Özel: 'Elbette o sandık gelecek. O sandıkla beraber yeni bir cumhurbaşkanımız olacak'
23.06.202506:51
Haber Merkezi
257

CHP'nin Tekirdağ'daki “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitingi başladı. Mitingde Ekrem İmamoğlu'nun mesajı okundu, kürsüye parti lideri Özgür Özel çıktı.

CHP’nin “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinglerinin 11’inci adresi Tekirdağ. Mitingde özellikle çiftçilerin sorunları ve talepleri gündem edildi. Mitingde Ekrem İmamoğlu'nun gönderdiği mesaj okundu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, sandık vurgusu yaptı.

Mitingde konuşan CHP lideri Özgür Özel, bugün tutuklanan gazeteci Fatih Altaylı’yla ilgili Özgür Özel: “Fatih Altaylı'yı bir cümlesinden tutuklayıp hapse attılar. Yanlış yaptılar. Cezaevlerinin iç avluları doldurularak iç cephe güçlendirilmez. İç cephenin gücü demokrasiden geçer” dedi.

'Bu iktidar döneminde olması gereken bir milyon çiftçi kayıptır'

CHP lideri Özel, konuşmasında özetle şunları söyledi:

"Sandıktan kaçan milleten korkan bir iktidar var. Sadece kendisini düşündüğü için, artık Tekirdağ’ı düşünmüyor, çiftçiyi düşünmüyor. Kibirden gözleri dönmüş; cam kulelerden, sırça köşklerden, millete yukarıdan bakıyorlar. Sizleri o bulundukları fildişi kulelerden karınca gibi görüyor, ezmeye kalkıyorlar. Buradan Recep Tayyip Erdoğan’a sesleniyorum. Milleti karınca gibi ezemezsin. Karıncanın kardeşi var o da Cumhuriyet Halk Partisi’dir.

Tekirdağ'a para bulamayıp Ekrem Başkana darbe için 30 katını harcayanlara hep birlikte hesap soracağız. Bu ülkede çiftçi yoksa ekmek yoktur, Tekirdağ'In çiftçisi perişan durumdadır. 23 yılda çiftçi sayımız 500 bin azaldı. Bu iktidar geldiği 2.8 milyon çiftçimiz vardı, bugüne kadar nüfusumuz 20 milyon arttı, ancak çiftçi sayımız 500 bin azaldı.

Bu iktidar döneminde olması gereken bir milyon çiftçi kayıptır. Bu iktidar geldiğinde çiftçilerin ortalama yaşı 30'lardaydı. Şimdi ortalam çiftçi sayısı 58'dir. Genç çiftçilere gelecek sene sorulduğunda, 4 genç çiftçiden 3'ü 'asgari ücretli bir iş bulursam bir daha tarlaya girmem, ekmem' demekte. Türkiye tek başına kendi kendine yetebilen ülkelerdeyken bugün tarımda da hayvancılıkta da artık bu mesleği yapmak isteyenlerin kalmadığı, duranların borç batağında yükseldiği bir hale dönüşmüştür.

'Elbette o sandık gelecek. O sandıkla beraber yeni bir cumhurbaşkanımız olacak'

Size buradan son diyeceğimiz başta söyleyerek, çiftçilerle ilgili durumu özetleyeyim:

Elbette o sandık gelecek. O sandıkla beraber yeni bir cumhurbaşkanımız olacak. O cumhurbaşkanı sonuncusu gibi çiftçiye 'al ananı da git' diyen değil, birincisi gibi 'köylü milletin efendisidir' diyen biri olacak."

