Haşmet BABAOĞLU
Sabahın erken saatleri...
Çarşı yavaş yavaş canlanıyor.
Kafeler, banka şubeleri, lokantalar, dükkânlar güne hazırlanıyor.
Şehrin sabaha özgü sesleri gövdesi caddeye şefkatle eğilmiş iki ağaca tünemiş kuşların bahar sevinci taşıyan ötüşlerine karışıyor.
Böyle yazdım ama...
Tam öyle değil!
Çünkü bir büfe ve iki kafeden gelen müzik sesleri hepsini bastırıyor.
Artık şehri dinlemek; kuşları, insanları, nesneleri işitmek imkânsız.
Hele güzel ve vakit geçirmeyi sevdiğimiz yerlerde müziğin hegemonyası silindir gibi geçiyor hepimizin üzerinden...
İşin ilginç tarafı, müzik de artık cidden dinlenen bir şey olmaktan çıkıp hayatımıza arka fon oluyor.
Tam bunları aklımdan geçirirken karşımdan bir genç geliyor.
Bakıyorum, o da pek çok yaşıtı gibi kulaklıklarını takıp kendini dışarıdan soyutlamış; müziğe sığınıp şehri dışarıda bırakmış. Tamam anlıyorum, bazen insan buna ihtiyaç duyuyor, kulaklık kurtarıcı olup çıkıyor.
Ama sabahın şu saatlerinde (abartıyor muyum, bilmem) "dış ses"ler sadece bana mı güzel geliyor?
Şu çöp kamyonunun çalışkan ve cefakâr gıcırtıları bile anlamlı...
Durmak diyorum ya...
Yıllardır durmanın bakıp görmekle doğrudan bağını anlattım bu köşede.
Hızla geçip gidenin hiçbir şeyi doğru düzgün görüp kavrayamadığınıanlattım.
Peki "dinlemek" farklı mı?
Birbirimizi doğru düzgün dinlemek için bile durmamız, hatta anı durdurmamızgerekiyor. Şimdi aklıma Ursula K. Le Guin'in çocukluğunda tanıdığı Yurok kabilesi hakkında anlattıkları geliyor. Malum, babası Amerikan yerlileri üzerinde çalışan değerli bir antropologdu.
Bir yerde şöyle diyordu Le Guin: "Yurokların sofra adabını hatırlarım, yemekte biri konuşacak olursa, herkes kaşığını bıçağını bırakır ve ağzındaki lokmayı yutup konuşma bitene kadar can kulağıyla dinlerdi. Bize yemeğe gelen Yuroklar aç kalırdı, çünkü çok konuşan çocuklar olduğumuz için yemek yemeyi bırakıp bizi dinlemek zorunda kalıyorlardı."
Durmak ve dinlemek...
Bu konuda daha yazacak çok şey var.
Ama dedim ya...
Sadece birbirimizi dinlemiyor değiliz.
Kulaklarımız müzik ve tv gevezelikleri dışında her şeye kapalı sanki.
Oysa ses eşsizdir.
İnsan görerek tanımaya kalktığında yanılır, kulaklarına güvense daha çokdaha iyi olurdu.
Yazarlar
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.05.2019
10.05.2019
23.04.2019
16.04.2019
8.02.2019
19.03.2019
18.03.2019
14.03.2019
4.02.2019
19.02.2019