Aslı Aydıntaşbaş
Muhtemelen gelecekte tarihçiler tarafından ‘Brunson krizi’ diye anılacak olan Türkiye ve ABD arasındaki sancılı dönem, dün sabah itibarıyla yerini çözüm konusunda yeni bir mutabakat zeminine bıraktı. Henüz Ankara ve Washington arasında bir ‘el sıkışma’ olmasa da, Brunson krizinin nasıl aşılacağı konusunda bir formül yavaş yavaş şekillenmeye başladı.
Bu aşamaya gelinmiş olması, iki tarafta da krizin çözülebileceği yolundaki umutları artırdı.
Ancak bu tarz diplomatik krizlerde hep yaşandığı gibi, ikili ilişkiler düzelmeden önce son 24 saatte bir tık daha da gerildi. Tabir yerindeyse, iki ülke arasındaki yarım asrı aşan ittifak, son 24 saat içinde ‘öldü öldü, dirildi’. 1974 yılındaki Johnson Mektubu ve ABD silah ambargosundan bu yanda ikili ilişkilerdeki en ciddi kriz, Beyaz Saray’ın sert tutumu ve ikinci bir ambargo adımı tehdidiyle iyice derinleşti. Ankara ise geçen yıllarda Hollanda ve Almanya gibi ülkelerle yaşadığı krizlerden çok farklı bir tutum alarak kamuoyu önünde krizi tırmandırmamaya gayret gösterdi.
Ve ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Mevlüt Çavuşoğlu arasında Singapur’da yapılan görüşmeyi takip eden 12 saat içinde karşılıklı yapılan temaslarda, olası bir çözüm formülünün kaba hatları ortaya çıkmaya başladı.
Yeni formül aslında eski formül
Aslında bu formül, iki ülkenin de aylardır konuştuğu ‘Andrew Brunson-Hakan Atilla’ takasının ta kendisi.
Buna göre 21 aydır Türkiye’de tutuklu bulunan Amerikalı din adamı Andrew Brunson’un ülkesine gönderilmesi karşılığında New York’taki Zarrab davasında ceza alan Hakan Atilla, Türkiye’ye gönderilecek. Zamanlama konusunda pazarlıklar hâlâ devam ediyor. Hukuki statüleri farklı olsa da, iki adamın da ülkesine dönmesi, kamuoyu nezdinde ‘siyasi zafer’ olarak algılanabilecek adımlar. Trump yönetimi açısından kendi tabanında sembol haline gelen papazın ülkesine dönmesi, Ankara açısından ise defalarca ‘siyasi rehine’ olarak tanımladığı Halkbank yöneticisi Hakan Atilla’nın ‘suçlu iade anlaşması’ çerçevesinde Türkiye’ye transferi, krizi çözmek için tasarlanan birinci adım.
Atilla’nın temyiz sorunu
Ancak Atilla ve Brunson’un farklı hukuki statülerde olması nedeniyle bu birinci adımın eşzamanlı olması imkânsız. Atilla’nın Türkiye ve ABD arasındaki tutuklu iade anlaşmasından yararlanabilmesi için temyiz başvurusunu (ve NY savcılığının da ona itiraz başvurusunu) geri çekmesi gerekiyor. Bu en iyi ihtimalle birkaç hafta sürebilecek bir süreç. Bu durumda önce Brunson’ın bırakılması söz konusu olabilir. Ankara’nın beklentisi, Brunson’un iadesi öncesinde ABD tarafının en azından bu yönde bir açıklama yaparak Hakan Atilla konusunda kendisini bağlaması.
İkinci adım ise tutuklu ABD vatandaşları ve Halkbank’a verilecek ceza konusunda karşılıklı adımları içeriyor.
ABD yönetimi uzunca bir süredir devam eden müzakerelerde sadece Brunson değil, aynı zamanda Türkiye’de tutuklu bulunan diğer ABD vatandaşları ve konsolosluk görevlilerinin iadesi veya tahliyesi konusunda adım atılmasını istiyor.