‘Dünün mazlumu bugünün zalimi olmuştur’

19 Mart’ta bir darbe girişimine muhatap olduk. Cumhurbaşkanı adayımızı belirleyeceğimiz gün Cumhurbaşkanı adayımıza darbeye kalkıştılar. Cumhurbaşkanı adayımızı alıp, dört gün nezarethanelerde tutup, Silivri zindanına koydular. Dünün mazlumu, bugünün zalimi olmuştur. Ama korkunun ecele faydası yoktur. Sandık gelecek, bu milletin takdiri ile Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı olacaktır. Sayın Erdoğan, Ekrem İmamoğlu üniversiteli arkadaşlarıyla iftar yapıyor, arada toplanıyor yemek yiyor. 11’erden maç yapıyorlar. Senin tavla oynayacak bir üniversite arkadaşın var mı? Çağır bir görelim. Erdoğan tavla oynamak istediği için kendisinin üniversiteden bir arkadaşı aranmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’nde Tayyip Erdoğan’la üniversite yıllarından fotoğrafı olan bir kişi aranmaktadır. Acilen başvursun. Adamın tavla oynamaya bir tane üniversite arkadaşı yok. Ekrem İmamoğlu’nun helal diplomasını iptal ettirmeye çalışıyor. Yazıklar olsun.

‘Evladının sağlığıyla tehdit etmeye başladılar’

Bir iftira attılar, iftiranın içinden çıkamıyorlar. 94 gün oldu bir kanıt bulamıyorlar. 1 lira rüşveti ispatlamadılar. Ne iftira attılarsa tam terse döndü, mahcup oldular. Son anketlere göre yüzde 22’ye düşmüş yalanlarına inananların oranı. Milletin gözünden de gönlünden de düştüler. Ekrem Başkan’ın en yakın dostlarına, Ekrem Başkan’a iftira atması karşılığında özgürlük teklif ettiler. Kadınları küçücük çocuklarıyla tehdit ettiler. Buna evet demeyenleri Türkiye’nin dört bir tarafındaki hapishanelere dağıttılar. 40 kişinin kalacağı koğuşa 55 kişiyi doldurmuşlar, 56’ncısı bizim arkadaşımızı yollamışlar. Yerde yatmanın sırası var. Tuvaletin sırası var. En temel insan haklarının ihlal edildiği yerde insanları bezdirmeye, iftiraya ikna etmeye çalışıyorlar. En son Kandıra’da tuttukları bir arkadaşımızı avukatsız İstanbul’a çağırıp, bir başsavcı, üç savcı karşısına geçip ‘Sohbet edelim, doğruyu söyle, imzayı at kurtul. Yoksa aileni de alacağız’ demişlerdi. O, iftiracı olmadığı için 26 yaşındaki evladını alıp bir başka cezaevine, yeğenini alıp bir başka cezaevine koydular. İnsanları kendilerine yaptıkları işkence yetmeyince, sağlık sorunları olan evladının sağlığıyla tehdit etmeye başladılar.

‘Aileye saldırıyorlar’

