Ara ara hatırlatıyorum...

Ülkemizde, yani "içerde" ne oluyorsa, "dışarı"da bir karşılığı var.
Dışarıda ne oluyorsa, mutlaka içeride de etkisi, sonucu, uzantısı karşımıza çıkıyor.
Bu gerçeğe dikkat etmezsek, sadece vitrini görür, arka tarafta olup bitene akıl erdiremeyiz.
Bir örnekle anlatayım...
İstanbul'un yönetimini Ekrem İmamoğlu aldı deyip geçmek, emin olun ki, yeni dünya artmosferinde pek anlam taşımıyor.
Esas yapmamız gereken, İstanbul'da direksiyonu (şimdilik) "dışarı"ya kaptırıp kaptırmadığımızı sorgulamaktır.

Dünya yeni bir aşamada...
Büyük bir kavga ve kamplaşma var.
21. Yüzyıl'ın ikinci çeyreğine ya büyük bir savaşla ya da yeni bir düzen ile girmenin hesapları yapılıyor.
Bu hesapların birkaç düğüm noktasından biri de elbette Türkiye.
Putin, geçen gün çok önemli bir çıkış yaptı: "Türkiye G-7 ülkeleri arasında alınmalı veya Çin, Hindistan ve Türkiye böyle bir format içinde bir araya gelmeli."
G-7 ülkeleri kimler?
Ansiklopedik açıklamasına bakarsanız, "Dünyanın en büyük ekonomilerine sahip yedi ülkenin gayrı resmi forumu" gibi cümleler bulursunuz.
1975'ten beri bu ülkeler buluşup geleceği konuşuyorlar.
Tabii ki, Rusya, Çin, Hindistan aralarında yer almıyor! Bir tür "Batı kulübü."
Peki bu üç ülkenin ekonomilerinin ve finansal etkisinin gücünü bilinmiyor olabilir mi? Hayır!
Ama geleceği belirlemeleri istenmiyor. Mesele bu.

Ergün Diler, "Putin gibi bir lider bu çıkışı yaparken bu teklifin kabul görmeyeceğini bilmez mi, bu sözlerle herhalde yeni bir oluşumun işaret fişeğini çaktı" derken haklı.
Yalnız şunu da unutmamalı...
Esas hikâye Ağustos'taki G-7 zirvesinde Trump'ın "Rusya'yı kulübe geri almalıyız" açıklamasıyla başladı. Malum G-7'de yok ama Rusya 2014'te G-8 zirvesinden de çıkarılmıştı.
Trump'ın teklifi diğerleri ve derin Amerika tarafından hemen karambole getirildi ve üzerinde durulmadı.
Putin şimdi bir bakıma diyor ki, "siz bunları boş verin artık, biz büyük ülkeler olarak kendi yolumuza gideriz!"
Bu gelişmenin üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın nükleer silah açıklamalarını da eklersek, epeyce kritik bir dönemeçteyiz.
Sözü fazla uzatmak istemiyorum, zaten yerim de bitti.
Ama bugün ve önümüzdeki günlerde "içeri"de olacak kıpırdanmaları anlattığım çerçevede izlemenizi tavsiye ediyorum...