Melih ALTINOK
Dün Sabah gazetesi Cemaat’in bölge imamlarını isim ve resimleriyle manşetten duyurdu. Geçen hafta 24 için röportaj yaptığımız Emniyet Eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun da benzeri açıklamalarda bulunmuştu.
Bir adam düşünün. Mesleği sigortacılık. Ama asıl işi Cemaat’in Emniyet İmamlığı. Müdürlerin atanmasından, taltiflere, hatta Valiler Kararnamesinin belirlenmesine kadar asıl yetki onda.
Bir diğeri Muş’ta öğretmenlik yapıyor. Ama sorumluluğu büyük. Cemaat’in bölgedeki bürokratlarından sorumlu…
Yıllarca “paralel devlet” diyerek PKK’yı işaret edenler meğer o paralelin hasını kurmuşlar.
Emniyetten yargıya, Millî Eğitimden TSK’ya, TÜBİTAK’tan üniversitelere oradan medyaya kadar Cemaat ağıyla örmüşler ana yurdu dört baştan. Devletin bunlar kadar organize olup olmadığı tartışılır.
Bereket tehlikenin farkına varıldı da üzerlerine gidiliyor. Geç bile kalındığını söyleyenler de haklı.
Ama bir düşünün, Cemaat’in kızgın bir boğa gibi sağa sola saldırmasında milat kabul edilen Dershane düzenlemesi bir iki yıl falan gecikseydi ne olurdu?
Felaket senaryosu
Hâlâ bu yapının bugün ortaya çıkan ve bu kadarı da olmaz dedirten icraatlarını öğrenmemiş olacaktık. Ağzımız açık, bugün içlerinde küfürbaz canavarlar çıkan o mülayim abilerin ablaların diyalog ve hoşgörü masallarını dinliyor olacaktık.
2 yılını aşan Çözüm Süreci zaten başlamamış olacaktı. Operasyonlar, bombalamalar devam edecek, bölgeden her gün tabutlar gelecekti.
Hukuk rezaleti davaların mağdurları gün yüzü görmediği gibi, üzerlerine yenileri eklenecek, ülke açık bir cezaevine çevrilecekti.
Türkiye’ye katma değer sağlayan projeler, uluslararası şirketlerin ve lobilerin çıkarlarına uygun olarak askıya alınacaktı.
Kürt petrolünün ve Rus doğalgazının Türkiye’den geçirilmesi gibi, Türkiye ekonomisini uçuracak projelerin bahsi bile açılmayacaktı.
Ekonomik bunalımı, adı, bahanesi başka olsa da Gezi türü kalkışmalar izleyecek ve belki de başarıya ulaşacak, Türkiye Ukrayna gibi ateşin ortasına atılacaktı.
Ve nihayetinde, militanlarına “direnin kalbim sizinle” diye seslendiği ve devlete medya aracılığıyla“Türkiye’deki cemaatçilerin üzerine gitmeyin beni alın” mesajları gönderdiği hâlde iade taleplerine itiraz etmeyi ihmal etmeyen
Gülen kahraman gibi dönecekti. Ardından kendisi için hazırlanan
Ankara’daki sırça köşke, muzaffer bir komutan, kaosun dindiricisi edasıyla Humeyni gibi yerleşecekti.
Seçimin anahtarı paralelle mücadelede
Verilmiş sadakamız mı varmış derler bilmiyorum ama şansın ülkecek yüzümüze güldüğü kesin. Bu kara senaryo tutmadı.
Ne var ki sorun büyük. Ülkenin dört bir yanını sarmış örümcek ağından temizlenmesi için daha alınacak çok yol var.
Muhalefet partileri mevzuun ciddiyetinin farkındalar ama Türkiye’nin bu paralel yapıya karşı verdiği demokrasi kavgasında saf tutmuyorlar. Nedeni ise ortada. Ya onlarla girdikleri ilişkiler ellerini bağlıyor ya da sandıkta deviremedikleri iktidara nefretleri gözlerini ve vicdanlarını kör etmiş.
Ama ne olursa olsun tabanlarının büyük çoğunluğu bu işi partilerüstü bir mevzu olarak görüyor. Saldırının Erdoğan’a karşı değil Türkiye’ye, çocuklarının geleceğine, demokrasiye ve laikliğe olduğunu biliyor. Siyasi tercihleri farklı olsa da, iktidarın icraatlarını eleştirseler de henüz tehlikenin büyüklüğünü fark etmemiş bir muhalif seçmene rastlamadım. CHP’li, MHP’li ve BDP’li seçmen, eğer iktidarda Erdoğan gibi güçlü halk desteğine sahip irade sahibi bir lider değil, partilerinin başkanları olsaydı Cemaat’in başarıya ulaşacağından da şüphe bile etmiyor.
Bir yandan AK Parti’yle meşru ve yasal sınırlar içindeki kavgasını sürdürürken, öte yandan devletin paralel yapıyla mücadelesini destekleyecek bir muhalefet partisi, önümüzdeki seçimin yükselen yıldızı olacaktır.
Bakalım izleyip göreceğiz, hangi lider seçimi ve seçmenini kazanmak için hangisi de Cemaat’e fiilen yoldaşlık edip onlarla birlikte uçuruma sürüklenmek için çalışacak.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019