Bu kadar zulüm ile abad olunmaz. Evlada dokunanın, babaya dokunanın, eşe dokunanın, mertçe mücadele etmeyenin bu milletin gönlünde bundan sonra yeri olmaz. Namertçe saldıranlardan bu millet önüne gelen ilk sandıkta hesap soracaktır. Öyle bir yalan çıkardılar ki MASAK Raporu’nda Ekrem Başkanımızın oğlu Selim, babasının rüşvet paralarını yurt dışına kaçırmış, şirket kurmuş diye yalan attılar. Bu yalanı ortaya çıkaran avukatımız Mehmet Pehlivan’ı, bunları anlatmasın diye içeriye attılar. MASAK raporunda yazan ve kur oyunlarıyla televizyonda çarpıtılan birtakım satılık kalemlerin üzerinde tepindiğinin aksine, Selim kardeşimizin bir yatırım şirketi için ‘Yurt dışına gönderdi, kaçırdı’ dedikleri paranın tamamı, şuradaki bir daire parasıdır. 12 milyon liradır. Bu paranın yarısı annesinin bozdurduklarından, yarısı dedesinin yıllardır bankada duran mevduat hesabından aktarılmıştır. İkisinin de analarının ak sütü gibi helal paralarının ispatı bankadadır. Dededen, anneden alınan parayla okuduğu yurt dışında iş kurmaya çalışan, bugün İstanbul için bir yarım daire parası bile olmayan şeye, milyarlık yolsuzluk diye laf eden kişiler büyük bir algı operasyonuyla aileye saldırmaktadır. Buradan gözlerinin içine baka baka gösteriyorum. Erdoğan, böyle bir yüzük göstermişti. ‘Tek mal varlığım bu alyansım’ demişti. ‘Bu alyansa bakın. İleride zenginleşirsem demek ki çalmışımdır’ demişti. Şimdi bir alyanstan, gencecik çocuklarının gemi alması sorulduğunda, ‘Gemi var gemicik var’ deyip oğlunun yaptığı ticarete ‘gemicik’ deyip, bu kadar servetini açıklamayan Erdoğan dururken; dedesi işadamı, babası 30 yıllık işadamı, servetleri kayıt altında olan Selim’in yarım daire parasından yolsuzluk icat eden, yandaş gazetecilere söylüyorum; bu yaptığınız hak değil hakikat değil, vicdan değil, Müslümanlık değil. Bu millet bunların hesabını soracak, mahkeme-i kübrada Allahutaala bu iftiranın hesabını soracak. Ne Selim’in ve Ekrem’in ne bir başka arkadaşımızın verilemeyecek hesabı yoktur. Cesaretiniz varsa iddianameyi düzenleyin, mahkemeyi TRT’den yayınlayın. Hodri meydan.

‘İmamoğlu hırsız olsa transfer etmeye kalkarlardı’

Ekrem İmamoğlu hırsız olsa, yolsuzluk yapsa bunlar onu hapse atmaz aksine baş tacı eder, transfer etmeye kalkarlardı. İmamoğlu hırsız, yolsuz olsa onu saraya çağırırlardı. ‘Yerin burası’ derlerdi. ‘Ayakkabı kutularını da al gel’ derlerdi. ‘Bizde senden çok var’ derlerdi. Bizde kasadan çıkan dolar yok. Bizde ayakkabı kutusu, çikolata kutusu, elbise askısı yok. Onun için alnımız açık, başımız dik. Çalmadık, çırpmadık. Elbette erken seçim istiyoruz. Kasımdaysa kasımda, daha erkense daha erken ama kaçarsa kaçtıkları yere kadar, hiç durmadan, usanmadan, yorulmadan, dünya siyaset tarihinin gerekirse en uzun, en kararlı, en güçlü kampanyasına hazır mıyız? 100 yıl öncesinde olduğu gibi inançla, kararlılıkla, güçle, korkmadan, gerekirse ölümü göze alarak ama teslim olmadan yürümeye hazır mıyız? Haydi iktidara yürüyelim.”

İmamoğlu’nun mesajı okundu

Silivri’de tutuklu bulunan CHP’nin cumhurbaşkanı adayı, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, mitinge mesaj gönderdi ve “Sözde yargı eliyle, sadece ben ve kıymetli görev arkadaşlarım değil, tüm Türkiye rehin alınmaya çalışılıyor. Bilin ki ne bizi ne de milletimizi yıldırabilirler. Korkularına da oyunlarına da boyun eğmeyiz.” dedi.

İmamoğlu’nun Silivri’den Tekirdağ’daki CHP mitingine yolladığı mektubu CHP Tekirdağ İl Başkanı Levent Gündoğdu okudu. İmamoğlu, önemli mesajlar verdiği mektubunda şu ifadeleri kullandı:

“Merhaba Tekirdağ. Kadınlara, gençlere, işçiye, emekliye, çiftçiye, esnafa, Tekirdağ’ın bereketli topraklarına, alın teriyle büyüyen sanayisine, bu güzel memleketin geleceğine inanan herkese selam olsun. Bugün Türkiye, bir dönüm noktasında. Ya yönümüzü demokrasiye, hukuka, fırsat eşitliğine dönüp yarınlara umutla bakacağız ya da her yeni güne, her geçen gün zulmünü büyüten bu anlayışın oluşturduğu güvensizliğin içinde savrulmaya devam edeceğiz. Bugün Türkiye’de en çok örselenen şey, adalet duygusu. Hak aramak suç, hakkını savunmak tehdit gibi gösteriliyor. İnsanlar, mahkemelerin önlerindeki yazılı kurallara, kaidelere göre değil, kişiye göre muamele yaptığını görüyor. Bu şahsileştirilmiş sözde hukuk düzeninde de iktidara doğrudan eklemlenmemiş kimse kendini güvende hissedemiyor.”

