
İBB dosyalarını yürüten savcılıkla bağlantılı çalışan İstanbul Emniyeti Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü’nün soruşturmanın tam orta yerinde değiştirilmesi dikkat çekici. İstanbul Emniyeti’ndeki dünkü atama fırtınası, geçmişte yaşanan sıkıntıların sonucu olarak karşımıza çıktı. Yapılan bu atamalarla sorunların aşılıp aşılamadığını yakın zamanda hep beraber göreceğiz
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik adli soruşturmada savcılıkla polis arasında “sıkıntıların var olduğu” epeyce zamandır konuşuluyor bildiğiniz üzere.
Savcılıkla polis arasındaki iletişimde yaşanan sorunun ana kaynağı, soruşturma çerçevesindeki yönetim modeli.
Mevcut yargı sistemine göre, dosyanın asıl sahibi savcılık kuşkusuz. Sürecin günahı da sevabı da yargının üzerinde.
Polisin görevi ise savcılığın dosyayla ilgili verdiği hazırlık iş ve işlemlerinin tamamlanması. Kimi zaman savcılığın talimatını yerine getirmek, bazen de soruşturma kapsamında elde edilen bilgileri ve belgeleri savcılığa sunup dosyaya katmak.
Savcılık emrinin dışında, polisin hareket etmesi yürürlükteki mevzuata göre kesinlikle mümkün değil.
Bu açıdan bakıldığında, İBB dosyalarını yürüten savcılıkla bağlantılı çalışan İstanbul Emniyeti Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü’nün soruşturmanın tam orta yerinde değiştirilmesi hayra alamet değil.
İstanbul Valiliği’nin açıkladığı yeni atamaları gördükten sonra mesleki refleksle biraz araştırma yaptım.
Büyüteç’te geçen mayısta İBB soruşturmaları çerçevesinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ile İstanbul Emniyeti arasındaki “limoni iklim” konusunda ilk ipuçlarını verdim.
Linki meraklısı için burada.
İstanbul Emniyeti’ndeki dünkü atama fırtınası, işte bu limoni iklimin sonucu olarak karşımıza çıktı.
Özetle, mevcut Başsavcı Akın Gürlek’in İBB soruşturmalarını mevcut İstanbul Emniyet Müdürü Selami Yıldız ve dün görevden alınan Mali Suçlarla Mücadele Şubesi Müdürü Hakan Dulkadir ile beraber yürütmek istemediğini artık deyim yerindeyse “cümle alem” biliyor.
Zaten Gürlek de aleni biçimde bu talebini ve düşüncesini hemen her yerde seslendiriyor bir süredir.
Gürlek’in isteğinin ilk bölümü devlet kademesinde kabul gördü ve Şube Müdürü Dulkadir, Başakşehir İlçe Emniyet Müdürü olarak atandı.
Oysa Dulkadir bizzat İstanbul Emniyet Müdürü Selami Yıldız’ın tercihi olarak Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü koltuğuna oturmuştu. Yıldız, İstanbul’a atandıktan hemen sonra gerçekleştirdiği il içi atamalarda, henüz dört ay önce dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş tarafından atanan Arınç Çevik’i görevden alıp, yerine Hakan Dulkadir’i getirdi. Dulkadir, o dönemde İstanbul Emniyeti Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürü’ydü.
Şube müdürü okların hedefinde
İBB’ye yönelik 19 Mart operasyonlarının başlamasıyla birlikte iddiaya göre savcılık ile İstanbul Emniyet Müdürü Yıldız arasında bazı görüş ayrılıkları oluştu. Yıldız da üzerinde oluşan baskı nedeniyle ekibindeki Dulkadir’e yöneldi.
Hatırlarsınız, İBB’nin üçüncü dalga operasyonunun İstanbul Emniyeti yerine İstanbul İl Jandarma Komutanlığı’na devredilmesi epeyce tartışılmıştı.
