Eser KARAKAŞ
Türkiye’nin çok önemli ve kadim iki konusu var, kürt* konusu ve alevi konusu. Israrla meselesi, meseleleri, sorunları demiyorum çünkü ne kürtler*, ne de aleviler* Türkiye’nin sorunları, meseleleri değillerdir, Türkiye’nin akut, kronik sorunu agresifleşen, devlette ideoloji haline gelmiş türk* milliyetçiliği ve çok benzer bir şekilde Diyanet İşleri Başkanlığı aracılığı ile sünni* inancın devlet içinde resmi ideoloji olarak örgütlenmesidir.
İki hafta önce bu sütunda bir DEM milletvekilleri grubunun İmralı ziyareti sonrası Öcalan’ın görüşleri, demeci paylaşıldı, Öcalan özetle Cumhuriyet kimliğine anayasal, yasal düzeyde Kürt kimliğinin de eklenmesini talep ediyordu.
İşte büyük yanlış bu idi, daha demokratik bir hukuk devleti için istenmesi gereken Anayasa’daki, yasalardaki mevcut etnisite ve inanç kimlik göndermelerinin, neler olduğunu artık anlatmıyorum, çıkarılmasını talep etmek olmalı idi.
Bu yanlışın üzerinden bir, iki gün geçti geçmedi bu kez de CHP Genel Başkanı Özgür Özel alevilerle ilgili ilginç ama ilginç olduğu kadar da yanlış (benim yaklaşımım) bir konuşma yaptı: Şöyle dedi Özel: “Bir Sünni olarak söylüyorum, bu ülkede Alevilerin eşitlik sorunu vardır, bu sorunu görmeyen ahmaktır.Cami ne kadar ibadethane ise Cemevi de o kadar ibadethanedir.”
İşte yaklaşık Öcalan hangi yanlışı yapıyorsa Özgür Özel de aynı yanlışı başka bir kapsamda tekrarlıyor.
Evet kürtlerin de alevilerin de eşitlik sorunu vardır, burada hiçbir anlaşmazlık yoktur mantıklı insanlar arasında ama hem Kürt siyasilerin hem de Türk siyasilerin çok önemli bir bölümü şöyle bir yanlış yapıyorlar. İki yanlıştan bir doğru çıkacağını düşünüyorlar, hayır arkadaşlar, matematikte iki eksi artı edebilir ama toplumda iki yanlış bir doğru etmez, açacağım muradımı.
Evet doğrudur, Kürtlerin olduğu gibi Alevilerin de bu ülkede eşitlik sorunu vardır ama Alevilerin bu eşitlik sorununu gidermek, aşmak için cemevlerinin de resmi ibadethane statüsü kazanmasını istemek çok saçmadır, aynen Öcalan’ın “Anayasaya Kürt kimliği de girsin” mantığı ile çok fazla paralel bir görüştür, kendine sosyal demokrat diyen bir partinin, CHP’nin Genel Başkanı’nın cemevlerine resmi statü verilmesini talep etmek yerine Camilerin resmi statüsüne karşı çıkması kanımca eşyanın tabiatına çok daha uygundur.
Bence, Özgür Özel bu ifadesinde biraz da kaçamak dövüşmekte ve “resmi ibadethane” yerine sadece “ibadethane” ifadesini kullanmaktadır. Ama bu kullanımın bir anlamı yoktur, cemevleri zaten, isteselerse de istemeseler de ibadethanedir. Alevilerin sadece bir bölümünün, Allah’tan bir bölümü sadece, Prof. İzzettin Doğan grubu, cemevlerine resmi ibadethane statüsü talep etmektedirler. Bu talep yanlış bir taleptir. Biraz risk alıp, üstelik Cumhuriyetin kurucu partisi olma iddiası içinde iseniz, camilerin resmi ibadethane olmaktan çıkarılmasını talep etmelisiniz, Aleviler için gerçek eşitlik ancak böyle sağlanabilir, camilerin resmi ibadethane statüsü yanlıştır, bu yanlış başka bir yanlışla, cemevlerinin de resmi ibadethane statüsü almaları ile çözülemez, yazının başından beri ifade ediyorum, iki yanlış bir doğru etmez.
Aslında işin özü Diyanet İşleri Başkanlığının (DİB) anayasal, yasal, mali (finansman biçimi) yapısıdır. Alevilerin eşitlik sorununu DİB’i tartışmaya açmadan masaya yatırmak tamamen anlamsızdır, beyhudedir.
CHP de kendi koyduğu kuralların esiri olmuş durumdadır, DİB tartışmalarına kapıları kapatmaktadır. Ama başta Özgür Özel iyi görmelidir ki DİB’in anayasal yapısı (M.136) ve bu maddede ifadesini bulan (genel idare içinde yer alma yani genel vergilerle finansman mecburiyeti) bütçe statüsü masaya yatırılmadan Alevilerin eşitlik sorunu çö-zü-le-mez.
CHP yeni bir parti programı sunacak topluma, Sayın Selin Sayek Böke bir tanıtım konuşması yaptı yeni program için; bu tanıtım konuşmasında çok olumlu noktalar var ama üslup tam bir CHP üslubu. Dinlerken çok hoşunuza gidiyor ama Fransızların tabiriyle “i’nin üzerine noktayı koymaktan hep çekiniyorlar sanki, yukarıda belirttim, DİB’in anayasal statüsü ve finansman biçimi konuşulmadan alevi konusuyla ilgili her söylenen söz havada kalır, anlamsızdır, boştur içeriği.
