Aslı Aydıntaşbaş
Donald Trump herkesi şaşırttı.
Belki kendi bile şaşırdı Suriye’ye saldırı emri vermiş olduğuna. Seçim kampanyası boyunca Suriye’deki iç savaşa bulaşmamak gerektiğinden söz eden, her fırsatta Putin’e övgüler yağdıran adam, bir gün uyandı televizyondaki kimyasal silah tarafından öldürülen çocuk görüntülerinden çok sarsıldığını söyledi. İki gün sonra da Suriye’ye hava taarruzu emri verdi.
Nasıl oldu bu?
Bazen gerçekler, tüm komplo teorilerinden daha basittir. Trump’ın zaten çok karmaşık bir kişilik olmadığını biliyoruz. ABD basınındaki haberler, sahiden Trump’ın gerçekten pazartesi günü televizyonda gördüğü o korkunç imajlardan etkilenip çevresine “Ne yapabiliriz” diye sorduğu yolunda. Ondan sonraki 58 saat boyunca, Beyaz Saray, Pentagon, Dışişleri Bakanlığı kendisine “seçenekleri” sunuyor. Geçmişte de kimyasal silah kullanan Suriye’yi kınamanın bir fayda etmeyeceği konusunda herkes hemfikir. Trump, kendisine sunulan seçenekler arasında en “kısıtlı müdahale” seçeneğine yöneliyor. Kararı, hafta sonu Florida’daki yazlığına giderken Air Force One uçağında, damadı Jared Kushner ve ABD Savunma Bakanı John Mattis’in de desteğiyle birlikte alıyor. Florida’ya indiğinde, emri veriyor.
Yukarıdaki detayları neden aktarıyorum?
ABD’nin İdlib’deki Suriye hedeflerine yönelik nokta atışı saldırı, Ankara’yı çok memnun etmiş gibi.
Kendini sansürleme âdeti olmayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, doğrudan ABD Başkanı Trump’a seslenerek “Teşekkür ederim ama lafta kalmasın. Eğer bu hakikaten icraat ortaya konulursa, Türkiye olarak bize ne düşüyorsa yapmaya hazırız” dedi.
Aslında bakarsanız Esad rejiminin muhaliflere yönelik kimyasal silah kullanmış olması, mide bulandırıcı. Bu konuda tüm dünya hemfikir.
Savaşın bile bir düsturu vardır ve Esad rejimi, tam kendi varlığını tüm dünyaya yeniden kabul ettirmişken vahim bir hata yaptı.
Ancak ben Ankara’ya fazla heyecanlanmamasını tavsiye ediyorum. Trump’ın her hamlesi gibi bu kararda da ciddiyeti tartışılır. Suriye’de dengeler, henüz değişmiş değil. Dün karşımızdaki vahim tablo neyse, bugün de o.
ABD’nin bu harekâtı, Esad’a “Bir daha kimyasal silah kullanma!” demenin ötesine geçmiyor. Suriye için bir barış planı yok masada. Donald Trump’ın radikal bir siyaset değişimine gittiğine, Suriye’de “rejim değişikliği” ya da “Esad’sız çözüm” istediğine dair en ufak bir emare de yok.
Üç füze atıldı diye ne Suriye’nin kuzeyindeki çetrefil denklem, ne de Rusya’nın sahadaki üstünlüğü fazla değişmiyor. Sorunlar aynı: Türkiye hâlâ evlerine dönemeyecek durumda olan 3 milyon mülteciyi barındırmak zorunda. PYD’yle ilişkiler, hâlâ makul ve rasyonel bir zemine oturmuş değil. Çözüm sürecini iç politikaya heba eden Ankara, “Kürt kartını” ABD ve Rusya’ya kaptırmış vaziyette. IŞİD hâlâ orada duruyor ve tüm dünyaya korku salmaya devam ediyor.
Ve daha da önemlisi, İdlib hâlâ ileride Türkiye’nin de başını ağrıtabilecek cihatçı grupların kontrolünde.
Bütün bunlar, Trump’ın üç salvosuyla değişecek konular değil. Suriye’de iç savaşın bitmesi için daha ciddi bir ABD planı ve mesaisi lazım;ki bu yok. Üstelik Trump’ın bu beklenmedik hamlesi, Washington ve Rusya’nın arasını açıyor; ki bu Kuzey Suriye’de Türkiye’nin manevra alanını, uçuş kabiliyetini daraltacaktır.
Ez cümle; Esad rejiminin kimyasal silah kullanımı konusunda uyarılması, tüm dünyanın arzusuydu. Ama Trump neyi bilerek yaptı, neyi
o anda kafasına estiği için gerçekleştirdi bilmiyoruz.
Bu yüzden Suriye hâlâ Türkiye’yi içten içe kemiren ağır bir yük olmaya devam edecek.
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.08.2018
26.08.2018
23.08.2018
20.08.2018
18.08.2018
13.08.2018
10.08.2018
5.02.2018
3.02.2018
29.07.2018