İşte bu görev değişiminin altında savcılık – başmüdür – şube müdürü arasındaki gerilimin olduğu iddiası vardı yine.
İddialar muhtelif… Şöyle ki, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu evinden almaya giden polis amiri M.M.’nin, ‘FETÖ’yle bağlantısı bulunduğu iddiası gündeme geldi kısa süre önce.
‘FETÖ’nün gizli tanığı Garson’dan elde edilen verilerin yeni bölümlerinin açılması sonrasında ortaya çıktığı ifade edilen bilgiler sonrasında yaşanan süreç, savcılıkla emniyeti karşı karşıya getirdi.
Terör suçlarından sorumlu başsavcı vekilliğinin yaptığı soruşturmada M.M. tutuklandı. M.M.’nin tutuklanmasının ertesi günü 3. dalga İBB operasyonu jandarmaya yaptırıldı. Sonrasındakiler yine emniyetin sorumluluğunda kaldı.
Sonuç olarak Başsavcı Gürlek’in memnuniyetsizliğini sıklıkla ifade etmesinin ardından, Dulkadir görevinden alındı.
Yaşanan bu atamayla beraber sorunların aşılıp aşılamadığını yakın zamanda hep beraber göreceğiz.
Şayet aynı atmosfer devam ederse, bu kez potaya giren isim İstanbul Emniyet Müdürü Yıldız’dan başkası olmaz. Tablo bunu gösteriyor.
İstanbul’daki tayinlerde dikkati çeken bir diğer isim ise, Dulkadir’in yerine getirilen Orhan Şen oldu. Şen, İstanbul Havalimanı Emniyet Müdürü’ydü. Şen’in buradaki görevi sırasında MHP’li milletvekillerinin altın kaçakçılığı olayı yaşandı.
Bu soruşturmayla ilgili olarak kamuoyuna sağlıklı bilgiler yansımadığı için Şen’in süreçteki rolü hakkında net yorum yapmak şimdilik yanlış olur kanaatindeyim.
İzmir dosyasının şüphelileri İzmir’e nasıl götürüldü?
CHP’li belediyelere yönelik soruşturmalar çerçevesinde önceki hafta ilginç bir olay yaşandı.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve ekibine yönelik başlatılan dosyanın şüphelilerinden bazıları Ankara’da gözaltına alındı.
Ankara Emniyeti’nin, savcılık talimatını uygulayıp şüphelileri göndermesi gerekiyor. Bununla ilgili özel bir uygulama gerçekleştirildi.
Ankara Emniyeti, şüphelileri, kamuoyuna göstermeden emniyete ait otobüslerle Eskişehir yolu üzerinden yola çıkardı.
Ankara polisi, Polatlı yakınlarında bir benzinlikte İzmir’den gelen meslektaşlarıyla buluşup şüphelileri teslim ettikten sonra kente döndü. Böylelikle şüphelilerin kişilik hakları korunmuş oldu.
Yine hatırlarsınız, 2009’da Diyarbakır’da yapılan KCK operasyonunda şüphelilerin sıraya girmiş şekilde bekleyen fotoğrafları kamuoyunda büyük tepki yaratmıştı.
Hatta yakın zamanda İBB’ye yönelik ikinci dalga operasyonda gözaltına alınan şüphelilerin, benzer şekilde İstanbul Emniyeti yerleşkesinden savcılığa götürülmesi yine tepki çekti.
Ankara’daki uygulamada ise yaklaşık 30 şüpheli sessiz sedasız İzmir’e gönderildi.
Demek ki, istenildiği zaman böylesi uygulamalar yapılıp insan haklarıyla bağdaşan yaklaşım göstermek mümkün.
İçişleri Bakanı’nın, gözaltına alınan şüphelilerin görüntülerini olduğu gibi yayınlayıp kamuoyu desteğini bulmaya çalıştığı dönemde, insan haklarıyla bağdaşan uygulamalar sıra dışı oldu maalesef.
T24
Tolga Şardan |
Editör: N. Cingirt
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.