Adalet Bakanı tarafsızlığı bir kenara bıraktı, hükmünü verdi bile: CHP İstanbul Kongresi kararı kurultay davasını etkileyecek düzeyde
Adalet Bakanı tarafsızlığı bir kenara bıraktı, hükmünü verdi bile: CHP İstanbul Kongresi kararı kurultay davasını etkileyecek düzeyde
4.09.202508:18
Haber Merkezi
138

Bakan Tunç 15 eylüldeki CHP kurultayı davasıyla İstanbul'daki görevden alma kararı arasında bağ kurdu. Tunç, Akın Gürlek'in İBB soruşturmasında bazı isimleri "tutukladık" sözü için de tutuklama yetkisi mahkemeye ait" dedi. CHP'den çok sert tepkiler geldi.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç bir yandan bulduğu her fırsatta devam eden davaları ve soruşturmaları etkilemeye çalışmanın suç olduğunu haklı olarak hatırlatıyor, ama bir yandan kendisi de benzer çağrışımlar yapacak açıklamalarda bulunmaktan geri kalmıyor. Tunç bu çelişkili tutumun son örneğini dün verdi, CHP İstanbul il yönetiminin “tedbiren” görevden alınmasına yönelik kararın, CHP Kurultayı’nın iptali istemiyle açılan davayı etkileyecek düzeyde olduğunu söyledi.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, CHP İstanbul İl Kongresi’nin iptal edilmesini ve mevcut yönetimin görevden alınmasını değerlendirdi. TRT Haber’e konuşan Tunç, yargı kararlarına saygı duyulması gerektiğini söyledi. İl kongresi kararının, CHP kurultayının iptali istemiyle açılan davayı da etkileyecek düzeyde olduğunu dile getiren Tunç, bu davanın tarafı olmadığı halde delil değerlendirmesine kadar girerek “Kurultay’da maddi menfaatle delegelerin etkilendiği iddiası var. İspat şartı olduğu gerekçesiyle mahkemenin verdiği bir tedbir kararı var. İstanbul’da ve Ankara’da devam eden davalar da var. Her iki dava da birbirini etkileyecek düzeyde” diye konuştu. Yani bir anlamda Ankara’daki mahkemenin İstanbul’daki mahkeme gibi davranabileceğini, davranırsa bunun meşru olacağını söyledi Adalet Bakanı, böylece Ankara’daki mahkemeye bir tavsiyede bulunmuş oldu. Bunu da birey olarak değil Adalet Bakanı ve o mahkemenin hakiminin bir numaralı sicil amiri olarak söyledi.

Bu kararın itiraza açık bir karar olduğunu vurgulayan Tunç, “Kabul edilen kararlar için aynı mahkemeye başvurabilirler. Süreç devam ediyor. Mahkemenin vereceği kararlara uymak gerekiyor” dedi.

Tunç, “Bunları başlatanlar da CHP içindeki delegeler ve yöneticiler” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ifadelerini “talihsiz” olarak yorumlayan Tunç, “Mahkeme kararları eleştirilebilir. Neticede ortada bir yargı kararı var. O karara uyulması hukuk devletinin gereğidir” dedi.

8 Ekim 2023 tarihinde gerçekleştirilen CHP İstanbul İl Kongresi’nin iptali için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Ağustos ayında açılan davada İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, Özgür Çelik ve mevcut yönetimin “tedbiren” görevden alınmasına karar verdi. 196 delegenin tedbiren görevden uzaklaştırılmalarına karar verilirken, mevcutta yürüyen kongre sürecinin de durdurulmasına hükmedildi. İstanbul İl Başkanlığı’na 2024 yılında CHP’den istifa eden partinin eski Genel Sekreteri Gürsel Tekin getirildi.

Tunç, Akın Gürlek’e de mesaj verdi

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’in tartışmalı İBB soruşturması ile ilgili açıklamalarına da TRT’den yanıt verdi. Tunç, “Savcılık iddia makamıdır” dedi. Gürlek, İBB soruşturmasına yüz yılın yolsuzluğu demiş ve bazı isimleri de “tutukladık” demişti. Tunç, tutuklama yetkisinin mahkemeye ait olduğunu da ifade etti.

