Melih ALTINOK
Allahaşkına birisi anlatsın bana.
Yıllardır bu savaştan yakınmayan birini görmedim.
Şimdi ilk kez bir hükümet, üstelik de seçimlerin arifesinde, İmralı ile çatışmaların sonlanması için açıktan müzakere yürütüyor.
PKK silahlı mücadeleyi tırmandırıp “kaybettikçe” yükseldiğini gören ve diyalogdan başka yolu olmadığını anlayan Öcalan da istekli.
Halkta da infial falan yok. Az önce ajansa Şehit Aileleri Derneği Adana Şubesi’nin şu açıklaması düştü: “Bu görüşmeleri istemeyenin vatandaşlığından şüphe ederim.”
Peki, arkadaşlar, yıllardır bu savaşın bitmesini en çok istediğini söyleyenlerin kırk dereden su getirmelerini neyle açıklayabiliriz?
Ne olmuş da Erdoğan bu adımı atmışmış? Hâlbuki daha dün idamdan bahsediyormuş.
Daha önceki “haberdar edilmelerin”, taraflarından Meclis’e gensoru, soru önergesi, yol, su ve elektrik olarak döndürüldüğünü unutan Sezgin Tanrıkulu’nun dediği gibi “Zaten CHP’lilere de haber verilmemiş”.
Böylesine “popülistliğe” can kurban değilmiş gibi, “Sakın seçim yatırımı olmasınmış?”
Çözüm “bir MİT müsteşarına” havale edilir miymiş?
Milliyet’ten hanım gazetecimizin mülakatında sorduğu gibi, PKK içindeki unsurlardan en azından biri de mi sürece karşı çıkamazmış?
Halbüsü geçen yaz (yazar PKK’nin Silvan provokasyonuyla süreci baltaladığı mevsimden bahsediyor) barışa daha müsaitmiş. Zaten Patriot falan alan bir hükümete barış için ne kadar güvenilirmiş? Vs. vs.
Yahu barışa can atan, en ufak bir kırıntısını bulunca üzerine atlamaz mı? Ee bu kadı kızı taşlama fetişizmi nerden çıktı şimdi?
Aklınızca hükümet kurmaylarının entelektüel eksiklerini hatırlatıp “ehliyetlerini” sorgulamanızın anlamı ne?
Bu kapsamalı projeyi hazırlayan hükümet kurmayları ağaç kovuğunda yaşıyormuş gibi, Kandil’den ayar yiyince, üzerine bir ton “yanlış anlaşıldım” yazıları yazdığınız rapora referans verilmiyor diye bunca atarlanmanız ayıp değil mi?
İki milyon insanın iradesini temsil ediyoruz dediğiniz hâlde, inisiyatif almanız gereken her durumda “muhatap Öcalan’dır” diyen ben miydim? O hâlde hükümet “tamam muhatap Öcalan” noktasına gelince Aysel Tuğluk’un şunları demesine ne buyrulur:
“Kandil’in dışında olduğu bir süreç çözüm getirmez. PKK ve Kandil bu sürecin içinde olmak zorundadır... PKK’yı, Kandil’i dışlayarak bir çözüm gelişeceğine inanmak saflıktır, yanlıştır.”
Tevekkeli, İmralı’ya gidecek bazı isimler “konsensüsle” veto edilmemiş.
Bence hükümetin yapması gereken ikide bir ortaya çıkıp “demiştik”, “şunu şöyle yapın” falan diyen savaş tüccarlarına kulak tıkmak.
Zira hepimizin bildiği üzere yıllardır Kürt sorunu konusunda konuşma “tekeline” dört elle sarılan bu zevat, bir yaralı parmak için çişine bile kıyamadı.
Bir gün bile risk almadılar. Hep ortadan ortadan, kenarlara sürtmeden pozisyonlarını korudular.
Ağdalı bir dille, kimsenin karşı çıkmayacağı sade suya tirit tesbitlerle fiili durumun sürmesi için çabaladılar.
Sesini çıkaranları ise, bugün AK Partilileri imalarla aşağıladıkları gibi, aforoz etmeye çalıştılar. “Ne de çok konuşuyorlar, her yerde onlar var” diye dert yandılar.
Bugüne kadar bize öğrettikleri yegâne şey “nasıl yapılamayacağıydı”.
Çünkü çöp evde yaşayan hastaların temizlikten tiksinmesi gibi barış da onlara “yaramaz”. Dertleri barış değil, “işsiz” kalmak.
Hükümet bu sürecin yalnızca PKK ya da devlet içinde askerî-sivil bürokrasi tarafından provoke edileceğini düşünüyorsa hata ediyor.
Asıl tehlike, “gerçekçilik” makyajıyla maksimalist taleplerde bulunup barış umudunun bile vadesini öteleyenlerde.
Yıllardır süren kirli savaşta taraflara gaz verip ekmek yiyen, şimdi de müzakere sürecinde aktör sayılmak için “bu iş zor yonca, ihtiyat mirim ihtiyat” ezgisini tutturanlarda.
Saf âşık da değiliz
Bu süreçle ilgili samimi kaygılarını paylaşan dostlar da var elbette.
Zira devlete, hükümete güvenmemekte haklı sebepleri olan bazı özgürlükçü solcuların ve cemaat çevrelerinin yanı sıra, sokaktaki vatandaş arasında da kaygılılar yok değil.
Ve onlar yukarıdakiler gibi barış gelecek diye değil, gelmeyecek, kandırılacağız diye samimi bir şekilde düşünüyorlar. Bu da mevzuu “nasıl olmaz” diye değil “nasıl olur” diye tartışmalarından belli.
Meraklanmayın, Kürt sorununun çözümü için hâlâ atılmayan adımların herkes farkında. Devletteki hâlâ temizlenememiş siyaset dışı odakları da gayet iyi tanıyoruz.
“Ne silah bırakması, biz ahmak mıyız” diyen Duran Kalkan’ı da duyuyoruz. Her olumlu gelişmenin, açılımın, reformun ardından PKK’nin provokasyonlarına da kör değiliz. Öcalan’a “barış canlısı melek” muamelesi yaptığımız da yok.
Hülasa, “ışığı” en önce görsek de, hiçbirimiz “bugün müzakere yarın barış diyerek” ortalıkta saf âşıklar gibi gezinmiyoruz.
Ama tarafların ilk kez risk alıp gardlarını bu denli düşürdüğü bir dönemde, şeffaf yürütüleceği söylenen bir sürecin ta başında “nafile” demek de hayli garip kaçmıyor mu?
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019