Figen Çalıkuşu

Figen Çalıkuşu
Figen Çalıkuşu
Karar Tüm Yazıları
Borçları SDG mi ödeyecek?
28.11.2025
24

Hem içeride yapılan hem de dışarıdan bize yapılan tarihi ziyaretler haftasındayız

“Dünyanın gözü Türkiye’de” diyebilirim çünkü altı ay önce Papa seçilen Leo, ilk yurt dışı ziyaretini Türkiye’ye yaptı.

Papa ilk önce Anıtkabir’i ziyaret etti. Sonra da Külliye’de Cumhurbaşkanı tarafından karşılandı.

Ardından… İznik Gölü kıyısında yıllarca sular altında gizli kalan Aziz Neofitos Bazilikası'nın kalıntılarını ziyaret edecek.

Papa, ilk dış ziyaretini neden Türkiye'ye yaptı?

Bu yıl, Hıristiyanlıkta büyük önem taşıyan Birinci İznik Konsili'nin 1700'üncü yılı.

Hristiyanlığın temel taşlarından biri olan İznik Konsili, birliğin simgesi. Bu topraklarda barış mesajı vermek istiyoruz" dedi Papa.

Vatikan Devlet Başkanı’nın barış mesajı vermek için seçtiği bu toprakların da barışa ihtiyacı var.

Bu topraklarda bizlerin de geçmişle, birbirimizle, acılarımızla yüzleşmeye ve de barışmaya ihtiyacımız var ama… Bu toplumsal ihtiyaçlar iktidarın pek umuru değil sanırım.

Üç partinin üyeleri Öcalan’ı ziyaret etti… Bu haftanın “içerideki” tarihi ziyareti… Tarihi olduğu kesin, önemli olduğu da.

Ama toplumdaki kamplaşmayı daha derinleştirdiği de kesin.

Öcalan ziyareti Kürt halkı cephesinde elbette coşku ile karşılandı, sürece dair önemli bir aşamaydı zira… Ama DEM, MHP ve AKP dışındaki partiler ziyarete giden komisyona üye vermedi.

AKP’li Hüseyin Yayman’ın tereddütlü davranması, gittiğini saklaması, sürece dair güvensizliği ve soru işaretlerini çoğalttı.

Öcalan ziyareti sonrası da gizlilik sürdü.

Ne konuşuldu bilinmiyor.

Birtakım açıklamalar var ama kesin olan bir bilgi yok.

Öcalan ziyareti gerçekleşmeden, Öcalan’a sorulacak “o soru” bir kısım basında yer aldı:

“YPG/SDG’nin kendisini tasfiye etmesi konusunda ne düşünüyor” sorusundan söz ediyorum.

Öcalan “o soruya” ne cevap verdi, belli değil, bir sır.

Söylenen, görüşmenin “olumlu” geçtiği ama acaba hangi tarafa ve neye göre olumlu?

Öcalan, “SDG kendisini tasfiye etsin” dedi diyelim…

SDG bunu uygulayacak mı? Üniformasını çıkarıp takım elbisesini giyen Mazlum Abdi’nin açıklamaları hiç o yönde değil… Kaldı ki ABD’nin de böyle bir kabulü yok… Üstelik Öcalan da daha önce “Rojava kırmızı çizgim” demişti.

Ya da Öcalan aksi yönde cevap verip, “SDG’ye dokunmayın” dedi diyelim…

Ne olacak?

Süreç sona mı erecek?

Öcalan ziyaretinde şaşırtıcı biçimde ısrarcı Bahçeli’nin, ziyaret sonrasında yaptığı konuşma da tarihi idi… Daha önce ip atan, darağacını gösteren Bahçeli, bu kez darağacını kendisi için göze aldığını söylüyordu.

Terörist olarak kabul ettiği SDG/YPG içinse bu defa sessiz kaldı.

İktidar kanadından Ömer Çelik ve Yaşar Güler ise Öcalan ziyareti sonrası klasik açıklamaları tekrarladılar:

“SDG, PKK’nın koludur, koşulsuz silah bırakmalıdır.”

Terörsüz Türkiye süreci, “içeride” sağlıklı, kalıcı ve sahici bir barıştan daha çok Suriye ile ilgili gibi gözüküyor… Akıllarını SDG’ye takmış izlenimi veriyorlar.

Gerçek ve kalıcı bir barış yolunda atılacak ve toplumda güveni, inancı ve de rızayı pekiştirecek adımlar ile birlikte bir Öcalan ziyareti gerçekleşse idi olmaz mıydı?

Barışı, demokrasi ve hukuk reformlarıyla sağlasak daha kalıcı bir çözüm için mutabakat da sağlanmayacak mıydı?

Ama öyle yapmadılar… “Barışı sadece bizim istediğimiz gibi yapacaksınız” diye topluma hukuku ve demokrasiyi yok sayan bir süreci dayattılar.

Oysa Türkü Kürdü hepimizin, Suriye meselesinin dışında da ancak hukukla ve demokrasiyle çözümlenecek ortak ve çok ağır dertlerimiz var.

Bizdeki hukuksuzluğun dünyada yarattığı güvensizlik nedeniyle ekonomi bir batağa giriyor.

Alaattin Aktaş yazdı: 2026’ya ilişkin iç borç ödeme projeksiyonunda en çok dikkati çeken ocak ayındaki faiz ödemesi.

Ocakta gerçekleştirilecek ödemeyle, faizde Cumhuriyet tarihinin rekoru kırılacak. Bir ayda tam 409,3 milyar lira faiz ödenecek.

Dikkatinizi çekerim, yalnızca iç borç için ve yalnızca faiz olarak…

İnsanın sorası geliyor; SDG HTŞ’ye teslim olursa faiz borçlarımız silinecek mi? Ya da borçları SDG mi ödeyecek?

Demokrasi düşmanları belki üzülecek ama demokrasi ve hukuk olmadan hiçbir sorun kalıcı biçimde çözülemez.

Bunca yıl denediniz… Gene deneyin…

Siz denerken memleket batıyormuş… Ona da aldırmayın.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar