Aslı Aydıntaşbaş
Ara sıra büyük gazetelerin toz pembe ekonomi sayfalarına göz atan biriyseniz, bu hafta Türkiye’nin yüzde 7.4 büyümeyle dünya rekoru kırdığı haberini okumuşsunuzdur. Okumadıysanız bile televizyon kanallarını zaplarken, siyasilerin Türkiye’nin ekonomik mucizesini ballandıra ballandıra anlattığına şahit olmuş olmalısınız.
Muhtemelen siz de benim gibi bu haberleri dinledikten sonra başınızı kaldırıp “Bu insanlarla aynı ülkede mi yaşıyoruz” diye sordunuz.
Bu memlekette ekonominin büyüdüğü, hatta şaha kalktığı günleri görmedik değil.
İnsanların zenginleştiği, hayatların değiştiği, yaşam alanlarımızın iyi-kötü güzelleştiği günleri de yaşadık. Allah aşkına siz şimdi etrafta yüzde 7.4’lük bir zenginleşme, bolluk, büyüme görüyor musunuz?
Sizi bilmem ama benim kendi küçük dünyamda herkes geleceğe tedirginlikle bakıyor. Tiyatrocusundan muhasebecisine, işinsanından okul müdürüne kadar “İşler çok iyi” diyeni görmedim. Bir biçimde herkes daralmayı, fakirleşmeyi hissediyor.
Daha da kötüsü, krizin ayak sesleri geliyor. Son dönemde duyduğum en doğru sözlerden biri, Mehmet Şimşek’in “Dolarla borçlanmayın” uyarısıydı. Devlet halkına yalan söylemez, vatandaşa yanlış tavsiyelerde bulunmaz. Şimşek doğru olanı yaptı. Devlet yetkilileri gerçekleri konuşmalı ki devletin inandırıcılığı olsun.
Bizim doğrumuz şu: Demokrasi olmadığı için yabancı yatırımcı gelmiyor, hukuk kalmadığı için yerli zengin malını dışarı çıkarıyor. İnsanlar artık TL değil dolara, Avro’ya güveniyor. Peki nasıl oluyor da bu kadar büyüyoruz?
Deniyor ki büyümenin büyük bölümü devlet eliyle yapılıyor. Krediler, devlet ihaleleri, harcamalar vs... Tabii ki kriz zamanlarında devletin ekonomiyi canlandırmak için hafiften kesenin ağzını açmasının bir mantığı var. Ancak gel gör ki bizim devlet, olayı abarttı. Olmayan bir parayı bol keseden dağıtıyor. Üstelik bunu yaparken de en fazla bizleri değil, Çiğdem Toker’in yazılarında anlattığı (ve nedense memleketteki her ihaleyi alan) 3 yandaş müteahhiti gözetiyor. Bu ne biçim büyüme modeli?
Özetle doların 4 TL, Avro’nun 5 TL, enflasyonun yüzde 10-12 aralığına tırmandığı bir ülkede yalıyoruz. 2013’te 562 dolar olan asgari ücret, bugün 400 dolar. Vatandaş fakirleşiyorsa yüzde 7.4 kime gidiyor?
Bu gezegenin kendine has kuralları var. Demokrasi ve hukuk devletini kurmak, ekonomik kalkınmanın en kolay yolu. Bunun bir de alternatifi var. Nüfusunuz Çin kadar kalabalıksa ya da Suudi Arabistan gibi petrol ve doğal kaynak zenginliğiniz varsa, demokrasiyi pas geçerek istibdat rejimiyle de kalkınmayı deneyebilirsiniz. Gel gör ki Türkiye’nin ne nüfus, ne de doğal kaynak zenginliği açısından böyle bir seçeneği yok. Haliyle neden bu modeli zorluyoruz?
Bir de işin insani boyutu var. Bugün Türkiye vatandaşları çeşitli nedenlerle tedirgin. Ufak bir mutlu azınlık dışında ekonomik olarak kendini güvende hisseden yok. Ekonomiyi siyasetten soyutlayamayız. Bu ülkede 2017’deki referandumda açılan toplumsal gedik, kapanmadı. “Öteki yarı” son derece mutsuz. Kürtler kenara çekildi, izliyor. Laikler sindi, geleceğe tedirginlikle bakıyor. Aleviler korkuyor. Demokratlar sesini kesti, ibretle olan biteni not ediyor.
Ankara’da hayatını VIP salonlarında, bakanlık koridorlarında, Meclis kulislerinde geçiren birkaç yüz kişiyi saymazsanız, özgüven içinde “Hayat güzel, daha da güzel olacak” diyebilen yok.
Nusret, Acun ve Arda’yı saymazsanız, ülkede mutluluk, neşe hatta tebessüm dahi yok.
Haliyle bu yüzde 7.4’le kim büyüdü? Toplumun mutluluğu, refahı yüzde 7.4 bile artmamışsa, bu istatistiğin ne anlamı var?
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.08.2018
26.08.2018
23.08.2018
20.08.2018
18.08.2018
13.08.2018
10.08.2018
5.02.2018
3.02.2018
29.07.2018