Sedat Bozkurt: Ve gemi karaya oturdu
Sedat Bozkurt: Ve gemi karaya oturdu
7.09.202519:27
Haber Merkezi
52

Felsefenin en temel tespitlerinden birisi de “her şeyin bir nedeni vardır” saptamasıdır. Ne üzerine düşünecekseniz düşünün rotanızı bu saptama belirler. “Nedenin” peşine düşmeniz sizi sonuç bölümünde takılı kalmaktan da kurtarır. İnsanlığın ilerlemesi de neden-sonuç ilişkisini önüne koymasıyla başlamıştır. Sunulan hiçbir şeyi araştırıp, incelemeden kabullenmemesi de insanı, insan yapan önemli aşamalardandır.

CHP’de bugün ortaya çıkan tablo, sadece sonuçtur. Buna karşın tartışılmayan tarafı da nedeni ya da nedenleridir. En son söylenmesi gerekeni ilk söylemekte de yarar vardır. Gelinen noktada yaranın merhemi, tartışılan öznelerin hiçbiri de değildir. Gemi karaya oturmuştur, Kemal Kılıçdaroğlu bu gemiyi bu şartlar altında açık denizlere götüremez. Özgür Özel zaten gemiyi karaya oturtan kaptandır. Ekrem İmamoğlu, geminin karaya oturmasını sağlayan rotayı çizen isimdir. Ağır bulabilirsiniz ama gerçek budur. Uzun süre Kılıçdaroğlu’nun yanında yer aldıktan sonra pozisyonlarını değiştiren isimlerin tamamı da bu sonucun nedenlerindendir.

CHP, yerel seçim sonrasından başlayarak istikrarlı bir biçimde oy kaybediyor. AKP de oy kaybediyor ama memleketi bu hale getiren siyasi parti, ana muhalefet kadar oy kaybetmiyor. AKP’nin oyu tüm anket ortalamalarına göre 30/33 bandında. CHP ile hemen hemen eşitlenmiş vaziyette. Bu bir sonuçtur, bunun nedenlerini sormak da gazetecilik görevidir, eleştiri ile birlikte. Bu eleştiri beni CHP içindeki mücadelenin tarafı da yapmaz.

(İki hafta önce gazetecilikten söz ederek kendi hikayemle devam edeceğimi söylemiştim. Bunu gündemde arada kaybolmasın diye biraz erteledim. Hikâye benim olunca kıymetli oluyor doğal olarak zayi olmasın.)

Gazeteci ortalıkta dolanan bilgileri olduğu gibi alarak yüksek sesle dillendiren kişi değildir. Bu bilgileri alarak, habercilik hiyerarşisindeki kanallardan, doğrulatmak amacıyla geçirdikten sonra kamuoyu ile paylaşan kişidir. Gazetecilik kolektif bir iştir. Ve bu teyit sistemi gazetecinin etkileme gücünün temelini oluşturan güvenirlilik niteliği açısından da önemlidir.

Gazetecilik bireysel rekabete dayanan ama kendi içinde de dayanışmak zorunda olunan bir meslektir. Halkın haberdar olmasını istemeyen güç odaklarına karşı birlikte direnmek zorundadır gazeteci. Oluşturduğu direnç hattında vereceği bir fire toptan çözülmeyi de yanında getirir.

ÇGD yerinde ve zamanında bir açıklama yaptı, “ya siyasetçi olun ya da gazeteci” diye. Oradaki “eski milletvekili” tanımı nedeniyle açıklamanın kapsam alanı daraldı ve Danışma Kurulu üyesi olarak buna itiraz ettim. Bunu detaylı konuşacağız meslek örgütümüzle ve örgütlerimizle. Belediyelerden maaş alan, belediyelere fatura kesen, bir biçimde onlardan fayda sağlayan pek çok isim ekranlarda, altında ‘gazeteci’ yazarak hepimize gazeteciliği anlatmaya çalışıyorlar. Ekranlara çıkan doktorlar mesleklerini nasıl mühendis, mühendisler de doktor olarak yazdıramıyorsa gazeteci sıfatı da bu kadar kolay yazılmamalı.

Gazeteciler Cemiyeti’nin öncülüğünde Medya Dayanışma Platformu’nu oluşturan 14 meslek örgütü hayli zamandır “gazeteci kimdir, gazetecilik nedir?” sorularının yanıtı arıyor. Ben dahil hiç kimse bu konuda otorite ya da “gazeteci” tespit cihazı değiliz. Ama meslek örgütlerimiz bunu yapabilir. O nedenle meslekte hep başta sendikal olmak üzere örgütlenmeyi savunuyoruz.

