder temerrüte düşenlerin ise daireleri iptal edilirdi. Bu projede de vadelerini ödemeyen mülk sahiplerinin gerekli noter ihtarları çekilmiş bir kısmı ödemelerini tamamlamış. Hatırladığım kadarıyla 17 veya 18 kişide ödemelerini gerçekleştirmediği için daireleri iptal olmuştur. İptal edilen daire sahiplerinin yatırdığı paralar kişilere KİPTAŞ’ın sözleşme uyarınca uyguladığı kesinti ile ödenmiştir. Bu daireleri iptal ettirmek için vadeyi kısalttırmak gibi bir şey söz konusu değildir. Noter satış sözleşmesi değiştirilemez. Bu işlemleri Altan Gözcü ve şirket avukatı takip etmekteydi.

Bu işlemlerin yapıldığı noter KİPTAŞ ile tüm işleri gerçekleştiren noterdir. Ali Kurt’la ileri derecede bir
samimiyeti vardır. KİPTAŞ devirlerinden para aldığını da duydum. Bu projenin başlangıcında 2021
yılında satışlardan para hesaba geldikten sonrasında Ali Kurt bizden 500 bin dolar para istedi. Benim o
dönem kasamda bu kadar param olmadığı için ortağım olan Erdal Tokmakçı’dan 400 bin dolarını
kendisinin vermesini 100 bin dolarını benim vereceğimi söyledim. Erdal Tokmakçı’nın Mustafa
isimli adamı KİPTAŞ’ın otoparkında Altan Gözcü’ye teslim etti.

Altan bu parayı bizim ofise getirdi. Bir iki gün sonrasında bende 100 bin doları ekleyerek toplamda 500 bin doları Murat Erenler aracılığıyla Ali Kurt’a gönderdim. Murat Erenler Halkalı tarafında Ali Kurt’un şoförüne bu parayı teslim ettiğini söylemişti. Bu 500 bin dolara ilişkin gerekli kasa fişleri, muhasebe kayıtları veya banka dekontlarını cumhuriyet başsavcılığınıza ibraz edeceğim. Yine bu proje esnasında ortağım olan Erdal Tokmakçı bana gelerek Ali Kurt’un Range Rover Defender marka bir araç istediğini bunu almamız gerektiğini bana iletti. Bende mecbursak alırız dedim. Kendi adamlarıma araştırma yaptırtarak Göktürk tarafında bir galeride bir araç buldum.

Murat Erenler nakit olarak 5 milyon 500 bin lirayı elden götürerek bu aracı Ali Kurt’un kayınbiraderinin üzerine satın aldık. Bu parayı ortak olarak karşılamıştık. Bu 5 milyon 500 bin liraya ilişkin gerekli kasa fişleri, muhasebe kayıtları veya banka dekontlarını cumhuriyet başsavcılığınıza ibraz edeceğim. Bu aracı yaklaşık 1-1,5 sene sonra parasını bankadan göndererek geri aldım. Söz konusu aracın alımı için 5 milyon 500 bin lira parayı Murat Erenler’e havale ettim. Murat Erenler Ali Kurt’un kayınbiraderine bu parayı göndererek aracı kendi üstüne aldı. Ali Kurt beni arayarak aracın aynı bölgelerde gezebileceğini, bundan dolayı plakayı değiştirmem gerektiğini söyledi. Bunun üzerine aracın plakası NK 2626 olarak değiştirildi.

8-Bağcılar Kirazevler;

Ben KİPTAŞ’la tanıştıktan sonrasında Ali Kurt bana ısrarla iş yapacak müteahhit bulmam gerektiğini söylemiştir. Kendisi bu söylemini bazı televizyon programlarında ve sosyal medya demeçlerinde de belirtmiştir. Bende bunun üzerine Erdal Tokmakçı, Abdulkadir Kaymaz, Caner Zafer, Süleyman Elmalı, Mithat Öz isimli arkadaşlarımı müteahhit olarak KİPTAŞ’a göndermiştim. Bu şahıslar KİPTAŞ’a resmi dilekçe vererek KİPTAŞ’ın bundan sonra yapacağı işlere talip oldukları yönünde başvurdular. Bunun üzerine Bağcılar Kirazevler projesini Abdulkadir Kaymazaldı. Burada ben sadece firmaları KİPTAŞ’la tanıştırdım. KİPTAŞ kendisi ilgili müteahhitle pazarlığını yapar atılacak fiyat tekliflerini belirleyerek ihaleyi gerçekleştirirdi.

