AKP kampının perde arkası: “Trol dönemi" sona erdi
AKP kampının perde arkası: “Trol dönemi" sona erdi
20.07.202509:08
Haber Merkezi
21

Sosyal medyada ya da benzer çeşitli platformlarda, kasıtlı olarak hemen hemen hiçbir kural ve değer gözetmeden manipüle ederek, düşmanlık, karşıtlık, tartışma ve çatışma yaratmaya çalışan kişilere trol deniyor. (Kadın olanına da Türkiye’de troliçe adı verildi.)

İnsanoğlunun yaratıcılığı hakikatten bazen şapka çıkartmamızı gerektiriyor. Trol adını kim neyi düşündü de koydu?

Trol, folklorik bir kahraman İskandinav kültüründe. İlginç yani bu kahraman resmedilirken ya da dillendirilirken ya cüce ya da dev olarak betimleniyor. Ortak noktası hepsinde çok ama çok çirkin olması. Biraz insana benzeseler de vahşiler. İnsanları kaçırıyorlar, haraç alıyorlar, yol kesiyorlar. Modern çocuk hikayelerinde biraz daha sempatik olsalar da yaptıkları işler değişmiyor.

(Bir de kötü bir yöntem olarak trol balıkçılığı var ama onun bizim anlatmaya çalıştığımız trol ile ilgisini kurmak çok zor.)

Türkiye’de Gezi süreci sosyal medyanın çok etkin kullanılabileceğinin anlaşıldığı dönemdi. Trol olgusunun ortaya çıkmasının da o zamana rastlaması mümkün.

Trol meselesi hep iktidardaki AKP ile tartışıldı. Profesyonel ve sayıları binlerle ifade edilen troller “varlar mı yoklar mı?” üzerinden hep iddia olarak gündeme geldi. İçişleri Bakanlığı döneminde Süleyman Soylu, İletişim Başkanlığı döneminde de Fahrettin Altun binlerce trol hesapları organize ettikleri ve yönettikleri ileri sürülerek hep eleştirildiler. (Bu tartışma bugün CHP’de de var. Tartışmayı aşan bazı tespitler de mevcut bu anlamda)

Trollerin suyu kesiliyor

AKP’nin 32’nci geleneksel değerlendirme toplantısı geçtiğimiz hafta sonu Ankara Kızılcahamam’da yapıldı. AKP Genel Başkan Yardımcısı, Medya ve Tanıtım Başkanı Faruk Acar bu toplantıda açıkladı trol döneminin bittiğini. “Artık trol ve troliçelerin suyunu kesiyoruz, onların dönemi bitiyor” diyerek hem de. Bu bir anlamda bugüne kadar var olduklarını, dolaylı yoldan da olsa kabul anlamı da taşıyor. Partinin tezlerinin aktarılması için sayıları 3 binin üzerinde olan il, ilçe yöneticilerinin milletvekillerinin devreye sokulacağını söyleyen Acar, genel merkezin tezlerinin böylece daha “ciddiye” alınacak kaynaklardan halka ulaşacağını uzun uzun anlatmış. Kampın parlayan yıldızı Faruk Acar olunca bu doğal olarak daha önce aynı görevi üstlenenler açısından biraz can sıkıcı da olmuş.

Medya ve Tanıtım Başkanlığı’nın yaptığı çalıştaylar da katılımcılar tarafından çok beğenilmiş. Daha önceki “gazı kaçık kola” tadında olan kamplardan çok farklıymış son değerlendirme toplantısı. Organizasyondan sunumlara kadar hemen hemen herkes çok memnun ayrılmış.

Ersoy'a "Karımın Kocası" tepkisi

Kültür ve Turizm Bakanı hariç. Diyarbakır Milletvekili Mehmet Sait Yaz, Erdoğan’ın bakanlarını arkasına alarak yönettiği toplantıda söz aldı ve adı “evlilik komedisi” olarak değiştirilen “karımın kocası” adlı oyun üzerinden Bakan Ersoy’u eleştirdi. Oyuna Diyarbakır’da çok tepki olduğunu bunu iletmek için aradıkları bakana, genel müdüre ulaşamadıklardan yakındı Sait Yaz ve salondan çok yoğun bir destek alkışı aldı. Bu aynı zamanda Bakan'a tepkiydi. Erdoğan hemen Bakan Ersoy’a dönerek “Bu nasıl iş, bu konulardaki hassasiyetlerimiz bilinmiyor mu?” diye sordu. Bakan Ersoy oyunun adından çok farklı olduğunu anlattı. Erdoğan’ın yumuşak tavrı Bakan Ersoy’a desteğinin devam ettiği şeklinde algılanınca tartışma da hemen bitti.

