Zeydan Karalar: 10 yıl önceki isnat konusu eylem Adana’da gerçekleştiyse bu davanın İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nda ne işi var?
Zeydan Karalar: 10 yıl önceki isnat konusu eylem Adana’da gerçekleştiyse bu davanın İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nda ne işi var?
4.08.202507:52
Haber Merkezi
67

Bu dava Silivri’nin davası değil. Yargılama suçun işlendiği iddia edilen ilde yani Adana’da yapılmalı

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ile en son 2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bir ay önce görüşmüştüm. Elbette siyaset-seçim konuştuk ama en çok dert ettiği ildeki gençlerin uyuşturucu kullanmasıydı. Emniyetle de iş birliği yapıyordu, bu durumu düzeltmeye çalışıyordu ve “Esas çözüm Türkiye’de gençlerin umut olabileceği dünya yaratmak” diyordu. Adana’nın gencinin yaşlısının her sorunu benim sorunum diyordu. O günden birkaç paragrafı aktarmak istiyorum:

“Adana'da bir araştırma yaptırdım, dehşete düştüm. Uyuşturucu kullanımı 9 yaşına inmiş. Çok ürkütücü. İkinci ürkütücü rakam her iki kişiden bir tanesi 'uyuşturucu istediğimde çok rahat ulaşabiliyorum' diyor. Ve Adana ne yazık ki uyuşturucu kullanımında ön sıralarda geliyor. Türkiye'de ikinci deniyor. Bu da çok facia. Bu umutsuzluğun işareti. Umutsuzluk kimilerini böyle zararlı yabancı maddelere yöneltiyor. Emniyet aslında elinden geleni yapıyor. Yani yerel emniyet. Torbacılarla uğraşıyor, onun görevi o. Ama bu bir çözüm değil. Tamamen kaynağına, satıcılarına yurt dışından getirenlere inmek lazım. Öyle dört tane beş tane torbacıyla bu iş çözülmez. Ama esas çözüm noktası şu: Türkiye'de yine gençlerin umutlu olabileceği bir dünya yaratmak. İş bulabilecekleri, mutlu olabilecekleri, çalıştıkları işte yeteri kadar maaş alabilecekleri ve geleceğinden daha umutlu oldukları bir Türkiye tesis etmek gerekiyor. Esas çözüm o."

Zeydan Karalar yaklaşık bir ay önce (5 Temmuz) önce gözaltına alındı, sonra tutuklandı. 10 sene önce Seyhan Belediye Başkanlığı dönemiyle ilgili kimi iddialar ileri sürüldü. CHP’nin İstanbul’dan Antalya’ya büyükşehir-şehir belediye başkanlarından kimi ilçe belediye başkanlarına, cumhurbaşkanı adayına, bürokratlara, tutuklanan isimlerin arasına katıldı. Karalar ile ilgili savcılık iddialarını, verilen yanıtları, bilirkişi raporlarını okudum. Bunlarla ilgili sorularımı yönelttim. Karalar ‘en kısa zamanda iddianamesinin hazırlanmasını beklediğini’ söylüyor. Soru ve yanıtları aynen aktarıyorum:  

-5 Temmuz günü gözaltına alınıp 8 Temmuz günü tutuklandınız. Gözaltına alınma anınız ve ifadenizde sizin tarafınızdan dile getiriliş şekliyle ‘emniyet’teki sağlıksız koşullardaki yaşadıklarınızı’ tekrar anlatır mısınız?

Gözaltı süreci oldukça sağlıksızdı. Naylonla kaplanmış bir yer yatağı üzerinde, uyuşturucu kokuları arasında 4 gün özgürlüğümüz kısıtlandı. İfadelerimizi almak için 3 gün beklettiler. Polis ifademizi 3. gün almasına karşın, 24 saat daha gözaltında tutulduk ve 4. gün adliyeye sevk olduk. Bunları saymazsak polisin kötü muamelesi ile karşılaşmadık. Özellikle belirtmeliyim ki gencecik polis memurları vardı ve bana insanca, saygılı davrandılar.

-İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu tutuklandıktan sonra başkanlığını yürüttüğü Türkiye Belediyeler Birliği’ne başkan vekili seçildiniz. O günlerde CHP’li belediyelere yapılan operasyonlarda kendinizin de gözaltına alınacağınızı tahmin etmiş miydiniz?

Hayır hiç etmedim. Açıkçası böyle bir şey de beklemiyordum. Ama benim 4 ay önce söylediğim gibi etkili basının ve etkili siyasilerin susturulması üzerine olan tezimi de hatırlatmak isterim. Bunu adım adım gerçekleştirdikleri bir süreç yaşıyoruz.

