Figen Çalıkuşu
Uluslararası denge ve değişimleri hiç dikkate almadan, meselelere “içeriden” bakarak yorum yapma gibi bir eksikliğimiz var. “Dışarıda” olanları dikkate almadan “içerde” olanları anlamak ne kadar mümkün?
“Terörsüz Türkiye” sürecinin doğuş sebebi AKP’nin başından beri içinde olduğu Suriye’deki değişimdir. Yeniden şekillenen Suriye’de elbette ABD, İngiltere ile birlikte bir diğer önemli müttefik de Kürtler.
Kürtler Kuzey Irak’tan sonra Kuzey Suriye’de de güçlenirken, Suriye’nin yeniden yapılanmasında bizden de beklentiler vardı. Buna göre bir strateji belirlenmesi gerekiyordu. Gelişmeler Ankara’yı buna zorladı.
Ancak uluslararası dengeler ile Ankara’daki dengeler bir türlü ahenkli bir dans tutturamadı.
Halbuki Suriye’de, Suriye Demokratik Güçleri (SDG)nin yeni yapıya entegrasyonu netlik kazanmadan, Türkiye’deki sürecin sonuca varması olanaklı gözükmüyor.
SDG ve Rojava konusunda ise Öcalan’ın açıklamalarıyla Bahçeli’nin sözleri arasında uyumsuzluklar görülüyor.
Öcalan “Rojava kırmızı çizgimdir” dedi, “Türkiye Suriye işlerine pek karışmasın” dedi, “konuşulacak ise Mazlum Abdi ile İlham Ahmed ile konuşulsun” dedi.
“İmralı’ya ben giderim” diyen Bahçeli’ye göre ise SDG/YPG terörist yapılar, SDG Şam’a koşulsuz teslim olmalı… Bahçeli Anayasa 66.maddede tanımlanan vatandaşlık tanımı gibi demokratikleşmeye yönelik atılacak adımlarda da Kürtlere hayli mesafeli.
Ayrıca AKP-MHP arasında da tam bir uyumdan söz etmek çok güç… AKP anlaşıldığı kadarıyla MİT ve Dışişleri Bakanlığı eli ile bu süreci kendi yoğurt yiyişine göre müstakilen yürütmek istiyor.
Anayasa çalışmasına dair kurduğu komisyonda 11 üyenin de AKP’li olması, bir tek MHP’li üyenin olmaması dikkatleri çekiyor mesela.
Erdoğan’ın İmralı heyeti ile Külliye’de ve yalnız görüşmeyi tercih ediyor olması da önemli bir nüans bence.
Diğer yandan ABD-Şam görüşmesinde Hakan Fidan’ın da yer alması önemli bir gelişme oldu. Bir bilgiye göre MİT Başkanı da o sırada ABD’de imiş ama bu konuda resmi bir açıklama bulunmuyor.
Bu çelişkiler bir şekilde giderilecek herhalde.
Ama nasıl?
Söylediğim gibi “Terörsüz Türkiye” ismini verdikleri süreç sadece Türkiye ile ilgili değil, İmralı ile de ilgili değil, en çok ve en başta Suriye ile ilgili.
Gerçek bu… Ama içerde demokrasi ve hukuk olmadan Suriye’de nasıl bir barış isteniyor, işte bu anlaşılamıyor.
O zaman da bu barışın sadece “içerde” kimin kiminle nerede konuşması tartışmalarıyla gerçekleşmesini beklemek gibi bir yanılgıya düşüyoruz.
“Terörsüz Türkiye” sürecinde, “İmralı’ya gidilsin mi gidilmesin mi” tartışması diğer gelişmelerden daha fazla bir şekilde gündemdeki yerini koruyor.
İmralı’ya gidilsin mi ya da gidilmesin mi…
Hepsi olur, ister gidilsin ister gidilmesin.
Mesele, İmralı’ya gidilsin gidilmesin meselesi değil, tek tartışılacak konu da bu olmamalı. Böyle bir görüşme çözüm için anlamlı olabilir belki ama yeterli olmaz.
