‘Ödemiş’ten Diyarbakır’a, yaşanmışlıklar... ‘
‘Ödemiş’ten Diyarbakır’a, yaşanmışlıklar... ‘
19.12.202309:11
Güncelleme: 19.12.2023 - 13:10
Haber Merkezi
2136
1

Tarihsel TKP üyesi yasallaşma döneminde TBKP Kocaeli il komitesi üyesi ve Kocaeli ilinde birlik dayanışmacı öğretmen hareketinin yöneticilerinden Necati Kur, örgütlü mücadeleye başladığı günden bugüne, hatıratlarını ‘Ödemiş’ten Diyarbakır’a Yaşanmışlıklar ‘ adı altında kitaplaştırdı.

Tarihsel TKP üyesi yasallaşma döneminde TBKP Kocaeli il komitesi üyesi ve Kocaeli ilinde birlik dayanışmacı öğretmen hareketinin yöneticilerinden Necati Kur, örgütlü mücadeleye başladığı günden bugüne, hatıratlarını ‘Ödemiş’ten Diyarbakır’a Yaşanmışlıklar ‘ adı altında kitaplaştırdı.

 Kitapta ayrıca,  tarihsel TKP Genel Sekreteri Nabi Yağcı’nın ‘ Kitap üstüne bir not’ da yer alıyor.

Marmara Yerel Haber gazetesi için kendisinden kısa bir değerlendirme istediğimiz Necati Kur, bizimle, yaşanmışlıklar üzerine duygularını paylaştı.

 Necati Kur ayrıca, 20 Ocak 2024 Cumartesi günü, saat 14:00 - 16:00 arası Kitap Keyfim’de imza günü yapılacağını duyurdu.

‘YAŞANMIŞLILKLAR’

Dostlar merhaba . Başlık bu sene Ocak ayının son günlerinde yazmaya başladığım kitabım. Aralık ayının onunda "İnsan Hakları" Evrensel Bildirgesinin kabul edilişinin 75. yıl dönümü idi. O gün elime geçti. Çok uzatmadan ve yazdıklarımın tekrarına da düşmeden, kısaca yazma gerekçemi anlatmak istiyorum.

Bu güne kadar, genellikle sıkça yaptığımız bir şey vardı. Kitaplardan yada kendi ideoloji ve siyasi anlayışımıza uygun olan yazıları okuduk. Bana  göre bu siyasi bir daralma  yarattı. Farklı etnik yapılar, kültürler, inançlar yani çoğulcu bir kültür anlayışına sahip olamadık. Birde buna demokrasi kültürümüzün içselleşmediğini ve kültüre dönüştüremediğimizi katarsak , birlikte iş yapma konusunda yol alamadık. Dersem, çok yanlış söylemiş olmam.

Bunun bir diğer boyutu ise kendi siyasi alanında mücadele veren bizler; farklı fabrikalarda, işyerlerinde ve kamusal alanda çalışmayla ilgili sorunlardı. Buralarda da sorunlar, kültürel, sosyal ve siyasi farklılıklar taşıyordu. Biz o nedenle bu farklı alanlarda çalışanların  değerlendirmelerini yazmalarını öne çıkaramadık. Burada da genel siyasi mücadeleyi kitaplardan teorik olarak okuyup öğrendiklerimizi işyerlerimizde de böyle uyguladık. Bu nedenle sosyal, demokratik ve siyasi bir kültür oluşturamadık.

Bunun için çalıştığım sivil toplum örgütlerinde bu yaşanmışlıkları aktarmak istedim. Tarihe bir not düşebilmek ve katkım olur düşüncesiyle yazdım.

            Sağlıklı ve özgür günlere.

            Necati Kur

           ****

NABİ YAĞCI

KİTAP ÜSTÜNE BİR NOT

Necati hocanın tarihe tanıklık için özgeçmişini , kendi mücadele hikâyesini  kaleme almaya giriştiğini duyduğumda çok sevinmiştim.

Yoldaşlarım bilir, çevremde herkesin kendi mücadele tarihinin hikâyesini yazmasının gerçek tarihimizi ortaya çıkarmadaki önemini hep dile getirip durdum.  ELELE ÖZGÜRLÜĞE kitabımda da bu konunun önemini enine boyuna işlemiştim. Barış, özgürlük, demokrasi, sosyalizm için verdiğimiz devrimci mücadelenin tarihi, bu tarihi yaratanların kendileri tarafından ya sözlü tarih olarak ya da kaleme sarılıp kitap olarak anlatmadıkça gerçek bütünlüğü içinde ortaya çıkarılamaz. Bu konuda çaba harcanmadı değil. Özellikle Necati hocanın da aktif biçimde içinde olduğu Kocaelili yoldaşlar cezaevi süreci de içinde kendi tarihlerini kayda geçirmede örnek bir çaba gösterdiler. Konca Yazışmaları ve 1981 TKP Gölcük Davasında Ortak Savunma ve Marmara Yerel Haber Tanıklıkları adıyla ortaya çıkardıkları kolektif  ürün, kitaplaştırma son derece değerli. Necati yoldaş kitabında bunları anlatıyor. Başka deyişle hoca bu büyük resim içinde kendi fotoğraf karesini bize sunuyor.

Necati yoldaşımızın bu çabası bir başka açıdan benim için ayrı bir öneme sahip. Bu kitapta ayrıntılarıyla onun meslekî hikâyesini okuyacağız, yani meslek olarak öğretmenlik hikâyesini.