-1977 yılında CHP İl Gençlik Kolları Saymanlığı’ndan başlayarak siyasettesiniz. Şu an siyasetteki durumu yaşadığınız hangi döneme benzetiyorsunuz? 

Ben 1997 yılında Demokratik Sol Yüksek Öğrenim Derneği kuruculuğu yaptım. 1978-1980 yılları arasında İl Gençlik Kolları Saymanlığı ve Merkez İlçe Gençlik Kolları Başkanlığı yaptım. Birçok siyasi mücadelenin içinde bulundum. Darbe dönemleri dahil birçok dönem de yargılamalar gördüm. İçinde bulunduğumuz dönem bunların hiçbirine benzemiyor. Kıyas götürmez bir sürecin içindeyiz.

-İmamoğlu tutuklandığında “Verilen tutuklama kararı, milletin iradesine vurulmuş bir darbedir” demiştiniz. İmamoğlu’ndan size ve diğer CHP’li belediye başkanlarına sürecin nereye evrileceğini düşünüyorsunuz?

Seçilmiş insanların, belediye başkanlarının tutuklanması ve görevden alınmaları tabii ki milli iradeye bir darbedir düşüncesindeyim. Herkesin üzerinde hemfikir olduğu, yasaların emrettiği şekilde tutuksuz yargılanma esas olmalı. Asılsız da olsa sonuçta bir suç isnadıyla karşı karşıyayız, bunu anlıyorum. Ancak iddianın ötesinde bir suç isnadı varsa yasalar ne emrediyorsa o olur. Ancak yasalara uygun ve saygılı davranılmasını beklemek de bizim hakkımız. Bana yöneltilen isnat Seyhan Belediye Başkanlığı dönemime ilişkin. Ancak ben Silivri’de yargılanıyorum. Sorun en başta burada değil mi?

-Eviniz Adana’da siz Silivri’de tutuluyorsunuz. Ki bunu sosyal medya hesabınızdan da paylaştınız. Bu özellikle ziyaretler anlamında ailenizi- hayatınızı nasıl etkiliyor? Burada yıllardan beri evlerinde yüzlerce kilometre ötede hapiste olan başka siyasetçiler olduğunu da okurlara hatırlatarak soruyu sorayım.

Öncelikle ifade etmeliyim ki mesele Adana’da tutuklu olmak değil. İstanbul’un yetkisinin olmadığı bir dosyada tutuklu yargılanmak. Önemli bir ayrıntı olduğu için değinmek isterim ki benim hakkımdaki suçlamaların tamamı 2019 seçimlerinden öncesine dayanıyor. Yani neredeyse 10 yıl öncesine… Bu dosya Beşiktaş Belediyesi dosyası olarak anılıyor ama o tarihte Rıza Akpolat belediye başkanı dahi değil.

-Savcılığın iddialarını, size sorulan soruları, yanıtlarınızı, avukatların bilirkişilerden aldığı raporları okudum. Bu çerçevede Seyhan Belediye Başkanı olduğunuz dönemde belediyenin temizlik ve araç işleri ile ilgili AKP döneminde de çalışılan Baki Nugay’dan alacaklarına karşı para istemekle itham ediliyorsunuz. Baki Nugay’ın İstanbul’da süren operasyon kapsamında tutuklandığı ve sonrasında etkin pişmanlıktan da yararlandığını hatırlatarak Nugay ile tanışıklığınız ve iddialar konusunda ne söylemek istersiniz?

Baki Nugay ile kişisel olarak hiçbir şekilde tanışmam. Belediye Başkanı olduktan sonra temizlik işlerini yapan yüklenicinin benimle tanışmak istediği tarafıma iletilmişti. Kendisiyle bu vesileyle tanıştırıldım. Bir başka ifadeyle Baki Nugay ile tanışıklığım, kendisinin AKP döneminden miras kalan yükleniciliği sürdürmesi sebebiyle olmuştur. İddialara gelecek olursak gerek tarafımca yapılan açıklamalar gerekse avukatlarım tarafından sunulan tahliye talepleri ile itiraz dilekçelerinde detaylıca izah edildiği gibi bu iddialar gerçek dışı bir kurguya dayanmaktadır. Kısaca izah etmek gerekirse kamu yararına bir iş için usulüne uygun şekilde ihale ilanı verilir, bu ilana çok sayıda firma başvuruda bulunur. Ardından gerekli şartları taşıyan firma ihaleyi alır ve işi yapar. Belediye başkanının bu sürece herhangi bir dahli olmadığı gibi inisiyatif kullanması da söz konusu olamaz.