Bu süreçlerde dahil olmam mümkün değildir. Burada Fatih Keleş’in yönlendirmesi ve Erdem Aslanoğlu’nun benimle görüşmesi ile onun ortakları olan Burak Gönültaş ve Murat Gönültaş isimli şahısları Abdulkadir Kaymaz’la tanıştırdım. Fatih Keleş bana bu şahıslara sahip çık, para kazansınlar demişti. Bu projede Abdulkadir Kaymaz’la ortak bir şekilde işi yaptılar. KİPTAŞ bu projede ihaleden önce müteahhitlere verilecek daire olarak üst kısımları gösterdi. İhale sonrası sözleşmedeyse bunun aksine bodrum kattaki daireleri ve kötü cepheli daireleri verdi.

Bu paylaşım anlaşılınca müteahhitler inşaatı zarar edecekleri gerekçesiyle durdurdular. Ali Kurt beni arayarak Bağcılar’la alakalı acil bir araya gelmemiz lazım, şantiyeyi durdurdular dedi. Bende Abdulkadir Kaymaz’ı arayarak şantiyeyi durdurmalarının sebebini sordum, kendisi bana bu dairelerle bu işi yapamayacaklarını, bu daireleri bırakın ucuz satmayı kimse almaz dedi.

Bende Ali Kurt’a konuyu anlattım. Ali Kurt hiç haberi yokmuş gibi sözleşmeyi istedi. Sözleşmeye baktığında yapabileceğim hiçbir şey yok şeklinde cevap verdi. Firmanın sözleşmesini feshedin, teminatlarını yakın dedi.

Bende bu insanların burada yatırımları var, bu kadar fevri davranılmamalı, bir çözüm bulunmalı şeklinde fikrimi beyan ettim. Şantiyeye giderek Kadir Kaymaz’ın kardeşi ve diğer ortaklarıyla bir görüşme yaptım. Bu görüşmede kendilerine ilk gösterilen dairelerin satılması halinde ne kadar bir ciro beklediklerini sordum. Bana 120-125 milyon civarında bir ciro beklediklerini söylediler. Bende bunun üzerine Yeşilpınar’da satış yapan emlak grubunu çağırdım. Benim çağırmam üzerine Yeşilpınar’daki yabancı satışından dolayı 40 daireleri kalması nedeniyle yanıma gelmediler.

Ben de Nezahat Kurt aracılığıyla bu şahıslara hem Yeşilpınar’daki 40 daireyi hemde bu projede 60 dairelik bir paketi alıp almayacaklarını sordum. (Diken’in notu: Asoy İnşaat’ta çalışan Nezahat Kurt, İBB odaklı ‘yolsuzluk’ soruşturmaları kapsamında 23 Mayıs’ta gözaltına alınmış, 26 Mayıs’ta da tutuklanmıştı. 19 Haziran’da ‘etkin pişmanlık’ kapsamında salıverilmişti.)

Bir iki gün sonra Nezahat Kurt’un koordinasyonuyla Ali Bozbeşparmak, Yıldırım Delilerle bir araya geldik. Kendileri bu teklifi kabul ettiklerini söylediler. Bu şahıslarla müteahhitlerin beklentileri olan 60 daire karşılığı toplam 120 milyon liraya anlaştık. Bu işlem karşılığında Nezahat Kurt’a komisyon olarak 2,5 milyon lira gibi bir para ödendi. Yine burada KİPTAŞ bu müteahhitlere proje dışında içeride bulunan kreşi dışarıya bağımsız bölüm olarak yaptırmıştır. Bu şahıslardan 8 milyona bu kreşi alacaklarını Ali Kurt bana söylemişti. Bende buranın fiyatının çok daha yüksek olduğunu belirttim. Burasını 25 milyona müteahhitlerden satın aldılar.

Bu projede satış ve devirlerin tamamı KİPTAŞ’ın uhdesindeydi. Benim satışları durdurmak gibi bir gücüm veya yetkim yoktu. Müteahhitlere ben vesile olduğum için burada sıkıntı yaşamamaları için anlattığım üzere çokça yardım ettim. Ancak Ali Kurt hem müteahhitlere hemde burada yaşanan olaylardan dolayı şahsi husumet beslemesi nedeniyle müteahhitlere bu projede hem dairelerin yeri değiştirilmesi hem de satışların durdurulması şekliyle sıkıntıya sokmuştur. Yine burada yaptırılan satış ofisini de kullandırtmadılar. Bunların tamamı Ali Kurt tarafından organize edilmiştir.

Bu projede bu satış ofisinin yapıldığı yeri Nezahat Kurt satın almış ve ilk peşinatını kendisi ödemiştir. Bende projeye nakit desteği vermek amacıyla bu daireyi kardeşim Kemal Soytekin’in üzerine alarak ödemeyi peşin yaparak vadeleri kapattım.

KİPTAŞ bu şantiyede günü gelmemiş taksitler için yüklenicinin çek talep etmesi nedeniyle yükleniciye çek vermek için bizden alakamız olmayan bir şantiye için teminat çeki istemiş ve bizden teminat çekini Altan Gözcü götürüp teslim etmiştir. Sonrasında bu müteahhitlere 10 milyon liralık çek ödemesi yapılmıştır, bizimde 10 milyon liralık çekimiz teminat olarak alınmıştır. Bunun sebebi Ali Kurt’un müteahhitlere beslemiş olduğu husumettir. Böyle bir uygulama başka bir projede yapılmamıştır.

