Aslı Aydıntaşbaş
Artık Türkiye’nin ‘beka sorunu’ olduğuna ben de inanmaya başladım...
İçeride ve dışarıda böyle kaotik bir ortam varken ülke tam anlamıyla bir fetret devri ve kurumsal çöküş yaşarken, Batı ittifakı denen 70 yıldır üyesi olduğumuz kulüple bağımız her geçen gün zayıflarken sağımızda-solumuzda sıcak çatışma ortamı varken, Türkiye, Suriye’de ucu açık bir askeri angajmana girmişken... Kim inkâr edebilir Türkiye’nin beka sorunu olduğunu?
İçinde yaşadığımız coğrafya, Birinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en önemli ‘tektonik’ depremle karşı karşıya. Sınırlar değişiyor ve değişecek.Suriye’deki istikrarsızlık uzun süre devam edecek. İran ve Trump yönetimi arasındaki gerilim, yayılarak farklı mecralarda bölgesel barış ortamını baltalayacak.
Hal böyleyken, tabii ki Türkiye’nin beka sorunu var. Buraya kadar Türkiye’yi idare eden insanlarla aynı tespiti yapıyoruz.
Ancak burada ayrılıyoruz. Ben, içerideki sert ve otoriter uygulamaların, bu beka sorununu ağırlaştırdığını, Türkiye’yi daha emniyetli değil dahagüvensiz ve kırılgan yaptığını düşünüyorum.
Türkiye’yi yöneten mevcut ulusalcı/ milliyetçi/İslamcı koalisyon ise, aynı 1914 yılında İttihat ve Terakki’nin yaptığı gibi, vatan savunması konseptini ‘iç barış’ değil ‘iç temizlik’ üzerine kuruyor. Büyük ve vahim bir hata. Türkiye’yi yöneten insanlarla aramızdaki bu görüş farkı, sadece ahlaki ve insani argümanlardan kaynaklanmıyor. Ben ve benim gibi insanlar, dünyaya farklı yerden bakıyor, tarihi de farklı okuyoruz. Aynı tarihi okumadığımız için, aynı dersleri çıkarmıyoruz.
İkinci mesele, Kürtler ve Kürt sorunu. Yine ahlaki ve insani argümanları bir kenara bırakarak, sadece ‘çıkar’ diliyle konuşacağım. Ben ve benim gibi insanlar, Türkiye’nin kırılganlığı ve bölgesel istikrarsızlığını görüp bunun panzehirinin Kürtlerle kucaklaşmak, iç barışı sağlamak, bölgede (Suriye ve Irak) Kürtlerle ‘oyun kurmak’ olduğunu düşünüyoruz.
Ancak 15 Temmuz sonrası peyderpey göreve gelen ve halihazırda Türkiye’yi yöneten kadrolar, en büyük iç ve dış tehdidin Kürtler olduğunu düşünüyor. Ürettikleri çözüm, en acılı olan: ne pahasına olursa olsun Suriye’deki Kürt kuşağını engellemek, içeride de baskı politikasına devam etmek.
Bunun da yanlış hesap olduğunu, ancak tarihi iyi bilirseniz, resmi tarih ve bando mızıka ötesinde iki kitap karıştırmışlığınız varsa anlarsınız. Son zamanlarda sık sık Osmanlı’nın son döneminde yapılan hataların tekrar aşamasında olduğu endişesine kapılıyorum. Umarım yanılıyorumdur.
Üçüncü mesele de, Batı’yla ittifaktan çıkma gayreti. Ergenekon sürecinde zarar gören, Gülencilerin ABD’deki rahatlığına haklı olarak isyan eden, 15 Temmuz dolayısıyla ABD’ye yönelik büyük kızgınlık yaşayan mevcut kadrolar, bu hızla Türkiye’yi Batı blokundan çıkartmak istiyor. Ancak Batı, özünde ‘liberal demokrasinin’ uygulandığı tek yer. Bu hamle, bu ülkenin bir daha ‘demokrasi’ olmaması anlamına gelir. Ayrıca Batı’nın yerine koyacağınız diğer müttefiklerin ‘daha iyi’ değil ‘daha kötü’ niyetli olma ihtimali var.
Geçen gün de yazdığım gibi dostun düşman, düşmanın dost olduğu, göz gözü görmeye bir kum fırtınasından geçiyoruz. Türkiye’nin beka sorunu var mı? Evet var.
Teşhis doğru, tedavi yanlış.
Beka sorununu aşmak için yapabileceğiniz tek şey, şu ana kadar yaptıklarınızın tersini yapmak, ivedi olarak demokrasiye dönmek. Gerisini düşünmek bile istemiyorum.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.08.2018
26.08.2018
23.08.2018
20.08.2018
18.08.2018
13.08.2018
10.08.2018
5.02.2018
3.02.2018
29.07.2018