MarmaraYerelHaber

Gazeteci Murat Yetkin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’in İBB iddianamesini dünya siyasi davalar tarihine geçmeye aday bir belge olarak değerlendiriliyor. Yetkin, iddianamenin bazı yolsuzluk iddialarının tanık beyanları ve ikincil verilere dayandığını, “bol miktarda ‘olmuş, duydum’ sözcüklerinin” kullanıldığını ancak ciddiyetle ele alınması gereken unsurların da bulunduğunu söyledi.

Yetkin, iddianamenin siyasi bir niyetle yazıldığı izlenimini değiştirmediğini vurguluyor ve süreci şöyle anlatıyor: “Bir siyasi husumetin ortaya çıktığı görülüyor.” Gürlek’in 8 Ekim 2024’te Adalet Bakan Yardımcılığı görevinden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına atanmasının ardından sürecin hız kazandığını belirten Yetkin, CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından Gürlek’in “Yeni Zekeriya Öz” ilan edildiğini, Özgür Özel’in ise onu “Seyyar giyotin” olarak nitelendirdiğini hatırlatıyor.

İmamoğlu’nun adaylığının ilanı sonrası yaşanan gelişmelere de dikkat çeken Yetkin, iddianamede geçen olayları şöyle özetliyor:

“Ertesi sabah 06.00 sularında Gürlek’in talimatıyla İmamoğlu’nun evini basan polis, onunla birlikte çok sayıda İBB yetkilisi, çalışanı ve İBB ile çalışan bazı işadamlarını gözaltına alıyor. İmamoğlu, CHP’nin kendisi için önseçim yaptığı 23 Mart günü tutuklanarak Silivri Cezaevine gönderiliyor.”

Yetkin’e göre iddianame yalnızca İmamoğlu’nu değil CHP’yi de hedef alıyor. Başsavcılığın İmamoğlu’nun suç örgütünü kurma tarihini Beylikdüzü Belediye Başkanlığına dayandırmasını örnek göstererek, Yetkin şunları söylüyor:

“Amaç yalnızca İmamoğlu’nu devre dışı bırakmak değil, CHP’nin kapatılmasının da hukuki zeminini hazırlamak gibi görünüyor.”

Buna karşın gazeteci, iddiaların tamamen reddedilmesinin doğru olmadığını belirtiyor:

“Bu iddianamenin dünya siyasi davalar tarihine geçmeye aday olması, ortaya iddiaları toptan yok sayma gerekçesi olamaz.”

Yetkin, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in mitinglerle İmamoğlu ve diğer sanıkların tutuksuz yargılanmasını talep etmesini meşru buluyor, ancak savunma stratejilerinde riskli noktaları da işaret ediyor:

“En riskli söylem, AK Partili belediyelerin de yıllardır benzeri işleri yaptığı yolundaki sözde savunmadır. Bu, şaibeli işlerin hoş görüldüğü algısına yol açar.”

Yazısında Cumhurbaşkanı ve AKP Generl Başkanı Erdoğan’a da göndermede bulunan Yetkin, geçmiş davaları hatırlatarak uyarıyor:

“Anayasamızda ‘hukuk devleti’ olduğumuz yazıyor; ‘yargı devletine’ dönmeyelim.”

Yazının tamamını okumak için tıklayın.