Vatandaşlar Gezi Parkı eylemlerinin 12. yılında Mis Sokak’ta toplandı; Taksim'e çıkışa izin verilmedi, en az 97 kişi gözaltına alındı
Vatandaşlar Gezi Parkı eylemlerinin 12. yılında Mis Sokak’ta toplandı; Taksim'e çıkışa izin verilmedi, en az 97 kişi gözaltına alındı
1.06.202509:33
Haber Merkezi
83

97 kişiden 12’si mevcutlu tutularak Çağlayan Adliyesi'ne sevk edilecek

Gezi Parkı eylemlerinin 12. yıldönümünde vatandaşlar Taksim ve çevre sokaklarında toplandı. Ara sokaklarda toplanan vatandaşlar Mis Sokak’ta toplanarak basın açıklamasını okudu. Açıklamanın ardından İstiklâl Caddesi üzerinden Taksim Meydanı’na gitmek üzere vatandaşlara polis izin vermedi.  Basın açıklamasını okumasıyla vatandaşlar yür Taksim'e yürümek istemesiyle polis yüzlerce kişiyi gözaltına aldı. Gezi Parkı'nın girişinde "Duran Adam" eylemine başlayan yaklaşık 10 kişilik başka bir grup da gözaltına alındı. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) en az 97 kişinin gözaltında olduğunu açıkladı. Gözaltına alınanların 12'si savcılık talimatıyla mevcutlu tutularak Çağlayan Adliyesi'ne sevk edilecek. 

İstanbul'da, Gezi Parkı eylemlerinin 12. yıldönümü için Taksim ve çevresinde toplanan vatandaşlar, eylemler zamanında hayatını kaybedenleri andı.

Gezi Anma Komitesi ve Taksim Dayanışması’nın Taksim Meydanı’na yaptığı çağrıların ardından Emniyet çevrede yoğun önlemler aldı. Taksim Meydanı’nı bariyerlerle ablukaya alındı, meydanın çeşitli yerlerine TOMA’lar yerleştirildi. Gezi Parkı’nın çevresi aynı şekilde bariyerlerle çevrilirken parkın giriş çıkışlarına çevik kuvvet yerleştirildi. Ayrıca İstanbul Valiliği’nin aldığı kararla M2 metro hattında bulunan Taksim ve Şişhane durakları kapatıldı.

TMMOB önündeki sokak ablukaya alındı

İpek Sokak’ta bulunan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) binasının önündeki sokak ablukaya alındı. Giriş ve çıkış yapılmasına izin verilmeyen sokakta basın açıklamasının okunmasına da izin verilmemesi üzerine Taksim Dayanışması Komitesi açıklamayı Mis Sokak’ta okudu.

"Söz bitti, Gezi tarihteki anlamıyla ve bugünüyle dimdik duruyor!"

DİSK İstanbul Bölge Temsilcisi Asalettin Arslanoğlu okuduğu basın açıklaması şöyle:

"Ve gökyüzü ve sahra ve mavi okyanus

Ve kederli nehir yollarının,

Sürülmüş toprağın ve şehirlerin bahtı

Bir şafak vakti değişmiş olur,

Bir şafak vakti karanlığın kenarından onlar ağır ellerini toprağa basıp doğruldukları zaman.

En bilgin aynalara en renkli şekilleri aksettiren onlardır.

Asırda onlar yendi, onlar yenildi.

Çok sözler edildi onlara dair ve onlar için:

Zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri yoktur, denildi.

SÖZ BİTTİ, GEZİ TARİHTEKİ ANLAMIYLA VE BUGÜNÜYLE DİMDİK DURUYOR!

Biliyoruz ki Gezi, yalnızca tarihin bir dönemiyle sınırlı kalmış bir halk hareketi değildi. Bugün sokakları dolduran binlerce gencin gelecek mücadelesinde, emekçilerin ekmek kavgasında, kadınların yaşam mücadelesinde, işçilerin direnişinde, halkın yurttaşlık mücadelesinde GEZİ DİMDİK DURUYOR!