-Baki Nugay sizin kendisini belediyede temizlik işlerinden sorumlu Özcan Zenger’e yönlendirdiğinizi para alışverişinin bu şekilde olduğunu iddia ediyor. Kimi banka dekontları da savcılıkça dosyaya eklenmiş.  Zenger ifadesinde hem bu iddiaları reddediyor hem de ‘Zeydan Karalar’ın para talep etmesi mümkün değil ayrıca başkana para dahi teklif edemezler” dediği görülüyor. Zenger ile ilgili iddialar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Elbette böyle bir konuşma asla geçmedi. Zaten yüklenicinin ödemeleri, göreve geldiğimiz günden ayrıldığımız güne kadar düzenli şekilde gerçekleştirilmiş. Düzenli olarak ödemelerini alan bir yüklenicinin icbar edilmesi abesle iştigaldir. Kaldı ki bu iddialara dayanak olarak gösterilen HTS kayıtlarının hukuki bir değerinin olmadığı uzmanlar tarafından da ortaya konmuş durumda. Bu husus iddiaların ne denli mesnetsiz olduğunu bir kez daha açığa çıkarıyor.

-Mali müşavir bilirkişilerin raporunda 12 6. 2018 ile 25. 1. 2019 arasında Barka- Abayrak Ortak girişimine 15 kez toplamda 15 milyon 984 bin ödeme yapıldığı tespiti yer alıyor. Sonuç kısmında ‘bu tarihler arasındaki incelemede dikkate değer artış ya da azalış yok’ yorumu yapılmış. Ödemeler konusunu belediye başkanı olarak siz de takip eder miydiniz?

Özetle şunu ifade etmek istiyorum; icbar yoluyla irtikaptan söz edebilmek için firmanın birkaç ay ödeme almamış/alamamış olması gerekir. Oysa göreve gelişimizden itibaren firmanın alacağı düzenli şekilde ödenmiş. Kaldı ki ödemeyi düzenli şekilde alan bir firma hususi olarak belediye başkanıyla neden görüşme ihtiyacı duysun? Ayrıca asılsızca isnat edilen suçun 2019 Yerel Seçimlerinden önce işlendiği iddia ediliyor. Somut olaya bu açıdan baktığımızda iddialar Adana il sınırları içinde olmasına rağmen soruşturma İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülüyor ve ben Silivri’de tutuluyorum. Eylül 2024’te soruşturma Beşiktaş, Seyhan, Ceyhan, Esenler, Kütahya hakkında başlatılıyor. Sonrasında Kütahya hakkında suçun işlendiği yerin “Kütahya” olduğu gerekçesiyle dosyanın tefrikine karar veriliyor. Kütahya hakkında verilen tefrik kararının Adana hakkında verilmemesi ikili bir hukuk düzeninin olduğu kanısını kuvvetlendiriyor.

Bu dava Silivri’nin davası değil. Yargılama suçun işlendiği iddia edilen ilde yani Adana’da yapılmalı. 10 yıl önceki isnat konusu eylem Adana’da gerçekleştiyse bu davanın İstanbul Cumhuriyet Savcılığında ne işi var? Benim burada ne işim var?

-Sizinle ilgili bir kişinin iddiası dışında somut bir delil olmadığı görülüyor. Hukukçu-akademisyen Prof. Dr. Adem Sözüer sizin dosyanızla ilgili ‘soyut beyana dayalı bir icbar iddiasının kuvvetli suç şüphesine sebebiyet vermeyeceğine dair’ mütalaası da var. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Evet, yüklenici hem istihkamı hiçbir zorlama olmadan yaptırıyor hem de öncesi hakedişlerini düzenli olarak alıyor. Hatta hakedişlerini almak için para ödediğini söylediği tarihten sonra, öncesine göre daha az ödeme alıyor. Ve ben bu süreçlerin hiçbirinde yokum. Bunu görmek istemeyen bir akıl var. Bunun için siyasi dava nitelemesi yapılmıyor mu zaten?

-Telefon ve baz istasyonuyla ilgili bilirkişi raporunda ‘0 ile 25 metre olarak kaydedilen mesafeler’ şüpheliler değil baz istasyonları arasında’ ve ‘şüpheliler arasında yapılan ilişkilendirmelerde 0 ile 10 dakika aralığında zaman farkları var’ tespitleri görülüyor. Bu durum da sizin telefon kayıtlarınızla ilgili sizin lehinize değerlendirilebilir mi?

