Hayko BAĞDAT

Hayko BAĞDAT
Hayko BAĞDAT
Tüm Yazıları
Bir Davutoğlu analizi
5.11.2014
2025

 Türkiye gibi bir ülkede Erdoğan’dan sonra başbakan olarak görev yapmak pek kolay bir iş değildir elbet.

Yıllar boyunca gerek AKP tabanının gerekse AKP’ye muhalif olan kesimlerin karşılarında duran, her daim agresif ve kızgın bir lider hakkında bazı alışkanlıkları ve refleksleri oluşmuştur mutlaka.

Fakat bu böyle devam etmek zorunda mıdır?

Davutoğlu, Erdoğan taklidi yapmak mecburiyetinde midir?

Yıllar boyunca Dışişleri bakanlığı yapmış, uluslararası alanda pek çok meslektaşıyla beraber çalışma, müzakere etme imkânı bulmuş, dil bilen, evrensel hukuk bilen bir akademisyenden bir tık fazlasını bekleme hakkımız yok mudur?

Davutoğlu niçin Erdoğan gibi bağırarak, rakiplerine hakaret ederek konuşmaya çalışıyor?

Yüzündeki mütebessim ifade ile bu tarzın buluşmadığını, garip durduğunu, komik durduğunu göremiyor mu?

Davutoğlu niçin Erdoğan’ın aksine rakip liderlerle görüşme, normalleşme, sakinleşme yolunu tercih etmiyor?

Kılıçdaroğlu için “sussun yeter” demek, barış müzakeresi masasında muhatabı olan Demirtaş’ı itibarsızlaştırmaya çalışmak “demokrasiyle anılmak istiyorum” diyen çiçeği burnunda bir başbakanın yapacağı işler mi?

Davutoğlu artık çatlama noktasına gelmiş milli gerginlik hâllerimize niye benzin dökmeye devam ediyor?

Niye aynı Erdoğan gibi iktidarına muhalif tüm kesimleri hain ilan ediyor?

Niye polise, MİT’e, devlete bahşedilen antidemokratik yetkileri “medeni dünyanın olmazsa olmaz kaideleri” ambalajıyla hepimize yutturmaya çalışıyor?

Niye iş cinayetlerinden sonra iki yetkilinin, iki siyasetçinin yakasına yapışamıyor?

Niye yolsuzluklarla mücadele için hepimizin şüphelerini ortadan kaldıracak garantiler veremiyor?

Başbakan olan bir insanın gece kafasını yastığa koyduğunda hakkıyla, tarzıyla, donanımıyla, eğitimiyle bir başbakanlık modeli oluşturma, mevcut sorunlar karşısında farkını ortaya koyma gibi hayaller kurmasını beklememiz gerekmez mi?

AKP’ye en kızgın köşe yazarlarının dahi yazılarında hâlâ sadece Erdoğan’ı hedef alması, Davutoğlu’na iki çift eleştiri yazacak malzeme bile bulamaması ortadaki bu büyük boşluğun en belirgin göstergesi olabilir bence.

Evet, zordur.

Kolay iş değildir mutlaka.

Erdoğan’ın olduğu yerde fark yaratmak her babayiğidin harcı değildir.

Fakat tarihe “yok hükmünde” geçme riski varsa ben olsam denerdim valla.

Davutoğlu da denese de görsek keşke...

PROVOKASYON

Allah korusun, bugün herhangi bir metropolde bir bomba patlayıverse sizce şüpheli kimdir?

Bu sorunun en az beş- altı cevabı vardır bence.

Yurtiçinden veya yurtdışından memleketteki hassas dengelerimize “provokasyon” için saldırı düzenleyebileceğini varsaydığımız bu kadar odak varsa, daha doğrusu üzerine provokasyon saldırısı yapılabilecek bu kadar hassas dengemiz varsa hiçbirimiz güvende değiliz demektir.

Bu durum hepimizde paranoyalar yaratabileceği gibi aynı zamanda pek çok “sorumluları sabit” olay karşısında “provokasyondur canım” bahanesine sığınılmasına yol açıyor.

Hesap sorulmasının önü kapatılıyor.

Daha dün Halkların Demokratik Partisi (HDP) Meclis Üyesi Ahmet Karataş, parti genel merkezinde uğradığı bıçaklı saldırı sonucu ağır yaralandı.

Böylesi bir olayın yaşanmasına sebep olan şartları konuşmak ve bundan ders alarak benzer felaketlerin önlenmesine katkı sunmak için iki kelam etme imkânımız yok maalesef.

Cevap hemen hazır: “Provokasyon”.

Bu kolaycılık canımızı fena yakacak gibi görünüyor da hayırlısı diyelim...

[email protected]

Twitter:@haykobagdat

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar