Hayko BAĞDAT
Anekdot üzerinden kıssadan hisse yazısı okuyucuyu memnun ediyor mu bilemedim.
Fakat son demokratikleşme paketi ile yeniden gündeme gelen Ruhban Okulu meselesini hakkıyla anlatabilmek için bir hikâyem var aklımda.
Yazacağım galiba.
18-19 yaşlarında olmalıyım.
Büyükada’nın tepesindeki Aya Yorgi Kilisesi’ne bir bayram ziyaretine gitmiştik.
Kosta’yı orada tanıdım.
Kosta Türkçe, İngilizce bilmiyor, ben Rumca konuşamıyorum ama ne hikmetse can ciğer arkadaş oluverdik hemen.
Yunanistan’dan gelmiş, papaz adayı bir genç Kosta.
Papaz olmanız için evli olmak şarttır, ruhban olmak için bekâr olmazsan olmaz, o başka konu ama.
Bana hayallerinden bahsetti.
Stajını tamamlayacak, evlenecek, papaz olacak, Atina’da yaşayacaktı.
Ben de tarih okuyacak, üniversiteyi bitirince büyük adam olacaktım.
Kosta sözünü tuttu, ben okulu bırakıp Dersim’e askere gitmek zorunda kaldım.
Askerlik boyunca, bana, birilerine tercüme ettirip mektuplar yolladı.
Savaşın en yoğun zamanları olduğundan, benim için çok endişe ediyordu.
Yine de askeriyeye durmadan İncil ve İsa kartpostalı göndermeyeydi iyiydi.
Üç dört yıl sonra, bir gün Kosta ağlayarak evi aradı.
Rumca ağladığından mevzuu tam anlayamadım elbet. Hemen anneme uzattım telefonu.
Eşiyle Türkiye’ye gelecekmiş, beni göreceği için sevinçten ağlıyormuş.
Geldi de.
Tarlabaşı Bulvarı’nda bir otele yerleşmişler.
Hiç Ortodoks papaz gördünüz mü?
Lobide, 1.85 boyu, göbeğine kadar uzun sakalı, siyah cübbesi, boynunda kocaman haçı ve kalpağı ile yaşlı kadınların elini öpmek için sırada beklediği adama dikkatli bakınca tanıyabildim.
“Kosta, sana ne oldu böyle” diyebildim sadece.
Tarlabaşı Karakolu’nun yanındaki Hasır meyhanesinde yiyelim diye konuşmuştuk.
Tarlabaşı’nda yaklaşık bir kilometrelik yolu Kosta’nın o kıyafetiyle yürümek ilginç bir deneyim oldu hepimize.
Kosta durumu çok normal görüyor, yoldan geçenlere selam veriyordu.
Cüneyt Arkın filmleriyle büyüyen bir nesil olduğumuzdan olsa gerek, biz tehlikenin farkında, tedirgin hâllere bürünmüştük bile.
Sorun olmadı, meyhaneye vardık.
Hasır, merdivenle inilen, bodrumda, salaş, küçük ama lezzetli bir mekân.
Hâlâ var mı bilmiyorum.
Kosta ve eşi ile beraber dört çift idik.
İçeri girdiğimizde bir sessizlik oluşuverdi.
Karşı masamızda, sohbetlerinden anladığım Diyarbakırlı, dört abi oturuyor.
Arka masamızda biraz daha genç müdavimler.
Masaya servis yapıldı, ortaya Hasır’ın spesiyalleri kondu.
Kosta birden ayağa kalkıverdi.
Masayı kutsayacakmış!
Mecbur bizim masa kalktı ayağa.
Kürtlerin alışkanlığındandır, Diyarbakırlı abiler, hızlıca aralarında süreci değerlendirdiler.
Seri bir şekilde onlar da ayağa kalkıverdi.
Sonra ellerini önlerine kavuşturup duayı dinlemeye başladılar.
Kosta, onların masayı da kutsadı mı bilemiyorum.
Endişeden pek kendimde değildim o anlarda.
Çok neşeli geçti gece.
Kosta, dönüşte de yürümek isterken, biz çoktan üç taksi durdurmuştuk bile.
300 milyon Ortodoks yaşıyor dünyada.
Ekümenik Patrik bu, nüfusun ruhani lideridir.
Patrik, Ruhban Okulu sayesinde dünyanın her yerinden öğrencileri Türkiye’ye getirip burada eğitim almalarını sağlayıp, dünyaya atamak istiyor.
Bu talebi, Ortodoks kiliseleri arasında çıkan bazı anlaşmazlıklar için hayati bir önlem olarak nitelendirebiliriz.
Ne Vatikan benzeri bir yapılanma özlemi, ne Fetih ruhuna hakaret, ne de tevhid-i tedrisata karşı bir isyan.
Ruhban Okulu’nun, Türkiye ile ilgisi oldukça sınırlıdır, mesele Ortodoks dünyası ile ilgilidir.
Bizlere düşen tek görev ise dünyaya bizi Kosta’nın gözüyle anlatabilecek misafirlerimize göstereceğimiz konukseverliktir.
Kosta’ya yaptık daha önce.
Bence yine yaparız...
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025
29.01.2025
23.01.2025
15.01.2025
8.01.2025
18.12.2024
11.12.2024