“Oysa bir ülke, ancak hukukla, güvenle, vicdanla ayakta kalır. Ve adalet, sadece mahkemelerde değil; fabrikada, limanda, okulda, OSB’lerde, köyde, mahallede; yani hayatın tam ortasında gereklidir. İşte biz, bu yürüyüşe, milletimiz hak ettiği onurlu bir yaşamı, refahı, adaleti kazansın diye çıktık. Yine milletimizi yanımıza alarak çıktık. Fakat bu yürüyüşü engellemek için, 19 Mart darbesinden beri türlü kumpaslar kuruyorlar. Sözde yargı eliyle, sadece ben ve kıymetli görev arkadaşlarım değil, tüm Türkiye rehin alınmaya çalışılıyor. Bilin ki ne bizi ne de milletimizi yıldırabilirler. Korkularına da oyunlarına da boyun eğmeyiz.”

“Bu mücadelede, memleketimizin her köşesi gibi, Tekirdağ’ın da çok büyük önemi var. Çünkü Tekirdağ, yalnızca bir kent değil; sanayisiyle, tarımıyla, limanları ve demiryollarıyla, Avrupa’ya açılan kapımız; üretimin, emeğin, çalışkanlığın şehri. Ama bunca potansiyele rağmen, bu zenginlik, Tekirdağlıya refah olarak dönmüyor. Çorlu’da, Çerkezköy’de binlerce insan, üç vardiya üretirken, geçim derdinde. Süleymanpaşa’da emekliler ay sonunu getiremiyor. Hayrabolu’da, Malkara’da köyler yaşlanıyor, gençler göç ediyor. Kadınlar yüksek eğitimli ama işsiz. Üniversiteye giden genç sayısı ise Türkiye ortalamasının altında.”

“Bu tablo bir kader değil; Türkiye’nin değil, kendilerinin bekasını düşünen bir avuç muhterisin yıllardır izlediği yanlış politikaların, adaletsiz yönetimlerinin sonucudur. Biz, bu gidişatı tersine çevirmeye kararlıyız. Tekirdağ’a da Trakya’nın tüm ilçelerine de bütüncül bir kalkınma vizyonuyla bakıyoruz. OSB’lerden kırsal mahallelere, üniversiteden limanlara kadar her noktayı kapsayan bir dönüşüm hedefliyoruz. Gençlerin iş bulabildiği, kadınların hayatın her alanında eşitçe var olduğu, köylünün de kentlinin de kendini dışlanmış hissetmediği bir Tekirdağ kuracağız.”

“Bunun için yeni bir yönetim anlayışına, milletimizle el ele yürüyen bir siyasete ve güçlü bir dayanışma ruhuna ihtiyacımız var. Nasıl ki 19 Mart darbesinden beri hep beraber bu kumpasa karşı direniyoruz, yarın bu cendereden çıkıp demokrasiyi yeniden inşa ettiğimizde de her kararı beraber alacak, her taşı beraber kaldıracağız. Ve bu beraberliğimiz, bizi umutlu yarınlara, koşar adım götürecek. Bu koşuda geride kalana, tökezleyene el uzatacak kimseyi arkada bırakmayacağız. İnadımızı, cesaretimizi, umudumuzu elimizden almalarına izin vermeyeceğiz. Her şey çok güzel olana kadar; o güne dek, mücadeleye devam. Ekrem İmamoğlu.”


Editör: N. Cingirt
Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.