
Güvendiğim iki araştırma şirketi, ankete ara verdikleri ağustos tatilinden çıktı ve eylül ayında yeniden sahaya indi.
Londra’da Oasis konseri dönüşü önümde bu iki şirketin eylül sonuçlarını buldum.
Eylül ayına ait iki ayrı konudaki araştırma ve analizdi bunlar.
Her iki şirket de sonuçları abonelerine gönderdi.
“Aboneye özel” olduğu için sonuçları ayrıntıları ile veremeyeceğim ama genel trendleri size üç beş cümle ile özetleyeceğim.
Panorama eylülde ilk defa kararsızları da dağıttı
(*) Panorama şirketi, kararsızlar değerlendirmeye katılacak bir seviyeye indiği için, eylül ayında ilk defa kararsızları da dağıtarak bir anket sonucu verdi.
(*) CHP eylül ayında yüzde 37 ile artık yüzde 40 bandına doğru yürüdüğünü gösterdi.
(*) AKP de yüzde 34’e ulaştı.
(*) Bu ay KONDA’dan gelen bir analiz de şunu gösterdi: AKP seçmeni içinde hoşnutsuz oyların oranı yükselmeye başladı.
Halkın üçte ikisi başkanlara yapılanları ve kayyım atamayı yanlış buluyor
(*) İktidar seçilmiş belediye başkanlarına karşı yürütülen yargılamalar konusunda halkı ikna edemiyor. Halkın yüzde 60’ı hala bu yargılamaların hukuki değil siyasi olduğuna inanıyor.
Üstelik “hukuki” olduğuna inananlar da temmuz ayından bu yana 2 puan daha azaldı.
(*) CHP’ye kayyım atanması konusunda da çok benzer bir durum var. Halkın yüzde 54’ü bunun yanlış bir karar olduğunu söylüyor.
“Türkiye kötüye gidiyor” diyenlerin oranı son iki ayda arttı
(*) Cumhurbaşkanını başarısız bulanların oranı yükseliyor, başarılı bulanlar son iki ayda düştü.
(*) Türkiye’nin daha kötüye gideceğine inanların oranı daha da yükseldi.
Evet araştırma şirketlerinin sahaya çıkmadığı ağustos ayı ve sapaya çıktıkları Eylül ayının trendleri böyle özetlenebilir.
CHP 31 Mart seviyesini yakaladı ve yükseltiyor
Eylül ayı itibariyle bugün seçim yapılsa sonuç şöyle görünüyor:
CHP Yüzde 36.6
AKP Yüzde 34.3
DEM Yüzde 8.2
MHP Yüzde 5.1
Zafer Yüzde 4.3
YRP Yüzde 2.7
Anahtar Yüzde 2.7
İyi Parti Yüzde 2.3
Diğer Yüzde 3.7
Özgür Özel’in genel başkanlık performansı
Bu sonuçlar şunu açıkça ortaya koyuyor.
CHP 31 Mart seçiminde elde ettiği birinciliği ve oy koruduğu gibi yükseltiyor.
Bu gidişle yüzde 40 bandına dayanırsa kimse şaşırmasın.
Ama en önemlisi Özgür Özel’in genel başkanlık performansı artık kendini iyice kabul ettirdi.
KONDA’nın 11 Eylül günü “gizli” ibaresi ile abonelerine gönderdiği analiz
Ağustos ve eylül ayında AKP açısından çok ilginç bir gelişme var.
KONDA Şirketi 11 Eylül 2025 günü abonelerine ilginç bir çalışmanın sonuçlarını gönderdi.
Üzerinde “Sadece aboneler için” ve “gizli” notu vardı.
Bu gizli araştırmanın başlığı da şöyle:
“2023’ten 2025’e Cumhur İttifakı seçmen profilinin değişimi…”
Araştırmayı görmedim ama okuyan birinden aldığım sağlam bilgiye göre sonuçlar şöyle özetlenmiş:
Cumhur İttifakı profili içinde hoşnutsuz seçmen küme büyüyor
(*) Bir, “Yaptığımız kümeleme analizi, Cumhur İttifakı seçmenin profilinin değiştiğini, Cumhur İttifakı’na hoşnutsuz bir şekilde oy veren kümenin büyüdüğünü gösteriyor.”
(*) İki, “Cumhur İttifakı seçmeni de kendi içinde kutuplaşırken, 14 Mayıs’ta ittifaka oy verenlerin bir kısmı bugün CHP’ye ve Ekrem İmamoğlu’na yönelmiş durumda.”
(*) Üç, “Buna karşın Türkiye genelindeki her 3 kişiden 1’i halen Cumhur İttifakı partilerine ve Recep Tayyip Erdoğan’a partizanca bağlılığını sürdürüyor.”
AKP oy verilecek ikinci parti tercihinde 6’ncı sıraya geriledi
Panorama’nın eylül ayı anketinde AKP açısından endişe verici bir işaret daha var.