Çünkü bu meseleyi sadece “içerde” çözemeyiz, sadece “dışarda” da çözemeyiz… Çözebilmek için içerisiyle dışarısı arasında bir ahenk yakalamamız gerekiyor.
Esas mesele, kalıcı ve sahici bir barışın tesisi. Kalıcı ve sahici bir barış için de en etkili merhem “hukuk” ve “demokrasi” şüphesiz.
Var mı olumlu, umut verici sinyaller?
Yok.
Daha fenası tam tersine gelişmeler yaşanıyor.
“Hukuka düşman” bir anlayışla Küresel organize suç endeksinde dünyada onuncu ülke olduk.
Raporda çok çarpıcı saptamalar bulunuyor… Türkiye’deki organize suç aktörlerinin yalnızca yeraltında değil, siyasal ve ekonomik yapıların çevresinde konumlandığı ve böylelikle dokunulmazlık zırhı kazandığı ifade ediliyor.
Yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü konularında zayıf performans gösterildiği de belirtiliyor.
Hukuka dönüş yok… Hukuka dönüş olmadan da “barış” yok.
“Terörsüz Türkiye” önemli bir süreci başlattı ama bundan sonrası için radikal değişimler gerekli.
Şeffaflığa ihtiyaç var, demokratik ilkelerin tartışılacağı yol haritasına ihtiyaç var ve elbette demokratikleşmeye mührünü vuracak yasal düzenlemelere ihtiyaç var.
Gene de enseyi karartmayalım.
Hayatın gerçekleri herkesten ve her şeyden daha güçlüdür. Bahçeli’ye “gerekirse İmralı’ya giderim” dedirten hayat, Türkiye’ye de eninde sonunda hukuku ve barışı getirecektir.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTPrusias ad Hypium’den Akçakoca cezaevine… 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni sürecin ilk büyük krizi: CHP’nin İmralı kararı 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSıra Mansur Yavaş’ta mı? 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAdaya da gidildi; peki bundan sonraki hamle ne? 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDeepfake mi? 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasÖcalan ziyaretinin kilitlediği çözüm 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilDevlet Bahçeli, MHP ve Kürt Sorunu: Çelişkiler, strateji ve olasılıklar 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan artık masada 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAİmralı’ya Gidiş; Tarihsel Bir Eşik ve Yeni Dönemin Habercisi... 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCHP’siz İmralı olur ama çözüm süreci olmaz 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÖrgütüne silah bıraktırırken Öcalan’ın “teröristbaşı” olduğunu hatırlayanlar…. 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin toplumsal trendleri: Eriyen orta sınıf, sosyal gettolar, anlık tatmin ekonomisi ve gelec 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciZindan yetmedi bir de ‘Açlık Cezası…’ 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEİmralı konusu 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİBB İDDİANAMESİ… 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist stratejiye dair hayati tartışmalar 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANİmralı ziyareti fırtınası 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYDünya gündemi ve Türkiye'de barış sureci 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP'ye haksızlık ediliyor 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBravo CHP’ye!!! 22.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezİBB iddianamesi: İslamî kesimden örnek yorum 22.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMeclis komisyonu İmralı’ya gidecek ama nasıl… 21.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanCHP’nin kendi geleceği ile büyük Kürt imtihanı 21.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen Çalıkuşuİmralı’ya gidilsin mi gidilmesin mi… 21.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDünya değişirken İBB İddianamesi! 20.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİthal eti kimler paylaşıyor? halktv.com.tr şirket şirket ortaya çıkardı 20.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli’nin dediği olursa 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli neden “gerekirse ben giderim” dedi? 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALAnton Çehov’un silahı gibi… 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselDezenflasyon havlu mu attı? 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTCMB'den gelen itiraf 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpEnflasyon raporu: Bozulan diyet ve kredibilite sorunu 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan, DEM Parti, dağda kart kurttan Kürde 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.11.2025
7.11.2025
31.10.2025
17.10.2025
10.10.2025
3.10.2025
26.09.2025
19.09.2025
12.09.2025
5.09.2025