9-KİPTAŞ Pendik Arkatlı Evleri;

Bu proje Silivri Kiptaş’ı yapan 3 firmanın adi ortaklığı şeklinde yapılmıştır. Asoy, Leda ve Kurumsal firmaları bir araya gelerek ALK ismiyle 2022 yılında başladık. Toplam 1020 bağımsız bölümü olan, ihale usulü, hasılat paylaşımı şeklinde gerçekleşmiştir. Projenin bugüne kadar konut kısmı tamamlanmış olup ön taraftaki ticari ve ofis kısımları devam etmektedir. Bu projenin satış operasyonunu Pendik’te şantiyenin yanındaki Pendora AVM’nin altında kiralayıp satış ofisine çevirdiğimiz yaklaşık bin metre karelik bir ofiste yaptık. Satışa çıkmadan bir gün önce KİPTAŞ bizi merkez ofisine çağırdı.

Biz üç ortak olarak Ali KURT ile beraber bir toplantı gerçekleştirdik. İlk satışa çıkartacağımız 350 daire vardı. Bu dairelerin içinden 100 tanesini VIP liste adı altında ayırdıklarını gördük ve bu 100 dairenin satışının bütün organizasyonunu KİPTAŞ kendisi yapacağını, bu dairelerin kimlere satılacağına KİPTAŞ’ın karar vereceğini, bu dairelerin ödeme koşullarının yüzde 50 peşin, yüzde 50 vade farksız ve faizsiz teslimde olacak şekilde birinci seçenek olarak yada yüzde 50 peşin kalanı 24 ayda ödenecek şekilde vade farksız ve faizsiz şekilde ve bu 100 dairenin birim fiyatının 10 bin lira metre kare fiyatı olacağını söyledi.

Bizse lansmana 12 bin 500-13 bin lira bandında çıkmayı planladığımızı, yaptığımız arge ve çalışmaların bunu gösterdiğini söyledik. Bana Ali Kurt bunun 10 bin liradan satışı yapılacağını, Ekrem İmamoğlu’nun talimatının bu yönde olduğunu söyledi. Biz ortaklarımla bunun mümkün olmadığını kendisine söyledik. Bu fiyattan bizde daire istiyoruz şeklinde ciddi bir direnç gösterdik. Bu direncimiz neticesinde 25 daireye 10 bin liradan alım hakkı biz müteahhitlere verildi. 75 daireyeyse kendileri belirledikleri CHP üyeleri, Belediye Meclis Üyeleri ve CHP’li belediye çalışanlarına ile KİPTAŞ çalışanlarına verdiler. Dosya kapsamında KİPTAŞ’tan 70 daire verildi iddiası budur.

Yine buradan daire aldığı tespit edilen Tuzla CHP Meclis Üyesi daireyi kendi üzerine aldığı için tespit edilmiştir. Bir de Cenk isimli bir çalışan bu daireyi kendi üzerine aldığı için tespit edilmiş ve işten çıkartılmıştır. Diğer şahıslar söz konusu daireleri yakınları üzerine aldıkları için tespit edilemediler. Söz konusu liste Nezahat Kurt’ta vardır. Bu listeyi en kısa zamanda cumhuriyet başsavcılığınıza ibraz edeceğiz. Verilen bu 75 dairede hiçbir bağımsız belediye çalışanı veya şahıs yoktur. Ekrem İmamoğlu’nun yakın ekibine dahil buradan daire verilmemiştir.

Burada daire verilen şahısların bir çoğunun siyasi manada özgül ağırlığı olan ve etkin kişilerdir. Bu daireler kurultay sürecinde de etkili kişilere verilmiştir. KİPTAŞ tarafından bize verilen 25 daireden 12 tanesini ben kendi çalışanlarım üzerine aldım, bunların paralarını bu şahıslara şirketten gönderdim ve onlarda taksitlerini ödemişlerdir. Bunlardan bir tanesini de Tuncay Yılmaz’a verdim. O da eşinin üzerine burayı aldı. Diğer 13 daire ise ortaklarım arasında bölüşerek kendi yakınları üzerilerine bu daireleri aldılar. Satışlar bittikten ve dükkanların yapılmaya başlandığı süreç içerisinde Ali Kurt beni arayarak ortaklarımla beraber toplantıya çağırmıştır. KİPTAŞ merkeze gittiğimizde Ali Kurt, Ertan Yıldız ve ortaklarım Hasan Doğan (Kurumsal Yapı), Nazmi COŞAR (Leda Yapı) buluştuk. Toplantıda konu dükkan paylaşımlarıydı. Ertan Yıldız dükkanları paylaşmak istediğini söyledi. Biz konuyu başta tam anlamadık. Sonrasında Kurumsal Yapı’nın payına düşen dükkanların aslında Ertan Yıldız’ın olduğunu yada Ertan Yıldız’ın satın almak için paylaşıma soktuğunu anladık. Yine aynı şekilde dükkanları da üç firma hisselerimiz oranında bir haftalık bir paylaşım protokolü çalışmasıyla dükkanların paylaşılmasına karar verildi. (Diken’in notu: İBB Meclisi İştirakler ve Bağlı Kuruluşlar Komisyonu Başkanı Ertan Yıldız, 21 Mart’ta gözaltına alınmış, ‘suç örgütü yöneticisi olmak’ suçundan tutuklanmıştı. Yıldız 11 Mayıs’ta ‘etkin pişmanlık’tan ifade vermiş, 21 Mayıs’ta da tahliye edildiği bilgisi basına düşmüştü.)

