Aslı Aydıntaşbaş
Dün, uzun süredir beklenen kabine değişikliği gerçekleşti. Ama televizyon kanallarına bakarsanız, “birbirinden değerli isimler” gitti, yerine “çok değerli isimler” geldi. Kim kimden daha değerli ve bu çok çok kıymetli insanlar neden oradan buraya atanıyor, neden bazıları çok değerli olmalarına rağmen bir anda kırmızı plakalı arabalardan indiriliyorlar... Hiçbir ipucu yok.
En azından televizyonlarda yok.
Saatler boyunca yorumcular ekranlarda isim okudu, gelen bakanın son görevini ve nereli olduğunu söyledi, arada “Urfa dengesi korundu”, “Bursa dengesi korundu” gibi anlamsız cümleler kurdu; ancak bu laf kalabalığı arasında bu kabine değişikliğinin ne olduğu tam olarak anlatılmadı.
Ben size kendi yorumlarımı aktarayım... Bu kabine değişikliği, 2019’dan sonra sunulması planlanan Başkanlık kabinesinin bir provasıdır. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damgası daha da hissedilebilir yeni kabineye. Onun dışında dünkü ve bugünkü kabine arasında büyük bir ideolojik ya da üslup farkı yoktur.
Giden ya da iki gruba ayırıyorum. Birincisi, kabine içinde bazı konularda “daha makul”, “daha yumuşak” bir çizgi tutturmak gerektiğini söyleyen isimler.
Örneğin gazetecileri tutuklamanın iyi bir şey olmadığına inananlar. “Muhalif” değil de “mahcup” AKP’liler. Bunlar arasında Nabi Avcı, Tuğrul Türkeş, Veysi Kaynak ve (kabinede konumu değişen) Numan Kurtulmuş’u sayabiliriz. İkincisi mevcut görevinde yeterli performans göstermediği düşünülen isimler; ki gelin bu isimleri de saymayalım.
Kabineye yeni girenler çoğunlukla Cumhurbaşkanı’na yakın ve son bir yıl içinde Beştepe ile koordinasyon içinde olanlar. Örneğin referandumda oylanan anayasa değişikliğinin mimarlarından Abdülhamit Gül ya da TBMM’deki Erdoğan âşığı profillerden yeni spor bakanı Osman Aşkın Bak.
Aylardır yapılan tüm spekülasyonlara rağmen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun değişmemiş olması, dış politikada üslup ya da öncelikler açısından bir değişim olmayacağının bir işaretidir. Ben zaten beklemiyordum.
Hükümetin rengi ve istikameti açısından, kamuoyunda milliyetçi ve şahin politikalarla özdeşleşen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Enerji Bakanı Berat Albayrak ve (portföyü değişse de) Bekir Bozdağ’ın kabinede kalması, mevcut politikalardan sapma olmayacağı yönünde bir başla önemli işarettir. Bu 3 isim, Erdoğan yönetiminin ana omurgasını oluşturmaktadır.
Her ne kadar sermaye çevreleri, AKP elitlerini ve dış dünyanın saygısına mazhar olan Mehmet Şimşek kabinedeki yerini korumuş olsa da, başbakan yardımcılarının değişmesiyle Şimşek kabinede gittikçe daha yalnız kalmıştır.
Tarım Bakanlığı’na getirilen Eşref Fakıbaba, elinde sihirli değnek tutan son derece başarılı bir belediye başkanı olarak Urfa’nın çehresini değiştirmiştir. Zekice bir hamleyle tarım bakanı olarak atanması, teşvik, sübvansiyon ve tarım politikalarının 2019 belediye ve başkanlık seçimleri öncesinde iktidar için önemli bir güç kaynağı haline gelmesi demek.
Muhalefetin Fakıbaba’nın bakanlıkta ne yapacağını iyi incelemesi, ideolojik itirazlar yerine ciddi çalışılmış alternatif politikalar üretmesi ve bunu kamuoyuna anlatabilmesi gerekir. (Yeri gelmişken, muhalefetin sadece tarım değil, ulaştırma, sağlık ve dış politika alanlarında da “gölge bakan” uygulamasına geçmesi, 2019 yerel seçim başarısı için şarttır.)
Gelelim Ali Babacan şayiasına... Kabine değişikliği öncesi Babacan’ın yeniden kabineye gireceği dedikodusu sosyal medyada yayıldı. Bir an bile ihtimal vermedim. Ne Babacan, ne de Erdoğan açısından mümkün değil. Öncelikle, Babacan kabineden gideli beri ekonomi yönetiminde “paradigma değişikliği” yaşanmıştır. Daha kontrolsüz ve yüksek enflasyonlu bir büyüme modeli yönünde siyasi bir irade varken, ne Babacan dönmek ne de Cumhurbaşkanı kendisiyle çalışmak ister.
Keza “Dolmabahçe mutabakatı” denilen o tarihi toplantıya katılmış, çözüm sürecinin ana aktörleri olan ve Öcalan’ın PKK’ye silah bırakma çağrısına vesile olmuş Yalçın Akdoğan ve Efkan Ala’nın kabineye gireceği yolundaki spekülasyonlara da gülüp geçtim.
Babacan, Ala ve Akdoğan’ın olduğu kabine, bambaşka bir Türkiye’ye aitti. Şimdi çok uzaklardayız.
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.08.2018
26.08.2018
23.08.2018
20.08.2018
18.08.2018
13.08.2018
10.08.2018
5.02.2018
3.02.2018
29.07.2018