Melih ALTINOK
6 yıldır büyükelçi bile göndermediğimiz İsrail'le diplomatik ilişkilere başladık. 7 aydır "küs" olduğumuz Rusya ile de barıştık. Başbakan Binali Yıldırım sırada Mısır ve Suriye gibi aramızın açık olduğu başka ülkeler de olduğunu söylüyor.
"Bu gidişle düşman ülke kalmayacak" diye kaygılananlar olduğunu görüyorum. Tabii bunuaçıkça söyleyemedikleri için hafifçe soslandırıyorlar.
İçlerinde en eğlencelileri olanları kuşkusuz "Madem barışacaktınız niye kavga ettiniz" türünden Hürriyet tipi diplomatik analizler. Gördüğünüz üzere onlar üzerine söylenecek çok bir şey yok. Gülüp geçiyoruz.
Kimi ulusalcılar da yaşanan yumuşamadan huzursuz. Atatürk'ün "Yurtta barış dünyadabarış" sözünü tekrar ediyorlar. "Döndünüz mü kürkçü dükkânına" diye soruyorlar, sanki Atatürk haklı çıkınca onlar da çıkacak, yobazlıkları unutulacakmış gibi.
Ama Atatürk'ün bu düsturu yedi düvelle savaştıktan sonra "barışırken" söylediğini düşünemiyorlar elbette.
Fethullahçılar ve yabancı devletlerin istihbarat servisleri, fonları vs ile "iyi ilişkileri" olanlar da panikte. Gazetelerinden apar topar istifa edip teker teker yurtdışına kaçıyorlar. E tabii devletler barıştıkça ajanlar boşa çıkıyor.
Özetle, otuz iki kısım tekmili birden, Türkiye küsken dost oldukları ülkelere bir anda düşman kesildiler. Demek barışınca anladılar bir zaman onlara küs olduğumuzu.
İlginç.
***
Derdi hep başka olanlar
Türkiye'nin ilan ettiği "barışma dönemine" itirazları olanlar için daha çok kişisel nedenlerle "dolan" bir grup var ki onlar da oldukça ilginçler.
Bunlar bir grup muhafazakâr yazar, siyasetçi ve akademisyen falan. Gelişmeleri "davasatmak" şeklinde özetliyorlar.
Açık açık değil tabii ki, ima ederek. Çünkü bu söylem ne yaratmak istedikleri imajlarına uyuyor ne de o kadar cesurlar.
"Demek davaları düşmanlıkmış" diye düşünebilirsiniz. Kısmen öyle ama asıl dertleri Davutoğlu döneminde elde ettikleri ayrıcalıkları.
Bu yüzden de Davutoğlu'nun ve döneminin alametifarikası sayılacak politikaların eleştirilmesine şiddetle kızıyorlar.
İstiyorlar ki Davutoğlu'nun gidişi internette kim tarafından yazıldığı bile belli olmayan metin yüzündenmiş gibi algılansın.
İnsanlar arasında bir mağduriyet edebiyatı yayılsın. Yayılsın ki "Kadri bilinmemiş peygamber" pozlarında yazılar yazmaya, dedikodular yapmaya devam edebilsinler. Kimse hak edilmemiş pozisyonlarından, resmi ve sivil fonlardan falan bahsetmesin.
Yani şeker de yiyebilsinler. Kimse kusura bakmasın, doğrularını konuştuğumuz gibi yanlışlarını da konuşacağız partilerin, hükümetlerin.
Çünkü kaybettiğimiz onca şeyden sonra izaha ihtiyacımız var.
Türkiye birbirleriyle kavgalı olan Putin ile Merkel'in arasına dalıp her ikisiyle birlikte kavga etmeyi nasıl başarabildi mesela?
İnsanın aklı hakikaten almıyor değil mi?
***
Suriyeliler vatandaş olsun mu?
Olsun!
Zaten olacaklar da. Suriye'deki durumun yakın zamanda düzelmesini kimse beklemiyor. Ayrıca ortalıkta kayıtsız kuyutsuz ve çaresiz şekilde gezinen insanlardansa, sokakta hepimizin sorumluluklarını ve beklentilerini paylaşan kardeşlerimize selam versek fena mı olur? Bu işin bir boyutu elbette. Diğer bir boyutu ise Türkiye'nin bulunduğu coğrafyanın karakteristiği de bu işe uygun. Bu medeniyet tarihin her döneminde çeşitlilikle var oldu. Zenginleşti, güzelleşti. Bir sürü dili, inancı oldu. Kaldı ki "Ben bu ülkede yaşamak istiyorum, sizinle aynı görevleri, kaygıları, talepleri paylaşarak" diyen bir insanoğluna nasıl "hayır" denebilir ki?
Ha bu arada aramızda göçmen olmayan kaç kişi var Allah aşkına?
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019