Ömer F. Gergerlioğlu
.5 yılı aşkın süren Suriye iç savaşı artık tarafların bitirme iradesi ile gündeme geliyor. Büyük bir felaket içinde yuvarlanan Suriye halkı barışı nasıl bulacak? Bu çok zor sorunun cevabının ne olduğu konusunda en azından vekalet savaşlarını yürütenler tarafından adımlar atılıyor gibi.
Suriye'ye müdahalenin daha çok kan ve gözyaşı getirmekten başka bir işe yaramayacağı dünya devletleri nezdinde de yer edince müdahale seçeneği gündemden kalktı. Ama 1200 farklı grubun birbirleriyle savaştığı Suriye'de bir çözüm sağlanması gerektiği de ortadadır. BM Genel kurul toplantısında Cumhurbaşkanı Gül'ün konuşmasının işaretleri daha uçaktayken verilmişti. Gül İran'sız bir çözüm yolu olamayacağını söylüyordu. "İran'sız olmaz"yani yakın zamana kadar köprülerin atıldığı ülke devrede olmadan olmaz, yani yönlendirdiği örgüte Türkiye'nin resmi ağzıyla "Hizbuşşeytan" diyerek adeta diplomatik tavırların en ağırını sergilediği ülkeyle masaya oturmadan olmaz....!
Cumhurbaşkanı ya Türkiye'nin değişen dış politikasının resmi açıklamalarını yapıyor ya da eski bir Dışişleri bakanı olarak konuya en üst perdeden, BM'den müdahil oluyor. Nezaketli politikacılığıyla tanıdığımız Gül'ün ilk seçeneğe göre hareket ettiğini düşünüyoruz. BM eleştirisi yapmaktan çekinmeyen Gül yaptığı konuşmada "Şunu açıkça ifade edeyim: Türkiye, Suriye'nin kimyasal silah stokunun tasfiyesi için ABD ile Rusya arasında varılan anlaşmayı memnuniyetle karşılamakta ve desteklemektedir." dedi.
İran'ın yeni Cumhurbaşkanı Ruhani de açılım politikası izleyeceği tahmin edilen yeni dönemde görüşme, uzlaşma, konuşma yollarının açık olabileceğinin işaretlerini veriyor. İran'da yeni bir dönem, yeni bir tarz, yeni bir politik tavır ile kendini gösterecek gibi.
Obama ise zaten "İçeriden veya dışarıdan gerçekleşecek askeri müdahalenin kalıcı bir çözüm getireceğini düşünmüyorum , Tercihim her zaman diplomatik çözümden yana olmuştur. " dedi BM Genel kurulunda.
Bu üç ülkenin diplomasi mesajları vermesi önemlidir. Kolay bir anlaşma olup olmayacağı konusunda belirsizlik olsa da en azından diplomasi sözü edilmiş, karşı taraf ülkelere önemli sempatik mesajlar uçmuştur.
Bir de buna Suriye konusundaki hükümete yakın şahin bazı yazarlarımızın önemli bir tavır değişikliği içinde olma işaretleri eklenince Türkiye'nin Suriye politikasında önemli değişikliklerin sinyalinin verileceğini tahmin edebiliyoruz.
"Bir üçüncü yol mümkün" dediğimiz zaman yemediğimiz hakaret, iftira kalmamıştı. Aklın yolu birdir. Gelinen noktada heyecanıyla ortaya çıkıp çok hissi ve gergin konuşmalar yapan hükümet yetkilileri, dernek başkanları şapkalarını önlerine koyup düşünmelidir. İslam dünyası artık heyecan ile alınan kararlardan, tavırlardan uzak durmalıdır. STK temsilcileri de artık Ortadoğu halklarının bu içine düşmüş olduğu acıklı haller için ulusal ve uluslararası düzlemde harekete geçmelidir.
Bu noktadan sonra barışın nasıl gerçekleşebileceği daha fazla çocuk, kadın kanı akmadan felaketin nasıl biteceğine odaklanmalıyız. Maziye, kine nefrete, kan davasına değil istikbale, yapıcılığa, farklılıklara tahammüle, insaniyetin zirvelerini siyasi aidiyet gözlüklerinden kurtularak inşa etmeye odaklanmalıyız. Suriye'de 1200'e yakın örgütün olması barış konusunda gözümüzü korkutmasın. Asiller vekalet savaşını bitirmeye karar verdikten sonra vekiller bir bir ortadan kalkacaktır.
www.omerfarukgergerlioglu.com
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.08.2020
26.08.2020
9.02.2018
5.02.2018
3.02.2018
25.06.2018
23.06.2018
18.06.2018
12.06.2018
11.06.2018