Aslı Aydıntaşbaş
Yarın Cumhuriyet gazetesi davası başlıyor.
Her dönemin sembol davaları vardır. 12 Eylül döneminde Barış Derneği ve DİSK davaları, 90’lı yıllarda Manisalı Gençler, 2000’li yıllarda ise Ergenekon, Balyoz ve KCK davaları... Bu davalar, bu ülkede adalet denilen gücü eline geçiren insanların ‘rejimi korumak’ bahanesiyle neler yapabileceğinin birer örneğiydi. Tekrar tekrar gördük ki, devlet denilen aygıtı ele geçirenler, onu korumak uğruna bal gibi kötülük yapabiliyordu. İnsanları haksız yere hapse atıyor, eziyet ediyor, delil üretiyor, tiyatro gibi salonlarında abes suçlamalarla ‘iç düşman’ yaratmaya çalışıyordu.
Bu topraklar, bu tecrübeleri çok yaşadı.
Nâzım Hikmet’i perişan etti bu ülke. Sabahattin Ali’yi öldürdü. Peki ya AhmetKaya? Liste uzun. Zamanında o kadar insan kaçtı ki bu ülkeden, Londra, Stockholm, Berlin, Los Angeles’da Anadolu gettoları oluştu.
Diyeceğim, biz bu delilikleri, bu kötülükleri zaman zaman yaparız kendimize. Sonra tarih önünde özür diler, iade-i itibar yapar, iki gün sonra aynı iddianameler ve aynı tip savcılarla yeniden girişiriz en parlak evlatlarımızı yeme işine.
Cumhuriyet davası da bu dönem yapılan onlarca adaletsizliğin en önemli sembollerinden biri. Nedenini anlatmaya gerek yok. Cumhuriyet, Cumhuriyet olduğu için. ‘İmam’ın Ordusu’ kitabını yazdı diye cemaat yargısı tarafından 1 yıl tutuklanan Ahmet Şık, ya da ben kendimi bildim bileli Fethullah Gülen aleyhine kalem oynatan Hikmet Çetinkaya, ‘örgüt üyesi olmamakla birlikte...’ FETÖ’nün amaçları doğrultusunda hizmet etmekle suçlandığı için. Bu da yetmezmiş gibi, yıllardır televizyon ekranlarında Balyoz ve benzeri davaları eleştiren Kadri Gürsel, ‘subliminal mesaj’ vererek darbe ve FETÖ’yle ilişkilendirildiği için.
Ve bu komedi dizisi bir iddianameye dönüştüğü için.
9 aydır cezaevinde bulunan Cumhuriyet yazar ve yöneticileri, suçsuzdur. Bunu bütün Türkiye biliyor. Bu ülkeyi yönetenler de biliyor. Bu yüzden bu inadın sürdürülemez olduğunu, arkadaşlarımızın eninde sonunda özgürlüklerine kavuşacaklarını düşünüyorum.
Ama neye üzülüyorum biliyor musunuz?
(Kusura bakmayın, yazlıktaki 65 yaşındaki emekli öğretmen yan komşunuz gibi konuşuyorum ama...) Bu güzelim ülkenin bir arpa boyu yol gidememiş olmasına üzülüyorum. Cumhuriyet neredeyse 100’üncü yılına girecek, ancak hâlâ bir demokrasi yok karşımızda. Ne hazin. Eskiden Avrupa’ya girmekten, ileri demokrasiden, birinci ligden, Ankara kriterlerinden falan söz ederdik. Şimdi ise o vasat standartlarımızı bile kaybettik. Bir ülke geriye gider mi? Tarih hep ileri akmaz mı? Valla akmazmış. Geri de gidilirmiş. Yaşadık ve gördük.
Yarın sabah Çağlayan Adliyesi’nde başlayan Cumhuriyet duruşmasını izlemeye çalışacağım. Bu izlediğim ilk gazeteci davası değil; belli ki sonuncu da olmayacak.
Yıllar önce Ahmet Şık cemaat yargısı tarafından tutuklandığında (Oda TV davası, 2011), gazeteciler olarak Galatasaray’da bir yürüyüş düzenlemiştik. Orada rastladığım sevgili Turgut Kazan’ın söylediklerini hiç unutmuyorum:
“Şimdi hükümet, bunlar gazetecilik faaliyetlerinden dolayı değil başka şeylerden tutuklu, diyor. Hep öyle denir zaten. Sen bilmezsin, 12 Mart sonrasında Altan Öymen de uçak kaçırmaktan tutuklanmıştı. O sıralarSofya’ya bir uçak kaçırıldı. Altan Öymen ve bir grup gazeteci arkadaş Deniz Gezmiş’lerin idamını önleyebilmek için bir dilekçe hazırlıyordu. Apar topar uçak kaçırmayı organize ettikleri gerekçesiyle gözaltına alındılar. Avrupa’da gazeteciler neden tutuklanıyor diye kıyamet koptu. Hükümet de ‘Altan Öymen gazetecilik yaptığı için değil uçak kaçırdığı için tutuklandı’ cevabını verdi.”
Şimdi anlıyor musunuz neden hüzünlendiğimi. 1930, 1940, 1980, 2015 fark etmiyor; hep aynı kısırdöngü. İnanıyorum ki Ahmet, Kadri, Murat Sabuncu, Musa Kart ve diğer dostlar yakında çıkacak, yine yazacak.
Ama bu ülke bir gün normalleşecek mi?.. İşte artık onu bilemiyorum.
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.08.2018
26.08.2018
23.08.2018
20.08.2018
18.08.2018
13.08.2018
10.08.2018
5.02.2018
3.02.2018
29.07.2018