Benimle Adana dışında bir görüşme bir HTS kaydı yok. Sadece Adana’da makamımda tanışmak maksadıyla geldiğini hatırlıyorum. Benimle Baki Nogay’ın aynı tarihte baz verdiği tarih 28 Haziran 2016. O da Adana’da… İrtikapla suçlanıyorum ama bundan sonra iddianın hiçbir yerinde ben yokum. Bu dava nasıl İstanbul’da görülebilir inanın anlamak mümkün değil.

-Eşiniz Nuray Kayalar ‘Onun Adana sevdası her şeyden önce geliyor. Bunu hepiniz biliyorsunuz. Beni de çok sever onu da söyleyeyim ama Adana 1 numara. Kendi aramızda bazen konuşmuşuzdur derdim ben ona ‘ya Adana’yı sen ne kadar seviyorsun. Hani seni günlerce göremediğimiz günler oluyor. Çocukların seni özlüyor.’ Hep derdi ki ‘Tamam tamam söz biraz daha az zaman ayıracağım’ ama o söz hiçbir zaman yerine gelmedi” diye konuştu. Adana’da en çok neyi özlediniz?

Murat Bey inanın ailemi her şeyin üstünde görüyorum. Ancak benim hayat felsefem hangi işi yapıyorsam onu bütün benliğimle yaşamak üzerine. Ben işimle yatar kalkar, en iyi şekilde yapmak isterim. Ben gece gündüz çalışmayı benimsemiş bir siyasetçiyim. Çalışma hayatım da böyle geçti. İşçilik yaparken de böyleydi, fabrika müdürü ve genel müdürken de böyleydi. Kaldı ki milletimizin kutsal oylarıyla verdiği görevi güvenlerine layık şekilde hem zaman hem de yoğun emek harcayarak yapmalıyız. Bu şartlarda elbette aileme zaman ayırmayı ihmal etmiş oluyorum. Ama sevgi başka bir şey, o yerinde…

Neyi özlediğimi sormuşsunuz, inanın ayrımsız Adana’nın her şeyini özledim.

 -Silivri’de günler nasıl geçiyor?

Adana’da olduğu gibi genelde sabah 06.00’da uyanıyorum. 07.30’a kadar kitap okuyor daha sonra hücremde mümkün olduğu kadar yürüyorum. Bu sürecin bir mücadele olduğunun bilinciyle sağlığımı korumaya gayret ediyorum. Ardından kahvaltı edip gündemi takip ediyor ve bireysel okumalarımı yapıyorum. Günün bir kısmı avukat görüş kabininde yaptığım avukat görüşleriyle geçiyor.

 

 

Murat Sabuncu


Editör: N. Cingirt
Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (5)
  • Ad Soyad Giriniz...

    Ad Soyad Giriniz...

    16.07.2013 09:33

    cihan özkan uşaktan ben yeni ögrendim allahtan rahmet geride kalanlara allahtan sabır dilerim munuzu Giriniz...

  • Ad Soyad Giriniz...

    Ad Soyad Giriniz...

    16.07.2013 12:17

    Allah rahmet eylesin de neden şimdi trafik canavar oldu onu anlayamadık kendi hırsı da trafik canavarı oluyor onca hırslıların ölümlerine ne demeli

  • Ad Soyad Giriniz...

    Ad Soyad Giriniz...

    27.07.2013 16:17

    arkadaşlar ben recepp yiğit koçun kardeşiyim olanlarr böyle deyill aslındaa herşeyy otopside belli olucakk abimm ağacaa deyil çürükk birr çit parçasınaa çarptıı vee herr şeyii yalann yanlışş yayınlıyolarr

  • Ad Soyad Giriniz...

    Ad Soyad Giriniz...

    27.07.2013 16:17

    arkadaşlar ben recepp yiğit koçun kardeşiyim olanlarr böyle deyill aslındaa herşeyy otopside belli olucakk abimm ağacaa deyil çürükk birr çit parçasınaa çarptıı vee herr şeyii yalann yanlışş yayınlıyolarr

  • selda kotin

    selda kotin

    3.08.2013 01:30

    canım oğlum benim oğlum gibiydin acım sonsuz kalbimizdsin hrzeman osman oğlum yıkldı bana snin ölmnle ama sen bizimle yasıyosun yavrum bnim allah mekaını cennet eylsin bitanem cok özledim sni kapıma gelp slda tyze dien yok be yawrum :(((( cok üzgünm cokk