Melih ALTINOK
“Solcu” arkadaşlar da seçim sonuçlarından ders çıkartmışlar. Yazıyorlar, çiziyorlar, söylüyorlar:
Daha çok çalışmaları lazımmış!
Peki, bugüne değin az yaptıkları, daha çok çalışıp çoğaltamadıkları için hayıflandıkları şeyler nelerdi?
Mesela “Halk için kamulaştıracağız,” ya da “Halkın iktidarını kurcağız” türünden sloganlarının yazılı olduğu afişlerini daha çok insanın görmesini sağlayabilselerdi...
Ya da belirli gün ve haftalarda düzenlediklerinin yanı sıra, spontane gelişen olaylar üzerine hep aynı tiratların atıldığı, seyri, etkisi ve tepkisi rahatlıkla öngörülebildiği halde bizlerin adına hâlâ “eylem” dediğimiz o sıkıcı oyunların sayısı arttırsaydılar...
Daha fazla şenlik yapsalardı, her sokak başına stant açsalardı, beş yüz otuz altı tane daha dergi çıkartsalardı, AK Parti’ye daha fazla küfür etselerdi, günde üç yerine beş kez huysuzlansalardı...
Hatta internetteki, bana ya da ezber bozup başka bir sol tahayyüle dair kelam etme cüreti gösterenlere sövme mesaisine öğlen değil de sabahtan başlamalıydılar...
Geçenlerde birisi yazmıştı, bu dönem mutlaka yapmalılarmış ama belki seçim öncesi “yetmez ama evetçileri soldan tecrit etmek” için daha çok çalışsalardı...
Kuşkusuz seçimin ardından konumları çok farklı olurdu. Kimbilir, Türkiye’de “böyle sola böyle baraj” olan yüzde sıfır tam onda biri bile aşarlardı belki.
Kusura bakmayın ama pürmelâliniz mizahın dışında bir tarza imkân tanımıyor.
Herşey oy değil elbette ama partileriniz ya da derneklerinizle organik bağı bulunan üyeleriniz dışında dönüp de yüzünüze bakan yoksa yapmanız gereken sizi memnun olmadığınız bu sonuca götüren yöntemleri, söylemeleri tartışmak değil midir?
Ne demek daha çok çalışacağız? Para verseniz tutamayacağınız, neler neler başarabilecek binlerce genç üyenizin enerjisini daha fazla boşa harcamak için mi?
Teselliyi “kendimizi anlatamadık”larda falan aramayın. Zaten insanlar bugün ne söylediğinizi işitmemiş olsalar bile, yıllardır tekrar ettiğiniz klişelerden birine mutlaka rastlamışlar.
Kabul edin artık, ahali ne dediğinizi biliyor ama onaylamıyor işte.
Her seçim yenilgisi sonrası olduğu gibi şimdi de yeni oluşumlara dair bir hareket var solda.
Türkiye solu olarak halk arasında zerre kadar gerçekliği olmadığını fark eden bazı yapılar, aynı söylemleri devam ettirerek ömürlerini uzatabilecekleri korunaklı bir liman buldular; Kürt siyasetine iliştiler.
Akıllıca da davrandılar. Belki, cemaatlerindeki kıytırık konumlarını paylaşmayı göze alamayan gruplar gibi kartvizitleri olmayacak, çatı partisi falan derken Öcalan’ın politik hegemonyasında etkisiz eleman olacaklar ama en azından PKK-BDP çizgisinin görece gür sesinde bizim de fısıltımız var diyerek tatmin olabilecekler.
İlişenlerin ve hatada ısrarını müstakil olarak sürdürme kararında olanların dışında bir üçüncü grup daha var ki, onlarda da ufak tefek kıpırdanmalar görülüyor. Evet, tahmin ettiğiniz üzere yeni bir sol oluşum hesaplarını yapıyorlar.
AK Parti’nin politikalarından, Türkiye’deki seçmen sosyolojisinin gün gibi ortada olan reflekslerinden ve ezberlerin kısırlığından ders çıkarmış gibi görünen, aralarında CHP’lilerin de bulunduğu “yenicilerle” zaman zaman sohbet ediyoruz.
“Teşhis doğru, tesbitte fazla sorun yok ama malum araçlar ve hedeflerle bu iş zor yonca” diye mırıldanıyorum.
Kendilerine “Yeni sol parti ve iktidar perspektifi” (Taraf/ 10.07.2009) başlıklı yazımı hatırlatıp özet geçiyorum:
Avrupalı demokratlarla işbirliği içersinde olacak, liberal sol perspektifi benimseyecek, dinle ontolojik problemleri olduğu martavalını terk edecek, sesleneceği tabanı radikalce yeniden tanımlayabilecek, Kemalizm’e ve militarizme koşulsuz hayır diyen, vicdanlı bir serbest piyasa ve sosyal devleti savunan ve illaki iktidar perspektifini reddedip etkin bir muhalefeti hedefleyen bir oluşum gayet iyi işler kotarabilir.
İlk günden parti fetişizmine de düşmemek elzem. Örneğin bir dahaki seçimlere kadar temel birkaç ilke etrafında yan gelip, somut gündem maddeleri üzerinden aykırı çıkışlarla sesini duyuracak ve kendisini tanıtacak bir platform. Ama kısır tartışma süreçlerinde boğulmayan, dinamik ve mutlaka aklı biraz havalarda bir yan yana geliş.
Bu ülkenin yaş ortalaması yirmi sekiz, sizce de biraz çılgınlık lazım değil mi? En azından başka bir hatayı denemiş oluruz, anı olur.
Başkentte CHP’li, medyada BDP’li, sonuçta organik
Markar Esayan seçimden önceki son yazısında “AK Parti’ye oy vereceğim” deyince kimileri hopladı. Hâlâ da yerlerine oturmadılar. Markar ısrarla vurguluyor, tesbitimde AK Parti yönetimiyle ilgili bir umuttan ziyade, arkasındaki gücün, tabanının devrimci dinamiklerine dair bir heyecan vardı diye, ama nafile. Oysa CHP’ye bölgeden vekil devşiren, Kılıçdaroğlu’na fiilen danışmanlık yapan ve hatta PM toplantılarını izleyen, yeni CHP vizyonunu her sohbette cansiperane savunup ideolojik, lojistik sağlayan ancak tv programlarında ve gazetesinde “Oyum tabii ki BDP’ye” diyen organikler gibi davransaydı, kimse gıkını çıkartmayacaktı. İlahi Markar, bu ülkede samimi olmanın diyetini mutlaka ödetirler adama, bilmiyor musun?
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019