Haşmet BABAOĞLU
Sürekli "dünya nereye gidiyor?" diye dertleneceksin ama öteden beri dünyanınzaten nerede olduğunu hiç sorgulamayacaksın...
Güzellik yarışmalarında "dünya için barış" isteyen şapşal kızlardan bir farkın olmayacak ama burnundan kıl aldırmayacaksın...
Sonra da kalkıp yeryüzü sanki birdenbire karışmış gibi sosyal medya ortamlarında sızlanacaksın...
Hele hali vakti yerinde veya toplumsal statüsü yüksek kesimlerdensen...
Acılar hep başkalarına, mutluluk hep sana...
Terör, Instagram'da kara bir sayfa, o kadar!
Sömürü ve adaletsizlik mi?
Senin hiç payın yok sanki...
Bitmez tükenmez bir çocuksuluk bu, anlamıyor musun?
Bazen çok kızıyorum bu arkadaşlara...
Ama içine düştükleri hipnozu biliyor, ona üzülüyorum.
Çünkü doksanların ikinci yarısından itibaren bütün medya olarak bu hipnozaçalıştık; bu "tatlı uyku"yu geliştirip kemikleştirdik.
Sürekli şöyle yazan köşe yazarlarımız vardı: "Artık dünya ticaret ve dijital teknoloji dünyasıdır. Hammaddesi bilgi ve zekâ olan Microsoft ve Apple gibi şirketlerin ürettikleri aletleri kullanabilecek seviyede müşterilere ihtiyacı var. Bu sayede dünya nihayet müreffeh ve barış içinde yaşayacak."
Ne yazık ki, bu palavralara inanmak istedik ve başkalarını da inandırdık.
Çocukları internet ve dijital teknolojinin "özgürlük çağı"na uzanan yol olduğu bilinciyle yetiştirdik.
Neo-liberalizmin acımasız sömürüsüne, globalizmin sahtekârlıklarına gözlerimizi kapatıp işimize baktık.
Akıllı telefonların her türden alçaklığın hızla yayılmasında kullanılacağını görmek istemedik.
Zaten aklımız fikrimiz "life-style"daydı, başımızı tüketimden ve trendlerden kaldıramıyorduk.
Ama gün geldi, perde yıkıldı.
Gerçekler çırılçıplak ortada artık.
Hâlâ bu hipnoza sığınmak isteyenler ya gülünçleşecekler ya da "ecnebi"leşecekler.
Bilin ki...
Dünyayı güzelleştirmenin, iyileştirmenin yolu ilk önce (kimseyi kayırmadan, estetik cilaya aldanmadan) kötüye kötü, çirkine çirkin, zulme zulüm demekten geçiyor.
Ve o bayıldığınız "gelişmiş ülkeler" var ya...
Dilerim ki, bu kez ellerindeki kanı, kalplerindeki kötülüğü yıkayıp kaçamasınlar!
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.05.2019
10.05.2019
23.04.2019
16.04.2019
8.02.2019
19.03.2019
18.03.2019
14.03.2019
4.02.2019
19.02.2019