NASA görevlisi ve diğer ABD vatandaşları
Halihazırda bu listede Türkiye’ye tatile geldiğinde FETÖ’den tutuklanan NASA mühendisi Serkan Gölge, geçen yıl tutuklanan ABD konsolosluk görevlisi Metin Topuz ve 37 yıldır ABD’nin Adana konsolosluğunda tercüman olarak görev yapan ve 15 Temmuz sonrası gözaltına alınan Hamza Uluçay var. ABD yönetimi kamuoyu önünde bu isimleri fazla tartışmasa da Singapur’daki Pompeo-Çavuşoğlu görüşmesinde olduğu gibi, kapalı kapılar ardından yapılan tüm temaslarda bu isimleri aynı çözüm sürecinin bir parçası olarak gündeme getiriyor.
Türkiye’de son 2 yıldır devam eden OHAL döneminde kaç ABD vatandaşının tutuklandığı bilinmese de, bu rakımın 20 civarında olduğu sanılıyor.
ABD konsolosluk görevlileri ve OHAL sürecinde gözaltına alınan ABD vatandaşları için düşünülen formül, geçen yıl Almanya ile yaşanan kriz sonrası Berlin’le yapılan Deniz Yücel mutabakatının bir benzeri. Kamuoyu sadece krizin Deniz Yücel boyutuna odaklansa da, gerçekte Almanya’nın talepleri arasında OHAL sürecinde ‘terörle mücadele’ gerekçesiyle gözaltına alınan 20’nin üzerinde Alman vatandaşının serbest bırakılması vardı. Bu isimler, Deniz Yücel’in Almanya’ya iadesinin öncesi ve sonrasındaki aylarda sessiz sedasız bırakıldı. Şu zamana kadar tahliye edilenler arasında Deniz Yücel dışında gazeteci Meşale Tolu da var.
ABD tarafının beklentisi, aynı formülün konsolosluk görevlileri ve ABD vatandaşları için uygulanması.
Halkbank’a düşük ceza
Bu arada Ankara’nın da Amerikan tarafından talepleri var. Ankara, Zarrab davası sonrası ABD Hazine Bakanlığı’nın Yabancı Varlıkları Kontrolü Ofisi’nin (OFAC) sonbaharda açıklanması beklenen Halkbank cezasının ‘makul’ bir ölçekte olmasını ve Halkbank’a yönelik bunun dışında herhangi bir hukuki süreç yaşanmamasını istiyor. Hazine, ABD hükümetine bağlı ve ABD Başkanı Donald Trump’ın Halkbank’a yönelik cezanın bankanın ödeyebileceği makul bir seviyede olması konusunda adım atmaya hazır olduğu söyleniyor. Bu anlamda Ankara’nın Brunson çözüm formülünde Hakan Atilla dışında alacağı tavizlerden biri, Halkbank cezasının Türk bankacılık sisteminde kalıcı bir sarsıntıya neden olmayacak ölçekte düşük olması.
Ancak Ankara’nın bir diğer talebi olan ‘Halkbank’a yönelik başka soruşturma olmaması’, iki ülke arasındaki çözüm mutabakatının bir parçası değil. Her ne kadar Türkiye, Trump hükümetinden ‘New York’taki savcılığın ikinci bir Halkbank iddianamesi hazırlamasının önüne geçilmesini’ talep etse de, ABD tarafı ‘kuvvetler ayrılığı’ prensibi nedeniyle New York’taki savcılığa herhangi bir telkinde bulunmalarının söz konusu olmadığını dile getiriyor. ABD’deki savcıların halihazırda geniş yetkilerle Başkan Trump’ın şirketleri dahil hükümetin yetkisi dışında birçok soruşturma yürüttüğüne dikkat çeken ABD’li kaynaklar, hükümetin savcılara talimat vermesinin söz konusu olmadığını söylüyor.
İki ülke arasındaki mutabakat zemini, üç aşağı beş yukarı bu çerçevede şekillenmeye başladı. Brunson karşılığında Hakan Atilla’nın iadesi prensibini benimseyen Ankara, aynı zamanda Halkbank’a yönelik de makul ve düşük seviyeli bir ceza bekliyor. Bu anlamda hem Brunson, hem de daha sonraki aylarda diğer ABD vatandaşı ve konsolosluk görevlilerinin tahliyesi masada.
Bu anlaşma formülü Donald Trump ve Tayyip Erdoğan’ın onayını bekliyor.
Bundan sonraki adım, hafta başında atılan adımlarla müzakereden fiiliyata dökülmesi...
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.08.2018
26.08.2018
23.08.2018
20.08.2018
18.08.2018
13.08.2018
10.08.2018
5.02.2018
3.02.2018
29.07.2018