Alkış trafiğinde "Tahsin Paşa" başarısı

Erdoğan “tarihi önem” atfedilen konuşması sırasında, alkış trafiğini Tahsin Paşa olarak anılan Bahadır Yenişehirlioğlu üstlenmiş. Grup toplantılarda bu görevi üstlenen Mehmet Emin Akbaşoğlu’nun performansıyla da kıyaslanmış. Tahsin Paşa daha başarılı bulunmuş. Hatta Cemil Çiçek, Tahsin Paşa’nın kaç kez ayağa kalkarak, herkesi ayağa kaldırıp alkışlattığını da saymış ve “9 tekbir 2 rekât ile bayram namazı kılmış gibi olduk” esprisini de yaparak salondaki neşeye katkı sağlamış. Bu sürekli ayağa kalkma işinden hoşlanmayanların sayısının da hayli fazla olduğunu aktaralım.

Altun'un görevden alınması

Fahrettin Altun’un görevinden alınma nedeni doğal olarak bu trol meselesi değil. Daha ciddi olduğu söyleniyor. Uzun zamandır aralarında gerilim olan Turkuaz grubu yani Albayrak kardeşler de değil. MİT Başkanı İbrahim Kalın. Altun’un en büyük destekçisi Cumhurbaşkanlığı sisteminin en güçlü ikinci ismi Hasan Doğan’ın bile arkasında duramayacağı bir bilgi notu ile büyükelçilik talep etmesine karşın çok da işlevi olmayan bir kurulun başına getirildi Altun. Erdoğan’ın en büyük özelliği ne yaparsa yapsın yanında bir dönem yer alan hiçbir arkadaşını harcamaz. Burada da aynısını yapmış.

AKP’nin Roman İzmir Milletvekili Cemal Bekle, Roman ağzı ile Erdoğan’a övücü sözler söyledikten sonra, “en büyük roman Recep Tayyip Erdoğan” demiş. Erdoğan da bu pası alarak, “aldım kabullendim” karşılığı vermiş. Yani neşeli bir toplantı olmuş.

Faiz’de en az yüzde 2,5 indirim var

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın ekonomi sunumu başarılı bulunmuş. Zaten toplantıya katılanlar “başarılı bulmaya” hazır geldikleri için bu şaşırtıcı değil. Ama aynı sunumu Mehmet Şimşek yapsaydı durum biraz değişik olabilirdi. Nitekim Bakan Şimşek kendisine yöneltilen sorulara yanıt verirken özellikle yüksek faiz şikayetlerini ortadan kaldırmak için bu ay içinde yüzde 2,5 puandan az olmayan faiz indirimi geleceğini de açıklamış. (Faiz meselesi Erdoğan’ın politik hamlelerinin önündeki en büyük engel. Bunu hatırlatmakta yarar var.)

Bu arada memleketteki en önemli sorun olan adalet konusunda kampta nelerin konuşulduğu konusunda kulis bilgisine ulaşamadım. Mutlaka Bakan “yargımız hiç olmadığı kadar bağımsız” cümlesiyle toplantıya katılan herkesi ikna etmiştir. Ve içinden de “keşke tüm Türkiye böyle olsa” diye de geçirmiştir.

Adalet Bakanı’nın haklı olduğu yerler de var. DEM heyeti kendisiyle Selahattin Demirtaş’ın tahliyesini görüşürken CHP Genel Başkanı da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ile kurultay meselelerini görüşüyor. Bağımsız yargı olmadığı gibi talebi de yok sanırım. Ve bunun AKP’nin Kızılcahamam kampında konuşulmasını beklemek de biraz komik oluyor.

Erdoğan’ın kampta yaptığı konuşma “bir sonraki seçimlerden sonra yapılacak balkon konuşmasının” provası olarak kabul edilmiş. O nedenle kamptan ayrılanların hepsinin morali hayli yüksek…

AKP kampının perde arkası: “Trol dönemi" sona erdi


Editör: N. Cingirt
Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

LGS muamması
Gündem
20.07.2025
LGS muamması
Döviz kuru baskılanıyor mu?
Her Taraf
20.07.2025
Döviz kuru baskılanıyor mu?
Altan Öymen hayatını kaybetti
Kültür Sanat
19.07.2025
Altan Öymen hayatını kaybetti