
Ekonomist Oğuz Demir, ülke ekonomisinin nasıl olduğunu anlamak için futboldaki transferlere bakmak gerektiğini söyleyerek "Şovla yönetim, borçla büyüme ve cezasızlık…” dedi.
Ekonomist Doç Dr. Oğuz Demir, Türkiye futbol piyasasındaki yüksek meblağlı transferleri ancak buna karşılık elde edilemeyen başarıları örnek vererek ülke ekonomisinin değerlendirmesini yaptı.
Demir'e göre ülke ekonomisini anlamak için futboluna bakmak yeterli.
'Şatafatın karşılığındaki derin sportif başarısızlık'
Demir "Futbolun Milyar Liralık Çılgınlığı: Kupa Yok, Fatura Çok" başlıklı yazısında futbola harcanan paraları eleştirdi ve ekonomi yönetimine şu şekilde benzetti:
"Bir ülkenin gidişatına bakmak isterseniz bazen ekonomiye değil, futbolun transfer listesine de göz atabilirsiniz. Yani karmaşık makroekonomik verilerde boğulmaya gerek yok; sadece futbol piyasasına bakmak yeter.
Bu yaz transfer döneminde yaşananlar, Türkiye'nin 'günü kurtarma' üzerine kurulu, borca dayalı ve hesap verilebilirlikten uzak ekonomik modelinin kusursuz bir özetini sunuyor: Astronomik harcamalar, ödenen akıl almaz maaşlar ve tüm bu şatafatın karşılığındaki derin sportif başarısızlık."
2025 yaz transfer döneminde Türkiye'de yaşanan hareketlilik, futbol ekonomisinin mevcut yapısını ortaya koydu. Galatasaray, yaklaşık 100 milyon euro bedelle gündeme gelen Victor Osimhen transferiyle dikkat çekti. Transferin son saatlerinde ise Trabzonspor'dan Uğurcan Çakır için ödenen 33 milyon euro, Türk futbol tarihinin en pahalı bonservis bedellerinden biri oldu. Wilfried Singo gibi diğer önemli isimlerle kadro güçlendirilirken, Fenerbahçe ve Beşiktaş da kadrolarına ciddi yatırımlar yaptı.
Ancak bu yüksek bütçeli transferlere rağmen, kulüplerin finansal yapısı sağlam bir zemine dayanmıyor. Oğuz Demir’e göre bu tablo, sportif bir planlamadan çok “kontrolsüz borçlanma” görüntüsü veriyor.
Gelirler harcamaları karşılamıyor
Transfermarkt ve Capology verilerine dayanan analizleri paylaşan Demir, Türkiye’nin üç büyük kulübünün 2025-2026 sezonuna ait toplam maliyetlerini (maaş + bonservis) paylaştı:
Galatasaray: 246,2 milyon euro (yaklaşık 11,8 milyar TL)
Fenerbahçe: 181,8 milyon euro (yaklaşık 8,7 milyar TL)
Beşiktaş: 83,8 milyon euro (yaklaşık 4 milyar TL)
Sadece Galatasaray’ın sezonluk yükü, birçok büyük sanayi kuruluşunun yıllık cirosunu geride bırakıyor. Futbolculara ödenen maaşlarla dönen bu sistemin sürdürülebilirliği ise büyük soru işareti.
Doç. Dr. Demir, Kerem Aktürkoğlu’nun transfer hikâyesi üzerinden futbolun döviz bilançosuna dikkat çekti. 2024’te 12 milyon euroya Benfica’ya satılan Kerem Aktürkoğlu, sadece bir yıl sonra 22 milyon euro bedelle Türkiye’ye geri döndü. Demir, genç oyuncuların Avrupa’ya ihracıyla döviz kazanmayı hedefleyen modelin, bir yıl içinde tersine döndüğünü belirtti.
Futbol kulüplerinin ana gelir kaynakları arasında yayın hakları, maç günü hasılatı, sponsorluk gelirleri ve UEFA gelirleri yer alıyor. Ancak yapılan harcamalar, bu gelirlerle karşılanamayacak seviyede.
Borçla döndürülen sistem
Demir en iyi senaryoda bile, lig şampiyonluğu ve Şampiyonlar Ligi gruplarından çıkılması halinde, kulüplerin toplam sezonluk gelirinin en fazla 120-140 milyon euro civarında kaldığını söyledi. Buna karşın, Galatasaray’ın yalnızca bu sezonki yükümlülüğünün 246 milyon euroyu aştığını söyledi. Aradaki fark devasa bir açık anlamına geliyor.
2024-2025 sezonunda Türkiye Futbol Federasyonu ve beIN Sports arasında yapılan anlaşma uyarınca toplam yayın geliri 182 milyon dolar. Ancak bu meblağ, kulüpler arasında bölüştürüldüğünde büyük takımların payına düşen miktar 12–17 milyon dolar aralığında kalıyor. Oğuz Demir'in aktardığı bu veriler yayın gelirlerinin de astronomik giderlerin yanında son derece yetersiz kaldığını ortaya koydu.
Galatasaray’ın 2025-2026 sezonu için 40 bin kombine satması halinde elde edeceği brüt gelir yaklaşık 3,5 milyar TL. Fenerbahçe ve Beşiktaş’ta da kombine fiyat aralıkları ciddi artış gösterse de bu gelirler, döviz bazlı transfer ve maaş giderlerini karşılamaktan uzak.
Sponsorluk anlaşmaları da büyük kulüpler için önemli ancak Demir’e göre bu alandaki gelirler, dövizle ödenen oyuncu maaşları karşısında yetersiz kalıyor. Galatasaray’ın forma sponsoru için aldığı 10 milyon dolar, Beşiktaş’ın 3 yıllık sponsorluk gelirlerinin toplamı gibi örnekler, bu durumu gözler önüne seriyor.
Oğuz Demir bu tablo karşısında kulüplerin harcamaları karşılamasının tek yolun, bankalardan alınan yeni krediler ve mevcut borçların yeniden yapılandırılması olduğunu söyledi. Demir bugün başarı olarak görülen transferlerle takımların geleceğe borçlandığı ve aslında ipoteklediklerini ifade etti "Bu da futbol kulüplerini sürdürülemez bir mali yapı içine sokuyor" dedi.
'Başarısızlık cezasız kalıyor'
Demir, bu finansal modelin sadece futbolun değil, Türkiye ekonomisinin genel tablosunu da yansıttığını vurguladı:
“Borca dayalı, üretimden uzak, günü kurtarmaya odaklı, şeffaflıktan uzak bir yapı var. Bu sadece futbol değil, ülkenin aynası. Yöneticiler, kulüplerin geleceğini kişisel prestij uğruna riske atıyor. Başarısızlık ise cezasız kalıyor.”
Demir’in ifadesiyle: "Ülke neyse, futbol da o. Şovla yönetim, borçla büyüme ve cezasızlık…”
Kaynak:Alıntı: Halk TV
Editör: N. Cingirt
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.