Aradan geçen 12 yılda, siyasi iktidar Gezi'nin meşru taleplerini bastırmak için baskı, sindirme ve hukuksuzluk politikalarını daha da derinleştirdi. Ancak 19 Mart'ta halk iradesine yapılan darbe ile başlayan direniş, gençlerin yaşanabilir bir ülke talebiyle birleşerek bu ülkenin demokratik birikiminin sindirilemeyeceğini bir kez daha gösterdi.

Çok şeyler söylendi GEZİ'ye dair... Bu ülkenin en aydınlık, en demokrat, en yaratıcı, en sorgulayıcı, en inatçı, en dayanışmacı, en emekçi, en vefakar insanlarına, gençlerine ve kadınlarına çapulcu dendi: Ve söz bitti.

Çok şeyler söylendi GEZİ'ye dair... Demokrasinin kırıntılarını ortadan kaldırıldığı, bürokraside, hatta yargıda bile emir-komutanın işlediği, Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmadığı için sadece hukuk değil Söz de bitti

Çok şeyler söylendi GEZİ'ye dair... Dünyanın en demokratik, silahsız, kitlesel, kararlı, talepkâr, zeki, espirili, yaratıcı ve dayanışmacı halk hareketine "darbecilik" yaftası takılınca, mantık bitti, mana bitti, Ve söz bitti.

Çok şeyler söylendi GEZİ'ye dair... Gezi parkı ve Taksim yayalaştırma projesine karşı Mimarlar Odası adına davayı açan Av. Can ATALAY’a, aynı davanın takipçisi diğer oda olan Şehir Plancıları Odası Başkanı Tayfun KAHRAMAN’a, çekimi yapılmamış bir filmin senaryosundan dolayı Çiğdem MATER'e, Bir Vakfın çalışanı olarak Gezi'ye katılan milyonlarca insandan biri olan Mine ÖZERDEN'e örgüt üyesi olmaktan 18'er yıl ağır hapis cezasına, yine GEZİ'de masa sandalye, poğaça börek yardımı yapan dünyanın en naif insanlarından Osman KAVALA'ya tanıksız, kanıtsız, karinesiz ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilince söz bitti. Bu hukuksuzluğu Yargıtay'da onaylayınca masumiyet karinesi ile birlikte hukukta bitti, söz de bitti.

Çok şeyler söylendi GEZİ'ye dair... Milyonluk tazminat davaları, kayyum atamaları, seçilme yasakları, itiraz edenden slogan atana, derdini anlatandan tweet paylaşana, haberi yazandan, ekrana taşıyanına kadar herkesi sindirme çabası içinde olanlar hukuksuzluğu sıradanlaştırdı... Ve söz bitti.

Çok şeyler söylendi GEZİ'ye dair... Oysa, Haziran direnişine yol açan Gezi Parkı tarihsel misyonunu tamamladı. Koca bir yaşama sahip çıkabilmek için öncelikle üç beş ağaca sahip çıkmak gerektiğini; kent yağmasını engellemenin özel yaşama müdahaleye itirazla eş anlamlı olduğunu; dereleri Hidro-Elektrik Santrali, her yeri maden ve taş ocağı; şehirleri beton yığınağı haline getiren rant siyasetine karşı çıkmanın yaşamsal olduğunu göstermekle kalmadı, herkesle birlikte bunlara karşı direnmenin coşkusunu da yaşattı... Ve söz bitti.

SÖZ BİTTİ, Çünkü Gezi Parkı; Topçu Kışlası görünümlü rezidans ve alışveriş merkezi haline getirmek isteyenlerin iştahını kabartacak bir "kupon arazi” olmaktan çoktan çıktı. Hatta Gezi, Park olarak bile tanımlanamaz artık. Binlerce beton bina ile kuşatılmış Taksim meydanı etrafındaki tek yeşil alan, gölgesinde oturabilecek ağaç barındıran tek park olduğu doğru. Ama daha büyük bir hakikati var artık o parkın. Uğruna “Ağırlaştırılmış müebbet❞le hapis yatan dostlarının yanı sıra, insanım diyenlerin görebilecekleri suretler, duyabilecekleri ağıtlar arasında, on dördünde, yirmi birinde toprağa düşmüş, oradaki ağaçlara can suyu olmuş gençlerin anıtları duruyor o parkta.

