Aslı Aydıntaşbaş
Türkiye’nin Batı’yla ilişkilerini yeniden tanzim etmesi gerekiyor.
Uzun zamandır dış politikada adeta ‘sürüklenen’, kendi dışındaki faktörlerin yarattığı koşullarla uğraşmak dışında fazla yol alamayan, çok konuşup az düşünen bir Türkiye var karşımızda.
Tabii ki olağanüstü durumlar yaşadık. Haksızlık yapmayalım. Yanı başımızda bir iç savaş yaşanan; daha bir yıl önce kanlı bir darbe teşebbüsünü daha bertaraf etmiş bir ülkeden söz ediyoruz. Biraz yalpalama anlaşılabilir. Ama bir yere kadar.
Bu mazeretler, sonsuza kadar geçerli olamaz. Artık Ankara’nın bu coğrafyada bu kadar paldır küldür, bu ölçüde plansız, programsız hareket etme lüksü yok. Halihazırda dış politika namına sadece gazete manşetleri ve düşünülmeden yapılan açıklamalar var. Öfke var, akıl yok. Nereye kadar?
Bu yüzden acilen 15 Temmuz hesaplaşmasını tamamlamak, travmaları ve duygusal hezeyanları bir kenara bırakmak ve 21. Yüzyıl Türkiye’sinin yerini ve gücünü tanımlayacak bir vizyon çizmek gerekiyor.
Dış politika vizyonu, uzun soluklu bir strateji belgesidir. Burada Türkiye’nin 4 temel meselede karar vermesi gerekiyor:
1. YPG dahil kendi coğrafyasındaki Kürtlerle ilişkilerinin geleceği.
2. Batı ittifakında kalıp kalmama kararı.
3. Avrupa’yla ilişkilerin ortaklık mı, komşuluk mu olacağı?
4. Bölgemizdeki istikrarsızlığın devamı ve sıcak savaş ihtimallerine karşı tutum.
Kimse alınmasın ama ben memleketin temel kurumlarının, haliyle Türkiye Cumhuriyeti’nin, bu 4 başlıkta hazırlıklı olduğunu düşünmüyorum. Ankara’da hâkim olan hava, “Çarşı, herkes bize karşı” duygusallığının ötesinde değil. Devlet erkânı, aynen 90’lı yıllardaki olduğu gibi, bugün de tüm dünyanın Türkiye’yi yıkmaya çalıştığına inanıyor. PKK, ABD, İran, Irak, Rusya, Almanya, Avrupa derken her taşın altında gerçek ya da hayali düşmanlar aramaktan paralize olmuş durumda. Bu paralize olma hali, gazete manşetlerine, sosyal medyaya, demeçlere yansıyor. Ancak kızgınlık ötesinde bir oyun planı kurulamıyor.
Yukarıdaki listeden örnek vereyim. “Kahrolsun PKK! Kahrolsun PYD! Yaşasın Barzani!” dışında uzun soluklu bir Kürt stratejisi yok. Söz ettiğim, 20 yıl sonrasını düşünen yaratıcı bir plan. Devlet içinde aklı çalışan insanlar, Türkiye’nin demografik gerçeğini, içerideki baskı rejimi ve Suriye’deki karşıtlığın ilelebet sürdürülemeyeceğini ve uzun vadede Türkiye’nin bütünlüğüne zarar vereceğini görüyor; ancak yerine koyacak stratejik derinliği sergileyemiyor.
Gelelim ABD ve Batı’yla ilişkilere... Bir kesim, gerçekten ABD ve NATO’nun Türkiye’yi bölmeye çalıştığını düşünüyor, bu teze uymayan verileri göz ardı ediyor. Pew Araştırma Merkezi’nin son kamuoyu yoklamasına göre, kamuoyunun yüzde 72’si ABD’nin gücünü bir ‘tehdit’ olarak algılıyor. Şahsen ben ABD ve Türkiye arasındaki ittifakının parametrelerinin değişmediğini, değişen tarafın Türkiye’nin öncelikleri ve naturası olduğunu düşünüyorum. Ama benim ne düşündüğüm önemli değil. Ama her durumda bir karar vermek lazım: Batı’da kalmak mı, gitmek mi iyi?
Aynı pasif-agresif bakış, Avrupa’yla ilişkilerde de hâkim. Bu ölçüde otoriterleşen bir ülkenin AB yolundan ve AB değerlerinden uzaklaşacağı ortada. Bağırıp çağırmaya gerek yok. Ankara’nın bir karar vermesi lazım. Otoriter bir rejim olarak Avrupa’yla ilişkilerini ‘komşuluk’ üzerine mi kurmalı, yoksa liberal demokrasi inşasına geri dönerek bir kez daha Avrupa sürecine mi yönelmeli? Benim kararım belli; ancak Ankara’nın kafası karışık...
Liste uzun. Ama meramımı anlattım sanırım. Bütün bu konularda ulusal bir vizyon, duygusallık ötesinde uzun dönem planlama lazım. Bağırıp çağırmak, strateji değildir. Twitter’dan 140 karakterle laf çakmak da strateji değildir.
Serinkanlı olarak Türkiye’nin 21. yüzyıldaki hedeflerine ve konumuna odaklanmak lazım...
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.08.2018
26.08.2018
23.08.2018
20.08.2018
18.08.2018
13.08.2018
10.08.2018
5.02.2018
3.02.2018
29.07.2018