Melih ALTINOK
Referandumda “yetmez” formülüyle kendimi rahatlatmıştım. Ama 12 Haziran seçimlerinde doğru adresi göstersem de oy kullanmadım.
Cuma günü Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarının istifa haberini alınca, seçim günü haber peşinde olmamı bahane gösterip, “çalışmak oy kullanmanın yarısıdır” diye geçiştirdiğim sekter tavrımın bir kez daha düşündüm.
Karargâhtaki istifaları “dünyanın çeşitli yerlerinde generaller istifa eder” soğukkanlılığıyla karşılayan “sağcı” Ömer Çelikler hükümeti koalisyonla zar zor kursalardı mesela.
Bu gelişme karşısında “Siyasi iktidar orduyu kendi kafasına göre dizayn etmek istemektedir” diye ağıt yakan “solcu” Gürsel Tekinler de statükonun elini rahatlatacak bir oy alsaydılar. Generaller, balyoz davasını protesto için istifa mı ederdi, yoksa alıştığımız gibi siyasileri mi istifa ettirirlerdi?
Yanıt vermek malûmun ilanı olur değil mi?
Peki, bu kara senaryo gerçekleşseydi, bugün komuta kademesinin istifasını kaygıyla izleyen solcular “yeni rejimin yeni ordusu” kurulmadı deyip kendilerini daha mesut mu sayacaklardı?
Gözaltında copla tecavüz iddialarını, “Koç gibi delikanlılarımız dururken...” diye yanıtlayan darbecilerin elinden çekmediği kalmayan solcular, bu durumda eski rejimin eski ordusuna “zarif darbe” yapılmadı diye devrime daha mı yakın sayacaklardı kendilerini?
Havaya bakılırsa öyle.
O halde hâlâ niye havanda su dövüyoruz. Türkiye’de son dönemde yaşanan mucizelerden birinin bile hakkını teslim edemeyen solcuların genişçe bir kesiminin demokrat olmak gibi bir kaygıları yok işte.
Azıcık iyi niyetleri olsa, Türkiye demokrasi tarihinde sınır taşı olan bu gelişmenin ertesi günü işi gücü bırakıp bu çorbada tuzu olan gazeteyi ve onun yazarlarını karalama kampanyasına soyunurlar mıydı? Manşetlerinde Yeniçağ ile Sözcü ile pişti olurlar mıydı?
Komuta kademesinin istifası, “Bir evrensel damar var Türkiye solunda, soldan daha içerü” diye kendimizi avutmayı bırakmamız için bir milattır bence.
Artık birkaç yıldır sürdürdüğümüz tartışmada bir aşama kaydetmeliyiz. Ortodoks solun anti-demokratik tavırlarına şaşırmak üzerine kurduğumuz polemiğin düzlemini değiştirmeliyiz. Tıpkı kendilerine teşrifatçılık hizmeti verdiğimiz milliyetçi cenaha yaptığımız gibi, bu arkadaşları da ürkek kolçağına iliştikleri ulusalcılık koltuğuna buyur etmeliyiz.
Merak etmeyin haksızlık falan yapmış olmayız. Ulusalcılığı, militarizmi hakaret kabul eden solcular, askerin sivil irade karşısındaki geri adımını inatlarına kurban etmeden vicdanlarıyla değerlendiriyorlar.
Yıldırım Türker’i dün yazdığı “Kabul etmek zorundayız, AKP TC tarihinde hiçbir hükümetin kâbusuna bile girmeyen bir gelişmeyi göze almış, başarmıştır” satırları bunun en güzel örneği.
Eskiden beri çok yakından takip ettiğim ancak son dönemdeki duruşunu dillendirmesem de eleştirdiğim Türker’le belki yine ters düşeceğiz.
Olsun. Hakkaniyetli çıkışı, siyasal iktidarın, kendine bağlı askerî bürokratlar üzerinde tasarrufa gitmesini hazmedemeyen, halkın tek ve meşru temsilcisi parlamentonun muktedir olmasından ödü kopanların çoğunlukta olduğu sol kubbede hoş bir seda olarak kalacak.
Kaynakçalı internet andıcı uygulama dersi
Türkiye’nin “en” steril TV’sindeki gündem toplantılarını istisnasız “Taraf’a ve yazarlarına medya siteleri aracılığıyla nasıl çakarız” seremonisiyle sonlandıran “çıkma gazeteciler” hafta sonunda da işbaşındaydı.
O gün ülke “İnternet Andıcı” iddianamesinin şok ayrıntılarını konuştuğu için, rahatsız genç solcular, adlarına çıkan celbi teslim almakta daha bir hevesliydiler.
Çoğu zaman olduğu gibi ilk hedef yerli yersiz evrensel sol’dan(*) bahsedip yüzlerine ayna tutan bir yazarın haberini ameliyat masasına yatırdılar. Bir taşla iki kuş vurulacaktı(**). Hem, gelişmeler karşısında umuda kapılan ahalinin kafası bulandırılmaya çalışılacak, hem de yayınlarıyla bu demokratikleşme iklimine önayak olan gazete ve yazarına, ya tutarsa, çamur atılacaktı.
Karargâh muhipleri, Kemal Burkay’ın hayat hikâyesini anlatan bir haberdeki “PKK silahlı mücadelede ısrar eden bir örgüttü” türünden “orijinal” tesbitlerin bu gerçeği ilk kez dile getirme iddiasında olan bir metinden araklandığı bombasını tavaya atıverdiler.
Kanıtları olan “bilimsel bir makaledeki” biyografik bilgilerin hangi internet sitesinde kopyalandığının bir önemi yoktu. Ama Taraf yazarının neşter attıkları haber metninde, herhalde “sır” olan “bir siyasi partinin kurucularının isimlerini” nereden alındığını belirtmemesi, kuşkusuz ki intihal sayılabilirdi.
Gazeteciliğin duayeni bazı medya siteleri, haber metinlerinde biyografik bilgiler için bile kaynakça gösterilmesinin(***) komik olduğunu bilmeyecek kadar “acemi” değillerdi elbette. Ama rahatlardı, statükonun şu zor günlerinde intihalin tanımını yeniden yapmak internet andıcının ruhuna ortaklık sayılacak değildi ya.
Kaynakça: (*) “Sol” için bkz. Felsefe Sözlüğü, Orhan Hançerlioğlu
(**) Çocuklar İçin Atasözleri, Selçuk Yıldırım
(***) Başlangıç için, Tatil Kitabım (ilkokul 3) mantık alıştırmaları bölümü.
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019