Çok şeyler söylendi ama GEZİ'de zamanında en açık biçimiyle sözünü söyledi: Bu ülkede kaç lise, kaç Üniversite varsa, deresine sahip çıkan kaç köy, bedenime karışma diyen kaç kadın, dilimi, kimliğimi, varlığımı inkar etme diyen kaç kürt varsa, inancımı sorgulama diyen kaç alevi, acımı reddetme diyen kaç ermeni, yönelimimi kabul et diyen kaç LGBTI+ birey varsa, bu pahalılıkta bu ücretlerle yaşanmaz diyen kaç işçi, ürünü elinde kalan ne kadar çiftçi varsa o kadar Gezi Parkı çıkacak karşınıza...dedi... Ve söz bitti.

İşte bu nedenle ve bir kez daha gür bir sesle haykırıyoruz;

Ülkenin demokrasi şöleni olarak tarihe geçecek olan GEZİ direnişinden "Darbe❞ çıkarmaya çalışmak beyhude bir çabadır!

Tayfun KAHRAMAN'ı, Çiğdem MATER'i, Şerafettin Can ATALAY'ı, Osman KAVALA'yı ve Mine ÖZERDEN'i siyasi ikbal hesaplarınıza malzeme yaparak hapiste tutmaktan vazgeçin Özcesi; düşün yakamızdan, ülkemizi ve milyonlarca yurttaşımızı rahat bırakın...

Yoksulun, mağdurun, emeklinin, işçinin, köylünün, işsizin, öğrencinin dertlerini, sözlerini, itirazlarını dinleyin; asgari ücreti ve emekli maaşlarını insanca yaşanabilir hale getirin; kadın cinayetlerini bitirin; sağlık sistemindeki tıkanma ve yozlaşmayı, eğitimdeki çöküşü nasıl durduracağınızı anlatın; gençlerin ve üniversite öğrencilerinin gelecek kaygılarını hissedin; komşu ülkelerle barışçıl iyi ilişkiler kurun, barışı hem ülke içinde hem de dünya ölçeğinde dillendirin; sanatı, sporu, akademiyi, çağdaş standartlara nasıl taşıyacağınızı anlatın; İşte tüm bunlar bütün baskılara, engellemelere, saldırılara, tutuklamalara rağmen parkın kadim ağaçlarından yankılanan ve GEZİ parkından dönen milyonların iç sesidir.

Herkes bilsin ki; Karanlık gider GEZİ kalır!

Herkes bilsin ki; Hapislik biter mücadele kazanır! Herkes biliyor, Her yer Taksim Her yer Direniş!

TAKSİM DAYANIŞMASI"

En az 97 kişi gözaltına alındı

Ablukaya alınan bir vatandaş fenalık geçirdi

Basın açıklamasının ardından yürümeye çalışan vatandaşlara polis müdahale etti. Bir grup vatandaş Tarlabaşı Caddesi’nde akan trafiğin önüne atlayarak pankart açtı. Önü kesilen en az 87 kişi ablukaya alınarak gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek" sloganları attı. 

İşte vatandaşların yürüme anı:

Gezi Parkı'nın girişinde yaklaşık 10 öğrenci gözaltına alındı

Gezi Parkı’nın girişinde "Duran Adam" eylemi yapan yaklaşık 10 öğrenci polis ablukasına alındı. Polis, öğrencilerin durma eylemini sürdürmesi durumunda gözaltına alacaklarını söyledi. Durma eylemlerini sürdürme kararı alan öğrenciler gözaltına alındı. 