“Eğer her zaman oy verdiğiniz partiden vazgeçerseniz ikinci olarak hangi partiye oy verirsiniz” sorusuna verilen cevaplar ilginç.
(*) Yüzde 38.9 “Başka partiye oy vermem” diyor.
(*) Yüzde 13.9 MHP diyor.
(*) Yüzde 7.1 CHP diyor.
(*) Yüzde 6.4 İyi Parti diyor
(*) Yüzde 6.3 Zafer Partisi diyor.
(*) AKP diyenler ise 6’ncı sırada ve sadece yüzde 3.9
(*) TİP diyenler yüzde 3.5; DEM diyenler ise 3.2…
İkinci parti tercihinde en avantajlı MHP, ikinci CHP
Yani insanlar geçen seçimde oy verdikleri partiden vazgeçerlerse en avantajlı parti MHP oluyor. CHP burada da AKP’nin iki katından daha fazla avantajlı.
Hoşnutsuz oyların yükseldiği şu dönemde AKP yönetimi için üzerinde çok ciddiyetle durulması gereken bir durum bu.
Seçime daha çok var.
O nedenle ben seçim anketi sonuçlarından çok halktaki ve seçmendeki bu trendlere bakıyorum.
AKP ve Cumhur İttifakı açısından asıl üzerinde durulması gereken değişim orada kendini daha açıkça gösteriyor.
“Ekonomi iyiye gidecek” diyenler 2 puan düştü, “Kötüleşecek” diyenler 2 puan arttı
Güçlendirilmiş Cumhurbaşkanlığı Hükümeti açısından en alarm verici işaret ekonomide.
“Türkiye’nin gidişatını nasıl görüyorsunuz?” sorusuna verilen cevaplarda;
(*) “İyiye gidiyor” diyenler temmuzdan bu yana 2 puan düşerek yüzde 22’den yüzde 20’ye düşmüş.
(*) Buna karşılık “Kötüye gidiyor” diyenler 2 puan artarak yüzde 66.6’dan yüzde 68.5’e çıkmış.
Hazine ve Maliye Bakanı ve TÜİK’in her ay “Ekonomi düze çıkıyor, döviz rezervimiz artıyor” mesajları verdikleri bu iki aydaki gelişme çok ilginç.
Her 10 Türk vatandaşından 8’i bu eğitimden memnun değil
İktidar açısından en vahim sonuç eğitim alanında.
“Ülkenin eğitim sisteminden memnun musun?” sorusuna verilen cevaplar:
(*) Yüzde 77.6 memnun değil
(*) Yüzde 17.2 memnun
(*) Yüzde 5.2. fikri yok.
23 yıllık AKP iktidarının eğitim politikasının halkın gözünde ne durumda olduğunu bu kadar açık ara ve netlikle başka hiçbir şey açıklayamaz.
Vatandaş nabzında bir aylık tatilden sonra okullar açılırken Türk halkının durumu böyle.
AKP yönetiminin iyi okuması gereken bir merkez tablosu
Bence AKP yönetimi 31 Mart seçim sonuçlarını ciddi biçimde masaya yatırmamanın sonuçlarını görüyor.
O seçimin sonuçlarını yargı yoluyla geri alma teşebbüsü ise şimdiden geri tepti.
Ama bu anketin siyaset açısından bize anlattığı en büyük hikâye şu.
AKP ve CHP oylarının toplamı yüzde 71’e ulaştı.
Yani Türkiye uzun yıllardan sonra yine merkezde iki partili bir sisteme doğru gidiyor.
Milli Görüş gömleğinin çıkarıldığı yılların sosyolojisi
Bu gelişme AKP’ye şu istikameti gösteriyor:
Muhafazakâr kesimin “çocukluk hastalıkları”ndan ve belagatinden çıkıp, Milli Görüş gömleğini çıkardığı yıllardaki gibi merkezde bir konuma doğru yürümeli.
Çünkü İslami kesimin artık çok azınlıkta kalan fanatik retoriği AKP’ye iyi gelmiyor. AKP’nin o kanalda büyümesi, oyunu arttırması söz konusu değil.
CHP ve AKP rekabet içinde merkezi yeniden güçlendirmeli.
CHP’nin TBMM açılışına katılmaması yanlış
O nedenle CHP’nin TBMM’nin açılışına katılmama kararını doğru bulmuyorum.
Çünkü yukarda çizdiğim bu tablo, Türkiye’de artık güçlendirilmiş başkanlık sisteminin sosyolojik temelinin kalmadığını çok açıkça ortaya koyuyor.
O nedenle CHP, AKP ve bütün öteki partilerin TBMM grupları Meclis’i güçlendirecek adımlar atmalı.
Açıkça yazayım, gelecek olan Parlamenter sistemin, şu aşamada hukuki olmasa da fiili temelleri atılabilir.
Editör: N. Cingirt
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.