Demokratik Suriye Güçleri (DSG) komutanı Sipan Hemo, ABD arabuluculuğunda yürütülen entegrasyon görüşmelerinin durma noktasına geldiğini söyledi
Demokratik Suriye Güçleri (DSG) komutanı Sipan Hemo, ABD arabuluculuğunda yürütülen entegrasyon görüşmelerinin durma noktasına gelmesiyle Kürt güçlerinin olası bir savaş tehdidine karşı hazırlık yaptıklarını ancak “Suriye'nin geleceğini güvence altına almak” için Şam ile diyaloğu sürdürdüklerini belirtti.
Mart ayında DSG Genel Komutanı Mazlum Abdi ile Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara arasında DSG ve Rojava Özerk Yönetimi’ne bağlı kurumların entegrasyonu için bir anlaşma imzalanmış ve Aralık ayına anlaşmanın uygulanması hedeflenmişti. Ancak ABD arabuluculuğundaki görüşmelerden henüz sonuç alınamadı.
ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, görüşmelerin "harika gittiğini" söylese de Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani, "hiçbir olumlu veya pratik adım atılmadığını" belirterek tam tersini dile getirdi.
Taraflar bu konuda ilerleme kaydedilememesinden birbirlerini sorumlu tutuyor. Şam, DSG’yi "maksimalizmle" suçlayarak Süveyda'daki olayların ve “İsrail'in Dürzileri savunmak için müdahalesinin güvenlerini artırdığını” ve “daha fazla talepte bulunmalarına yol açtığını” iddia ediyor. DSG ise hükümetin başından beri samimi olmadığını ve tam kontrolü ele geçirdikten sonra anlaşma yapmayı beklediğini belirtiyor.
Artan ABD baskısına rağmen taraflar diyalogu sürdürme konusunda kararlılıklarını koruyor.
El Monitor’e göre, anlaşmaya varılamadığı takdirde taraflar arasında bu durumun “topyekûn bir çatışmaya dönüşme riski”ni artırıyor.
“Ayrı bir devlet kurma isteğimiz yok”
Al-Monitor'e özel bir röportaj veren DSG komutanlarından Sipan Hemo, “çatışma riskinin geçerliliğini koruduğunu” söyledi.
Suriye'de son derece hassas bir dönemden geçildiğini vurgulayan Hemo, 10 Mart’ta imzalanan “taslak anlaşmanın” ardından hiçbir somut adım atılmadığını hatırlattı.
DSG’nin “zaman kazanmak” için ağır davrandığı yönündeki iddiaları net bir dille reddeden Hemo, “Tam tersine, biz 10 Mart anlaşmasına bağlılığımızı teyit ettik ve Suriye'de entegrasyona doğru ilerlemek istiyoruz. Sorumluluklarımızı üstlenmek ve Suriye'nin her yerinde rol oynamak istiyoruz. Bu bizim için hem bir karar hem de bir stratejidir. Bu bizim ana hedefimizdir. Bazılarının iddia ettiğinin aksine, hiçbir ayrılıkçı gündemimiz veya ayrı bir devlet kurma isteğimiz yok” ifadelerini kullandı.
Tarafları ayıran ana sorunlar hakkında:
Şam ile aralarındaki temel sorunun “görüş farkı” olduğunu kaydeden Hemo, bu farkı şöyle dile getirdi:
“Entegrasyon meselesinde bir yorum sorunu yaşıyoruz. Geçici hükümet için entegrasyon, tamamen kendini yok etmek ve başkasıyla birleşmek demek. Onlar için entegrasyon, çözülmedir.
Bizim için demokratik entegrasyon ise kimliğinizi, varlığınızı, renginizi, iradenizi korumak demektir. Bu temel üzerinde ilerledik ve ilerlemeye devam edeceğiz.”
Hemo, 10 Mart beyannamesinde “ortaklığa” atıfta bulunulduğunu ancak daha sonra Suriye’de kurulan geçici hükümete, anayasa ilanına ve parlamento seçimlerine dahil edilmediklerini söyledi.
DSG Komutanı, “Olaylara bu açıdan baktığınızda, tüm bunlarda ortaklık nerede? Bu geçici hükümet her şeyi tek taraflı yapıyor. Sonra da dönüp bizi entegre olmak istememekle suçluyorlar” diye konuştu.
“DSG'nin tek hedefi Suriye'nin demokratikleşmesi”
“DSG'nin tek bir hedefi var, o da Suriye'nin demokratikleşmesi” diyen Hemo, çoğulcu, demokratik bir hükümet istediklerini vurguladı.