Tartışmalı İBB soruşturması hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek, Adli Yıl’ın açılış günü olan 1 Eylülde bir grup gazeteciyle sohbet etti. Gürlek soruşturmanın 100 yılın en büyük yolsuzluk dosyası olduğunu öne sürdü.

Gürlek, soruşturma kapsamında ‘tutuklama’ ve ‘tahliye’ kararları verdiklerini söyledi:

“Hatta itirafçı olmak isteyenlere konuşmaması için kendileri baskı yapıyor. Öyle yapan avukatlar vardı. Onları tutukladık. Beyanı delillendirmeden tutuklamıyoruz. Varsa öyle biri söyleyin hemen ertesi gün tahliye edelim. Kuyumcu terazisi hassasiyetiyle iş yapıyoruz”

Birçok hukukçu iddia makamı olan Cumhuriyet Savcılığı’nın tutuklama veya tahliye kararı veremeyeceğini hatırlattı.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da Gürlek’in bu ifadelerine TRT’den yanıt verdi.

TRT Haber’e konuk olan Tunç’a kanalın spikeri Gürlek’in açıklamalarını sordu.

Tunç, savcılığın iddiama makamı olduğunu ve tutuklama kararının mahkemeye ait olduğunu vurguladı.

Tunç, ‘gizli tanık’ örneği de vererek tutuklamalarda ‘yanlış’ bir karar varsa itiraz yolunun açık olduğunu şöyle ifade etti:

Eğer bu kararlar yanlış, hatalı olduğu kanaatindeyse insanlar, kişiler itiraz mekanizmaları da açık. Dolayısıyla sadece tanık ifadesiyle ya da gizli tanık ifadesiyle tutuklama eğer böyle bir durum varsa itiraz edilebilir. İtiraz mekanizması bunu denetler. Başka somut deliller var mı ona bakar. Çünkü Ceza Mahkemesi Kanunumuzda tutuklamanın en önemli şartlarından biri kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin varlığı. Bu somut delillerin içerisinde evet tanık delili bir takdiri delildir ama onu destekleyen MASAK raporları varsa, emniyet kayıtları varsa, HTS kayıtları varsa, baz kayıtları varsa tüm bunların hepsi birden değerlendirilir ve sonucunda mahkeme karar verir.”

Tunç TRT Haber spikerinin sorduğu soruyu tam olarak şöyle yanıtladı:

“Şimdi tabii Ceza Mahkemesi Kanunu 100. maddesine göre tutuklama sebepleri bellidir. Bu sebeplerden birincisi varsa hakim kararıyla tutuklama gerçekleştirilebilir. Yani kuvvetli suç şüphesini gösteren somut deliller bulunduğunda ve bir tutuklama sebebi de var ise, kanunda bahsedilen delilleri karartma, kaçma şüphesi vesaire ki bu soruşturmalar kapsamında firari olanlar da var. Yani yurt dışından gelmeyenler var, yakalaması olanlar var. Dolayısıyla kaçma şüphesi olanlar hatta kaçanlar da söz konusu. Dolayısıyla burada tutuklamaya karar verecek olan yargı makamları. Dolayısıyla Ceza Mahkemesi Kanunumuzun 100. maddesindeki şartlar gerçekleşmişse yargı makamları, mahkemeler, hakimler tutuklama kararları verebilir. Siz neden tutukladınız derseniz burada evet bu kararları eleştirebilirsiniz ama bu kararlardan yola çıkarak yargı mensuplarımızın kullanmış olduğu bu takdir yetkisini siz farklı bir şekilde yorumlayarak onlara hakaret ederseniz, onları tehdit ederseniz bu hukuk devletinde olmaz. Bunu tek başına yürütmüyor Cumhuriyet Başsavcılığı. Yani savcılar dosyalara hakimdir ve sonrasında bunlar iddiadır. Neticede savcılık iddia makamıdır. İddia makamının öne sürdüğü bu iddialarla ilgili olarak bunu değerlendiren ilk aşamada tutuklama kararlarını veren Sulh Ceza hakimidir. Sulh Ceza hakimlerinin verdiği kararlara karşı Asliye Ceza Mahkemesine itiraz edilir. 27. Yasama döneminde bir reform gerçekleştirmiştik. Sulh Ceza hakiminin kararlarına karşı yine Sulh Ceza hakimine itiraz edilebilirdi. Biz bunu daha hukuk devleti ve hak arama ilkesine uygun olması için 27. Yasama döneminde ben o zaman Adalet Komisyonu başkanıydım. Dikey itiraz dediğimiz usulü getirdik. Yani Sulh Ceza Hakiminin kararına Sulh Ceza Hakimi itiraza Sulh Ceza Hakimi karar vermesin. Asliye Ceza Mahkemesine götürülsün dedik ve böylece bu mekanizma işliyor. Bu mekanizmanın verdiği kararlarla ilgili olarak elbette ki eleştiriler söz konusu olabilir ama bunu tehdide varan cümlelerle özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızla ilişkilendirerek savunma yapmaları doğru değil. Savunmanın yapılacağı yer yargı makamlarıdır. Zaten iddianame yazılma süreçleri de devam ediyor. Tutuklama kararlarının nasıl verileceği kanunlarımızda belli. Eğer bu kararlar yanlış, hatalı olduğu kanaatindeyse insanlar, kişiler itiraz mekanizmaları da açık. Dolayısıyla sadece tanık ifadesiyle ya da gizli tanık ifadesiyle tutuklama eğer böyle bir durum varsa itiraz edilebilir. İtiraz mekanizması bunu denetler. Başka somut deliller var mı ona bakar. Çünkü Ceza Mahkemesi Kanunumuzda tutuklamanın en önemli şartlarından biri kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin varlığı. Bu somut delillerin içerisinde evet tanık delili bir takdiri delildir ama onu destekleyen maslak raporları varsa, emniyet kayıtları varsa, HTS kayıtları varsa, baz kayıtları varsa tüm bunların hepsi birden değerlendirilir ve sonucunda mahkeme karar verir.”

