Dikkatlerden kaçan kritik hâkim savcı atamaları
Dikkatlerden kaçan kritik hâkim savcı atamaları
24.06.202506:29
Haber Merkezi
194

Kimilerine göre “toplumda korku salan”; kimilerine göre, “işini beceren” bazı isimler liste başında yer aldı. Yeni kurulun yaptığı değerlendirmeler sonrasında, taslakta yer alan bazı atamaların durdurulduğu, listede olmayan kimi isimlerin de kararnameye eklendiği biliniyor

Nefes aldığımız coğrafyada yargı, her zaman en önemli başlıklardan biri. Yargı camiasını yakından ilgilendiren yaz kararnamesi hafta sonunda yayımlandı.

Son kararnamede, dört binden fazla adli ve idari yargıda görevli hâkim/savcının görev yeri değişti. Kimilerine göre “toplumda korku salan”; kimilerine göre, “işini beceren” bazı isimler liste başında yer aldı.

Gelişmeleri yakından takip edenler, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) son kararnamesinin kulislerine hakimler.

Kurulun eski üyelerinin hazırlayıp çıkarmaya çalıştığı ancak “yukarıdan gelen” talimat sonrasında yeni kurula bırakmak zorunda kaldığı yaz kararnamesi, göreve gelen yeni kurul tarafından ikinci kez değerlendirildi.

Dorukhan Büyükışık dosyası

Yeni kurulun yaptığı değerlendirmeler sonrasında, taslakta yer alan bazı atamaların durdurulduğu, listede olmayan kimi isimlerin de kararnameye eklendiği biliniyor. Bir önceki kurula göre yeni kurulun “görece” daha dengeli görevlendirmeler gerçekleştirdiği değerlendirmeleri yapılıyor.

HSK yaz kararnamesi kapsamında dikkati çeken epeyce atama yapıldı.

T24’ten Asuman Aranca, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diploma davasına bakan heyetin dağıtılması başta olmak üzere dikkati çeken atamaları tek tek tespit edip duyurdu. 

Bıraktığım linkten söz konusu atamaları ve ne anlama geldiğini öğrenmek ya da hatırlamak mümkün.

Bu satırların yazarı olarak, uzun süredir yakından takip ettiğim ve hemen her aşamasını duyurduğum iki önemli dosya var.

İlki, 2018’de “intihar etti” denilen Dorukhan Büyükışık’ın dosyası. Yedi yıl sonra “cinayet soruşturması başlatılarak” bu dosyada iddianame hazırlanmıştı.

Diğeri ise, Eylül 2023’te Kırklareli’nin İğneada bölgesindeki longoz ormanlarında faaliyet gösteren Sisli Vadi adlı tesisin, kuvvetli yağışla yaşanan sel felaketinde sular altında kalması ve altı yurttaşın yaşamını yitirmesine neden olan olaya ait dosya.

Her iki dosya; ülkede hemen her gün benzeri yaşanan, vicdanları rahatsız eden, yürek burkan, geride yalnızca acı ve üzüntü bırakan olaylardan ikisi sadece.

HSK’nın son kararnamesinde her iki dosyada görev alan kimi yargı mensuplarıyla ilgili atamalar yer aldı.

Baba Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık ve Dorukhan Büyükışık

Önce, İzmir Adliyesi’nde yargı aşamasına geçen Dorukhan Büyükışık dosyasına bakalım.

Dorukhan Büyükışık’ın babası Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık’ın, oğlunun intihar etmediğini ortaya çıkarmak için gösterdiği çabayı hemen herkes biliyor artık.

Baba Büyükışık, olayın en başından beri İzmir Adliyesi’nde görevli ve dosyaya bakan iki savcı ile ilgili olarak, zaman içinde HSK’ya şikâyet dilekçeleri gönderdi. Büyükışık, dilekçelerinde oğlunun dosyasındaki hatalı iş ve işlemlerden İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekili Muhammet Sağlam ve Savcı Tayfun Koçoğlu’nu sorumlu tuttu.

Bu konuda daha önce Büyüteç’te bir yazı kaleme aldım.

HSK’nın eski yönetimi, Büyükışık’ın delilleriyle ortaya koyduğu verileri kendilerince değerlendirdi ve her iki savcının görevlerinde hata yapmadıklarını belirterek herhangi bir işlem gerçekleştirmedi.

Peki, HSK’nın son kararnamesinde ne oldu dersiniz?

Şüpheli biçimde yaşamını yitiren Dorukhan Büyükışık’ın aslında “dövülerek” cinayete kurban gittiği yönünde tespitleri yapıp, beş zanlı hakkında cinayetten dava açan İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekili Tahsin Kotan, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne (BAM) tenzil-i rütbe ile savcı olarak atandı!