Hemo, “Eğer DSG, Şam'da aynı hedefleri ve arzuları tespit ederse, otomatik olarak bu sürecin bir parçası olacak ve sonuna kadar savunacaktır. DSG'nin silahlarını ne zaman bırakacağı ve entegre olacağı sorusunun cevabı bu konulara bağlı. Şam'ın demokratikleşmesine bağlı. Bu nedenle, entegrasyon için bir son tarih belirlemek yanıltıcıdır” ifadelerini kullandı.
Sipan Hemo, Dürzilerin ve Alevilerin durumunu örnek göstererek, “Suriye'de katliamlar olmasaydı, herkes barış ve güvenlik içinde yaşasaydı ve iradelerinin Şam'da temsil edildiğini görseydi, savunma mekanizması, kendini koruma içgüdüsü hafiflerdi” dedi.
Ayrıca Halep’in Şeyh Maksut ve Der Hafer mahallelerinde yaşanan gelişmelerin de kendilerini “haklı” çıkardığını söyledi.
“DSG olarak ana muhatabımız ABD’dir”
ABD’nin Şam ile yürütülen müzakerelerin ve entegrasyon sürecinin merkezinde yer aldığını kaydeden Hemo, ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın da görüşmelerin sonuçsuz kalmasından DSG’yi suçlu bulmasını anlayamadığını belirtti.
Hemo, “Mutlakiyetçi, faşist, despot Baas rejiminden kurtulduk. Şimdi aynı şeye, tek farkla sakallı olmalarına mı maruz kalacağız? Amerikalılar Suriye halkı için meşru liderler olarak bunu mu görüyorlar? Tüm bu gelişmeler ve süreçlerde Amerikalıların merkezi bir rol oynadığını şüphesiz görüyoruz. DSG olarak ana muhatabımız Amerika Birleşik Devletleri'dir” dedi.
DSG ile Suriye Savunma Bakanlığı arasında 1 Nisan'da Halep için bir anlaşma yapıldığını anımsatan Hemo, “Güçlerimiz Şeyh Maksut'tan çekildi ve yerel bir yönetim kuruldu. Hükümetin Halep'teki yöneticileriyle koordinasyon içinde çalışmaları gerekiyordu. Ancak gerçekleşen olayların sanki bir '1 Nisan şakası' gibi olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
“Savaş hazırlıkları öncelik kazanmış durumda”
Hemo, mevcut durum hakkında, “Dürüst olmak gerekirse, durum açık. Savaş hazırlıkları öncelik kazanmış durumda. Çok fazla muharebe deneyimimiz oldu. Savaşın ne zaman ve hangi koşullar altında geleceğini bu deneyimler sayesinde öğrendik. Yine de diyalog devam ediyor çünkü temel hedefimiz diyalog yoluyla bir anlaşmaya varmak, Suriye'nin geleceğini diyalog yoluyla çözmek, Suriye'nin tüm halklarının hakları için anayasal güvenceler sağlamaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Önümüzdeki günlerde başka toplantılar da olabileceğini ve Mazlum Kobani’nin bu görüşmelere liderlik edeceğini dile getiren Hemo, “Bu toplantılarda atılacak her bir olumlu adımın arkasındayız. Onunla birlikteyiz ve olumlu bir sonuç elde etmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız” dedi.
“Geçici hükümet ülkenin tamamında kontrol sahibi değil” diyen Hemo, “Ülke kötü bir şekilde parçalanmış durumda. Hükümetin kontrolü dışındaki yerler sadece bizim bölgelerimiz değil. Diğer silahlı Sünni muhalefet grupları, geçici hükümete bağlılık yemini etmelerine rağmen (Esad rejiminin düşüşünden önceki) aynı bölgeleri kontrol etmeye devam ediyorlar. Pratikte, tüm bu farklı gruplar, daha önce olduğu gibi kendi işlerini yönetiyorlar” diye konuştu.
Sipan Hemo, DSG içindeki bölünme iddiaları hakkında şu ifadeleri kullandı:
“Tabii ki sonuna kadar General (Kobani) ile birlikteyim ve aynı işi yapıyoruz. Ben bir devrimci ve halk çocuğuyum. Biz bir kurumuz, bir idareyiz. Kariyerizm ile ilgim olmaz.”
DSG Komutanı Hemo: Şam görüşmeleri tıkandı,... | Rudaw.net
Editör: N. Cingirt






























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.