CHP’den tepki geldi

CHP Sözcüsü Deniz Yücel, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un açıklamalarına tepki gösterdi. Deniz Yücel, Yılmaz Tunç’un açıklamalarına ilişkin, “Yargı süreçlerini etkileyen açıklamalar yapan, Saray’ın yargıya verdiği talimatları kamuoyuna duyuran, CHP Genel Başkanına nasıl hareket etmesi gerektiğini söyleme cüretini gösteren bu kişinin o makamda bir dakika bile oturmaması gerekir. CHP, sizin hiç olmadığınız kadar güçlüdür” dedi.

Yücel, sosyal medya hesabından şu paylaşımı yaptı:

“Devletin televizyonuna çıkıp yok hükmündeki mahkeme kararlarından medet uman Adalet Bakanı’na hatırlatıyoruz, Adalet Bakanı’nın mahkemelere, soruşturma, kovuşturma ve dava süreçlerine müdahale etme gibi bir yetkisi ve görevi yoktur!

Yürütme görevindeki bakanın yargıya talimat vermesi, davalara ilişkin görüş beyan etmesi, dava süreçlerini etkileyecek demeçler vermesi yargı bağımsızlığına alenen darbe niteliği taşır!

Adalet Bakanlığı’nda ‘dekor’ görevi gören Yılmaz Tunç’un yandaş TRT ‘de sorulan çanak sorulara verdiği yanıtlar elbette ki çok vahimdir.

Yılmaz Tunç, CHP’nin İstanbul Kongresi ve CHP Kurultayıyla ilgili sözleri ile bulunduğu koltuğun ağırlığını taşıyamadığını bir kez daha ortaya koymuştur.

Yargı süreçlerini etkileyen açıklamalar yapan, Saray’ın yargıya verdiği talimatları kamuoyuna duyuran, CHP Genel Başkanına nasıl hareket etmesi gerektiğini söyleme cüretini gösteren bu kişinin o makamda bir dakika bile oturmaması gerekir.

Saray’ın emir erlerinin her biri üzerine düşen rolü oynayıp kenarda ellerini ovuşturarak sergilenen bu oyunu izlemektedir. Hepiniz izlemeye devam edin. Cumhuriyet Halk Partisi, sizin hiç olmadığınız kadar güçlüdür. Gücünün kaynağı da milletimizdir. Millet bu oyunu ilk sandıkta bozacaktır!”

» Adalet Bakanı tarafsızlığı bir kenara bıraktı, hükmünü verdi bile: CHP İstanbul Kongresi kararı kurultay davasını etkileyecek düzeyde


Editör: N. Cingirt
Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.