CHP’nin memleket için önemini en çok ve tarihsel bağ kurarak yazanlardan birisiyim. CHP eleştirilerimin tamamı daha iyi bir CHP içindir. CHP iyi ve güçlü olursa memleket daha iyi olur. Bu sadece bir niyet beyanı değildir, CHP tabanı bunun en net göstergesidir. Kişisel politik hedefler ya da muhtelif faydalar için araç yapılacak bir parti değildir CHP. CHP parti içi mücadele yolları en açık ve siyasetin tamamına örnek olacak bir partidir. Seçilmiş Çankaya İlçe Başkanı’nı gerekçesiz görevden alırsanız seçilmiş il başkanınızın yargı aracılığıyla görevden alınmasına “milli irade gaspı” diyemezsiniz. CHP’nin söylediği ile yaptığı, siyasetteki çürüme zirve yapmış olsa bile farklı olmamalı. CHP yöneticileri meselelere hep 102 yıllık parti ve onun kazanımları, deneyimleri üzerinden bakmak zorundadır. Memlekette demokrasi açısından bir “varlık-yokluk” mücadelesi verilmektedir. Bunun önüne hiçbir kişisel hırs, beklenti, talep geçemez. Geçmemeli.

Ortaya çıkan iddiaları gerektiği gibi parti olarak siz soruşturmazsanız, devleti ve onun kurumlarını politik araç haline dönüştürme yeteneği olan birisi istediği mecraya çekerek soruşturur. CHP’de muhtelif makamlara kayyum olarak ya da iktidar yargısı kararıyla oturmak ne kadar ayıp ve kötü ise siyaset dışı faydalarla etkilenmiş delegelerin iradesiyle oturmak da o kadar ayıp ve yanlıştır. Bunun iddia düzeyinde olması bile vahimdir, itirafları geçtim. Yani iki yanlış bir doğru etmez noktasındayız her zamanki gibi.

Gazeteciliğe ilişkin bir de not düşmem lazım. Gazeteci hatta “muhalif gazeteci” olarak karşınıza çıkanlara takılmayın. Bu gibi durumlarda aklınıza hep Hulki Cevizoğlu gelsin. İki hafta önceki yazımda MİT’ten belge getiren, Mehmet Uçum’dan referanslı birisinden söz etmiştim. Yine isim vermeyeceğim, ama vermiş kadar olacağım. Diplomasının olmadığını ama 2 üniversite okuduğuna ilişkin doğru olmayan bilgiler yaydığını ögrendik. Palavracıdır, bu yönünü iyi biliriz. Kendisi hakkında bile yalan söyleyene gazeteci denir mi?

Bu, abisi için duygusal bir konuşma yaparak Kemal Kılıçdaroğlu’ndan belediye meclis üyeliği istedi. Ve bunu da sağladı. Hemen ardından gazeteci gömleğini giyerek başta Kılıçdaroğlu olmak üzere siyasetçilere eleştiri yönetmeye başladı.

Siz siyasetçilerle böyle ilişkilere girdiğiniz anda ilk olarak o mesleki kimliğinizi, saygınlığınızla birlikte kaybedersiniz. Bu zübükleri iyi tanıyın. (Kendi hikayemde de bu zübüklere yer vereceğim.)

Not: Aşağıda CHP ile ilgili yazdığım içinde hem uyarı hem de eleştiri bulunan yazılarım var. Zaman ayırıp lütfen tekrar okuyun. Hem CHP’yi kavramış olursunuz hem de buraya nasıl gelindiğini daha iyi anlayabilirsiniz…

Kurultaylar CHP’nin varlık nedenidir

SHP'den CHP'ye seçim başarıları: Gerçekler acıdır ama gerçektir

Parti içinde mücadele olmayan bir CHP mümkün mü?

CHP'nin görmesi gereken tablo ve yeni anayasa meselesi

Yine, Yeniden CHP | CHP’nin tarihi kurultayları (1)

Yine, Yeniden CHP | CHP değişti baraj altı kaldı (2)

SEDAT BOZKURT / Kısa Dalga

Ve gemi karaya oturdu


Editör: N. Cingirt
Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.