Kotan, dosyadaki sorunları tespit edip bizzat kendi meslektaşları hakkında adli evrak hazırlayıp imza koydu.

Kotan’ın tenzil-i rütbe ile görevden alınmasına gerekçe olacak başka mesleki bir kayıt ya da tespit var mı, bilemiyorum. Ancak, herhangi bir sıkıntılı durumu olmaksızın Kotan, görevden alındıysa; tek kelime ile “yazık”.

Sisli Vadi dosyası

Sisli Vadi dosyasında da durum pek farklı değil aslında!

Facianın arkasından Kırklareli Adliyesi’ndeki soruşturma sırasında birbiri ardına tuhaf durumlar yaşandı.

Süreci yakından izleyen okurlar anımsayacaktır; özellikle olayın aydınlatılması için büyük çaba harcayan ve selde kızı ve damadını yitiren Safiye Yaşa ve ailesi, mücadelesine devam ediyor halen.

Tıpkı Dorukhan Büyükışık’ın babası Ethem Büyükışık gibi yaşanan sel felaketindeki ihmaller ile usulsüzlüklerin gün ışığına çıkarılması için uğraşan Yaşa Ailesi, ruhsatsız biçimde faaliyet gösteren tesisin sahibi Bülent Bayrak’ın, Kırklareli Adliyesi ile yakın ilişkiler içinde olduğunu ortaya çıkardı.

Bilhassa Başsavcı Hazım Arslanca ve Sisli Vadi soruşturmasını yürüten Savcı Muzaffer Lekesiz’le birlikte dosyanın yargılamasını yapan Kırklareli 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı ve Kırklareli Adalet Komisyonu Başkanı Hüseyin Gedik’in bağlantıları, Yaşa Ailesi’nce kamuoyuna yansıtıldı.

Yeri gelmişken aktarayım, acılı anne Safiye Yaşa, konuk sıfatıyla geldiği TBMM’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’la karşılaşıp ayak üstü yaşadıklarını anlattı. Erdoğan, yanındakilere dönüp acılı annenin acısına son verilmesi için ne gerekiyorsa yapılması talimatını verdi.

Safiye Yaşa, işte o görüşmeden bu yana TBMM’ye giremiyor. Nedeni, açık biçimde ifade edilmese de Erdoğan’la yaptığı görüşme. TBMM yönetimi Safiye Yaşa’nın Meclis’e girmesinden rahatsız olmuş olacak ki o gün bugündür acılı annenin TBMM’ye giriş yasağı var.

Devam ediyorum; Yaşa Ailesi, olayda yakınlarını kaybeden ailelerin de desteğini alarak söz konusu yargı mensuplarını HSK’ya şikâyet etti önceki dönemde.

Hatta, yine Bülent Bayrak’la yakınlığı nedeniyle yargılamayı yürüten Mahkeme Başkanı Hüseyin Gedik’e yönelik reddi hâkim talebinde bulundu aile. Ancak Gedik yargılamadan çekilmedi.

Ayrıca mahkeme, savcının “olası kastla öldürme” iddiasıyla ceza istemesine karşın geçen kasımda tamamlanan yargılamada suçu hafifleterek “bilinçli taksirle öldürme” suçundan ceza verdi. Aileler, dosyayı istinafa taşıdı.

Dosyaya bakan Kırklareli Adliyesi’ndeki Cumhuriyet Başsavcısı Hazım Arslanca ve Savcı Muzaffer Lekesiz, geçen yıl HSK tarafından görevden alındı. Arslanca, düz savcı sıfatıyla Yargıtay’a, Lekesiz ise aynı görevle Van’ın Gevaş ilçesine gönderildi.

HSK, son kararnamede, Adalet Komisyonu ve 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hüseyin Gedik’i görevden aldı. Önceki HSK yönetiminin – artık hangi gerekçe var, bilinmiyor – görevden almakta direndiği Gedik, Van’a ağır ceza mahkemesi başkanı olarak atandı.

Yeni HSK’nın Kırklareli’ndeki atama operasyonu Gedik’le sınırlı kalmadı. Başsavcı Enver Eroğlu, kente geleli henüz bir yıl olmuşken, bu kez Batman Cumhuriyet Başsavcısı oluverdi, bir anda!

Oysa Başsavcı Eroğlu, daha geçen yıl Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan Kırklareli’ne gelmişti.

Sisli Vadi dosyasının devamı olabilecek yeni gelişmelere ışık tutan yaklaşımıyla bilinen Eroğlu’nun Batman’a gönderilmesi biraz manidar ve dikkat çekici sanki.

Bakalım, yeni başsavcının atanmasıyla beraber süreç kesintisiz ilerleyecek mi, göreceğiz hep beraber.