Ben Asoy olarak payıma düşen dükkanları KİPTAŞ’ın yüklenici firma üzerine almasına müsaade etmediği için payıma düşenleri kardeşimin şirketi olan Ayeks İnşaat üzerine, Leda Yapı payına düşeni arkadaşı ve kardeşlerinin şirketleri üzerine, Kurumsal Yapı payına düşen dükkanları ise Ertan Yıldız’ın belirlediği bir şirket adına Ertan Yıldız’ın yönetimindeki bir şirkete satış vaadi sözleşmesi şekliyle devri yapılmıştır. Ertan Yıldız’ın yönetimindeki firmayı şuan hatırlamamaktayım ancak buna ilişkin noter sözleşmelerini Cumhuriyet Başsavcılığınıza ibraz edeceğim. Yine burasıyla ilgili devirleri Ertan Yıldız kontrol etmiştir.

Bu projeden satışa çıkan ikinci parti 100 daire İmar A.Ş. üzerine alınmıştır. Bu işlemler sonrasında ilk yapılan dükkan paylaşımları ve bu işlemlerin neticesinde Ali Kurt bizden 1,5 milyon dolar nakit para istemiştir. Bu parayı iki taksitte muhasebe kayıtlarımızda mevcut olmak şartıyla nakit çekerek kendisine Murat Erenler aracılığıyla ulaştırdık. Bu 1,5 milyon dolara ilişkin gerekli kasa fişleri, muhasebe kayıtları veya banka dekontlarını Cumhuriyet Başsavcılığınıza ibraz edeceğim. Yine bu projede elimizde kalan ve tamamlanmış 70’e yakın daireyi elimizden alarak natamam dairelerle değiştirdiler. Bunu ek protokolle gerçekleştirdiler. Bahsettiğim 1,5 milyon dolar içerisinde bu konuda vardır. Bu paranın doğrudan Ali Kurt’un şahsına gittiğini zannetmiyorum. Söz konusu paralar ya Fatih Keleş’e yada Tuncay Yılmaz’a sistem için götürülmüştür.

10-Vadi İstanbul, İETT İhalesi;

İETT’ye ait 49 dönümlük inşaat alanı ihaleye çıkarak KİPTAŞ’a verilmiştir. Bu ihale ilk başta meclis kararı alınmadan ihaleye çıktığı gerekçesiyle İdare Mahkemesi’nce iptal edilmiştir. Ancak itiraz neticesinde üst mahkemeden İETT’nin meclis kararı olmadan kendi uhdesindeki araziyi ihaleye çıkabileceğine ilişkin bir karar verildi. Bildiğim kadarıyla bu kararın alınmasıyla ilgili süreçleri Bahattin Uçar yürütmüştür. Bu karar neticesinde KİPTAŞ davet usulü Bahattin Uçar’ın firması olan İnvest İnşaat ve Ali Kurt’la ciddi ilişkileri olan Mesa, Polat İnşaat ve bir firma daha davet edildi. Bu ihale öncesinde ben bu araziye Ali Kurt’un söylemesi üzerine ciddi bir çalışma yürüttüm. Yaptığım çalışma neticesinde müteahhittin payının yüzde 40 olması durumunda buranın kamu için karlı, müteahhit içinde karlı bir oran olduğunu kendisine ilettim. Bu projeye benimde davet edilmemi, bu projede Azerbaycan’lı finansman kaynağı bulduğumu söyledim. Ertan Yıldız ve Ali Kurt bana benim adımın sıkıntı yaratacağını, tanınır başka bir firmanın bu işi yapmasının daha doğru olacağını iletti. Ben kendilerine bana sürekli orta sınıf altı işler verdiklerini, iyi projelerde yapmak istediğimi ve hiç davet edilmediğim şeklinde sitemde bulundum. Bundan dolayı Ali Kurt ve KİPTAŞ ile aram gerilmiştir. Buranın ihalesi ile ilgili Ali Kurt’la defaaten görüşmelerde bulundum. Bu görüşmelerde Bahattin Uçar’ın burayı yüzde 53’le aldığını söyledi. Ben bu oranın müteahhitte çok fazla para kazandırdığını ve kamu zararı oluştuğunu söyledim. Ali Kurt bana buradaki yüzde 7’nin sistemin payı olduğunu, herhangi bir zarar olmadığını söyledi. Ali Kurt bana bu süreçte kendisine kiracılı, kurumsal bir dükkan satın almak istediğini söyledi. Bende Topkapı’da yapmış olduğum projede böyle dükkanlar bulunduğunu, fiyatının 5 milyon dolar civarında olduğunu, parayı nasıl vereceğini sordum. Kendisi bana parayı nakit veririm ama bir bakayım şeklinde söylemde bulundu. Bu görüşmeden yaklaşık bir hafta sonra kendisine dükkan için dönüş yapmadın ne oldu diye sorduğumda, İnvest Bahattin Uçar’ın eski projesinden bir dükkan aldığını, doğru mu yapmışım diye sordu. Ben ne kadara aldığını sorduğumda Bahattin bize bir kıyak geçti dedi. Ben sen mi aldın sadece diye sorduğumda Ertan Yıldız’ın da aldığını söyledi.