Sayın Böke o sunuşunda şöyle diyor Alevilerle ilgili: “Vatandaşların dini inancı ve mezhebi nedeniyle ayrımcılığa uğramasına sıfır tolerans göstereceğiz. Alevi yurttaşlarımızın toplumsal hayatta yaşadıkları eşitsizliklere, karşılaştıkları hak ihlallerine, alevi inancının ve taleplerinin yok sayılmasına son vereceğiz.”
Çok güzel değil mi, kulağa ne kadar iyi geliyor ama çok tipik bir “i üzerine nokta koymaktan bilinçli bir biçimde kaçınma” örneği sanki bu konuşma. DİB dikenli bir konu CHP için. Hem Alevilere mesaj verelim, hem de DİB’e hiç dokunmayalım demek istiyorlar ama DİB’e dokunmadan Alevi meselesinde anlamlı bir adım mümkün değildir, nokta.
*Uzun süredir benim gibi nispeten, kısmen uyumlu ama kanaatlerinde ısrarcı biri bile editörlerle tartışmaktan sıkıldığı için kürt, türk, alevi, sünni gibi sıfatları editörlerin düzelttiği gibi yazdı ama artık yapmayacağım evet bu kelimeler birer sıfattır, kürt kadın derken kadının bir sıfatıdır mesela kürt, sıfatlar da “beyaz ev” derken beyaz sıfatının büyük harfle yazılmadığı gibi hiç birisinin yazılmaması lazım bence, türk, kürt sıfatlarının büyük harfle başlamasının mantığı dilbilim mantığından ziyade siyasi bir mantıktır ve ben de bu mantığa teslim olmaktan pek hoşlanmıyorum, dilbilimci değilim, haddim değil ama bir profesörüm ve türkçe de anadilim, bazı şeylere itiraz hakkını kendimde görüyorum, ben bundan sonra yazılarımda her türlü sıfatı, beyazı da, türkü de, kürdü de, türkçeyi ve kürtçeyi de küçük harfle yazacağım, bunlar da özel isim değiller.
Bazı isimlerde de benzer bir mantık sorunu var, sosyalizm, liberalizm, birer “izm” bunlar yani, küçük harfle yazılıyorlar (ilk harfleri) ama kemalizmi, marksizmi bir özel isimden türemiş kelimeler diye büyük harflerle yazıyoruz, ne büyük bir mantıksızlık, bu arada (kanımca) marksizm, leninizm kendilerine rağmen bir özel muameleye tabi olmuş oluyorlar. Kemal başka kemalizm başka dilbilim açısından. Dilbilimi siyasete bu kadar esir etmeyelim, bağımlı kılmayalım lütfen.
Bu yazıyı yazarken yanımda ispanyolca ve katalancayı (anadil) çok iyi bilen bir yakınım var, ona soruyorum bu dillerde marksizm, ispanyolca, katalanca, ingilizce gibi kelimeler büyük harfle mi başlıyor diye, “hayır, neden başlasınlar ki?” diye soruyor o da bana; demek ki bu büyük harf meselesi evrensel bir gramer ilkesi pek değil, evrensel gramer ilkesi ne demek o da ayrı konu ama bazı kelimelerde bu büyük harfle başlama bizim özel siyasi şartların bir hediyesi dilbilime çok muhtemelen.
Yazarlar
-
Taha AkyolSüreç nereye? 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖcalan ziyareti olmuş sayıyor mu? 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUBir ziyaretin ardından düşündüklerim 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBorçları SDG mi ödeyecek? 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUİmralı ziyaretiyle hangi noktaya geldik? 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezYeni Dünya Düzeni: Eski Eğilimler 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYCHP nereye koşuyor.... 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAPO anıtı yontuluyor 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğluİmralı ziyareti, ‘çözüm süreci’ne sahiplik gerektiğini söylüyor 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanSuriye’deki PKK ne olacak? Bu kanaat önderleriyle işimiz çok zor… 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciKimse boşuna refah beklemesin 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKodlar 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNÜç görüntü: Amerikan katarı püfleye püfleye ilerliyor 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİlk adım Öcalan olunca süreç zorlanıyor 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanGizlice İmralı’ya gidildi ama daha turpun büyüğü heybede… 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİlk yılında Trump yönetimi: Yeni sınıf ittifakları ve alternatifler 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBir sistem bu kadar yanlış yaparsa kürtler ve aleviler zor durumdadır 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİthal ette skandal bitmiyor: Sığırlar da hep aynı şirketten alınmış! 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRLİDER APO MU DEMİRTAŞ MI? 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUİmralı kararı bir semboldü! O kadar! 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasÖcalan ziyaretinin kilitlediği çözüm 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTPrusias ad Hypium’den Akçakoca cezaevine… 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAİmralı’ya Gidiş; Tarihsel Bir Eşik ve Yeni Dönemin Habercisi... 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni sürecin ilk büyük krizi: CHP’nin İmralı kararı 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan artık masada 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilDevlet Bahçeli, MHP ve Kürt Sorunu: Çelişkiler, strateji ve olasılıklar 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİBB İDDİANAMESİ… 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÖrgütüne silah bıraktırırken Öcalan’ın “teröristbaşı” olduğunu hatırlayanlar…. 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEİmralı konusu 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin toplumsal trendleri: Eriyen orta sınıf, sosyal gettolar, anlık tatmin ekonomisi ve gelec 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP'ye haksızlık ediliyor 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANİmralı ziyareti fırtınası 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist stratejiye dair hayati tartışmalar 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
28.10.2025
23.10.2025
14.10.2025
8.10.2025
23.09.2025
8.09.2025
1.09.2025