Ömer F. Gergerlioğlu
Tahir Elçi samimi bir hak savunucusuydu, insan hakları müdafiiydi. Onu insan hakları ihlalleri alanındaki yılmaz gayretleriyle tanıyoruz. O, yine bir hak ihlalini protesto ederken bu sefer onun hayatına son verildi. Şiddetle eleştirdiği çatışma ortamının içine cesurca girdi ve ayırmaya çalıştığı bu kavgada arada kaldı.
Tahir Elçi Kürtlerin Hrant Dink'iydi. Yıllarca unutulmayacak ama umarım katlinden sonraki süreç ona benzemez. Halen olay yeri araştırılmasının yapılamamış olması umutlarımızı azaltıyor.
Tahir Elçi, Diyarbakır ortamında hak savuculuğunu, hakkı savunmayı en doğal ve yapılması gereken bir iş olarak görüyordu. CNN TÜRK'te söylediği söz de onun anlatmaya çalıştığı mevzuun şablonik ifadelere teslim olmadan, çözüme yönelik niyetin hakim olmasını arzuladığı bir ortam için sarf ettiği hayati risk içeren sözlerdi ama o doğru tartışma ortamı için itham edilip yargılanacağı bir sözü sarf etmekten kaçınmadı.
Elçi'nin ölüm haberini bir insan hakları toplantısında aldık. Bu toplantının bir önceki versiyonunda Elçi ile beraberdik ve gün boyu dünya örnekleri üzerinden barışın nasıl sağlanacağını, çatışma çözümlerinin nasıl sağlandığını dinliyor, konuşuyorduk. Demokratik gelişim enstitüsü dünyanın çeşitli yerlerinde gerçekleşmiş çatışma çözüm ortamlarından konuşmacılar getirerek Türkiye'ye projeksiyon tutmaya çalışıyordu. Önceki toplantıda bu çatışma çözümlerini dinleyerek önemli katkılarda bulunan arkadaşlarımızdan biriydi Tahir Elçi. Bu son toplantıda da aramızda olması gerekirken dört ayaklı minare açıklamasından dolayı gelemeyeceğini beyan ederek katılamamıştı. Farklı partilerden milletvekilleri, STK temsilcileri, gazeteci- yazarların bulunduğu bu toplantıda aldığımız ölüm haberi hepimizi şoke etmişti. Önceki toplantıda çatışmanın tüm boyutlarını birlikte konuştuğumuz arkadaşımız bu sefer o çatışmanın kurbanı olmuştu. Bu aslında çatışma çözümüyle uğraşmanın ne kadar önemli ve erdemli bir uğraş olduğunu gösteriyordu. En önemlisi ve acısı da ayrımsız hak mücadelesi yapan arkadaşımızın çözmek istediği çatışmayı bitiremeyip onun yeni bir kurbanı olmasıydı. O çatışmanın çözümünü fiili, pratik olarak sağlama şansını teorik tartışmalara öncelemişti ve sıcak ortamın büyük ihtimalle kör bir kurşununa hedef oluyor ve hepimizin yüreğini yakıyordu.
Bu acı haber sonrası konuştuğum toplantıdaki arkadaşımız Bejan Matür "Diyarbakır'da tanıdığım en vicdanlı insanlardan biriydi, eğer bilerek öldürülmüşse, kötüler bu kadar mı iyi nişan alıyor" diye sorarak hayıflanıyordu. Olayın bir suikast mı yoksa kaza kurşunu mu olduğunu bilmediğimizden bir yargıda bulunamıyorum ama onun ölümü barış ve makul bir anlayışın tekrar yeşertilmesi adına büyük bir kayıptır.
Tahir Elçi peygamberimin "nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz" sözüne uygun bir sonla hayata veda etti. Hayatı boyunca insan hakları ihlalleri ve barış için gayret eden Elçi, son nefesinde de çatışma istemiyoruz, barış istiyoruz" diyordu. Bir insanın son halinin büyük bir samimiyetle ifadelendirdiği sözler üzerine olması son derece manidardır ve onun sözlerini gerçekleştirme konusunda ne kadar önemli birisi olduğunu gösterir. Bu yönüyle de barışla, hak savunusuyla bu dünyaya veda eden Tahir Elçi herkese önemli ve unutulmaz bir ders vererek bizlere veda etmiştir.
İnsan hakları alanındaki bir sorunu çözmek istiyorsanız kendi kimliğinizi ikinci plana atarak ortak paydalar bulmak zorundasınız. Dindar bir kişi olarak sol gelenekten gelen Tahir Elçi ile insan hakları ortak paydasında buluşabiliyorsam, bu sorunun çözümünün nasıl olacağı ortaya çıkmıştır. Kimliklerimizi ikinci plana atarak ortak paydalarımızı arttırmak, sağlanmasını istediğimiz eşitlik ve kardeşlik ortamına en büyük katkı değil mi?
Tahir Elçi önceki toplantıda da birebir konuştuğum üzere hem devletin büyük insan hakları ihlalleri oluşturan anlayışı ve yöntemine hem de hendek, barikat politikasına şiddetle karşı çıkıyordu. Hendek, barikat politikasının çözümsüzlüğü arttırmaktan ve halkı mağdur etmekten başka birşeye yaramayacağını söylüyordu.
Karşılıklı yanlış politikaların devlet ve PKK tarafından devam ettirilmesi şu ana kadar gerçekleşmemiş ama başlamış olan Kürtler ve Türklerin manen kopuşuna yol açacaktır. Çözüm sürecinin bitişiyle farklı kesimler arasındaki Türkler çözüm sürecinde verilenlere nankörlük edildiğini düşünüyor, Kürtler ikinci sınıf vatandaş olduklarını gittikçe daha çok hissediyor ve bunun yüzünden Kürtlerin büyük bir kısmı PKK'nın bir sigorta olarak kalmasını istiyor. Bu karşılıklı duygular çatışma ortamının da sürmesiyle gittikçe daha çok besleniyor ve alevleniyor. Bu halin ortadan kalkması için karşılıklı kozlar, şantajlar, blöfler ile yol alınamayacağını bilmeli ve çatışmaların bitirilmesi için geçici çözümler, söylemlere değil genel ve kalıcı çözümlere yönelmek zorundayız. Geçici olarak rakibinize zayiat verdirdiğiniz bir durumda belki kalıcı zayiatınızı arttırıyorsunuzdur.
İşte Tahir Elçi'nin ölümü de böyle oldu. Suriçi'ndeki geçici bir inatlaşmanın kalıcı mağduru oldu. Her şeyden önce nezaket dolu ve alçak gönüllü bu arkadaşımızı kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyim. Allah'tan ona rahmet diliyorum, inşaallah bu dünyada göremediği barışı öbür dünyada görür ve kalcı barış yurdu cennet, onun ebedi mekanı olur.
@gergerliogluof
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.08.2020
26.08.2020
9.02.2018
5.02.2018
3.02.2018
25.06.2018
23.06.2018
18.06.2018
12.06.2018
11.06.2018