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez Vatan Emniyet'e geldi

Öğrencilerden Vatan Emniyet'in önünde gözaltı protestosu

87 kişinin gözaltına alınmasının ardından üniversite öğrencileri Vatan Emniyet'in önüne çağrı yaptı. Öğrencilerin telefonlarının flaşlarını yakarak okudukları basın açıklaması şöyle:

"Gözaltındaki arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır"

"Bugün, tam 12 yıl önce Gezi Parkı Direnişi’ni başlattığımız bu günde; üniversiteliler, işçiler ve halk olarak yeniden Taksim sokaklarında buluşma sebebimiz tam da bu direnişi anmak, onun mirasını yaşatmaktı.

Üniversiteli arkadaşlarımız, Gezi Direnişi’nin 12. yıl dönümünü anmak üzere gerçekleştirdikleri basın açıklamasının ardından Taksim Meydanı’na yürümek istedi. Ancak hükümet, gençlerden ve emekçilerden korkarak meydanları halka kapattı, yolları barikatlarla ördü ve barışçıl anma taleplerimizi bir “tehlike” olarak yaftaladı.

Polis, arkadaşlarımızı ablukaya aldı; “ablukayı kaldıracağız” diyerek kandırdı, ardından ters kelepçeyle yerlerde sürükledi, biber gazı kullandı, sağlık ekiplerinin müdahalesini engelleyerek arkadaşlarımızı gözaltına aldı. Üzerine ablukada gönüllü reviri de müdahale sonrası gözaltına aldı. Bu uygulamalar bir kez daha gösteriyor ki polis, 19 Mart’tan bu yana halkın değil iktidarın iradesini koruyor.

Ama biz SUSMUYORUZ, KORKMUYORUZ İTAAT ETMİYORUZ. Bizler, halkı korkuyla sindirmeye çalışanlara karşı, arkadaşlarımızla birlikte omuz omuza barikatı aşıyoruz! Bugün, direnişin ve dayanışmanın gücüyle Taksim barikatlarını deldik, Gezi’nin sesini yeniden meydanlara taşıdık.

Şu an emniyet önündeyiz. Gözaltına alınan arkadaşlarımızı yalnız bırakmıyoruz. Buradan açıkça ilan ediyoruz:

Gözaltındaki arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır.

Şiddet uygulayan güvenlik güçleri hakkında işlem başlatılmalıdır.

Taksim’i halka kapatan tüm engeller kaldırılmalıdır.

Bu hukuksuzluklardan sorumlu olan valilik ve emniyet yetkilileri hesap vermelidir.

Bizler üniversiteli gençler olarak biliyoruz ki Gezi, bu topraklarda özgürlüğün, eşitliğin, dayanışmanın ve direnişin adıdır. Bugün yaşanan şiddet, yalnızca geçmişin değil, gençliğin geleceğine sahip çıkma iradesinin de hedef alındığını gösteriyor.

Anayasa’nın tanıdığı barışçıl gösteri hakkı her geçen gün daha fazla gasp ediliyor. Ancak biz bu baskıyı kabul etmiyoruz! Bugün burada, üniversiteli arkadaşlarımızın maruz kaldığı hukuksuzluğu ifşa ediyor, mücadeleye devam edeceğimizi ilan ediyoruz.

Arkadaşlarımız yalnız değildir. Üniversiteli gençlik birbirinin sesini duymaya, birbirinin arkasında durmaya devam ediyor.

Sokaklar bizim, meydanlar bizim, gelecek bizim, Gezi bizim! Gezi biziz!

Yaşasın özgürlük!

Yaşasın halkın iradesi!

Yaşasın Gezi Direnişi!"

12 kişi mevcutlu tutularak adliyeye sevk edilecek

94 kişiden 12’si hakkında savcılığın mevcutlu talimatı verdiği vatandaşlar adliyeye çıkartılacak. 82 kişi ise ifadeleri tamamlandıkça sağlık kontrolleri ardından serbest bırakıldı. 18 yaş altı 1 kişi çocuk şubeye götürülecek.


Editör: N. Cingirt
Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.