Aslı Aydıntaşbaş
Andrew Brunson krizi... Göstere göstere gelen ekonomik darboğaz... Doların erimesi... Medyanın zavallılığı... İktidarın kendi eliyle yarattığı tek adam rejiminin başarısızlığa mahkûm oluşu... Kurumların çöküşü... Hesapsızlık... Kalitesizlik... Türkiye’nin nefes alamaması... Muhalefetin havaya bakarak ıslık çalma halleri...
Bütün bu meseleler, birbiriyle ilintili ve birbirini büyüten sorunlar.
Türkiye demokrasiden bu kadar sapmasa, bu yönetim sistemine mahkûm olmayacak, Batı’yla arası bu derece kötü olmayacak, sürekli Deniz Yücel ya da Brunson krizi gibi vakalar yaşanmayacaktı.
Parti-devlet, bu kadar baskıcı olmasa, vatandaşının düşüncesinden, fikrinden, etnik kimliğinden, mezhebinden korkmayacak, bütün enerjisini sürekli hata yapan (ve yaptırtan) paranoyak bir güvenlik bürokrasisi inşa etmeye harcamayacaktı.
Tek adam sistemi yerine demokrasi olsa, medya bu kadar acıklı bir halde olmayacak, çok seslilik devam edecekti.
Devlet tek kişi değil kurumlardan oluşsa, daha istikrarlı ve sağlam olacak, bağımsız kurumların gücü sayesinde farklı fikirler tartışılabilecek, bu sayede en akılcı yol bulunabilecekti.
Demokrasi olsa, devlet sadakat değil liyakat esasına göre şekillenecek, bu sayede etrafta gördüğümüz kalitesizlik ve kan kaybı yerine, umut ve reform olacaktı. Devlette liyakat esas olsa, HSYK’den BBDK’ye kadar kurumsal çöküş yerine kalite yükselecekti.
Bütün bunlar olabilse, Türkiye daha sakin, daha akılcı ve daha müreffeh bir ülke olurdu. Daha istikrarlı, zengin, güçlü olurdu.
Kusura bakmayın. Buraya kadar anlattıklarımın zaten farkında olduğunuzu biliyorum. Ancak son dönemde o kadar toz-pembe ve yalan-dolanla bezenmiş bir dünya satmaya çalışıyorlar ki bize, bazen bildiklerimizi tane tane yeniden anlatmakta fayda var.
Bu zincirleme trafik kazası, hepimizin gözleri önünde gerçekleşti. Yıkımı, yavaş çekim, topluca izledik.
Güzel bir ülke vardı, sonra güzellikler yok oldu.
Ülke kaldı ama insanları tedirgin ve huzursuz; bir umutsuzluğa boğuldu.
Haliyle bana “Dolar nasıl 5.31 oldu” diye soranlara “Nereden başlasam anlatmaya...” diye cevap veriyorum.
Dolar çıktı, çünkü demokrasi çöktü.
Burada sinir bozucu olan, iktidarın ısrarla ayan beyan ortada olan, gün ışığında herkesin camlara, balkonlara çıkıp da izlediği bu zincirleme kazayı ısrarla görmeyişi. Daha doğrusu, görüp de kabullenmeyişi.
Türkiye’yi yönetenler, kendilerine alternatif bir gerçeklik yarattı ve o sanal dünyada dolar yükselmiyor, ‘dış mihraklar’ yükseltiyor; demokrasi gerilemiyor, devlet ‘terörle mücadele’ ediyor; halkın yarısı seçimde yeni sisteme ‘Hayır’ demiyor, ‘içerideki odaklar karanlık senaryoları devreye sokuyor’.
O sanal dünyada nüfusun ciddi bölümü terörist ya da teröre meyilli. Rejim hiç hata yapmıyor, çok fedakâr. Ekonomi iyi yönetiliyor; devlet hep vatandaşını kolluyor.
Korkular, troller ve propagandadan oluşan bir akis odası var Ankara’da. İktidardakiler adeta orada hapis; sadece kendi seslerini duyabiliyor. Onların söylediği dizeleri, anında medyası, müsteşarı, valisi hep bir ağızdan bağıra bağıra tekrarlıyor.
Kimse ne olan bitenin farkında, ne de dünyanın. Paralel bir gezegende yaşıyor.
Bu da içinde olduğumuz durumu, katbekat daha vahim hale getiriyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.08.2018
26.08.2018
23.08.2018
20.08.2018
18.08.2018
13.08.2018
10.08.2018
5.02.2018
3.02.2018
29.07.2018