Elif ÇAKIR
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesinin hayati tehlike gerekçesiyle tahliye kararı verdiği menajer Ayşe Barım’ın tahliye edildikten bir gün sonra 27. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından sağlık raporlarını hiçe sayarak yeniden tutuklama kararı vermesi… 104 gündür hakkında somut hiçbir delil olmamasına rağmen haksız, hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutulan gazeteci Fatih Altaylı’nın ‘kaçma şüphesi’ gerekçesiyle tutukluluğunun uzatılması…
CHP’nin 2024 yerel seçimlerini iktidara karşı ezici bir zaferle kazanmasının ardından CHP’ye kayyım davası açılarak, iktidarın yargı eliyle CHP’yi entübe etmeye çalışması… Yüksek Seçim Kurulu İstanbul İl Başkanı olarak mazbatayı Özgür Çelik’e vermesine rağmen İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesinin YSK’nın kararını yok sayarak kayyım kararını devam ettirerek, Gürsel Tekin’in kayyum olarak devam etmesine hükmetmesi…
Sanatçı Mabel Matiz’in bir şarkısı nedeniyle hakkında ‘müstehcen yayınların yayımlanmasına aracılık etmek’ suçlamasıyla altı yıla kadar hapis cezası talebiyle iddianame hazırlanması, azılı bir suçlu gibi polis eşliğinde adliye götürülmesi.
Ülkemizde yargı bağımsızlığının içinin nasıl boşaldığının, kuvvetler ayrılığı ilkesinin naslı zedelendiğinin, iktidarın yargıyı nasıl araçsallaştırdığını, yargıyı muhalefetin tepesinde ‘Demoklesin Kılıcı’ gibi nasıl sallandırdığını, siyasetçisinden aydınına, gazetecisinden sanatçısına muhalif kesimi yargı eliyle nasıl sindirmeye çalıştığının, iktidarın ifade özgürlüğüne yönelik ağır baskılarının ilk değil son örnekleridir.
Çünkü cezaevlerimiz maalesef haksızlığın, hukuksuzluğun, adaletsizliğin örnekleri az değildir. Bu konuda AYM’nin ‘adil yargılanma hakkı ihlali” kararlarına bakmak yeterlidir.
Ayşe Barım hadisesi Türkiye’de maalesef yargı sistemi ülkemizin vatandaşlarının özgürlüklerini koruyan bir mekanizma değil, iktidarın hoşnutsuzluklarını tatmin eden bir araç hem de çok vahim derecede bir araç haline geldiğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Barım nezdinde son 24 saatte yaşananlara bir bakalım:
26. Ağır Ceza Mahkemesindeki hakimler Barım’ın sağlık sorunlarını dikkate alarak adli kontrolle tahliye kararı erdi. Bu tahliye kararının iktidarın hoşuna gitmediği hemen belli oldu, savcılık hemen tahliye kararına itiraz etti ama mahkeme kararının arkasında durdu. Hukuken olması gereken de buydu. Savcılığın itirazını 27. Ağır Ceza Mahkemesi kabul etti ve yeniden tutuklama kararı verdi.
Peki bununla sınırlı mı kaldı?
***
Hatırlayacaksınız HSK daha önce Ayşe Barım hakkında tahliye kararı veren hakimi görevden almıştı. Hakimler ve Savcılar Kurulu hemen devreye girmiş, hukuku yerine getiren, vicdanına göre hükmeden, kanunlara bakarak tahliye kararı veren İstanbul 8. Asliye Ceza Hakimi Fatih Kapan hakkında soruşturma açılmış ve pat diye görevi değiştirilerek aynı adliyede tüketici mahkemesi hakimliğine atamıştı. (2 Mart 2025) ( https://bianet.org/haber/hsk-ayse-barimi-tahliye-eden-hakimi-gorevden-aldi-305029 )
Yargıya baskının aracı olan Hakimler ve Savcılar Kurulu, iktidarın yakından takip ettiği dava dosyalarına ya ön alarak iktidarın hoşnut olacağı şekilde karar verecek yargıçları getiriyor ya da iktidarın hoşnut olmadığı kararları veren hakimleri sürüyor. İktidarın hoşnut olacağı şekilde karar veren yargıçları ödüllendirerek diğer yargıçlara örnek gösteriyor.
Dolayısıyla Ayşe Barım’ın yeniden tutuklanması, ülkemizde hala tartışmalı olan ‘tutukluluğun ölçüsü, hak savunması ve sağlık şartları’ meselelerini yeniden gözler önüne sererken aynı zamanda bir kez daha bu davaların hukuki olmadığını Ayşe Barım’ın, Fatih Altaylı’nın da tıpkı Osman Kavala ve Gezi Davasında tutuklu diğer isimler gibi siyasi rehine olduğunu ortaya koydu.
Allah’ın her günü “Türkiye hukuk devletir, demokratik sistemimizin temel taşlarından biri, kuvvetler ayrılığı ve yargının bağımsızlığıdır. Yargı süreçlerinin üzerinde hiçbir baskıyı kabul etmediğimiz gibi yargıyı etkileyeme yönelik her türlü girişime karşı olduğumuzun çok iyi bilinmesi gerekir” açıklamaları yapan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a Ayşe Barım ve Fatih Altaylı nezdinde AİHM ve Anayasa Mahkemesinin ‘hak ihlali var’ kararlarına rağmen cezaevinde tutulan, mahkumiyetleri devam ettirilen bütün mahkumlar ve tutuklular için şu soruyu sorabiliriz:
Ayşe Barım gerçekten ‘hukuk adına’ mı cezaevinde tutuluyor, yoksa ‘iktidar adına’ mı?