Söz konusu anlattığım olaylar Ali Kurt’un bana anlattığı olaylardır. Bilgim bana anlatıldığı kadarıyladır. Bu projeyle ilgili ben ihale sonrasında Bahattin Uçar’la bir arkadaşım aracılığıyla Aqua Florya’nın orada bir balıkçıda bir akşam yemeği yedik. Burada Bahattin Uçar bana gönlün kaldıysa sana bir daire vereyim burada dedi. Ben böyle bir şeyi duymamış olayım şeklinde yanıt verdim. Bu yemeğe aracı olan arkadaşım Nazmi Yıldız’da şahit olmuştur. Bahattin Uçar Ekrem İmamoğlu’yla doğrudan görüşebilen ve CHP içerisinde güçlü bir isimdir.

Vadi İstanbul projesinde benim KİPTAŞ’la gerilmemden dolayı Ali Kurt tarafından bana iyi nitelikli projeler gelmeye başlamıştır.

11- Kentsel dönüşüm

2024 yılının sonlarına doğru Beykoz Eski Devlet Hastanesinin üstünde Boğazı gören 34 dönümlük bir kentsel dönüşüm arsası gönderildi. Buraya çalışmamızı, ne çıkacağını, neler yapabileceğimizi, buranın ne şartlarda yapılabileceğini söylememiz istendi. Biz bu projeye çalıştık, mimari ön proje şeklinde KİPTAŞ’a sunduk. Bir gün sonra Ali Kurt beni çağırdı. Yanına gittiğimde Ali Kurt ve Fatih Keleş Ali Kurt’un odasında oturmaktaydılar. Bu arsayı Murat Gülibrahimoğlu’na vermeleri gerektiğini, Murat Gülibrahimoğlu’nun döküm işlerinden dolayı KDV ve girdi maliyetine ihtiyacı olduğundan dolayı burayı Murat Gülibrahimoğlu’nun yapacağını, talimatın direkt Ekrem İmamoğlu’ndan olduğunu bana ilettiler. Sonrasında ben oradan ayrıldım. Murat Gülibrahimoğlu’nun projeyle ilgili hazırlıklar yaptığını biliyorum. Ben bu projeden el çektirildiğim için sonraki süreci takip etmedim.

12-Bahçeşehir Kaymaklı Arsa;

Ekrem İmamoğlu’nun basında Kaymaklı Arsa diye bahsettiği Bahçeşehir’deki İmar A.Ş. Arsası olan 110 dönümlük arsa, benim özel projem olan Asoy Bahçeşehir Projesinin hemen yanında bulunuyor. Bu projenin benim arsamın önü olması nedeniyle Ali Kurt beni arayarak yan taraftaki arsanın imar probleminin çözüldüğünü(söz konusu arsa 2019 yılında yeşil alan olarak ilan edilmişti, 2024 yılında CHP mecliste çoğunluğu alınca söz konusu arsa tekrar imarlı hale getirildi), buranın ihaleye çıkacağını, buraya çalışmamı istedi. Bende bölgeyi ve arsayı çok iyi bildiğimi, bununla ilgili çok fazla bir çalışma yapmama gerek olmadığını, çünkü aynı ada içerisinde inşaat yaptığımı ilettim ve en kısa zamanda bu arsayla alakalı bilgilerimi paylaşmak istediğimi söyledim. Ertesi gün Ali Kurt’la KİPTAŞ merkezde buluştuk.

