Melih ALTINOK
Çarşamba gecesi sosyal medyadaki Cemaat trolleri ve gazetecileri yine ortalığı ayağa kaldırdılar. Söylediklerine bakılırsa Taraf gazetesi perşembe sabahı “100 yılın manşetiyle” çıkacaktı.
Gazetenin ilk sayfası gece yarısından önce internete düşünce, sabahı beklemeden “100 yıllık manşeti” öğrenmiş olduk. Gazetenin daha ziyade yalanlanan haberleriyle gündeme gelen Ankara Temsilcisi’nin haberine göre “Süleyman Şah Türbesi IŞİD’e veriliyor”du!
“Yaklaşık iki buçuk ay önce Türkiye’nin Musul Konsolosluğu’ndaki 49 personeli rehin alan IŞİD, bunların serbest bırakılması karşılığında 928 yıllık Süleyman Şah Türbesi’ndeki Türk askerlerinin çekilmesini istedi… Hükümet, IŞİD’in Süleyman Şah Türbesi’ne olası saldırı ihtimaline karşılık, türbenin boşaltılması gerektiğini Karargâha iletti. Genelkurmay da, hükümetten gelen talimat üzerine, çekilme için bir ön hazırlık yaptı. Ancak çekilme işlemi henüz başlamadı. Kamuoyuna da, olası bir çatışmanın önlenmesi için boşaltıldığı yönünde mesaj verilecek.”
Dün öğle saatlerinde bir açıklama yapan Dışişleri Bakanlığı ise gazetenin iddialarına sert tepki verdi:
“Böylesine hassas bir konuda gazetecilik ve basın ahlakına uygun hareket edilmeli, mesnetsiz, spekülatif ve sorumsuzca yayınlarla kamuoyunun ? yanlış yönlendirilmesinden özenle kaçınılmalıdır. Tüm basın-yayın kuruluşlarını bu konuda gereken duyarlılığı göstermeye, kamuoyumuzu da bu tür yayınlara itibar etmemeye davet ediyoruz!”
Peki, nereden tutsanız elinizde kalacak bu haberle amaçlanan neydi?
Evet, tahmin ettiğiniz üzere, AK Parti’de Tayyip Erdoğan sonrası görevi üstleneceği kesinleşen Ahmet Davutoğlu’na karşı panikle ellerindeki son mermiyi de sıktılar. Haberi AK Parti MYK’sında Davutoğlu’nun adaylığının açıklanacağı güne denk getirip, yeni Başbakanla ilgili iç ve dış kamuoyunda başlayacak tartışmayı manipüle etmeye çalıştılar.
Elbette söz konusu saldırı, bu kurusıkı haberi yayınlayan gazeteyle sınırlı bir operasyon değil. Muhtemelen, devlet içerisindeki ulusal güvenliği ilgilendiren gizli görüşme ve yazışmaları hukuk dışı yöntemlerle takip eden paralel yapı elde ettiği verilerden kendince bir senaryo yazıp en kullanışlı mecra vasıtasıyla dolaşıma soktu. Kurguya zemin oluşturacak malzemelerin edinilmesinde bazı istihbarat servislerinin de kendilerine yardımcı olduğu iddia ediliyor.
Basın özgürlüğü mü?
Haberin yayınlanmasının ardından savunmaya geçen Cemaat çevrelerinin ve ilişiklerinin konuyu basın özgürlüğü bağlamında bir tartışmaya çekme çabaları ise minderin dışına çıkmaktan başka bir anlam taşımıyor.
Hadi ulusal güvenlik ve gizlilik gibi kriterleri şimdilik bir kenara koyalım. Dünyanın hiçbir yerinde onlarca insanın hayatını tehlikeye atacak bir haberin ve yorumun meşruiyeti, kamunun haber alma hakkıyla gerekçelendirilemez. Öyle ya, açıkça yalanlandığı halde haberin doğru olduğunu kabul etsek bile, bir devletin, 49 sivil vatandaşının hayatını kurtarmak için geliştireceği formülleri, stratejileri deşifre etmenin kamu yararıyla ne ilgisi olabilir?
Bu tarz haberler, IŞİD gibi terör örgütlerinin her şeyden çok ihtiyaç duyduğu güç ve presti propagandasından başka neye hizmet eder?
Ayrıca, daha dün, hükümeti, IŞİD tarafından ele geçirilen Musul Konsolosluğu’nu erken boşaltmadı diye eleştiren sizin yazarlarınız değil miydi? Dün doğru bulduğunuz ve önerdiğiniz bir stratejiyi bugün “ihanet” diye değerlendirmeniz nasıl bir mantığın ürünü?
Her şeyden öte, bir devlet, 49 sivilin canını, sembolik değeri olan tarihî yapılardan daha çok önemsiyorsa, bu takdir edilecek bir davranış sayılmaz mı?
Haklısınız vicdan, mantık, tutarlılık, gazetecilik umurlarında mı? Söz konusu nefret ettikleri siyasi hasımlarına çamur atmaksa, 49 can teferruattan başka bir şey değil onlar için. Malzemeyi bulunca, benim diyen ulusalcı-milliyetçi gazetenin pabucunu dama atacak bir kimliğe bürünmekte tereddüt bile etmiyorlar işte.
Yine Yeniçağ’ı, Ortadoğu'yu, Sözcü'yü aratmayan dünkü haberinde olduğu gibi, bölgede çıkan bir çatışmayı “çözüm süreci sekteye uğradı” spotuyla duyurabiliyorlar.
Gazetenin, bir dönem yaptığı yayıncılıkla kazandığı krediyi artık sıfıra indirdiğini, yazar ve editoryal kadrosunu tasfiye edip cemaat çevreleri ve ulusalcılardan ibaret bir okur kitlesine sıkıştığını hepimiz biliyoruz. Ancak eskinin hatırına bu yayını takip eden kimi demokrat, Kürt, dindar okurlar artık her gün bir yeni örneğine şahit olduğumuz bu tarzı nasıl içlerine sindiriyorlar, gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum.
Düşünmek bu olmasa gerek!
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019