Amasra’daki maden faciası

HSK’nın atamalarında pek dikkat çekmeyen ancak muhataplarınca yakından izlenen diğer bir ilginç atama da Bartın 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Harun Ceyhan’ın, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne tenzil-i rütbe ile üye atanması oldu.

Başkan Ceyhan’ın Ankara’ya atanmasına gerekçe olan dosya, Ekim 2022’de Amasra’da yaşanan ve 42 madencinin yaşamını yitirdiği facianın yargılaması kuşkusuz.

Ceyhan’ın başkanlığını yürüttüğü mahkeme, yargılanan sanıklardan 20’sine üç yıldan 17 yıla kadar hapis cezası verdi. Üç sanık beraat etti.

Anlaşıldığı üzere Ceyhan’ın başkanlığında verilen hapis cezaları, “birilerini” rahatsız etmiş olsa gerek ki, Başkan Ankara’ya getirildi!

Eski Gülen cemaatinin emniyet imamı

Bu arada Ankara Adliyesi’ndeki Terör Suçlarıyla Mücadele Bürosu’nun savcılarından Sultan Çavundurluoğlu Özdemir, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi üyesi oldu.

Çavundurluoğlu Özdemir, Ankara Adliyesi’nde FETÖ’nün emniyet yapılanması konusundaki dosyalara baktı uzunca süredir. Hatta bir dönem FETÖ’nün henüz cemaat olarak anıldığı dönemde Emniyet İmamı olduğu bilinen Kemalettin Özdemir hakkında iddianame düzenledi. Kemalettin Özdemir bu iddianameye göre 22 yıl 6 ay hapis cezasıyla yargılandı ve 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası aldı!

Aynı savcının iddianame hazırladığı dikkat çekici dosyalardan birisi, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde görev yapan bir grup polisin FETÖ’ye bilgi sızdırdığı iddiası oldu. Bu dosyada emniyet ile savcılık karşı karşıya geldi. Polis müdür, amir ve memurları halen FETÖ’ye bilgi sızdırdıkları iddiasıyla yargılanıyor.

Mersin Adliyesi’nde neler oluyor?

Epeyce benzeri olmasına rağmen Büyüteç’e konu edeceğim son atama Mersin’den.

Mersin Cumhuriyet Başsavcısı Tolgahan Öztoprak, HSK tarafından Manisa Cumhuriyet Başsavcısı yapıldı.

Mersin Adliyesi, bölgenin en hareketli adliyelerinden. Yakın geçmişte, kimisi siyasi bağlantılı epeyce dosya burada görüldü. Bası siyasilerin adının karıştırıldığı uyuşturucu kaçakçılığı yargılamaları, Eski Mersin Ülkü Ocakları Başkanı Çağrı Öner’e yönelik saldırı girişimi ve bir kişinin yaşamını yitirmesi, serbest bölgedeki gümrük faaliyetlerini ilgilendiren bazı adli suçlara yönelik soruşturmalar ve davalar Mersin’de görüldü.

Adliyedeki son dikkat çekici iki dosya ise, Mersin’de muhalefetin yönetimindeki bazı belediyeler ile ilgili İBB benzeri hazırlanan dosyalar ile yüzden fazla gümrükçü ve gümrük aracısının tutuklu yargılandığı dosya.

Gümrükçüler ve gümrükte firmaların işlerini takip eden bazı şirketlerin sahipleri ile çalışanlarının yargılandığı davanın ilginç bir tablosu var doğrusu.

Şöyle ki, kısa süre önce sanıklar hâkim karşısına çıktı ve ifadelerini verdi. On gün süren ilk duruşma sonrasında dosyanın önemli isimlerinden ve aracı firma sahibi C.D. tahliye oldu.

Bu dosyayı inceleyince akıllara, “gümrükçüler ve aracı firma sahipleri ile çalışanlar, rüşvet vermekten yargılanırken, aracı firmaların iş takibi yaptıkları şirketlerin sahipleri, dosyanın neresinde?” sorusu geliyor ister istemez.

Zira rüşvet alan ve rüşvet verenler varsa; rüşvet verenler, rüşveti kim için veriyor?

Mersin Adliyesi’ndeki atamalar, sadece başsavcı değişimiyle sınırlı değil elbette.

HSK, aralarında başsavcı vekili ve ağır ceza mahkemesi başkanı bulunan 30 dolayında hâkim ve savcıyı başka görevlere atadı. Bu atamaların her birinin kendi içinde bir gerekçesi var kuşkusuz.

Ancak sözünü ettiğim iki dosyanın tayinlerde ne kadar etkisi var, yakında anlaşılır.

Tolga Şardan


Editör: N. Cingirt
Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.