Öğretmenler ve öğretmen hareketleri yalnızca sol hareket için değil daha genelinde demokrasi mücadelesi için ve hatta tarih içinden alıp gelirsek tarihsel bakımdan toplumsal değişim, aydınlanma ve özgürleşme süreçleri için son derece önemli bir yere sahiptir. Öğretmenlerin ve öğretmen hareketlerinin toplumsal değişimdeki rolünün önemini görebilmek için meseleyi daha üst planda ele almak gerek, bizde ve bizim gibi sanayi devrimini kaçırmış ülkelerde aydınlar toplumsal değişimde belirleyici önemde bir role sahiptir. Fakat ne yazık ki, sol hareket olarak bu rolü teorik ve pratik düzlemde hak ettiği ölçüde derinlemesine incelemiş değiliz. Bu yanlışın en önemli nedeni sosyal  analizlerimize hakim olan dar sınıf açılı bakış ve ekonomik indirgemeciliktir. Böyle olunca tarihsel değişimde kültürel değişimin rolü, yeri, önemi fark edilmez oluyor.  Değiştirmek istediğimiz toplumun kültürel öz yapısını göremeyince o toplumun kendine özgü karakterini de fark edemiyor ve dolayısıyla o toplumun kültürel değişimine müdahale edemiyoruz. O durumda sağ ve sol siyasetler sığlaşıyor, niteliksizleşiyor, etkisizleşiyor.

İşte öğretmenlerin, öğretmen hareketlerinin tarihsel  önemini ve işlevini bu genel  çerçeve içinde görüyorum.  Bir toplumun aydınlanma süreçleri incelenmeksizin demokrasi süreçleri doğru analiz edilemez ve böylece demokrasi mücadelesi de başarıya varamaz.

Öğretmenler , köylere, toplumumuzun en ücra köşelerine kadar uzanan bir ilişki ağının aktörleri, bilginin, aydınlanmanın taşıyıcılarıdırlar. Halk içinde önemli bir saygınlığa sahiptirler. Aynı nedenle de her zaman gericiliğin, faşizmin  baş hedefi olmuşlardır. Meslekten atılmışlar, sürülmüşler, tutuklanmışlar,  hapsedilmişler ve hatta öldürülmüşlerdir. Bütün bunlar bilinmeyen şeyler değil , bilinmeyen değil ama çoğu kez unutulan şeylerdir. Öğretmen hareketlerinin mesleki özellikleri nedeniyle nesnel olarak ilerici karaktere sahip olduğu, bu nedenle öğretmen örgütlenmelerinin demokratik karakterini korumaya olağanüstü titizlenmek gerektiği unutulmuştur hep, sağda ve solda siyasi rekabet sonucu bir dizi öğretmen örgütü kurulmuş ve bunun sonucu hareketin gücü zayıflamıştır. Bu yanlışta bizlerin de suçu var.

Öğretmenlerin ve öğretmen hareketlerinin  bir başka önemli  yanı kamusal alana ilişkindir. Demokratik kamuoyunun oluşmasında, öğretim sisteminin demokratikleşmesinde okullarda bilime, çağdaş bilgiye dayalı  müfredat programlarının oluşması için verdikleri mücadeleler  özgür düşünceli, eleştirici, araştırmacı gençlerin yetişmesinde belirleyici önemdedir.  Daha ilkokuldan başlayarak gençlerin beyinlerinin biçimlenmesinde Milli Eğitimin ders programlarının yani müfredatın niteliği, kalitesi toplumun kültürel gelişmesinin kalitesini de belirler.

İşte bütün bu önemli noktalar ve daha da fazlasıyla ilgili somut olguları Necati yoldaşımızın kendi kaleminden çıkan bu kitap içinde çokça göreceğiz.

Bu kısa notumu onun  şu önemli tespitler içeren şu sözleriyle  bitirmek istiyorum: “ Bana göre düşünülmesi gerekenler; Meslek sorunlarımızı öne çıkarıp tartışamadık. Eğitim, öğretimin planlanıp programlanması ve süreçlere katılma . Ders kitapları. Öğretmen yetiştirme(…) ekonomik taleplerimizi gündeme sokamadık. Demokrasi kültürümüz içselleşmediği , yaşam tarzına dönüşmediği için birlikte ortak iş yapma kültürümüz de oluşmadı. O nedenle birçok konuda anlaşıp birlikte yol alma olanağımız varken ufak tefek nedenlerle kavga edip ayrıştık. Her şeyi olduğundan daha fazla siyasallaştırdık. Kendi siyasi yapılarımıza daha çok ne kadar yandaş kazanabiliriz diye düşündük. Bu düşünce tarzımızı değiştirebildik mi? Gönül rahatlığıyla maalesef evet diyemiyorum.

Nabi YAĞCI

 

 

 


Editör: N. Cingirt
Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)
  • Süleyman Karakaş

    Süleyman Karakaş

    19.12.2023 16:52

    Yayınlanan kitabı için Necati Kur 'u kutluyorum. Sıra dışı yaşamların kayıt altına alınması sosyal hafıza açısından önemli. Geçmişte bu yoksunlugun acısını çok çektik. Böylesi örneklerin çoğalması sevindirici. Nabi Yağcı 'ya da katkılarından ötürü teşekkürler. Okuru bol olsun, selamlar.