Melih ALTINOK
O esnadaTwitter… ya da Tommiks terminolojisiyle, “o sırada Kulver kalesi”:
“Erdoğan’ın açıklamasıyla ilgili twit atmayacak mısınız? Hadi görelim demokratlığınızı!”
“20 dakika oldu hâlâ bir twit atmadılar… İşte siz busunuz!”
“Öğle yemeğinden döndüm hâlâ twit atmamışlar!”
“Ameliyata giriyorum arkadaşlar, hâlâ ses yok değil mi sözde demokratlardan!”
“Burcucum çok güzel çıkmışsın. Bu arada hâlâ twit atmadılar mı?”
“Hâlâ bir twit atmadılar. Umudum kalmadı. İyi geceler herkese!”
“Günaydın! Rüyalarım gerçek çıktı. Hâlâ bir twit yok!”
Bizler için şaşırtıcı bir durum yok ama yine belirteyim, şaka yapmıyorum. Başbakan Erdoğan’ın öğrenci evleriyle ilgili sözlerinin haber olduğu saatlerde twitter bu haldeydi, gerçekten!
Sağ olsunlar, neşe kaynağımız oluyorlar. Yani bizce bir sorun yok; hatta gündemde kalmamıza sağladıkları katkılar için kendilerine müteşekkiriz de. Ancak insan böyle bir yaşam sürenleri düşününce çok da bencil davranamıyor işte. Öyle ya biz gülüp eğlenirken…
Bir düşünün Allah aşkına. Sabah uyanıyorsunuz aklınıza özledikleriniz ya da yeni günün getirecekleri yerine “nefret ettikleriniz” düşüyor. Yazık kendilerine, çevrelerindekilere, kedilerine, köpeklerine ve hatta her sabah yüz yüze geldikleri banyodaki aynalarına…
İşte, öğle yemeğinde, ikindi sohbetinde, parkta gezerken, iyi gelecek bir randevuya giderken… kahretsin yine nefret objeleriniz aklınızda. “Dur bakayım twitter’a, facebook’a, şuraya buraya ne yapıyorlar?”
İnsanın bu haldeyken kendisiyle, bu büyük kinle yaşaması ne büyük bir ıstırap, Allah yardımcıları olsun.
Ama temenniyle yetinmemek sorumsuzluk olur. Evet, devletin hayatlarımızdan elini çekmesini istiyorum ama bu genç-yaşlı Werterleri de bir başına bırakmasının aymazlık olacağını düşünüyorum. Rehabilitasyon yasası falan artık adı her neyse bir an önce çıkartılmalı. Ne bileyim psikiyatri kliniklerinin şartları iyileştirilmeli, tedavi cazip hale getirilmeli mesela. Kinle beslenen bu arkadaşlar, kendilerinden kurtarılmalı.
Öyle ya, sorarım size, asıl, hangi anne baba çocuğunun böyle bir hayat sürmesini ister.
Yalan söylüyorsun yalannnn!
Zira Gandi’nin dediği gibi kinleri yüzünden değil, bizzat kinleri tarafından şimdiden cezalandırılan bu arkadaşların durumu vahim.
İdeolojik bir hapishanede yaşadıkları için karşılarındaki insanların da kendileri gibi robot olduğunu ve sonuna kadar öngörülebilir davranacaklarını sanıyorlar. Özcü bakış açıları, kendi çevrelerine elleriyle ördükleri dört duvarı, nefret ettikleri insanların “sınırları” sanmalarına neden oluyor.
Bilinçaltlarında, birey olmak, öznel tavır geliştirmek öylesine uç bir tavır ve aslında gizli özlem ki, bunu başarma yolundaki demokratların çıkışlarını gördükçe inkâr nöbetlerine tutuluyor.
Tıpkı Türk filmlerinin o unutulmaz sahnesinde olduğu gibi, “Seviyor musun söyle söyle söyle” dedikleri sevgilileri, onların ısrarı üzerine olmasa da “seviyorum” deyince “Yalan söylüyorsun, yalan…” diye azarlanıyorlar. Çünkü dertleri, istediklerini duymak değil, kinlerine gerekçe bulmak, onu realize etmek.
Başbakanın öğrenci evleriyle ilgili çıkışı üzerine, bugüne değin ulusolcu ve Kemalist cepheye dâhil olmayan kalemlerin eleştirileri karşısındaki tavırlarına bir bakın. İşte, size Mehmet Barlas’la başlayan bir örnek haber:
“... Nazlı Ilıcak, Melih Altınok ve Gülay Göktürk de AKP’yi eleştirmek zorunda kaldı” (Birgün, 7 Kasım 2013)
Zorunda kalmak? İlahi arkadaşlar… Siz bu şarkıyı her eleştirimizden sonra söylemiyor musunuz zaten? Eleştirmek konusunda ekstra bir motivasyonumuz yok ama elimizi korkak alıştırmadığımızın kanıtı da arşivlerimiz.
Yoksa mevzu yalnızca “skor” mu? Hayır, sizin için söylüyorum, bizlerin tavrı “hayat memat meselesi” dediğiniz konudan daha mı önemli, yine? Demokratları linç edince sorun da çözülmüş mü sayılacak?
Keşke sizce şu rijit karşı şovu bırakıp, gözünüzü kör eden nefretinizi sorgulayıp, AK Parti’yi gerçekten muhalefete muhtaç noktalarda eleştirseniz de, muhalefet yapmak sadece üç beş demokrat kalemin “zorunluluğu” olmasa.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019