Bu görüşmeler 2024 yılının aralık ayı gibi başlamış ve devam etmiştir. Ali Kurt bana bu arsanın ne kadar edeceğini sordu. Bende 110 dönüm arsanın 240 bin metre kare gibi bir inşaat alanı çıktığını, yan tarafında benim özel şirket olarak ortalama 90 bin lira olarak satıldığı varsayılırsa yaklaşık 9 milyar liralık minimum bir kamu kaynağı oluşabileceğini kendisine yan taraftaki şantiyede yaşadıklarımı örnekleyerek anlattım. Kendisi bana abarttığımı, bu arsanın o kadar etmeyeceğini söyledi. Bense kendisine minimum 8 milyar lira garanti hasılat paylaşımı şeklinde ihaleye çıkılırsa talip olduğumu söyledim. Bu görüşmeden yaklaşık bir ay sonra Ali Kurt beni arayıp seni arsa için arayan oldu mu gibi bir soru sordu. Ben hayır deyince, bana bugün yarın seni ararlar dedi. Aynı gün akşam üzeri başka bir arkadaşım olan Süleyman Elmalı beni arayarak Sarılar İnşaatın sahibi Ahmet Sari’nın yarın uygun bir zamanda Bahçeşehir şantiyesinde beni ziyaret etmek ve tanışmak istediğini söyledi, bende tabi ki buyursun gelsinler dedim.

Ahmet Sari, kardeşi ve bir şantiye müdürü ile yanıma geldiler. Bana satışların nasıl gittiğini, işlerin nasıl olduğunu sordular. Birkaç dakika sonra ben arsa için geldiklerini anladığım için gelin size balkondan arsayı göstereyim teklifinde bulundum. Kendilerine arsayı gösterdim ve sonra tekrar oturduk. Arsayla ilgili bana sordukları sorulara Ali Kurt’a anlattığım şekilde bilgi verdim. Kendileri bana bu arsayı nakit almak istediklerini, nakit alırlarsa kaç para edeceğini sordular. Bende finansman maliyeti yapılarak hesap edilebilir şeklinde cevap verdim. Sonrasında Ahmet Bey’e sen ne sormak istersen ona göre cevap vereyim, senden bu arsa için ne kadar istediler diye sordum. Kendisi bana bu arsanın maliyeti 3,5 milyar liraya geliyor dedi. 3 milyar alacağıma, 500 milyonunsa elden istediklerini söylediler. Bu paranın Ali Kurt üzerinden Ekrem İmamoğlu’na gideceğini belirttiler. Bu arsanın halihazırdaki akıbetini bilmemekteyim ancak bu arsa ihaleden çekildi.

13-Ali KURT, Erdal Tokmakçı, Kaper Projesi;

Benim inşaat piyasasından arkadaşlarım olan ve KİPTAŞ’la tanıştırdığım Erdal Tokmakçı, Süleyman Elmalı, Mithat Öz isimli şahıslar ortak olarak Kaper ve Matem isimli KİPTAŞ projelerini yapmaktaydılar. Arkadaşım olan bu şahıslardan Mithat Öz 2024 yılının eylül-ekim aylarında benim Topkapı’daki ofisime gelerek bana Erdal Tokmakçı ve Süleyman Elmalı’nın kendisini ticareten kandırdıklarını, yapılan işlerin fiyatlarını gerçeğin üstünde hesaba geçirdiklerini anlattı. Bunun üzerine bende Erdal’ı arayarak sen, ben, Süleyman ve Mithat bir oturalım teklifinde bulundum. Aynı günün akşamında bu şahıslarla Topkapı’da şantiyenin yan tarafında bir yerde oturduk. Burada Mithat’ın bahsettiği konuları açtım. Bunun üzerine Erdal Tokmakçı daireyi 15 milyona Ali Kurt’tan aldığını, hesaba yazılan paranın bu olduğunu, Süleyman Elmalı’ysa söz konusu dairenin 13 milyon olduğunu neden 15 yazdığını sordu. Söz konusu dairenin zaten 8-9 milyon TL olduğunu belirtti. Erdal bu iki milyonluk fark için herhangi bir yorumda bulunmadı ancak Ali Kurt’un dairesinin ederinin çok üstünde bir fiyat olan 13 milyon TL’ye Ali Kurt’un istemesi nedeniyle kendisinden resmi olarak banka havale yapmak suretiyle aldıklarını, Ali Kurt’un daha önceden bana araba aldırdığını sonrada bu arabanın parasını hesabıma gönderdiğini, kendisininde bu şekilde daireyi aldığını, ederinin üstünde para gönderdiğini anlattı.

