Melih ALTINOK
Çarşamba günü, İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar'ın bir kalp krizi sonucu hayatını kaybetmesi üzerine doktor hasta ilişkileriyle ilgili bir yazı yazdım.
Çünkü hayatımda birebir izleri olan doktor ve hastane ihmallerine dair doğal olarak hassasım. Ayrıca dünyanın her yerinde olduğu gibi bizim buralarda da pek çok kişinin bu dertten mustarip olduğunu biliyorum.
Onların sesi olmak istedim. Neticede işimiz bu.
Ancak gün içinde gelen telefonlardan ve yorumlardan, tıp eğitimi ve sistemi üzerine genel eleştiriler içeren yazımı, birebir Çağlar'ın özel durumuyla ilgili algılayanlar olduğunu gördüm.
Oysa yazıda da altını çizdiğim gibi, Çağlar'la ilgili bir gazeteci tarafından dile getirilen ve yaygın olarak konuşulan iddiaları sadece bu tartışmaya vesile olması için örnek vermiştim. Bu olay özelinde bir yargıda ya da kanaatte bulunmamıştım...
Ama tabii ki yazılarımıza dair sorumluluğumuz basıldıkları anda bitmiyor.
Ben de dün konuyu netleştirmek için hastane yetkilileriyle görüştüm. Ve dinlediklerimden, Çağlar'la ilgili kamuoyuna yansıyan iddiaların yanlış olduğunu gördüm.
"İbrahim Bey, saat bir sularında eşiyle birlikte hastanemize mide şikâyetiyle geldi.
Kalp krizi belirtileri olan kol ve sırt ağrısı gibi belirtiler yoktu.
Ancak yine de tüm testler eksiksiz yapıldı. EKG'si çekildi. Ve olağanüstü bir duruma rastlanmadı. Her şey normaldi. "Ben çok iyiyim" diyen İbrahim Bey de eşiyle beraber sağlıklı ve normal şekilde hastaneden ayrıldı.
Prof. Yiğitbaşı, İbrahim Bey ve eşinin eczaneye gittikten sonra hastaneye dönüşlerinin de çok kısa bir süre içinde gerçekleştiğini vurguluyor.
Burası çok önemli.
Zira hastaneden çıktıktan sonra kalp krizi geçiren İbrahim Bey hastaneye geri geldiğinde hayata döndürülüyor ve durumu normale çevriliyor.
Kısacası hastaneden taburcu edildikten sonra hayatını kaybetmiş değil.
Bunun için de anjiyo laboratuvarı, yoğun bakım ünitesi ve uzmanları olan bir hastane arayışına geçiliyor.
Ve İbrahim Bey, 3 doktor nezaretinde, 12 dakika gibi kısa bir sürede hastanenin Bağcılar'daki merkezine ulaştırılıyor.
Burada hastanın bütün fonksiyonları normale döndürülüyor.
Durumu stabil iyileşme periyoduna giriyor.
Ardından her zaman yapıldığı gibi, beyin hasar görmesin diye hasta uyutuluyor.
2 saat sonra da ne yazık ki bildiğimiz acı son gerçekleşiyor.
Prof. Çağlar, bu süreçlerde hekimlerin ve hastanenin çabasının ve ilgisinin en önemli şahidinin İbrahim Bey'in eşi olduğunun da altını çiziyor. Zaten soruşturmanın ayrıntılı şekilde devam ettiğini de ekliyor.
Ben yine sağlık sistemiyle ilgili yapısal tartışmalar açmaya devam edeceğim. Çünkü büyük siyaset kadar cazibesi olmasa da gerçek konularımız bunlardır.
Ancak bu kez, büyük gazetelere basılsalar da, gazetecilerin makalelerindeki verilerin doğrulanmış bilgiler olduğunu düşünme hatasına düşmeden...
Alıntılamaların içeriğine güvenmenin eskide kalması gereken bir alışkanlık olduğunu unutmadan...
Art niyet faktörünü hiç aklımdan çıkartmadan.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019