Sayın Tunç siz aynı zamanda HSK’nın başısınız, hukuka uygun tahliye kararı veren hakim neden sürüldü?
İktidarınız hakimler için hakim teminatı ve coğrafi teminat ilkesini neden getirmiyor? Yargı paketinden neden çıkardınız?
Sayın Adalet Bakanı… Hukukun üstünlüğü ilkesine sahip çıkması gereken yargıçların hukuka değil iktidara sahip çıktıkları ayyuka çıkmışken hala çıkıp Türkiye’de yargının bağımsız olduğu, ülkemizin bir hukuk devleti olduğu yönünde açıklamalar yapmaya devam edecek misiniz?
Türkiye’de yargı gerçekten bağımsız olsa Ayşe Barım hakkında yeniden tutuklama kararı çıkar mıydı?
Fatih Altaylı cezaevinde mi olurdu?
***
Anayasa Mahkemes’inin verileri bile ülkemizde yargı sisteminin içler acısı halini ortaya koyuyor. 2012 yılından bu yana AYM 81 bin 481 dosyada ‘hak ihlali’ kararı vermiş. 2024 yılında 5 bin 551 başvuruda ihlal tespitinde bulunmuş.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ülkemiz hakkında defalarca “tutukluluğun istisna” olduğu, kişiyi özgürlükten yoksun bırakmanın çok sıkı koşullarla meşru olabileceği uyarısında bulundu.
Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala hakkında verdiği kararlarında AİHM yine tutuklamanın hukuki değil siyasi amaçlarla yapıldığını söyledi ve bu davalarda, tutuklamaların “demokratik toplumda kabul edilemez” olduğuna hükmetti. Türkiye’ye siyasi saikle tutuklama yapmanın insan hakları ihlali olduğu, hak ihlali kararlarının hukukun üstünlüğü ilkesini zedelediği uyarısında bulundu. Türkiye’ye defalarca AİHS’in 5. Maddesini hatırlatarak uzun ve keyfi tutuklamaların “özgürlük ve güven hakkını” ihlal ettiği uyarılarında bulundu.
***
Sayın Adalet Bakanı eğer ülkemizin hala hukuk devleti olduğu konusunda ısrarlıysanız, Ayşe Barım’ın hastane koridorundan cezaevine gönderilmesi, bir mahkemenin tahliye kararı verip diğer mahkemenin tutuklama kararı vermesi hukuk devleti açısından kara bir lekedir. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi Ayşe Barım hakkında verdiği yeniden tutuklama kararı ile ölçülülük ilkesini hiçe saymış, kuvvetler ayrılığı ilkesini fiilen ortadan kaldırmıştır.
Çünkü AİHM’in defalarca altını çizdiği gibi, siyasi saikle tutuklama demokratik toplumla da hukuk devletiyle de bağdaşmaz.
Ve bu kara leke sizin bakanlığınız dönemine aittir. On yıllar sonra bugünleri yazacak olan siyasi ve hukuk tarihçileri yargı sisteminin nasıl yozlaştığını, kuvvetler ayrılığı ilkesinin nasıl zedelendiğini bu örneklerle yazacaklar, döneminin adalet bakanı şuydu diyerek…
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTPrusias ad Hypium’den Akçakoca cezaevine… 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni sürecin ilk büyük krizi: CHP’nin İmralı kararı 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAdaya da gidildi; peki bundan sonraki hamle ne? 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAİmralı’ya Gidiş; Tarihsel Bir Eşik ve Yeni Dönemin Habercisi... 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasÖcalan ziyaretinin kilitlediği çözüm 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSıra Mansur Yavaş’ta mı? 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan artık masada 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDeepfake mi? 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilDevlet Bahçeli, MHP ve Kürt Sorunu: Çelişkiler, strateji ve olasılıklar 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciZindan yetmedi bir de ‘Açlık Cezası…’ 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÖrgütüne silah bıraktırırken Öcalan’ın “teröristbaşı” olduğunu hatırlayanlar…. 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEİmralı konusu 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin toplumsal trendleri: Eriyen orta sınıf, sosyal gettolar, anlık tatmin ekonomisi ve gelec 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCHP’siz İmralı olur ama çözüm süreci olmaz 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİBB İDDİANAMESİ… 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYDünya gündemi ve Türkiye'de barış sureci 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANİmralı ziyareti fırtınası 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist stratejiye dair hayati tartışmalar 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP'ye haksızlık ediliyor 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBravo CHP’ye!!! 22.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezİBB iddianamesi: İslamî kesimden örnek yorum 22.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen Çalıkuşuİmralı’ya gidilsin mi gidilmesin mi… 21.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanCHP’nin kendi geleceği ile büyük Kürt imtihanı 21.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMeclis komisyonu İmralı’ya gidecek ama nasıl… 21.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİthal eti kimler paylaşıyor? halktv.com.tr şirket şirket ortaya çıkardı 20.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDünya değişirken İBB İddianamesi! 20.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli’nin dediği olursa 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli neden “gerekirse ben giderim” dedi? 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpEnflasyon raporu: Bozulan diyet ve kredibilite sorunu 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan, DEM Parti, dağda kart kurttan Kürde 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselDezenflasyon havlu mu attı? 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALAnton Çehov’un silahı gibi… 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTCMB'den gelen itiraf 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.11.2025
5.11.2025
17.10.2025
8.10.2025
7.10.2025
4.10.2025
30.09.2025
24.09.2025
19.09.2025
14.09.2025