Bu konudaki meselenin çözüme kavuşması sonucunda Mithat carideki diğer paranın ne olduğunu sordu, Erdal bu paranın geri geleceğini, Ali KURT’un yaptıkları işten dolayı 670 bin dolar aldığını, bunu ilk hakedişte geri ödeyeceğini söyledi. Bunu duyunca ben bu parayı nasıl geri alabileceğini sordum, bana ihaleden önce örneklemekle birlikte yüzde 50 +50 milyona anlaştığı işin sözleşmede yüzde 50 + 75 milyon üzerinden sözleşme yaptığı, aradaki 25 milyonu hakedişten önce sisteme verileceği şeklinde anlaştığını anlattı. Ben bu paranın götürülmesine de şahit oldum. Bir gün Erdal Tokmakçı’yla ortak olduğumuz Yeşilpınar şantiyesinde toplantı yaptıktan sonra Erdal arabasıyla beni Topkapı şantiyeme bırakıyordu. Arka koltukta spor çantası tarzında bir çanta bulunmaktaydı, bunun ne olduğunu sordum. Kendisi içinde 670 bin dolar olduğunu, bunu Ali Kurt’a götüreceğini söyledi. Ben o gün ortaklar arasındaki soruna yol açan 670 bin doların gördüğüm 670 bin dolar olduğunu anladım.

Bunun detaylarını bu şahıslar ifadelerine başvurulması halinde anlatacaklardır. Erdal Tokmakçı’nın KİPTAŞ’ta çok fazla devam eden ve yapmış olduğu birçok iş vardır. Bunlarla ilgili detaylarını kendisi bilmektedir. Ancak benim şahit olduğum bir olay da Ilgın İnşaat’ın yüzde 70’e getirdiği ViHaliç Gaziosmanpaşa projesi bu şahıstan alınarak Erdal Tokmakçı’ya verilmiştir. Ilgın İnşaat’ın sahibi bana gelerek bu konuda dert yanmıştı. Söz konusu projenin 1 milyar TL’ye ihtiyacı olduğunu, Erdal Tokmakçı’nın yaklaşık 700 milyona bu projeyi aldığını söyledi. Söz konusu projeye ben 1 milyar 100, Ali Nuhoğlu’ysa 1 milyar 350 bedel belirlemiştik. Erdal Tokmakçı’ya bu fiyata nasıl yapacağını sorduğumda ise bana 300’ü kendisine vereceklerini, herhangi bir sıkıntı olmadığını söyledi. Bu 300 milyonu nasıl vereceklerini ben anlamadım.

14-Bektaş Ulusan;

Ben 2024 yılının başları gibi KİPTAŞ’ta Ali KURT’un yanına uğradığımda kendisi bana Genel Müdür Yardımcısı olan Bektaş Ulusan’ın benimle bir işi olduğunu, bana çıkışta yanına uğramam gerektiğini söyledi. Ben KİPTAŞ Genel Müdür Yardımcısı olan Bektaş Ulusan’ın yanına uğradım.

Bektaş Bey aynı zamanda Özgür Karabat’ında akrabasıdır. Kendisi yeni bir araba alacağını, kendi arabasını satmak istediğini, kendisinin yeni araç için 2 milyon 250 bin lira civarında bir paraya ihtiyacı olduğunu, benim alıp almayacağımı sordu. Bende arabayı alırım dedim. Bu arabayı piyasa bedelinde satış gösterdik ancak Altan Gözcü üzerinden bankadan gönderilen araç bedelinin dışında 750 bin lira para gönderdim. Bu araca ilişkin gerekli evrakları, noter devri, muhasebe kayıtları veya banka dekontlarını cumhuriyet başsavcılığınıza ibraz edeceğim.

15-Erdem Aslanoğlu;

Kendisi İBB Spor’un Genel Sekreteri olarak görev yapmaktaydı. Fatih Keleş’in en yakın adamlarından birisidir. Fatih Keleş’e ‘baba’ diye hitap eder. Erdem Aslanoğlu’nun ortakları Burak ve Murat Gönültaş’dır. 2023 ve 2024 seçimlerinden önce bu şahıslar anadolunun farklı yerlerinde birçok iş yaptı. Açıktaki ihalesiz bu işlerin tüm finansmanını Fatih Keleş karşılamaktaydı. Burak ve Murat’ın Huma Restoran adı altında bir şirketi vardır. Bu şirkete Silivri KİPTAŞ’ın dış elektrik işlerini, kendi yapmış olduğum Bahçeşehir Butik Panaroma projesinin elektrik işlerini, yine kendi yaptığım Gümüşhane’deki Mustafa CanlıKültür Merkezi’nin anahtar teslimi işini, Esenyurt’ta yapmış olduğum bir park bahçe işinin büyük bir kısmını neredeyse karsız şekilde Erdem Aslanoğlu’nun baskısıyla ve Fatih Keleş’in zorlamasıyla bu şahıslara yaptırmak zorunda kaldım.

