Aslı Aydıntaşbaş
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin referandumdan hemen sonra Irak ve Suriye’deki Kürt hedeflerine yönelik hava harekâtı, bölgeyi takip edenler için büyük sürpriz olmadı.
Ankara zaten uzunca bir süredir Irak sınırları içindeki Sincar bölgesinin Kandil’den sonra ikinci bir PKK üssü haline geldiğini, buraya bir harekât düzenleyeceğini söylüyordu.
Asıl sürpriz, Sincar’a yönelik hava saldırısına eşzamanlı olarak Suriye’deki YPG hedeflerine yönelik bir hava harekâtı ve bunun zamanlaması. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, mayıs ayında Donald Trump’la görüşecek. Neden şimdi? O randevu öncesinde Türkiye’nin, Washington açısından IŞİD’le mücadelede bir numaralı “müttefik” sayılan YPG hedeflerine yönelik bir taarruzda bulunması, Amerikalıları pek mutlu etmiş olamaz. Zira ABD, Suriyeli Kürtleri IŞİD’le mücadele “sahadaki en etkin müttefik” olarak tanımlıyor. 500’ün üzerinde Amerikan özel kuvvet görevlisi, YPG/SDG bölgesinde görev yapıyor ve ABD’nin Kürt bölgesinde 4 yeni üs kurma girişimi var. Ankara, Trump görüşmesi öncesinde ABD’yle bir gerilimi göze mi aldı?
Bu soruya Washington’ın yekvücut bir yapı olmadığını hatırlatarak başlamam gerekir. Tek bir Amerika yok. Washington, her dönemde olduğu gibi, Trump döneminde de farklı ses ve çıkar gruplarının bir araya geldiği bir yer.
Amerikalıların Türk-Kürt geriliminin Suriye’ye yayılmasından hoşnut olmadıkları kesin. Ama yüksek sesli bir karşı çıkış da yok. ABD Dışişleri Bakanlığı, yarım ağızlı bir “hoş değil” mesajı yayımladı. Olaya asıl tepki, Washington’daki askeri kanattan. Pentagon ve IŞİD’le mücadeleyi üstlenen CENTCOM’un, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin taarruzundan hoşnut olmadığını biliyoruz. Suriye’de görev yapan Amerikan özel kuvvet birliğinden bazı komutanlar, anında TSK’nin hedefi olan Karakoç bölgesinde inceleme yapmaya gitti, YPG ile birlikte resim verdi. Onların mesajı net.
Ancak Beyaz Saray’dan ses yok.
Sadede geleyim. Trump yönetiminde tek bir görüş hâkim değil ve Ankara muhtemelen bu taarruzu planlarken bunu hesap etti. Amerikan kamuoyu ve Washington’daki askeri kanat, Türkiye’ye olan sempatisini yitirmiş olsa da, Beyaz Saray’da ve Trump’ın etrafında Tayyip Erdoğan’la arayı iyi tutmaya çalışan bir grup da var. Bu kesim, özelikle İran’a karşı Türkiye’yi ‘denge unsuru’ olarak görüyor. Bu bağlamda da Ankara’nın özellikle Sincar’daki PKK hedeflerine yönelik taarruzunu, görüştüğüm bir Batılı kaynağın ifadesiyle, “yönetilebilir” buluyor.
Suriye’deki YPG hedeflerine yönelik hava harekâtı ise daha karmaşık. Amerika açısından istenmeyen bir durum olduğu ortada. Ancak bu seviyede kaldığı sürece, yani Türkiye sınır bölgesinde kısıtlı hava harekâtı olarak kaldığı sürece, Washington çok ses çıkarmayabilir. En azından Washington’ın cılız tepkisi, ilk aşamada bu izlenimi doğuruyor. Ancak iş daha ciddi bir Türk-Kürt savaşına dönüşürse, hem Ankara hem Washington hem de Moskova’yla ilişkisinde gerilimler yaşayabilir.
Bu da bizi, içinde olduğumuz durumun ne kadar trajik olduğu gerçeğiyle yüzleşmeye sürüklüyor. Yıllar yılı Kürt meselesini sadece bir “ulusal güvenlik sorunu” olarak tanımlayıp 90’lı yıllarda sadece güvenlikçi politikalar izleyen Ankara, sonunda bu işin bu yaklaşımla çözülemeyeceğini görüp ‘çözüm süreci’ denilen inisiyatifi başlatmıştı. Şimdi nasılsa, başa dönüldü, yine “güvenlikçi” politikalar hâkim. Ancak bu sefer aynı hatalar “sınır ötesi” bir boyutta tekrarlanıyor. Türkiye YPG ve PYD’yle meselesini (ki bazı noktalarda Ankara’nın haklı itirazları olduğunu teslim ediyorum), doğrudan konuşarak çözmek yerine, F-16’larla çözmeyi daha mantıklı buluyor. Bu uğurda uluslararası ittifaklarını bile zora sokuyor.
Korkarım Türkler ve Kürtler, aralarındaki meseleyi karşılıklı konuşarak ve rasyonel parametrelerle çözmek yerine karşılıklı şiddet yolunu benimsedikleri sürece, bölgedeki diğer güçlere gün doğacak. İki taraf için de söylüyorum. Bizleri birbirimize karşı kullanıp kendi nüfuz alanlarını her geçen gün genişleyecekler.
Ve bunun kılıfı da, milliyetçilik olacak...
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.08.2018
26.08.2018
23.08.2018
20.08.2018
18.08.2018
13.08.2018
10.08.2018
5.02.2018
3.02.2018
29.07.2018