Bu şahıslar ayrıca benim eski çalışanım olan Volkan BİLGE ile çokça işler yapmışlardır. Volkan Bilge benim şirketimde çalıştığı dönemde İSTAÇ ve İSTON’da alınan doğrudan temin tarzındaki işlerin organizasyon ve takibini yapmaktaydı. Bu işleri tamamen kendisi çalışmakta, sonrasında bana bilgi vermekteydi. Kendisi İSTON’un eski Genel Müdür Yardımcısı olan Yunus Bingöl ile bu işleri organize etmekteydi. Ben dönem dönem teminat mektubu alamadığı zamanlarda kendisine destek oldum. Kendisinin destek olduğu ve onun kontrolündeki firmalara da destek oldum. Bu saydığım isimlerin hepsi organize bir şekilde çalışmışlardır. Volkan Bilge Yunus Bingöl’e genel müdür yardımcısı olduğu süreç içerisinde döviz cinsi paralar teslim etmiştir. Bunların detaylarını muhasebe kayıtları veya banka dekontlarını Cumhuriyet Başsavcılığınıza ibraz edeceğim. Yunus Bingöl görevden ayrıldıktan sonra da İSTON ve İSTAÇ’ta işleri takip etmiş, bunların karşılığında da Volkan’ın kurduğu irtibatlar neticesinde bir kere Yunus’a Topkapı’da ofiste Murat Erenler aracılığıyla 250 bin avro, bir sefer de Ataköy’de Makri Köy isimli mekanın önünde arabadan poşet içerisinde 100.000 euro para almıştır, bu para verildiğinde aracımda ya Murat Erenler yada Hasan Uzunhasanoğlu vardır.

16-Mete Evin;

Kendisi Mehmet Murat Çalık’ın eşi olan Zehra ÇALIK’ın yeğenidir. Kendisinin Şişli’de mimarlık ofisi vardır. Benim yapmış olduğum kreşlerinde projelerini kendisi çizmiştir. Bu projelerin parasını hem BİMTAŞ’tan hemde bizden ayrı ayrı tahsil etmiştir. Şişli’de yapılan gençlik merkezi adı altında Kültür A.Ş.’ninde Genel Müdürlüğünün olduğu yerin yer kiralaması, tadilatın yapımı, koordinasyonunun tamamı ve finans kısmı Mete Eevin yapmıştır. Bu işlemleri Resul Emrah Şahan adına yapmıştır. Mete Evin Boğaziçi İmar, Beşiktaş Belediyesi, Şişli Belediyesi ve Beylikdüzü’nde birçok iş takibi yapmıştır. Ramazan Gülten’le de ortak çalışmıştır. Kendisi Yakup Öner ve Fatih Keleş’le yakın bir ilişki içerisindeydi, imar işlerini bunlarla beraber takip etmekteydi.

17-Medya A.Ş.’deki kiralanan araçlar;

Söz konusu araçlar şuan Asak Araç Kiralama’nın üzerine kayıtlı, 34 adet olan ve çözüm merkezi olarak kullanılan, içerisinde televizyon, buzdolabı, sebil, mutfak, jeneratör, uydu alıcısı ve ekranı olan özel yapım araçlardır. Bu şirketin üzerine bir seçim otobüse bir tanede seçim sahne dorsesi vardır. Bu araçları 2022 yılında ben krediyle sıfır alarak özel yaptırdım. Bu arabaları 2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar ben Medya A.Ş.’ye kiralamıştım. Bu süreçte araçlar Sulkar üzerine kayıtlıydı ve Medya A.Ş.’den bu şirket üzerinden bu iş alınmıştı. 2023 seçimlerinden yaklaşık iki ay önce sözleşme feshedilerek araçlar iade edildi. Bu araçlar seçim süresince Murat Ongun ve Emrah Bağdatlı’nın yönetimine çekildi, bunu bana Tuncay Yılmaz talimat olarak iletti, bende kabul ettim. Seçim sürecinden sonra bu araçları kullanan şahıslardan geri almak için çok uğraştım. Araçların çok hor kullanıldığını ve zarar gördüğünü, hasarlı olduklarını tespit ettik. Bu hasarların hiçbirisi tutanağımız olmadığı için kasko tarafından da karşılanmadı. Bu araçlardaki hasarlar o zamanın parasıyla 1.5 milyon TL civarındaydı.

Bu parayı ben Tuncay Yılmaz’dan talep ettim, bu arabaların Murat Ongun ve ekibine verilme talimatını sen verdin, zararımın karşılanması gerektiğini söyledim. Bunun üzerine bu araçlar için 3 milyon dolar karşılığı Tuncay Yılmaz’la anlaştık.

Hem bu araçları hemde ifad
Editör: N. Cingirt

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

YKS sonuçları açıklandı!
Gündem
19.07.2025
YKS sonuçları açıklandı!
Cumhuriyetin en zor eşiği
Her Taraf
19.07.2025
Cumhuriyetin en zor eşiği
Türk, Kürt, Arap dayanışması
Her Taraf
19.07.2025
Türk, Kürt, Arap dayanışması
Ceviz oynamaya geldim odana
Kültür Sanat
19.07.2025
Ceviz oynamaya geldim odana